ki üniversitede yapılan oylamada öğrenciler türban yasağının sürmesini istediler.
EGE ve Dokuz Eylül Üniversitelerinde öğrenciler tarafından yapılan referandumda, türban yasağının devam etmesi sonucu çıktı.
İzmirde Ege ve Dokuz Eylül Üniversitesinde öğrenciler tarafından yedi ayrı fakültenin giriş kapılarında iki gün süreyle sandık kurularak yapılan öğrenci referandumundan, üniversitelerde türban yasağının sürdürülmesinin istendiği sonucu çıktı. Referandumun sonuçları, bir grup öğrenci tarafından basın açıklaması ile duyuruldu.
Kampus girişinde toplanan yaklaşık 50 kişilik öğrenci grubu, ellerinde türban karşıtı pankartlar ve sloganlarla Yabancı Diller Bölümü önüne kadar yürüdü. Yürüyüş sonunda referandum sonuçlarını Ege Üniversitesi Devlet Klasik Türk Musikisi Konservatuvarı Yüksek Lisans öğrencisi ikiz kardeşler Gökhan ve Ercan Çağıran açıkladı.
İki gün süren referandumda 1508 kişinin oy kullandığını belirten Gökhan Çağıran, referandum için dağıtılan kağıtta bulunan Özgürlükler bir bütündür türbana indirgenemez seçeneğinin 611, Türban yasağı kaldırılsın seçeneğinin 156 ve Türban yasağı devam etsin seçeneğinin ise 741 kişi tarafından işaretlendiğini söyledi.
Türban meselesinin salt bir özgürlük talebi olarak görülmemesi gerektiğini anlatan Gökhan Çağıran, Türban tartışmasını 12 Eylül sonrasında ılımlı İslam ülkesi yaratma projesiyle ve özelleştirmelerle, sağlık- eğitim hakkının elinden alınmasıyla iyice yoksullaşan halkın şükürcülük anlayışının geliştirilmesi uğraşıyla birlikte değerlendirmek gerekir.
Zorunlu din dersleri varken, Diyanete ayrılan bütçe 7 bakanlık bütçesine eşitken, okuldan çok cami varken, öğretmenden çok imam yetiştirilirken gericilikle mücadele üniversiteye türbanlı öğrencilerin girişini engellemeye indirgenmemelidir. Asıl çözüm bu değil, gericiliğe karşı demokratik bir ülke yaratma iddiasının kararlı savunucusu olabilmektir dedi.
Özgürlüklerin bir bütün olduğunu, hepsinin birden savunulması gerektiğini ifade eden Ercan Çağıran da, Sadece bir özgürlüğü savunarak gerisini yok sayanlarla, onların dayatmalarından ayrı durmak gerekir. Siyasi İslamcılar özellikle de AKP, sadece kendileri için özgürlüğü savunuyorlar, sosyal güvenlikteki uygulamalarla yaşama özgürlüğünü hiçe sayıyorlar, parası olmayanı eğitim hakkından mahrum bırakıyor, 301. madde konusunda ayak direterek düşünce özgürlüğünü reddediyorlar. Her türlü toplumsal muhalefeti polis copuyla dağıtarak herkesin kendilerinin çizdiği çerçevede özgür olabileceğini emrediyorlar. Böyle bir durumda özgürlük düşünülemez.
Farklı inançtaki insanların ve topluluklara eşit haklar ve imkanlar tanımayan özgürlük anlayışının kıymeti yoktur. AKPye sesleniyoruz üniversiteleri sermayenin baskısından kurtarın, sözleşmeli öğretmenlik, yetkin mühendislik gibi uygulamalardan vazgeçin, kişilerin emeklerinin sömürülmesine izin vermeyin, sağlık ve eğitimin özelleştirilmesini engelleyin bunların insan hakkı olduğunu savunun diye konuştu.
Basın açıklamasını yapan gruba öğlen arasında bulunan diğer öğrencilerden de alkışlarla destek geldi. Grup açıklamanın ardından olaysız dağıldı.
Kaynak