Tarihe baktığımda Batı'yı,
Doğu'nun kanını emmeye programlanmış şımarık arsız bir parazite benzetiyorum.
Alınteri ile çalışmadan,
Yattığı yerden Dünya'nın tüm kaynaklarını mideye indirmeye çalışan, tembel bir parazit...
Bilgiyi görse, hortlak sanacak kadar cahil;
Teknoloji ve sanayii medeniyet zanneden habis bir tümör...
Ağır mı oldu?
Hayır KESİNLİKLE ağır değil.
Ve KESİNLİKLE az bu söylenenler.
Çünkü,
Bir kimsenin çalışmaksızın diğerinin sırtına binmeye çalışması
Tek kelimeyle
Onursuzluktur
Şerefsizliktir...
Hiçbir HAYVAN böyle bir onursuzluğu kendine yakıştırmaz...
Hayvan GÖREVİNİ yapar.
Kendini diğerine baktıran, onun sırtından geçinen bir hayvan görülmemiştir.
İhtiyacı kadar avlanır karnını doyurur, karnı tokken avlanmaz, biriktirmez, istiflemez...
Hayvan GÖREVİNİ aksatmaz.
İnsan ise akledip bilgiyle hareket etmek ile görevliyken, GÖREVİNİ aksatır.
Bu anlamda,
Tarihten beri Doğu'nun yeraltı ve yer üstü zenginliklerinin üzerine oturmaya çalışan Batı, sahip olduğu arsız parazit psikolojisi ile hayvandan daha aşağıdır.
İNSAN kelimesi ızdırap çeker Batı'nın ağzında,
Ve cehalet çiçek açar dillerinde...