İslami cemaatler hakkında bilmedikleriniz?İslami cemaatler herkes tarafından şeklen bilinir de gerçek yüzleri bir türlü deşifre edilemez.
Bugün size duyup okuduklarımdan hareketle değil, bire bir gözlemlerimden çıkardığım hükmümü paylaşmaya çalışacağım.
Türkiyede mübalağasız onlarca İslami cemaat var.
Ben bunların varlığına ilk kez üniversite yıllarımda şahit oldum.
Bana komünistlerle boğuşmakla İslama ve Türklüğe hizmet olmaz diyen Nurcu bir sınıf arkadaşım beni cemaat mensuplarıyla beraber kaldığı evine götürüp Risale-i Nur seanslarına soktu... Ancak üç gün dayanabildiğim bu seanstan sonra da dayımın oğlu olan Osman Yerebakanın ittirmesi ile İhlas grubunu da tanıdım.
Derken yine üniversite yıllarımda otağımız olan Beyazıtdaki Küllük ve Çınaraltında dolanırken bir tanıdık aracılığı ile Sahaflardaki meşhur Cerrahi Tarikatının önderi Muzaffer Özak ile de tanıştım.
Bitmedi...
Yazın tatil için gittiğim memleketim Ardeşende Süleymancılarla da tanışma imkanını buldum.
İtiraf edeyim, inanca yani İslama fevkalâde hassas olan bendeniz bu cemaat tanışmalarından sonra bayağı bir kafam karıştı... Dahası, onların farklı ve tuhaf tutumları beni dinimden bile soğutur bir ruh haline soktu... Çok şükür onlara mesafe koydum ve imanımı muhafaza ettim.
Bazıları son satırım olan imanımı muhafaza ettime takılabilir.
Evet, hadise aynen budur.
Maalesef Türkiyedeki cemaatler İslam patentli olsa da adeta her biri ayrı bir din hüviyetindedir.
Birinci husus bu cemaatlerin tamamı birbirinden nefret eder ve hatta kendileri dışındakilerin tamamını küfür ile itham ederler.
İkinci boyut cemaat mensuplarına göre kendi şeyhleri sadece evliyaullah değil aynı zamanda günümüzün Peygamber temsilcileridir.
Daha sonra araştırıp incelediğim 5 ayrı cemaatı da gözönüne alarak bunların tek ortak özelliği bir-iki istisna hariç Atatürk düşmanlığıdır.. Mustafa Kemal bunlar için ya deccal, ya geberen ya da şeytandır...
Bu cemaatler, aralarında sadece islamı yorumlamakta ayrılmaz, tarihe bile farklı bakarlar.
Önemli bir yekününe göre Türkiye laik olduğundan dar-ül harp yani kafir devletidir. Dolayısı ile de devletten çalmayı cihat gibi görürler.
Tabanları temiz ama zavallıdır.
Bu cemaatlerde şahsi irade bahis konusu değildir. Oylarını da önderlerinin işaretine göre verirler.
Bir mürit ya da mensubun cemaat ve şeyhle ilgili sorgulama yapmak Kuranı sorgulamasından bile tehlikeli bulunur... Şeyh, Abi ya da önder Allahın (cc) veliahtıdır.
Onlar islama Kurana göre değil, şeyh ya da önderlerinin hükümlerine göre inanırlar. Şeyhleri bugün Hıristiyan olmaya karar verdik dese de emin olun bir hikmet var deyip ona bile boyun eğerler. İslam onlar için şeyhleri ve cemaatleridir. Onlara göre kendi cemaatı dışında olan herkes küfürdedir ve helâk olacaklardır.
Cemaatlerin her biri ayrı bir sosyal klandır... Kendi cemiyetleri vardır. Aralarında evlenir, kendi aralarında ilişki kurarlar. Dolayısı ile herhangi birinin cemaatından kopması sosyal çevresinden de kopması olacağından her şey kol kırılır yen içinde kalır ve türlü densizlikler dışarı sızmaz.
Tamamında değil ama, özellikle dış dinamiklerin etkisinde olanlarda vatan kavramı yoktur. Vatan onlar için seccadenin serildiği yerdir.
Cemaatlerin önemli bir yekünü, önderleri bağlamında yabancı istihbarat birimlerinin güdümündedir.
Sayılarına gelince:
Birkaç grup AKP ile epey palazlanmıştır, ancak iddia edildiği gibi öyle milyonlara falan erişememişlerdir... Aralarında parasal anlamda da müthiş bir dayanışma vardır... Palazlananlardan bazılarında devleti ele geçirmek cennete erişme gibi bir özlemdir... (Bu konuya zaman zaman devam edeceğiz)
Kaynak..