Kandilli Müdürü Haluk Özener'den korkutan deprem uyarısı. Her an 7 üzeri bir deprem olabilir

Genel & Güncel Konular

Kandilli Müdürü Haluk Özener'den korkutan deprem uyarısı. Her an 7 üzeri bir deprem olabilir

İletigönderen İlteriş Kağan » Prş Ağu 17, 2023 19:56

17 Ağustos Depremi'nin 24. yıldönümü nedeniyle düzenlenen basın toplantısında konuşan Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener, "Ege'de 100 yılda enerji biriktiren fay kırılacakken, bu Doğru ve Güneydoğu Anadolu'da yaklaşık 800 ve bin yıllara varabiliyor. Kimi bölgelerde 2 bin, 2 bin 500 yıl bekleyen enerji biriktiren faylar var. Dolayısıyla Türkiye'nin herhangi bir yerinde 7'lik bir deprem yaşama ihtimalimiz var" sözleriyle vatandaşları uyardı.
Resim
Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Bölgesel Deprem ve Tsunami İzleme Değerlendirme Merkezi'nde düzenlenen toplantıda, Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener, Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Bölgesel Deprem Tsunami İzleme ve Değerlendirme Merkezi Müdürü Doç. Dr. Doğan Kalafat ve Müdür Yardımcıları, Dr. Didem Cambaz ile Dr. Selda Altuncu Poyraz konuşmacı olarak yer aldı.

Toplantının açılış konuşmasını yapan Özener, "Marmara'ya baktığımız zaman Kuzey Anadolu fayı içinde kırılmamış 130 kilometrelik yaklaşık bir alan var Marmara Denizi içerisinde. Doğu Anadolu'da da farklı kırılmayan yerler var. Türkiye'de Kuzey Anadolu fayı üzerinde Yedisu segment dediğimiz Marmara sismik boşluğu, Doğu Anadolu üzerinde de sismik boşluklar var. Bunlar deprem tekrarlama aralıklarını doldurdukları zaman bu depremleri maalesef biz yaşayacağız" ifadelerini kullandı.

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü, 17 Ağustos Depremi'nin 24. yıldönümünde, Türkiye'de deprem riskleri konusunda farkındalık yaratmak ve depreme karşı alınacak tedbirleri hatırlatmak amacıyla basın toplantısı düzenledi.

"2023'TE 46 BİNİN ÜZERİNDE DEPREM MEYDANA GELDİ"
Prof. Dr. Haluk Özener, "Türkiye'yi gözlemlerken bugün geldiğimiz aşamada 268 tane sismik istasyonuyla tüm Türkiye'yi gözlemliyoruz. Burası 7 gün 24 saat 3 vardiya çalışıyor. 120 yılda 12 bin deprem var 4'ten büyük. Burada ülkemizin ne kadar yoğun sismik aktiviteye sahip olduğunu görüyorsunuz. Bu yansı da, 1912 Şarköy Mürefte depremiyle başlayan önemli depremler. En son 6 Şubat depremi de 50 binden fazla yurttaşımızın hayatını kaybetmesine yol açı maalesef. Deprem sayısı arttı mı, bu kadar yoğun deprem oluyor veya deprem tahminleri sürekli göz önünde oluyor.

Sadece birkaç istatistik vereceğim. Bizim ülkemizde her gün 3’ün üzerinde bir tane deprem muhakkak oluyor; 3 ile 3.9 arasında. Neredeyse her hafta 4 ile 4.9 arasında bir depremimiz var. 1.5 ayda bir 5 ile 5.9; ortalama 1.5 yıl sürede 6 ile 6.9 arasında depremimiz var ve ortalama 6.2 yıl içinde 7’nin üzerinde deprem bu coğrafyada maalesef yaşanıyor. Dolayısıyla ülkemiz, deprem ülkesi. Deprem çözümü yapılan sayılara bakarsanız 2023 yılında özellikle yaşamış olduğumuz iki büyük depremden sonra artçı şoklarla birlikte bugün itibarıyla 46 binin üzerinde deprem meydana geldi. Gördüğünüz gibi depremler Gaziantep-Maraş depremlerinin olduğu yere yoğunlaştı. 50’nin üzerinde o bölgede 5’in üzerinde deprem var. 4’ün üzerindeki deprem sayısı da 600’ün üzerinde" diye konuştu.

