İşte Emniyet Müdürünün Sicili -> Ak Yürekli Ramazan

İşte Emniyet Müdürünün Sicili -> Ak Yürekli Ramazan

İletigönderen Ram » Sal Oca 22, 2008 15:06

GÖZCÜ, bugün yine çok önemli bir belgeyi açıklıyor…Santa Maria Kilisesi’nin Papazı Andrea Santoro’nın öldürülmesi olaylarıyla dünya gündemine gelen Trabzon’da, sicil raporunda “Emniyet’teki hizipleşme içinde. İrticai akımlara (Fethullah) yakın. Dikkat edilmelidir” notu bulunan Ramazan Akyürek’in görev yaptığının ortaya çıkması, bomba etkisi yarattı. Aynı raporda valinin, emniyet müdürünün, emniyet genel müdürünün farklı değerlendirmeleri de sistemin çarpıklığını ortaya koyuyor.

Son dönemde “önemli olayların merkezi” haline gelen Trabzon’da, çete faaliyetlerinin yoğunlaştığı, çok sayıda iş adamından haraç istendiği, çetelerin sevilen futbolculara kadar uzandığı ortaya çıktı. Trabzonspor’lu milli takım oyuncuları Fatih Tekke ile Gökdeniz Karadeniz’den 500’er bin dolar haraç istenmesine ve Tekke’nin ayağının dibine kurşun sıkılmasına, söylentilerin hemen herkes tarafından bilinmesine rağmen, Emniyet’in konudan habersiz kalması da “skandal” olarak değerlendirildi.

Trabzon Valisi Hüseyin Yavuzdemir,. İki futbolcudan haraç istendiği, Fatih’in dağa kaldırıldığı, ayağının dibine kurşun sıkıldığı olaylarının basında yer alana kadar kendisine intikal etmediğini belirtti. Vali, “olayı kapattığı” iddiasının ise kesinlikle doğru olmadığını söyledi.

“FETHULLAHÇILAR” LİSTESİNDE 10. SIRADA

Zübeyir Kındıra’nın, Polis Akademisi öğrenciliği ile ilgili anılarının da yer aldığı “Fethullah’ın Copları” kitabında Ramazan Akyürek’in öğrencilik yıllarına ilişkin ilginç bölümler yer aldı. Emniyette yürütülen “Fethullahçı Emniyet Mensupları” ile ilgili raporlarda da Ramazan Akyürek’in adı yine ön sıralarda bulundu.

Polis Akademisi öğrencilik yıllarıyla ilgili bölümünde, Zübeyir Kındıra, halen Trabzon Emniyet Müdürü olan Ramazan Akyürek için kitabında şunları yazdı:

“Ramazan Akyürek, müfettişlerin raporlarına ve ‘Fethullahçı Polis’ avı yapan istihbaratçıların listelerinin ilk sıralarına adını koyacak kadar değer verdiği biri. Listede 10. sırada yer alan Akyürek, okul yıllarında ‘çapkın, içki içen, tarikatçılıkla ilgisi olmayan biri’ olarak tanınırdı. Mezun oluncaya kadar da bu şekilde yaşadığı, devre arkadaşlarınca anlatıldı. Ancak gönlünü kaptırdığı eşi ile evlendikten sonra, her alandaki tutum ve davranışları tümüyle değişti. Eş adayının ailesiyle görüşmek üzere Adana’ya gidip bir süre kaldı. Dönüşte, arkadaşlarının tanıyamadığı biri olmuştu.

Bekar evinin duvarındaki açık-saçık resimleri kaldırdı. İçkiyi bıraktı. Birlikte kaldığı devre arkadaşlarının evinden ayrılıp, Ali Osman Kahya, Mustafa Sağlam grubuna yakın bir ev tuttu. Namaz kılmaya başladı. Bu dönemde görev yaptığı polis Koleji’nde öğrencilere gösterdiği tutum da değişti. O yıllarda, öğrencilerin; önce ‘yumuşak, sessiz ve hoşgörülü’ olan sınıf komiserlerinin, neden aniden sertleştiği ve ‘komünist avına’ çıktığını anlamalarına olanak yoktu.

