İSMAİL TEMEL’İ BOZUK
Şöyle komando böyle momando imiş.
Şöyle atlar böyle zıplarmış.
Ne var ki ‘sporcu’luğu ‘asker’ olmasına yetmemiş.
Mustafa Kemal ne demişti?
‘Ben sporcunun zeki ve ahkâklısını severim’.
Demek ki Mustafa Kemal Atatürk olsa, bu İsmail’i sevmeyecekmiş, değil mi ama?
Şimdi bu İsmail, Dr Recep’in ‘Cumhurbaşkanı’ olmasının ‘meşru’ olmadığını kavrayacak kadar ‘zeki’ değilmiş, bu bir.
Hem geyrimeşru bir ‘Cumhurbaşkanı’ var diyelim ve hem de ‘gayrimeşru’ bir ‘seçim’ yapılacak.
‘Seçim süreci’nde, seçime katılacak ‘kamu görevlileri’ görevlerinden ‘ayrılmak’ zorunda değil midirler?
Dünyanın en geri demokrasilerinde bile bu böyledir.
Türkiye’de ise, Adalet, İçişleri ve Ulaştırma Bakanları istifa ettirilirerdi.
‘Seçim’in adil, güven içinde ve yalan haberlerden arındırılmış olarak yapılabilmesi için...
Bu ‘sözde seçim’ döneminde bu altın kurala uyuldu mu uyulmadı mı?
Değil bu ‘sözde’ bakanların istifa etmeleri, Cumhurbaşkanı adayı bile görevinden ayrılmadı.
Herif her tarafata ‘Cumhurbaşkanı’ olarak seçim propagandası yapıyor.
Şu ramazan gününde yalanın bini beş para..
Bir de İftarlara-miftarlara Cumhurbaşkanı forsuyla katılmaz mı?
Malatya’da ise, katılacağı iftara II. Ordu Komutanı’nı çağırmış.
İsmail Temel de ‘tıpış tıpış’ gitti diyelim.
İftar sofrasında ‘gıybet’ olur mu?
‘İftira’ olur mu?
‘Yalan’ olur mu?
Ama hepsi olmuş.
Ve sizin İsmail Temel’siz zevkten dört köşe.
Bre İsmail senden ‘Türk Askeri’ olmazmış be.
Vallahi olmazmış billahi olmazmış.
Madem iftara gidiyorsun, soyun, sivil elbiselerinle git ve Dr Recep’in istersen elini öp.
Yok üniformayla gideceksen, adam gibi otur ve duygularını belli etme.
Hatta seni üniformalı oraya oturttular diye, biraz surat et.
Bu bizim ‘Ordu gelenekleri’mize uymadı diye bir işaret ver.
Zerre kadar ‘beyin’in varsa, öyle davranırdın.
Ama hayır, Dr Recep Türkiye’nin seçilecek ve hatta seçildiği bugünden belli olan yeni Cumhurbaşkanı için, aptalca sözler söylediği zaman ağzı kulaklarına varıyor.
Sonra da şöyle hoplar böyle zıplarmış diyorlar.
Bunun ‘Temel’i bozukmuş, temeli.
Temelsiz bunlar.
Daha kimbilir daha ne kadar temelsiz ‘komutan’ vardır Ordu içinde..
Bakın, Afrin için yapılan o ‘Aptalca Plan’ın da uygulayıcısıymış bu İsmail.
O konuya girmiyorum, çünkü ‘dumanı sonra çıkacak’, geçerken not edeyim o kadar.
Peki İsmail’in bu ‘gaf’ını neden bu kadar büyütüyorsun denilecek olursa...
Şundan.
Bakın ‘gayrimeşru bir anayasa’ya dayanılarak ‘gayrimeşru bir seçim’ ortamındayız.
Ama herkoşulda bu ‘gayrimeşru hükûmet’ düşecek.
‘Gayrimeşru Cumhurbaşkanı’ gidecek.
Onun valileri, kaymakamları, bakanları, genel müdürleri, müdürleri falan gidici..
Denildiği gibi, ‘Hakeme rağmen’ yenilecekler.
O YSK, o AM’a (Anayasa Mahkemesi yani) rağmen gidecekler.
O Yargıtay, o Danıştay, o Sayıştay’a rağmen..
Ve sıkı durun bu TSK’ya, bu ‘Emniyet’e rağmen gidecekler..
Onun için Osmaniyeli Devlet, hapishanedeki mafya bozuntularını affedelim, piyasaya sürelim diye yırtınıyor.
Çünkü ‘Saray’ın çatısına tünemiş olan Allahverdi’nin ‘milis’leri de yetmeyecek gibi görünüyor.
Ve bunlar ‘kan içme’ye kararlılar.
Ve içecekler.
Ve bütün bunlara rağmen, Türkiye’de iktidar değişecek.
Gönül isterki, 24 Haziran’da değişsin, olmadı 8 Temmuz’da.
Ama bu 8 Ağustos’a da kayabilir, 16 Eylül’e de, 24 Ekim’e de...
İşte, Tanrı göstermesin, bu ‘değişim bu ‘gayrimeşru seçim’in sonucunda olmayacak olursa, iş, bu ‘Temel’siz İsmail’lere kalacak demektir.
Ancak, bu kez, iş o kadar da kolay değil.
Bunların ‘apoletleri’ dikiş tutmaz.
Çünkü bu kez, Mustafa Kemal’in gerçek Askerleri sokakta.
Sahteleri kışlada.
Habip Hamza Erdem