İstanbul Soruşturmasının Hedefinde Genelkurmay Başkanı Var
Evet, olay açık, İstanbul Soruşturması Genelkurmay Başkanı'nı ifadeye çağırmaya hazırlanıyor, belki de tutuklanması için mahkemeye sevk etmeye..
Elimizde belge yok, ıslak imza yok, delil yok, ama bu köy görünüyor, işte önümüzde duruyor bu kör, kılavuza artık gerek var mı?
Ortada terör örgütü, merör örgütü filan yok, bu soruşturmayla terörle mücadele edilmiyor, bu soruşturmanın amacı çeteyle, terörle, mafyayla, faili meçhul cinayetlerle uğraşmak filan değil, bunların hedefi Türk Ordusu! Türk Ordusu’nun komuta heyeti ve fiili Başkumandanı yani Genel Kurmay Başkanı…
Amaçları: Türk Ordusu’nu etkisizleştirmek!
Etkisiz Ordu; Kıbrıs’tan çekil diyecekler, çekilecek…
Etkisiz Ordu; Barzani’yi tanı, Kürt Devleti’ni tanı ve koru, hatta git ordusunu kur ve eğit, diyecekler, yapacak…
Etkisiz Ordu; Ermenistan Kapısı’nı aç, diyecekler, açacak…
Etkisiz Ordu; Heybeli Ada Ruhban Okulu’na karışma, Fener Rum Patriğini tanı, diyecekler, tanıyacak ve ses çıkarmayacak…
Etkisiz Ordu; Doğu’da özerklik, ikinci dil, ikinci millet, ikinci bayrak, diyecekler, susacak…
Etkisiz Ordu; İmralı’yı serbest bırakacaklar, teröristleri af edip Doğu’da yönetimin başına getirecekler, Kürdistan’a doğru doludizgin yol alacaklar, ordu susacak, ses çıkarmayacak, ulus-devlet, üniter-devlet demeyecek, laiklik demeyecek, biz Türk Milleti ve Yurdu’nun teminatıyız demeyecek, susacak, dut yemiş gibi…
Bunlar aklınca Genel Kurmay Başkanı’nı ifadeye çağırmaya hazırlanıyor, belki de tutuklamaya, böylece susturmaya, etkisizleştirmeye Türk Ordusu’nu…
Atacakları adımlar belli, attılar zaten, hem de bugün, yani 27 Mayıs, devrimin yıldönümü, muvazzaf bir Orgeneral ifade vermek için savcının karşısına çıkarıldı… Suç; cebir ve şiddet kullanarak TBMM’ni yok etmeye çalışmak, silahlı terör örgütüne üye olmak vs… İfadeye çağrılan Harp Akademileri Komutanı Orgeneral Bilgin Balanlı, yani Türk Ordusu’nun komuta heyetini eğiten ve yetiştiren komutan…
Bugün muvazzaf orgeneral, yarın emekli Genel Kurmay Başkanı, muhtemelen İlker Başbuğ ya da İ. Hakkı Karadayı ya da Yaşar Büyükanıt… Daha önceden de böyle başlamıştı zaten, önce emekli subaylar, ardından muvazzaf… Önce emekli generaller ardından muvazzaf…
Şimdi ise önce muvazzaf Orgeneral ardından emekli Genelkurmay Başkanı, ardından görevdeki, muvazzaf Genel Kurmay Başkanı…
Bugün 27 Mayıs yani 27 Mayıs 1960 devriminin yıldönümü… Başbakan Aydın’da, dönemin Başbakanı Aydın Menderes’in ilinde, orduya veryansın ediyor… Dün de Bülent Arınç, Türk Ordusu’na ve komuta heyetine ağzına geleni söylemişti…
Terör örgütü merör örgütü bir laf, baksanıza bu terör örgütünün kasası benmişim, benden önceki kasa ise Kuddisi Okkır, hani şu cezaevinde ölüme terk edilen ve öldüğünde ise cenazesini belediyenin kaldırdığı Kuddisi Okkır… Bu örgütün üyesi benmişim, benden önceki üyeleri siz iyi biliyorsunuz, yazmaya gerek yok… Bizim bu örgüt üyeliğimiz bir yana, PKK üyesi deyip soruşturma açmışlardı hakkımızda ama tutmadı… Bu yetmedi, PKK ile uyuşturucu işi yapıyor deyip de soruşturma açmışlardı, o da tutmadı, sonuç, takipsizlik…
Bu soruşturmanın hedefi Türk Ordusu, bunu görmemek için deve kuşu olmak gerek…
Sıranın Genel Kurmay Başkanı’na geldiğini görmemek için de iyisinden bir kuş olmak gerek, üstelik deve cinsinden…
Peki, ne olacak şimdi?