Aynı bekar evini paylaştığı bir çok devre ve çalışma arkadaşı, düğün sonrası Akyürek’i evinde ziyaret etti. Ancak, Akyürek bu arkadaşlarına kendi eşini göstermedi. Arkadaşlarının eşlerini selamlayıp doğruca iç odadaki başı kapalı, yabancı erkeklerin karşısına çıkmayan eşinin yanına gönderdi. Bu durum, arkadaşlarının tepkisine yol açtı. Akyürek’in değişiminin arkasında ‘Gülen Örgütü’nün elemanı olduğu ileri sürülen eşinin bulunduğu değerlendirmesi de bu olaylardan sonra yapıldı.”

MAHKEMEYE GÖNDERİLEN ŞOK BELGE

Kitaptaki iddialar üzerine Ramazan Akyürek, mahkemeye başvurdu. Kitapta kendisiyle ilgili yer alan iddiaların “gerçek olmayan, tamamen uydurma iddia ve ithamlar olduğunu” öne sürdü ve Ankara Asliye 24. Hukuk Mahkemesi’nde 7 Aralık 2001 tarihinde10 milyar lira manevi tazminat davası açtı.

Dava görüşülürken, Zübeyir kındıra’nın avukatı Hüseyin Buzoğlu, Ramazan Akyürek’in “sicil notu”nun mahkemeye gönderilmesini talep etti. O dönem İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde 59983 sicil numarasıyla 2. Sınıf Emniyet Müdürü olarak görev yapan Ramazan Akyürek’in, mahkemeye gönderilen belgesinde “sicil amirleri”nin notları ve Akyürek hakkındaki düşünceleri de ilgili sütunlarda yer aldı.

Dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Kazım Abanoz, Ramazan Akyürek’i değerlendirirken tüm notlarını 100 olarak yani “pekiyi” olarak değerlendirdi. Abanoz, Akyürek için “çalışkan, başarılı bir personel olup kötü bir alışkanlığı görülmemiştir” diye yazdı. İkinci “sicil amiri” olan dönemin İstanbul Valisi Erol Çakır ise Ramazan Akyürek’in notlarını 66 yani “orta” olarak verdi. 15 Aralık 2001 tarihinde Vali Erol Çakır’ın doldurup imzaladığı sicil raporunun “”İkinci sicil amirinin düşüncesi” bölümüne şunları yazdı:

“Emniyetteki hizipleşme içinde. İrticai akımlara (Fethullah) yakın. Dikkat edilmelidir.”

Üçüncü sicil amiri dönemin Emniyet Genel Müdürü Kemal Önal ise Akyürek’in notlarını 80 yani “iyi” olarak değerlendirdi ve görüş bölümüne ise “olumlu” diye yazdı.

AKYÜREK, DAVAYI KAYBETTİ

Mahkeme, Emniyet Genel Müdürlüğü’nden bazı bilgiler istedi. 9 Eylül 2002 tarihinde mahkemeye gönderilen yazı. Tanık anlatımları, 31 Ağustos 2000 tarih ve 420/192-141 sayılı iddianamenin örtüştüğü, Ramazan Akyürek’in 2001 yılında doldurulan sicil dosyasında “Emniyetteki hizipleşme içinde. İrticai akımlara (Fethullahçı) yakın. Dikkat edilmelidir” notunun düşüldüğü belirtildi.

Mahkeme 17 Aralık 2003 tarihinde verdiği kararda, “Kitabın yayınlandığı tarihte olay günceldir. Yapılan açıklama gerçeği yansıtmaktadır. Hukuka aykırılık söz konusu değildir” dedi. Akyürek’in avukatları kararı temyiz etti. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, Bilal Kartal’ın başkanlığında Ülkü Aydın, Mustafa Kıcalıoğlu, Mehmet Uyumaz, Mahmut Bilgen’den oluşan heyet dosyayı inceledi. Yargıtay, “Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlara yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün onanmasına” 6 Aralık 2004 tarihinde karar verdi.

