Türkiye Cumhuriyeti’nin yaralı parmağa merhem olamayacağını yada olmayacağını çok iyi anlayan İran nihayetinde gözlerini karartıp Kandil’e daldı. Zaten, Türkiye’nin , -şahsiyet özürlü demek onu mazur göstermek olur- doğuştan kukla politikaları karşısında İran’ın başka bir çaresi kalmamıştı.

Türkiye’nin Suriye’deki olaylar karşısında gösterdiği akıl almaz yaklaşımlar İran için nihai patoloji raporlarını oluşturdu. Eski raporlar da yine aynı teşhisi gösteriyordu ama operasyon için son raporu beklemek İran’ın geleneklerine uygun.

Hiç şüphe yok ki, İran bu hareketinde küçük terörist grupları imha etmek amacını gütmüyor. Kandil bölgesinde kendisine cephe üstünlüğü sağlayacak alanlara iyice yerleşip, asgari zayiat ile azami savunma yapabileceği bir pozisyonu elde etmeye uğraşıyor.

Şunu çok iyi anladılar: Ortadoğudaki çok sayıdaki küçük vektörler Kandil üzerinde birleşip kendisine yönelik bir Kürt patlaması olarak ortaya çıkacak. Çünkü, artık İran’a başka türlü bir zarar verebilmenin hiç bir imkanı kalmadı.

Bu durum Türkiye açısından çok önemlidir. Zira İran’a yönelik bir Kürt patlamasının lojistik desteğinin Türkiye haricinde bir noktadan sağlanması neredeyse imkansız haldedir. Özellikle insan kaynağının Türkiye’den sağlanması mutlak bir zorunluluk göstermektedir.

Eğer , Kürt patlaması birkaç yıl içinde İran rejimini değiştirir ve ağızlarından demokrasi , daha fazla özgürlük lafları düşmeyen kuklalar yönetime gelirse, o zaman Türkiye’nin hali gerçekten perişan olacaktır. Keser ve sap yer değiştirdiğinde şu an Türkiye’nin Suriye için yaptığının on katını İran da Türkiye için yapacaktır. Anadolu’da ve Irak’ta iyice yerleşen oluşum şu an nasıl Türkiye’den besleniyor ve Türkiye’nin kaynaklarını sömürerek güçleniyorsa, İran’da rejim değiştiği zaman da oradan beslenmeye başlayacaktır.

Mevcut halde Anadolu toprakları üzerinde zuhur edecek bağımsız bir oluşumu cilalı taş devrine göndermek Türkiye Cumhuriyeti açısından yalnızca birkaç saat sürer. Ama İran’dan destek alacak bir oluşumu paralize etmek bu derecede kolay olamaz. Üstüne bir de T.C. devletinin ve polisinin koruma ve kollama desteği eklenirse Anadolu’daki oluşumları çökertmenin yolları neredeyse tamamen kapanacaktır.

Bunlar ve başka nedenlerden dolayı İran’ın Kandil’deki harekatı son derece önem arz etmektedir. Diliyoruz ki, İran, Kandil’de oluşturacağı cephe hattında etkili bir savunma yaparak Kürt patlamasının etkilerinden ekonomisini ve sosyal psikolojisini başarıyla korusun. Maalesef Türk Milletinin kaderi İran’ın Kandil cephesinde yapacağı savunmanın neticesine sıkı sıkıya bağlanmış durumdadır.