![Resim](http://img468.imageshack.us/img468/5409/newsmansetresimyeroberttl2.jpg)
Roberto Carlos'un İstanbul'a gelişiyle müthiş bir izdiham başladı. Ancak Carlos bir an olsun yüzünden gülümsemesini eksiltmedi, kendisini dünya yıldızı yapanın sadece şutları olmadığını gösterdi.
SIRRI SEMPATİSİNDE
Carlos çevresini saran yüzlerce insana, sürekli kalabalık arasında sıkışmasına, tüm izdihama rağmen sürekli gülümsedi.
Böylesine bir ilgi bekliyor muydu bilinmez.. FIFA tarafından 100 yılın kulübü seçilen Real Madrid'de 11 sene başarıyla forma giyen, Dünya'nın en büyük ve en sevilen Milli Takımı'nın en önemli yıldızlarından biri olan, kariyerine onca başarı sığdırıp, tüm dünyanın tanıdığı bir yıldız haline gelen, reklamlardan en çok kazanan futbolculardan biri kabul edilen Roberto Carlos, tüm bunlara rağmen hayatında ilk kez büyük ilgi görüyormuşcasına neşeliydi.
Onca zorluğa rağmen, -belki rahatsızlık duysa bile- hiçbir rahatsızlık belirtisi göstermedi, en zor anlarında bile çevresindekilere gülücükler saçtı. Görünen o ki tüm dünyanın saygı duyduğu bir oyuncu olan Roberto Carlos, bu sempatikliğiyle Türkiye'de rakip taraftarların bile sempatisini kazanabilir.
İşte İstanbul Atatürk Havalimanı'nı birbirine katan Roberto Carlos'un Anadolu Ajansı objektiflerine takılan kareleri:
![Resim](http://img486.imageshack.us/img486/1771/16573194nq6.jpg)
![Resim](http://img486.imageshack.us/img486/3975/2ca1t5n9cmf3.jpg)
![Resim](http://img256.imageshack.us/img256/8239/11947710gl4.jpg)
![Resim](http://img486.imageshack.us/img486/8533/43218843pu6.jpg)
![Resim](http://img256.imageshack.us/img256/2709/12205459ag9.jpg)
![Resim](http://img468.imageshack.us/img468/9427/56928968in0.jpg)
![Resim](http://img486.imageshack.us/img486/6383/20976631le7.jpg)
![Resim](http://img486.imageshack.us/img486/4436/28325404gy5.jpg)
![Resim](http://img486.imageshack.us/img486/784/10lb3.jpg)
O, Türkiye'ye gelen en büyük yıldız... O, tüm dünyanın tanıdığı bir isim... O, şimdi hem Fenerbahçeli, hem de FANATİK...
11.06.2007
Roberto Carlos maceramız pek hoş başlamamıştı bildiğiniz gibi... Röportaj yapmak için evine doğru yol alırken, İstanbuldan menaceri Pasaliçe gelen bir telefon tüm umutlarımızı yitirmemize yol açmıştı. Ama pes etmedik. Etmedik ve başardık...
Maceramızı özetlersek;
Evine gidemeyince Real Madrid Kulübüne gittik. Roberto Carlos elimizde Fenerbahçe formasını ve Fanatik Gazetesini görünce arabasıyla ters yola girip kaçtı. Duvara giriyordu resmen. Onu bu kadar korkutan neydi? Tabii ki İstanbuldan gelen bir telefon.
Daha sonra Zaragozaya giderlerken havaalanında yakalamak istedik. Arkadaşımın bir dostu Carlosun yakınıydı ve sayesinde bağlantı kurmuştuk. Ama orada da yakalayamadık. Israra devam ettik. Real uçakla, biz karayoluyla Zaragozaya.
6 saatlik bir aradan sonra La Romaredaya giriş yapıyoruz. 2-1lik Fenerbahçe UEFA Kupası maçı için daha önce gelmiştim buraya. Kapıda büyük bir sürprizle karşılaşıyoruz ve akreditasyonumuz olmadığı için giremeyeceğimizi söylüyorlar. Ama Fenerbahçe maçına geldiğimizde tanıştığım basın sorumlusu yardım ediyor, varmış gibi bizi içeri sokuyor.
Çok açık söylüyorum, Sayın Aziz Yıldırıma İspanyol basını gibi basın lazım. İnanın saha içine giriyorlar, futbolcunun dibine sokuluyorlar, radyocular zaten afet. Helguera ve Emerson sohbet ediyor, ağızlarına mikrofonu sokuyorlar. Düşünsenize dünyanın en büyük takımlarından Real Madrid.
Ve filmin koptuğu an. Roberto Carlos soyunma odası koridorlarından ısınmaya çıkıyor. Kendimi tanıtıyorum ve arkadaşının ismini veriyorum, tokalaşıyoruz. Maç sonunda görüşmek üzere...