"MARMARA DENİZİNDE BÜYÜK BİR DEPREM BEKLENTİSİ OLDUĞUNU UNUTMAMAK LAZIM"

Prof. Dr. Özener, "Sadece o bölgede değil, 4’ün üzerindeki depremlere baktığımız zaman 741 tane tüm Türkiye’de deprem var. Diğer bölgelerde de olan depremleri görüyorsunuz, bunlar Kuzey Anadolu fayı üzerinde. Marmara Denizi’nde olan 4'ün üzerinde depremler var. Marmara’da da 3’ün üzerinde 3 bin 500 tane deprem meydana geldi. Yani yaklaşık her yıl 30’un üzerinde ya da 30 civarında 3’ün üzerinde deprem var Marmara Bölgesi’nde.

2000 yılında, bazı yıllarda 900, bazı yıllarda 600’ün üzerinde Marmara Bölgesi’nde deprem oluyor. Bazı zamanlar spekülasyonlar olabiliyor. Marmara Denizi için de geçenlerde 3.6’lık bir deprem olduğu zaman ‘Acaba bu büyük bir depremin sinyalleri mi, sesleri mi’ gibi bir algı oluştu. Bu, Marmara’nın doğal sismik aktivitesi içerisinde. Bu hiçbir zaman şu demek değildir. Yani 3.6’lık depremin hemen ardından 7’lik deprem getirecektir algısı çok doğru değil. Bununla birlikte Marmara Denizi içinde de büyük bir deprem beklentisi olduğu gerçeğini unutmamak lazım." diye devam etti.

"5.5'İN ÜZERİNDE DEPRME ÜRETEBİLECEK 500’E YAKINI DİRİ FAYIMIZ VAR"
Özener, "2020 ile 2023 yılları arasına baktığımız zaman 3 yıl içerisinde Marmara’da 3 bin tane deprem var. Bunların kimi her yıl ortalama ya da bazı yıllarda 4’ün üzerinde 4 tane dahi depremimiz olabiliyor. Dolayısıyla Marmara sismik olarak aktif bir alan. Türkiye bildiğiniz gibi bir deprem ülkesi. MTA’nın hazırlamış olduğu diri fay haritasına göre 5.5’in üzerinde deprem üretebilecek 500’e yakın diri fayımız var.

Yalnız bu faylar bildiğiniz gibi kimi çok sık deprem üretiyor, kimi de biraz daha uzun süre geçmesi gerekiyor, deprem tekrarlama durumları farklı olduğu için. Bazen de hiç deprem olmayacağını düşündüğünüz, çok sağlam olduğu iddia edilen bölgelerde de örneğin Konya’da da deprem olabiliyor. Aslında burada da bir deprem olduğuna göre bir fay var fakat o fay yeryüzünde bir izi olmadığı için daha önce tespit edilememiş. Dolayısıyla bu, diri fay haritasına işlenmemiş oluyor" dedi.

"2 BİN 2 BİN 500 YIL ENERJİ BİRİKTİREN FAYLAR VAR"
Özener, "Ege'de 100 yılda enerji biriktiren fay kırılacakken, bu Doğru ve Güneydoğu Anadolu'da yaklaşık 800 ve bin yıllara varabiliyor. Kimi bölgelerde 2 bin, 2 bin 500 yıl bekleyen enerji biriktiren faylar var. Dolayısıyla Türkiye'nin herhangi bir yerinde 7'lik bir deprem yaşama ihtimalimiz var. Yani sismik boşluklar var. Marmara'ya baktığımız zaman Kuzey Anadolu fayı içinde kırılmamış 130 kilometrelik yaklaşık bir alan var Marmara Denizi içerisinde.

Doğu Anadolu’da da farklı kırılmayan yerler var. Türkiye'de Kuzey Anadolu fayı üzerinde Yedisu segment dediğimiz Marmara sismik boşluğu, Doğu Anadolu üzerinde de sismik boşluklar var. Bunlar deprem tekrarlama aralıklarını doldurdukları zaman bu depremleri maalesef biz yaşayacağız." diye konuştu. " Özener, "Biliyorsunuz İzmir depreminden sonra ya da Bodrum- Kos depreminden sonra tsunamiyle tanışmaya başladık. Beki 2017'de 30-40 santimlik tsunami dalgası pek bir şey ifade etmiyordu ama Sığacık depreminden sonra olan bir tsunamiyi gördük. Yaklaşık 1-1.5 kilometre kadar kara içine tsunami dalgaları ilerlemişti" diye konuştu.

"DEPREMİN NE ZAMAN OLACAĞINI SÖYLEMEMİZ SÖZ KONUSU DEĞİL"
Toplantıda konuşan Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Bölgesel Deprem Tsunami İzleme ve Değerlendirme Merkezi Müdürü Doç. Dr. Doğan Kalafat da bir konuşma yaptı.

