[b]KAN İÇİCİLER[/b]
[right]http://www.guncelmeydan.com/anasayfa/images/stories/SalikRes/43/itsurusu.jpg[/right] Yine bomba, yine ölü ve yaralı, yine kan.
Edirne’den Ardahan’a, Muğla’dan Hakkari’ye ülke kan içinde.
Ve kan içici tatilde.
‘Göstermelik’ Meclis’e bile gelmiyor.
Benim yazdıklarım ise ‘yüce’ Meclis’in ‘tüzel kișiliği’ne hakarete giriyor.
Ortada ‘Devlet’ yok, ama ‘Meclis’ var.
Ortada ‘Hukuk’ yok, ama ‘suç’ da var ‘ceza’ da..
Ortada ‘can güvenliği’ yok ama doğallıkla alabildiğine ‘korku’ var.
Teröristten korku var, mafyadan korku var.
Polisten, jandarmadan, özel güvenlik güçlerinden korku var.
Bütün bunlardan öte kendi onurundan korku var.
Yani çekip silahı teröristin peșine mi takılsın insanlar?
Polisin kafasına mı sıksın? Özel güvenlikçiyi mi vursun?
Bakanın yüzüne mi tükürsün, valiyi mi tokatlasın?
Ne yapsın?
Milletvekillerini mi tartaklasın, kendi seçim bölgesine mi sokmasın?
İște bunları yapmayı ‘kendi onuru’na yediremediği için susuyor halkımız.
Ancak herșeyin bir ‘had’di var değil mi ama?
Bir sınırı, belli bir dayanma gücü var.
Bıçak kemiğe dayanmayagörsün.
Çekip önce yılanın bașından bașlayabilir.
Yılanın bașı bir bilinebilse kușkusuz.
Bence ‘yılanın bașı’ PKK’ya terörist demeyendir.
ABD’dir, Almanya’dır, Belçika ve Fransa’dır; İsveç, Norveç ve Danimarka’dır.
‘Laf olsun’ diye söylemiyorum, somut gözlemlerime dayanarak yazıyorum.
Altına ‘ıslak imza’mı koyuyorum.
Ve lafı uzatmadan devam ediyorum.
Bu ‘yılan’ çok bașlıdır.
‘Eșbașkan’lı da denilebilir.
Yılanın ‘yurtiçindeki’ bașına gelince, șimdi sıkı durun, o ‘yüce’ Meclis’in tam da içindedir.
‘Devlet’in tam tepesindedir.
‘Devlet’in bașına yılanın bașı girerse, zehiri de tüm kılcal damarlarına geçer.
MIT’in bașı da zehirlenmiș olur.
Millî Güvenlik Müsteșarlığı da.
Kendi gitmiș adı kalmıș Milli Guvenlik Kurulu da zehirlenmiș olur.
‘Adalet’i de ‘mülk’ü de zehirlenmiș olur.
Bugün Türkiye’de ‘kamu gücü’nü elinde tutan müstahdem, alt memur, memur; üst memur; atanmıș, seçilmiș her kim var ise bu akan kandan sorumludur.
Ast subay üst subay, kurmay murmay her asker sorumludur.
Polis molis, jandarma mandarma sorumludur.
Ne ki onlardan ‘sorumluluk’ beklemek ayıp olabilir, çünkü ancak kendilerini ‘sorumsuz’ sananlar o görevlerde hala kalmaktadırlar.
Onlarda ‘zerre kadar sorumluluk bilinci’ olsa, o görevlerde ‘bir saniye’ bile kalmazlardı.
Onlar ‘kan içiciler’ grubunda yeralabilirler.
‘Kan içiciler grubu’nda yeralmamanın biricik koșulu ise yarından itibaren ‘kendi vicdanları’nın sesini dinlemeleridir.
‘Kendi vicdanları’na sığmayan hiç bir ‘emri’ yerine getirmemeleridir.
Kușkusuz vicdanları varsa.
Yoksa onlar da ‘kan içiciler’ grubunda yer alacaklardır.
Edirne’den Van’a herhangi bir dağ köyündeki İmam Hatip Okulu’ndaki (artık hangi dört ise, o) müstahdem dahil..
Habip Hamza Erdem