Takımın ağabeyi Carlos
Isınıyor efsane. Tribünler ayakta, Zaragozalılar kombineleri sezonluk fiyata tek maç için Madridlilere satmışlar. Yıkılıyor ortalık. Çember oluşturmuş Realliler ve kültür fizik yapıyorlar. İnanın neredeyse ortalarındayım, onlarla birlikte hareket yapacağım. Çünkü diğer gazeteciler de ortalarında. Carlos bağırıyor, arkadaşlarını gazlıyor. Raul de destek veriyor. Carlos resmen takımın ağabeyi. Raul onun gölgesinde kalıyor. Öyle istekli çalışıyor ki, görmeliydiniz.
Maç başladı, Real Madrid takım olarak kötüydü. Dolayısıyla Roberto Carlosun da performansı iç açıcı değildi. İlk yarıda 1 orta ve 1 şutu vardı ki ikisi de isabetsizdi. Fakat öyle hızlı bir oyuncu ki, sizlere anlatmaya tabii ki gerek yok. Zaragozalı Piqueyi resmen dağıttı. Ama Piquenin arkadaşı Milito da 2. yarıda bu hareketlerin öcünü Robertodan aldı, bir sağa bir sola yatırdı Brezilyalıyı ve golü attı. Carlos önümdeydi saha içinde ve tüm arkadaşları yıkılmışken, O dimdik ayaktaydı. 63te skoru 2-1 yapan golden sonra saha içindeki yerimizi değiştirdik ve Carlosun kanadında Zaragoza sahası tarafına geçtik. Yani kale arkasında değil, taç çizgisinin arkasındaydık, böylece Carlosun ortalarını bindirmelerini daha yakın görecektik.
72 ve 86da öyle 2 atak kesti ki takımını ipten aldı. Abartmayayım ama önümden her geçtiğinde öyle bir hızla geçiyordu ki neredeyse rüzgarı yüzümüze çarpıyordu. Beckhamla konuşmalarını duyuyordum, taktikleşmelerini görüyordum. Ve kendi kendime Fenerbahçenin anlaştığı adama bak diyordum.
..Ve dakika 89
Carlos çizgiye iniyor. Tam arkasındayım ve yüzü kaleye dönük, hani Tuncay, Necati, Deivid, Kezman olsa kaleye vurur ama Carlos öyle klas bir pas çıkarıyor ki, Nistelrooy topu ağlara yuvarlıyor. İşte Madridi büyük ihtimalle şampiyonluğa taşıyacak gol.
O ne Carlos gol sevincini yaşıyor, bize doğru koşuyor. Kalksam karşılasam mı acaba? Gel Carlos gel. Fenerbahçe için gel. Yahu şaka maka bize geliyor. Yusuf Dursun Ağabey kaç kare bastı artık bilmiyorum ama maç sonrası görüntüler süperdi. Belki 10 kare fotoğraf var. Önümden tribünleri selamladı. Herkes çıldırıyordu.
Hep birlikte oturdular
Bakın federasyonun, kulüplerin, taraftarların kulaklarına küpe olsun. Bu kadar önemli bir maçta taraftarların arasında ne polis vardı ne koruma. Hep birlikte izlediler, her golde de tüm tribünler ayağa kalktı. Bundan daha güzellik olmaz. Kimse kimseye sataşmıyor, herkesin sevinci kendine.
Undiano Mallenco son düdüğü çalar çalmaz, ki Barcelona da Espanyolu yenemediği için son haftaya kalan şampiyonluğu garanti gören Real Madridli futbolcular sevinmeye başladılar. Tüm kameramanlar ve radyocular saha içinde 1 kişiye koştular. Kime mi? Tabii ki Fenerbahçeli Carlosa. Diğer futbolcular da onun yanındaydılar. Büyük ihtimalle NTV maç bittiğinde canlı yayını kestiği için izleyememişsinizdir.
Kameralar var formayı sakla!
Baktım saha içine giren birkaç radyocu var biz de atladık Carlosun yanına gittik. Çıkardım Fenerbahçe formasını, aldım elime de ona vereceğim 1. sayfası dolu dolu Roberto Carlos resimli Fanatik Gazetesini yanında bittim. Real Madridin şampiyonluk sevincindeydim artık dönüşü yoktu. 1 sezonda benim gibi 2 şampiyonluk görmüş başka gazeteci var mıdır acaba? Carlosla zıplıyoruz. Bir yandan da ağzından bir şeyler almak istiyorum. Fenerbahçe formasını elimde görünce, kilitlendi. Almakla almamak arasında tereddüt ettikten sonra, Kameralar var. İstersen maç sonrası konuşalım ve fotoğraf çektirelim dedi. Tamam ama ya görüşemezsek ne yaparım ben. 2 gündür Madridde sana ulaşamadık deyince, Söz maç sonrası çıkışta görüşelim dedi ve canlı yayında kameraların önünde şampiyonluk sevincini yaşarken Fanatik Gazetesinin 1. sayfasını inceledi. Hem röportaj yapıyor arada da sayfaya bakıyordu. Omzumu sıktı sevincini gösterircesine.