Kalafat, "Bölgenin deprem tehlikesi bellidir. Dolayısıyla bununla ilişkili çok fazla bir şey söylemektense oluşacak depremin risklerini en aza indirebilmek için çaba göstermemiz lazım. Bu çabayı da bütünleşik bir şekilde göstermemiz lazım. Yani yerel yönetimlerden başlayıp merkezi yönetim, STK’lar, mahalle örgütleri ve vatandaşlar olarak hep birlikte bu riski azaltmak için çalışmalar yapmamız gerekir.

Biz depremin nerede ve ne büyüklükte olabileceğini belirli bir hata payı içinde verebiliyoruz fakat ne zaman olabileceğini söyleyebilmemiz söz konusu değil. Depremin tehlikesi vardır. Buradan çıkaracağımız mesaj, muhakkak ve muhakkak şehirlerimizi deprem dirençli hale getirmemiz lazım. İkinci mesaj da eğer bu coğrafyada yaşayacaksak, afetlere hazırlıklı dirençli bir toplum haline gelmemiz lazım" ifadesini kullandı.
Aklı Başında Bir Toplum Her 5 Yılda bir Meclisi Ve Yönetimi yenileyen Toplumlardır.
Bir hamalın yükü geçicidir; fakat sahtekâr bir politikacının yükü kalıcıdır çünkü onun dolandırıcılıklarının muazzam yükünü her daim akılsız toplumlar taşımaktadır.
Üçkâğıtçı politikacılar tarafından sürekli olarak kandırılan, tekrar tekrar aldatılan bir millet için hangi sıfat kullanılabilir? Şaşkın? Çok hafif! Ahmak? Yeterli değil! Beyinsiz? Evet, işte tam da sıfat budur! Aptal kalabalıklar, sahtekâr politikacıların en büyük servetidir!
Kullanıcı küçük betizi
İlteriş Kağan
Üye
Üye
 
İletiler: 2100
Kayıt: Cmt Şub 08, 2020 18:53

Naci Görür'den 17 Ağustos depreminin yıldönümünde 6 önemli uyarı

İletigönderen İlteriş Kağan » Prş Ağu 17, 2023 19:57

1912 yılındaki Şarköy depremi sonrası 1999’daki Gölcük depreminin Marmara’nın ortasında bir sismik boşluk yarattığını söyleyen Görür, “Bu oluşan boşlukta deprem bir ihtimal değil, zorunluluktur” ifadelerini kullandı.
Resim
Bu kapsamda hem Marmara’da hem de Düzce’de deprem uyarısı yaptıklarının altını çizen Görür, Düzce’de Gölcük’ten 3 ay sonra bu depremin yaşandığını, Büyük Marmara depremi için ise sürenin azaldığını vurguladı.

"ECEVİT HÜKÜMETİ DOĞRU ADIMLAR ATTI"
Dönemin Ecevit Hükümeti’nin deprem sonrası doğru adımlar attığını söyleyen Görür, “Deprem sonrası Kanun Hükmünde Kararname ile Ulusal Deprem Konseyi kuruldu. Alanında uzman kişilerden oluşan bu ekip, 3-5 yıl çalıştı. Hem farkındalık oluşturdu hem de çeşitli önerilerde bulundu. Ancak bu konsey, işlevini yitirdiği için tasfiye edilen birimler kapsamında 6 Ocak 2007 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan genelge ile bize haber bile verilmeden lağvedildi.

"İNSANLAR GÜVENDİKLERİNİ DİNLİYOR"
Deprem sonrası insanlar, kime güvenirse onu dinliyor. Toplumun konuya ilişkin izlediği, bilgilendirildiği ve uyarılarına göre hareket ettiği bir kurum yok Eğer o konsey hayatta olsaydı bu kaos oluşmaz, depremlere daha bilinçli hazırlanılırdı” dedi.

"BAŞLANDIĞI GİBİ DEVAM ETSEYDİ KURTARIRDIK"
Gölcük depremi sonrası konunun ciddiye alındığını, önemli adımlar atıldığını ve bu kapsamda güçlendirme, arama kurtarma gibi alanlarda çalışmalar yapıldığını belirten Görür, “Eğer 99 sonrasında başlandığı gibi devam edilseydi, İstanbul’u çoktan kurtarmış olurduk” ifadelerini kullandı.

"MİLLETİN UMURSAMADIĞINI HÜKÜMET DE UMURSAMAZ"
Görür, bundan sonrası için neler yapılması gerektiğini ise şu önerilerle sıraladı:

"Milletin umursamadığını hükümet de ciddiye almaz, umursamaz. Önce yurttaşların bu konuda duyarlı olup depremi kendi gündeminde tutmalı. Düşünün, halk deprem konusunda siyasileri uyardı mı, seçim döneminde bu konuda pankartlar açtı mı, yapılan anketlerde depremle ilgili kaygısını dile getirdi mi? Maalesef hayır.