Seçime az kaldı, bu saatten sonra yapılacak fazlaca bir şey yok, belki de hiçbir şey yok…
Seçime kadar sabır, hepimiz için…
Bakın bize, hiç sesimiz çıkıyor mu? Yüz bini aşkın facebook sayfamızı bir gecede sorgusuz ve sualsiz kapadılar, sesimiz çıkmadı… Video kayıtlarımızın olduğu sayfalardan içerikleri sildiler, yine sesimiz çıkmadı… Yüz lira, iki yüz lira için icra kararı çıkardılar, yine sesimiz çıkmadı, ya sabır dedik… Çocuklarımıza iş vermediler, çalıştığımız iş yerini kapanmaya zorladılar ve kapandı, telefonlarımızı dinliyorlar, sözde örgütü üyesi yapıp aile huzurumuzu yok ediyorlar, yine de sesimiz çıkmadı, yine de sesimiz çıkmadı, ya sabır dedik… Dilekçe yazıp hak aramaya çalıştık, cevap bile vermediler, bir kere, iki kere, üç kere, sanırım bizi yok sayıyorlar…
Bu iş nereye kadar gider?
Bu iş nereye varır?
Sabır ihanete düşer mi?
Elimizde maşa var, ateşi elle tutmaya gerek yok…
Elimizde demokrasi var, seçimler var, sandık var, ateşi elle tutmaya hiç gerek ama uyanın!
Türk Ordusu’na kim sahip çıkacak? Biz sahip çıkmaz isek bizi kim koruyacak? Yarın Anadolu’da ateş yanarsa, ateşi kim söndürecek?
Türk Ordusu bizim ordumuzdur ve en büyük gücümüzüdür, sahip çıkalım, sahip çıkmanın vaktidir, yoksa bu iş iş değil, gidişat iyi değil…
Baksanıza ordumuzun haline; Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın komuta kadrosunun nerdeyse yarısı hapiste, hem de terörist diye… Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nın komuta kadrosundan önemli isim ve makamları hapiste, hem de terörist diye, bu iş nereye varır? Hava Kuvvetleri Komutanı olacak Orgeneral bugün adliyede, terörist diye ifade veriyor, bu iş nereye kadar gider?
Ordu milletin ordusudur, kapıkulu askeri değil!
Asker bizim askerimizdir, gâvur askeri değil, düşman askeri değil!
12 Haziran’da seçim var ve ülkemizin kaderi sizin elinizde, askerimize sahip çıkın, ordumuza sahip çıkın! AKP siyasetini değiştirin, bu güç siz de var!
Bölmeyin şu oyları, dağıtmayın şu kıymetli oyları, her bir oya sahip çıkın, ister CHP’yi tek başına iktidar yapıp şu AKP siyasetinin elinden devlet gücünü alın, isterseniz MHP’yi iktidar yapın ama alın şu devlet gücünü bu AKP’nin elinden, isterseniz CHP-MHP koalisyonuna gidin ama mutlaka devlet gücünü alın, alın şu devletimizin polisini, parasını, öğretmenini, hukukunu, adaletini, istihbaratını, diplomasisini şu AKP’den elinden…
Göreceksiniz, ardında halk desteği olmayan bu AKP, devlet gücü elinden alındığı anda kumdan bir kale gibi dağılıp gidecektir, inanın…
O zaman hepimiz rahat bir nefes alacağız, hepimiz, hepimiz, hepimiz…
Bu sesi işitin yoksa gidişat hiç iyi değil…
Erdal SARIZEYBEK, 27 Mayıs 2011