HAMDİ GÜNGÖR ALININCA ATANDI

Bazı siyasetçilerin şikayeti üzerine Trabzon Emniyet Müdürü Hamdi Güngör görevden alınmıştı. “Vekalet” görevi, emekliliği tebliğ edilen Nihat Canan Yakıcı’ya verildi. Çıkarılan kararnameyle Ramazan Akyürek 10 Aralık 2003 tarihinde Trabzon Emniyet Müdürü oldu.

Nasıl oluyor, aynı kişi ile ilgili olarak Emniyet müdürü “çok başarılı” deyip notlarını 100 olarak veriyor, vali “irticai akımlara yakındır” deyip orta yani 66 veriyor, Emniyet Genel Müdürü ise “ikisinin ortasını” bulup “80” yani “iyi” diye değerlendiriyor. Trabzon olayları güncel olduğu için Emniyet Müdürü hakkında da mahkemeye ulaşmış belgeyi ve Emniyetteki çarpıklığı ortaya koyduk.

11 Şubat 2006, 14:10
Resim
Mevzuubahs olan; millete saltanatını, hâkimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız¿? meselesi değildir. Mesele, zaten emrivâki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu, behemehâl, olacaktır. Burada içtima edenler, Meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce muvafık olur. Aksi takdirde, yine hakikat usûlü dairesinde ifade olunacaktır.

Fakat ihtimâl, bazı kafalar kesilecektir!
Kullanıcı küçük betizi
Ram
Zûlme Karşı İsyan!
 
İletiler: 8167
Kayıt: Sal Şub 20, 2007 1:06
Konum: Aç haritaya bak!

İletigönderen Türk-Kan » Sal Oca 22, 2008 16:00

Mirim... Yazinin tarihi 11 Subat 2006...

19 Ocak 2007 Dink Cinayeti.. Ak yürekli Ramazan Trabzon Emniyet Müdürü

22 Ocak 2008.. Ak yürekli Ramazan hala Emniyet Istihbarat Daire Baskani...

Yalniz basligi ana sayfada görünce, ne oluyor dedim... "Ak yürekli Ram" görünüyor da :mrgreen:
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

İletigönderen Ram » Sal Oca 22, 2008 18:07

Mirim, :| Alma Ramazan'ın ahını, çıkar ismin ana sayfada. Kafiye de uymadı ama... :)

Bu yazıyı bugün koymamın nedeni; eski kara defterdeki isimler ile, bugün Akape karşıtı insanları birleştirip karalamak olan, ismi "Ergenekon" konulan operasyon içindir. Hadi Veli Küçük'ü anladık, Kerinçsiz de zaten aşırı milliyetçi kulpu/bahanesi hazır, onu da geçelim... Yahu Güler Kömürcü nasıl oluyor da papazları öldürten, gazeteleri bombalatan sözüm ona örgütün bir parçası olabilir¿? Hani Yalçın küçük Nikol Kidmın olursa ancak gerçekleşecek bir hadise.

Yakında Banu Avar'ı da alırlar, Nuriye Atabey'i de sorgularlar... Hacısalihoğlu, neden bu şekil bıyık bırakıyor, Vural'ın soyadı neden Savaş, Hûlki'nin gözlükleri ne diye 3 numara gibi sebeplerle, bu değerleri de suçlamaya çalışabilirler.
Mevzuubahs olan; millete saltanatını, hâkimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız¿? meselesi değildir. Mesele, zaten emrivâki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu, behemehâl, olacaktır. Burada içtima edenler, Meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce muvafık olur. Aksi takdirde, yine hakikat usûlü dairesinde ifade olunacaktır.

Fakat ihtimâl, bazı kafalar kesilecektir!
Kullanıcı küçük betizi
Ram
Zûlme Karşı İsyan!
 
İletiler: 8167
Kayıt: Sal Şub 20, 2007 1:06
Konum: Aç haritaya bak!


Şu dizine dön: Gazete Köşe Yazarları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 5 konuk

x