İsrail'in mi yanındasınız mağdurun mu?
ABD, Fransa ve Türkiye yönetimleri, Suriye'nin Doğu Guta bölgesinde kimyasal silâh kullandığı iddiasıyla harekete geçti. Trump, Esad için "hayvan" kelimesini kullandı ve "bedelini ağır ödeyecek" dedi! Fransa, BM Güvenlik Konseyi'ni toplantıya çağırdı. Türkiye ise Cumhurbaşkanı bakanlar ve hatta muhalefet liderleri düzeyinde olayı kınadı.
Tayyip Erdoğan, "Doğu Guta'da maalesef çocuklar şehit edildi. Ey Batı neredesin?" diye sordu! Bekir Bozdağ, "Umarız Suriye yönetiminin bu seferki kimyasal saldırısı karşılıksız bırakılmaz." dedi.
Esad, kimyasal silah kullandığı iddialarını kesinlikle reddetti. Rusya ise iddiaları yalan haber üretmekle tanınan ABD destekli "Beyaz Baretler"in ortaya attığını belirterek Suriye'deki kuvvetlerini en yüksek alarm durumuna geçirdi.
* * *
Guta'daki olaylardan bir ay önce, Yurt gazetesinde yazan Hüsnü Mahalli, "Irak ve Suriye'den gelen haberlere bakılırsa ABD karanlık işler peşinde. IŞİD'çiler Irak'ın birçok yerinde Haşdi Şabi'ye saldıracak. Nusra ve müttefiki gruplar Doğu Guta ya da İdlip'te kimyasal kullanıp 'Esad kullandı' diyecekler. Bekleyin görün" iddiasında bulunmuştu.
Mahalli, "Doğu Guta 2013'ten bu yana başta Nusra olmak üzere terör gruplarının işgali altında. Burada her türlü ağır silahı olan ve çoğunluğu Suriyeli olmayan 20 bin ruh hastası yabancı katil var. Bunlar her gün 50-60 havan topu ile Şam'ı rastgele bombalıyor ve sürekli insanlar ölüyor. 2013'ten bu yana 15 bin defa Şam'ın tepesine bombalar yağıyor ama dünya sesini çıkarmıyor. Ama Suriye devleti bu teröristlerden kurtulma kararı alınca kıyamet kopuyor. Rezil medya D. Guta'da 'Esad'ın katliamlarından' söz ederken teröristlerin pisliklerini görmemezlikten geliyor" diye yazmıştı.
* * *
Burada bir mihenk taşı var; İsrail!
İsrail kimden cesaret alarak Suriye'yi bombalıyor?
ABD, Fransa, İsrail ve Türkiye yönetimlerinden değil mi?
İsrail'in müttefikleri kimlermiş şimdi daha net anlaşıldı mı?
Türkiye'deki sözde İslâmcılar buna da bir mazeret uyduracak ve konumlarını korumak için başlarını kuma gömerek bu yalanlara inanmış gibi görünecektir ama gerçekler ortadadır.
* * *
Erdoğan, "Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatlarında kontrol altına aldığımız 4 bin kilometrekarelik alanı birileri küçümseyebilir. Halbuki biz, bu vesileyle arka plandaki büyük oyuna can alıcı iki darbe vurduk. Terör örgütlerini ve onları maşa gibi kullananları açtıkları çukurlara gömmeden, kurdukları tuzakları başlarına geçirmeden bize bu vatanda rahat yok, huzur yok, gelecek yok." diyor ama ABD'nin Suriye'ye kurduğu terör tuzağında Türkiye'nin nasıl yardımcı unsur olarak kullanıldığına hiç değinmiyor!
"Suriye'de, Irak'ta, Mısır'da, Libya'da, Yemen'de yaşananlara bakıp da hâlâ Türkiye'yi eleştirenler demokrasiden, özgürlükçü düşünceden nasibini almamış olanlardır." diye de bu ülkelerin karışmasında sanki hiçbir sorumluluğu yokmuş gibi konuşuyor.
Yine "Bölgemizdeki insanlık trajedilerini kendi silah tüccarlarının, kendi iç siyasi hesaplarının, at pazarlığının malzemesi haline dönüştürenlere yazıklar olsun" diyor...
Güzel de Irak'a yapılan saldırılarda Türk hava sahası ve İncirlik Üssü kullanılmıştır. Arap Baharı, Türkiye'de tezgâhlanmıştır. Libya'daki iç savaşa Türkiye'den askeri eğitimciler gönderilmiştir. Libya bombalanırken İzmir hava üssü komuta merkezi kullanılmıştır. Yemen'e bile silâh gönderilmiştir. Suriye sınırı uzun süre yol geçen hanı gibi bırakılmış, bu ülkeye on binlerce teröristin akın etmesine göz yumulmuştur. Sonra da buna karşı sözde tedbir alınmış ve ABD ile birlikte "eğit donat" programları uygulanmıştır.
Bunlar bilinenler... Bir de pek bilinmeyenler var ki insanlığınızdan utanırsınız!
Arslan BULUT, 10 Nisan 2018
arslanbulut@yenicaggazetesi.com.tr