Ustalığımı pekiştireceğim
Soyunma odasına giderken sordum, Şampiyonluklara doydun, bu bir handikap mı?, Hayır dedi ve ekledi; Göreceksiniz, Fenerbahçeyle ustalığımı pekiştireceğim.
Tüylerim diken diken olmuştu bu lafından sonra ve duş aldıktan sonra maç sonrası görüşmek üzere sözleştik. Elimdeki Fanatik Gazetesini de çıkışta vermemi istedi. Okledim ve dışarıda buluştuk.
O gelmeden önce, Emerson ve Gutiyle konuşma şansı buldum. Emerson, Real Madrid böyle bir oyuncuyu yaşadı. Gerçekten ismi futboldan silinmeyecek dedi. Yahu ben kimi soruyordum? Sonra Gutinin lafı da vurucuydu, Hepimize çok şey kattı. Sadece saha içinde onunla oynayanlara değil, izleyen futbolculara bile bir şeyler kattı...
Bizimkiler ders almalı
Sonra Beckham geldi, açıkçası tüm Türk futbolcular bu adamlardan ders almalılar. Bir el hareketi yapıyorum Beckham yanıma geliyor. Düşünsenize bizim futbolcular derede boğuluyorlar ama havalarından geçilmiyor. Capello da aynı şekilde. Fotoğraf çektirdik ikisiyle de ama konuşmaya vakit olmadı. Çünkü tüm basın mensupları üzerlerine bindi.
İşte Roberto Carlos. Fenerbahçeli Carlos yanımızda. Hemen gazeteyi soruyor. 1. sayfaya bakarken Pasaliç bana getirmişti gazetenizi fakat bakamamıştım. Gerçekten elinize sağlık diyor. Gururlanıyoruz...
- Carlos bu kadar şampiyonluk yaşadın ve Fenerbahçeye geliyorsun şimdi...
- Evet şampiyondan şampiyona geliyorum. Ne kadar şanslıyım değil mi ben de 2 şampiyonluk yaşamış gibiyim.
- Bir türlü röportaj yapamadık...
- Evet ama kulüpten izin yok. Kesinlikle istemiyorlar.
- Peki maçı 1 hareketinle kopardın.
- Futbol takım oyunu. Herkes bir şeyler katar. Şampiyonluğa katkım olduysa çok mutlu olurum tabii ki.
- Fenerbahçe senin için ne anlam ifade ediyor şu anda?
- Gerçekten büyük hedefleri olduğunu anlattıkları ve inandığım için kabul ettim. Rahatlıkla başka yerlere gidebilirdim. Ama Roberto Carlos ismi Fenerbahçe ile daha da yükselirse çok şey ispatlamış olacağım.
- Heyecanın bitmemiş yani hâlâ
- Neden bitsin ki, ben profesyonelliği yaşamıma katmış birisiyim.
- Son olarak seni Türkiyede bekleyen 20 milyon Fenerbahçeliye mesajını alayım.
- Ben onları onlar da beni merakla bekliyorlar. Yakında buluşmak üzere...
Ve elimi sıkıp gidiyor. Takımın otobüsüne bindikten sonra Beckhamın yanına oturuyor ve beraber Fanatik Gazetesini incelerlerken görüyoruz. İşte bundan büyük mutluluk yok bizler ve Fenerbahçeliler için. Sayın Aziz Yıldırıma sitem etmiyorum, haklı yanları vardır ama bizi bu kadar uğraştırmanın da manasını anlayamıyorum.
Gazetecilik hayatım için inanılmaz bir gündü. Her birisi birbirinden yıldız ama Fenerbahçeli olduğu için midir bilinmez O daha bir çifte yıldızdı gözümde. Maçı kurtardı, Raulden Robinhoya Casillasa kadar her birisi büyük saygı içindeydi Ona. Gözlerimle görmesem inanmazdım. 6 yıl önce de Carlosla Münihte röportaj yapmıştım. Ama o günle bugünkü Roberto arasında çok fark var.
Elimizde Fenerbahçe formasını gören bir taraftar Yüreğimizi kopardınız dedi. Evet gerçekten de öyle. Tribünlerin neredeyse yarısında Roberto Carlos forması vardı. Fenerbahçe belli ki yürüyor, bu Carlosla daha da güzel olacak.
Cüneyt KARAKAYA