Sabıkalı banka Halkbank, halkın olmayan bankası, haftasonu şaibeli bir şekilde ABD doları ve Euro sattı. Hem de bir sene öncesinin MB kurundan. Yani bugünkü fiyatın %76 altından satış yaptı. Satış toplamı 4,6 milyon dolar olarak gerçekleşmiş. Toplam 1763 kişi bilgisayar başında gece gece aportta bekleyerek bu vurgundan faydalanmış. İlginç!!! Bir o kadar ilginç olan da insanların aklıyla alay etmeleri. Sonra da suçu sisteme atmaları.

Hem kim bu 1763 kişi? Öncelikle kim olduklarının ve kimin ne kadar alım yaptığının kamuya açıklanması gerekir. Düz hesap 4.6 milyon doları 1763’e bölersek 2600 dolar eder. Bu 1763 kişi bu parayı eşitçe almadığına göre geri planda bazı kişiler hamuduyla bir yıl öncesinin kurundan parayı toparlayıp vurgun yapar olayı örtmek için de bir miktar parayı, daha büyük çoğunluk olan yüzlerce insana peşkeş çektirirler. Bu çoğunluk insan olayı maskelemek için kullanılır (havadan hesaplarına 2600 dolar yatar ama ona da bankaca el konulur). Bu konuda herkeste böyle şanslı ve açıkgöz olmadığına göre 85 milyon insana sahip ülkede bu 1763 kişi muhteşem şanslı ve ayrıcalıklı insanlardır.

Evet bu haksız kazanç kimler tarafından elde edildi. Bu insanların varlıkları bir gecede haksız bir şekilde ne kadar arttı. Bu vurgun operasyonundan sadece belli sayıda insanın haberi oldu. Totalde ise çok az kişinin bu olaydan faydalanmasına karşın olay 1763 kişiye yükseltildi. Ancak olay patlayıp kamuya deşifre olunca kıvırtma olayı başladı. Yok sistem hatası, yok o kazançlara bloke kondu, yok bankanın zararı olmadı. İnanıp, yerseniz.
Piyasalar kapandığında gece herhangi bir bankadan döviz almak isterseniz o günkü kapanışın çok altında düşük kurdan banka dövizinizi alır, kapanışın çok üstünde en pahalı izafi kurdan da satar. Bugüne kadar hep böyle oldu. Hiç de şaşmadı. Ama bazı kişilere para aktarımı için dahiyane bir yol bularak, suçu da sistemsel arızaya bağlayarak, gene milletin gözünün içine baka baka yapacaklarını yaptılar. Buna pişkinlik değil ancak pes denilebilir.

Balığın baştan koktuğu ahlak, adalet ve dürüstlüğün olmadığı bir ülkede herşey olur. Süreç içerisinde halk da olan biteni kanıksayarak normal karşılamaya, tepki vermemeye, verilen demeçlere, olayları anlamadığı, bilmediği için inanmaya başlar. Zaten o toplumlar da çökmüş kokuşmuş yıkılmak üzere olan toplumlardır.

Zafer ATUN
03/09/2018