İstanbul yönetimi osmanlı imparatorluğunun son dönemlerinde İngiliz, Fransız ve emperyal kuvvetlerin işbirlikçisi idi aynı zamanda işgal altındaydı. Teslimiyetçi idi. Asıl olan vatanın toprak bütünlüğü değil muktedirlerin ve padişahın bekâ sorunu idi. Bugün İstanbul gene bekâ sorunu haline geldi. Kimler için, İslamcı muktedirler için. Çünkü ülkenin ekonomik çarkının %35’i İstanbul’da dönüyor. İstanbul artık rantın, çıkarın, yolsuzluğun, kanunsuzluğun, ucuz insan ölümlerinin ve gayrı resmi olarak Türkiye’nin başkentidir.

Ülke bir seçim badiresini atlattı zannedilirken en büyük metropolün, İslamcıların elinden kaçması yüzünden eften püften sebepler ile İstanbul büyükşehir belediye başkanlığı seçimi iptal edildi.
Yapılan tamamen hukuksuz bir kumpas hareketidir. İstanbul giderse büyük çoğunluğun algısına yerleştirilmiş olan; İstanbul’u kaybeden Türkiye’yi kaybeder, algısı zedelenmesin bu metropolden alınan nemalar ve rant ekonomisinin devamı için iptal kararı verdirildi.
YSK, 7 üye ile vermesi gereken kararı yedek üyeleri de işin içine katarak 11 oy ile (7kabul 4red) anayasaya aykırı bir şekilde verdi.
Seçimin ülke ekonomisine vereceği zarar İstanbul’dan gelecek veya sağlanacak rantlar yüzünden görülmedi, görülmeye değer bulunmadı bile. Asıl olan 25 yıldır buranın rantını ve nemasını edinen bu muktedirlerin bekâları idi.
Bugün İstanbul ülkenin kalbi niteliğindedir. 16 milyon nüfusuyla bir metropolden çok birkaç ülke nüfusuna erişmiş başlı başına bir ülke olmuştur. Ekonominin 3/1inden fazlası burada oluşmaktadır. 2018 yılı İBB borcu 22milyar (eski para ile 22 katrilyon) Belediyenin 2019 toplam bütçesi 34 milyar801milyon.
En büyük metropolde dönen paraya bakar mısınız. Daha önce de yazmıştım her şeyi yaparlar İstanbul’u vermezler demiştim. Maalesef öyle de oldu.
Meşru bir seçim sonucunda kaybettikleri kenti gayrimeşru yollar ile geri almaya çalışıyorlar büyük ihtimal de alacaklar.
Çünkü bu rantı bu para kaynağını yani altın yumurtlayan tavuğu kaybedemezler. Çünkü tüm avanelerine, yoksul kesimlere verilen ulufeler, yeni yarattıkları zenginler hepsi buradan nemalanıyorlar.

Ülkemizin dört bir yanı ateş çemberi,
Yunan egede adalarımıza asker çıkarttı ve silahlandırdı. Kısaca adaları gasp etti. Deniz millerini kendi lehlerine bizim aleyhimize tek taraflı genişlettiler. Hatta genel kurmay başkanları sıkıyorsa gelin adaları alın dedi.
Kıbrıs Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı Rum önerilerine sıcak bakmakta, Kıbrıs Türk’ünün aleyhine Kıbrıs Türk’ünü azınlık olarak gören Rum ve BM kararlarına çanak tutmaktadır. ABD ve Fransa Kıbrıs’tan üs yeri istemişlerdir. Rum tarafı bunlara olumlu cevap vermiştir. İngilizlerin haricinde diğer emperyalist ülkeler de adaya çöreklenmek üzeredir.
Suriye iç savaşı 8 yılına girmiştir. Parça pinçik edilen Irak ve Suriye sınırından yeniden şehit cenazeleri gelmeye başlamıştır. Bölgede ABD tarafından eğitilip donatılan ve ABD’ye bağlı Pkk’lı kürtler düzenli orduya dönüştürülmeye çalışılmaktadır.
İran’a karşı ABD donanması Akdeniz’e savaş gemilerini göndermiştir. İran ise deniz sınırları ihlal edilirse ABD gemilerini vuracağını açıklamıştır. Süveyş kanalını kapatabileceği sinyalini de vermiştir.
Ermenistan Türkiye sınır kapısının açılmasını talep etmekle birlikte bölgede ve bölge coğrafyasında perde arkasından her tür hinliği, saldırganlığı, işgalciliği ve yalan propagandayı yapmaktadır. Biz ise iyi niyetle Van Akdamar adasındaki ermeni kilisesini restore edip kullanıma açmakta aslında bir ibret müzesi olması gereken yeri yüzlerce Türk kadın ve kızının ırzına geçilip öldürüldüğü yerin olumsuz tarihini geçmişini unutturmaya çalışmaktayız.
Açık bir ABD ve Nato işgalineve saldırısına karşı savunmamızı kuvvetlendirecek S400 füze sistemini bile ABD baskısı ile almaktan vazgeçme veya dost bir ülkeye satma/hibe etme durumunu konuşuyoruz.
2 Ocak 2019 tarihinde 3.76 olan Usa kuru bugün 6.07 liradır yani 2018-2019 yılları arasında ülkemizde %61 devalüasyon olmuştur.
Bugün Türk lirasındaki ve Merkez bankası rezervlerindeki erime halen devam etmektedir.
Ekonomi dillendirilmeyen bir resesyona girmiş, ülkenin lokomotifi inşaat sektörünün Nisan 2019’da ipotekli konut satışları %61 küsur gerilemiştir. Yani ne ev alan nede kredi kullanan var.
Artık üreten bir ülke konumundan tamamen tüketen bir topluma dönüşmüş durumdayız.
Bu koşullarda finansal ihtiyaçlarınızın çoğunu gideren altın yumurtlayan tavuğu verir misiniz.
Tabi ki her ne pahasına olursa olsun vermezsiniz. Milleti seçimle oyalayıp geçimi tamamen unutturmaya devamlı gündemi değiştirmeye çalışırsınız.
Çünkü asıl olan bekânızdır. Önemli olan bu rant ekonomisinden sağlanacak gelirlerdir.
3 dünya savaşının çıkabilme arifesinde biz halen nelerle uğraşıyoruz.
Sıkın dişinizi bayram tatili 9 gün ayırtın yerinizi, banka kredisi ile gidin güzel bir tatil yapın.
Nasıl olsa diğer şeylerin hiçbir önemi yok.
Gününüzü yaşayın…

Zafer ATUN
16/05/2019
zaferatun.wordpress.com