İstiklâlimizi teminat altına almak için...
Devleti vareden yegâne kudretle, yâni Türk milliyetçiliğiyle harp hâlinde bulunan Eğitim Bakanlığı’nın, kamuoyuna reform diye yutturmaya kalktığı kepazeliğe dikkatinizi çekmek istediğim dünkü Divan’da özetle diyorduk ki:
“- Yeni müfredat programıyla milliyetçilik ve vatanseverlik gibi asil duygular okullardan tart edilecek, Türklüğü bir değer olarak dahi kabul etmeyen soyu-sopu meçhul, cinsi-cibilliyeti belirsiz nesiller yetiştirilerek Türk Milleti bir sürü hâline getirilecektir.”
Evet.
Yapmak istedikleri şey, boynumuza tasmayı, burnumuza halkayı takıp bizi köle hâline getirmektir!
Eğitimde Avrupa Birliği’ne uyum sağlanması için yapılan bir çalışmadan anlıyoruz ki; yalnız kahramanlık ve vatanseverlik gibi, insanı yücelten duygular değil, düşmana karşı vatanı savunmak bile insan haklarının ihlâl edilmesi olarak nitelendirilmektedir!
Bir kitap hacminde yayınlanan çalışmada; mevcut ders kitaplarının “ölümü ve öldürmeyi yücelttiğinden” şikâyet edilerek “vatan için ölürüz” veya “vatan için nice fedakârlıklara göğüs gerdik” veya “Türk’ün ordusuyla başedilmez” veya “vatan için canımız fedâ olsun” gibi ifadeler bile insan haklarına aykırı bulunmaktadır.
Şehit ve gazi kelimelerinin kullanılmasını “ölümün ve öldürmenin pekiştirilmesi” olarak nitelendiren bu çalışmaya göre; hâlen Türk çocuklarına okutulmakta olan şu satırlar da insan haklarına aykırıdır:
“Yurdumuzu korumak için canlarını veren, kanlarını akıtan atalarımız bu topraklarda yatmaktadır” veya “atalarımız, yaşadığımız bu toprakların Türk vatanı olması için savaşmışlar, canlarını seve seve fedâ etmişlerdir... kutsal bir varlık olan bu vatanın korunmasını bizlere emanet etmişlerdir. Bizlerin de bu güzel yurdun korunması için elimizden gelen her türlü fedakârlığı yapmamız gerekir.”
TEMA Dergisi’nde yayınlanan bir yazıya itirazlarından anlıyoruz ki; bu takımın erozyonla mücadele bahsinde sarfediliyor olsa bile “vatan ve toprak kelimelerini duymaya da okumaya da tahammülü yoktur!”
Yani bu kafaya göre; Türk çocuklarına toprak sevgisi öğretilmemelidir! Vatan sevgisi öğretilmemelidir! Kahramanlıktan, yiğitlikten bahsedilmemelidir! Şehitlikten, gazilikten, toplum için fedakârlıktan sözedilmemelidir!
Türk Milleti’ni esarete ikna etmek için hazırlanan bu çalışmayı kim desteklemiştir biliyor musunuz?
Seçildiği günlerde Hürriyet’e mülakat vererek anasının arap, babasının kürt olduğunu söyleyen Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik!
Ve bir de Ziya Selçuk.
- O kim?
Şikâyet edegeldiğimiz müfredat programını hazırlayan zat. Doç. Dr. Talim Terbiye Kurulu Başkanı!
Öyleyse tekrar edelim:
“- Yeni müfredat programıyla milliyetçilik ve vatanseverlik gibi asil duygular okullardan tart edilecek, Türklüğü bir değer olarak dahi kabul etmeyen soyu-sopu meçhul, cinsi-cibiliyeti belirsiz nesiller yetiştirilerek Türk Milleti bir sürü hâline getirilecektir.”
Ve gene tekrar edelim:
Türk Devletinin yönetimi kutsal Türk çocuklarına tevdi ve emanet edilmeden, Türk Milleti’nin istiklâli de istikbali de teminat altına alınamayacaktır.
Necdet SEVİNÇ 27 Ağustos 2004