İstenen hak değil, topraktır
Kime veya hangi merkezlere sinyal göndermek istiyorsa, “ülkeyi kürtler değil, Türkçüler böler” diyen adam, eğer Türkçeyi azınlık mekteplerinde öğrenmediyse, herhâlde, tıpkı şu Başbakanlık Müsteşarı gibi intihal yaparak akademik bir kariyer sahibi olabilmiştir! Aksi hâlde bir bilim adamının bir yazıda böylesine fahiş hataları peş peşe sıralaması aklen mümkün değildir!
Şu cümlenin sefaletine bakar mısınız lütfen?
“Aynı dili konuşan bir toplumun ayrılık sevdasına kapılması, zihinlerin karışması bir ülkenin bölünmesi için gereklidir ama, yeterli değildir”
Bu adam Türkçeyi anakucağında veya baba ocağında öğrenmiş olsaydı “aynı dili konuşan bir toplumun ayrılık sevdasına kapılması, zihinlerin karışması bir ülkenin bölünmesine sebep olabilir” demesi icabetmez miydi?
Fakat profesör sanki ülkenin bölünmesini temenni ediyor gibi “gereklidir” kelimesini kullanıyor!
Kaydetmeye lüzum yok ki, “sebep olmak” menfi, “gerekli” müspet anlam yüklüdür.
Ama adamın Talabani’ye danışman olmak gibi bir emeli varsa, Türk Dili’ni öğrenmese de olur!
Ülkeyi Türkçü’ler bölermiş…
La havle velâ...
Sen hangi Türkçü’nün elinde Türk Bayrağı’ndan başka bayrak gördün be adam?
Sen hangi Türkçü’nün Türk Milleti’nden başka millet, Türk Devleti’nden başka devlet telaffuz ettiğine şahit oldun ki, ülkeyi Türkçü’lerin bölebileceğini söylemekten sıkılmıyorsun!
O Türkçü’ler ki, şekli hilâl olmazsa nuru bile reddedeceklerini yazmış ve ilan etmişlerdir!
“Cehaletin bu denlisi ancak tahsile mümkün olabilir” derler. Doğru söylerler.
Herhalde hamakatın bu denlisi de ancak tahsille mümkün olabiliyor ki, bu densiz profesör bayrağımızın çiğnenmesini bile “üç çocuğun işi” olarak göstermeye kalkışmıştır.
Sen o meydanda, çiğnenenden başka bir tek Türk Bayrağı’na rastladın mı efendi?
Ne üç çocuğu?
Bölücü örgütün veya uzantısı olan siyasi partilerin her toplantısında hakarete uğradı bizim bayrağımız.
Bizden siyasî veya kültürel hak değil, toprak istiyorlar, toprak!
Neden saklıyorsun bütün bunları.
Bütün bunları saklamak için neden Türkçü’lüğe saldırıp duruyorsun.
Türkçü’lerin kimseye toprak vermeyeceklerini bildiğin için mi?
Ey Türk Milleti, ey benim sevgili milletim bir kez daha anlaşıldı ki, memleketin meydanlarına asılan PKK çaputlarından şikayetçi olmayanların ne Türk Bayrağı’na tahammülleri var, ne Trabzon’a.
Necdet SEVİNÇ, Yeniçağ, 13 Nisan 2005