"JAPONYA'DA ŞİLİ'DE TESADÜFEN 3-5 KİŞİ ÖLÜYOR"
Öte yandan yaşananları “Her şeyi yaptık ama deprem büyüktü ile açıklamaya kalkarsanız bu inandırıcı olmaz. Japonya ve Şili’de sürekli büyük depremler oluyor, tesadüfen 3-5 kişi ölüyor.

6 Şubat’ta yaşananlar bize gösteriyor ki; uzmanların uyarısını kimse duymamış, duyan umursamamış, yapılanlar da yanlış ya da eksik yapılmış. Fay hattı, kötü zemin ve kötü yapı olunca sonuçlar kötü oluyor, bunun olmaması için de sağlam zemin, iyi mühendislik ve iyi yapının bir araya gelmesi gerekiyor."

Görür uyarılarını 6 maddede sıraladı:
Kentsel dönüşüm, müteahhitlik projesi olarak algılandı, zayıf yerleri güçlendirmek yerine rantsal dönüşümle lüks yerlere öncelik verildi. İstanbul’da nüfus yoğunluğunu artıracak hiçbir çözüme katılmıyorum. Nüfusa fazlasıyla doymuş bir şehirde yeni konutlar demek, yeni yıkım ve ölümler demek. Bu yüzden öncelikle İstanbul’da imar ve iskan, özel durumlar dışında yasaklanmalı. Yalnızca deprem riski açısından değil, iklim krizi açısından da bu önlem alınmak zorunda.

Bu işin şakası yok, deprem en büyük ekonomik felaket. Türkiye’yi İstanbul’un beslediği yerde Büyük Marmara Depremi ile Türkiye dizüstü çöker. Ekonomik ve hatta siyasi bağımsızlığını kaybeder. Yapılması gerekenleri 6 başlıkta topluyorum ben:

1- Yerleşim alanları tamamen o bölgeye özel mikro bilgilendirme verileri ışığında yapılanacak. Cumhurbaşkanına, belediye başkanına ya da valiye göre şekillenmeyecek. Uygun olmayan yere çivi bile çakılamayacak. Deprem bölgelerinde yönetim özel bilgi ve birikim ister. Özel eğitim almadan vali, kaymakam, belediye başkanı olunamayacak. Deprem azgınlıktan oldu diyenle nasıl depreme hazırlanılacak?

2- Halk bilinçli olacak. Eğer halk denetleyici olmazsa imar barışı da yapılır, bunu yapanlar da omuzlara alınır.

3- Altyapı. Yol, viyadük, kanalizasyon, içme suyu şebekesi gibi unsurlarda eksiklikler tespit edilip güçlendirilecek. Örneğin ben yalnızca bir asistanla tüm İstanbul’un içme suyu şebekesini inceledim. Güçlendirilmesi gereken yerleri tespit ettik. Eğer para bulunursa İSKİ bu işlemi yapacak.

4- Yapı stoku. Yeni konutlar yeni nüfus demek. Seçilen rezerv bölgelere yeni konutlar yerine geçici prefabrik konutlar yapılmalı. Bu konutlar yıkılacak binalarda yaşayanlar için geçici olarak tahsis edilmeli. Bu insanlardan da o evrede kira alınmamalı. Sonra da o insanları yeniden evlerine yerleştirmeli. Aksi halde sen bu insanlara “Evinden bir an önce çık, al sana 3 bin lira da kira payı” dersen, o insanlar da “Öyle öleceğime kendi evimde öleyim” der.

5- Ekosistem ve çevre. 6 Şubat depremleri sonrası ortaya çıkan yaklaşık yüz milyon ton göçük malzemesi içinde her türlü zehirli madde var. Bu maddeler yağmurla suya, toprağa, havaya ve gıda döngüsü ile soframıza geliyor. Moloz dökme işlemleri uluslararası yöntemlere uygun biçimde yapılmalı. Rastgele bir yerlere dökülmemeli. Aksi halde bugün depremde 50 bin kişi öldüyse 30 yıl sonra 150 bin kişi ölür.

6. Ekonomi. Depremde yıkım yaşayan bölgenin esnafı ‘Anadolu Kaplanı’ olarak nitelendirilirdi. Her şeylerini kaybettiler. Dolaylı olarak bunun bedelini tüm Türkiye ödüyor. Bir de beklenen deprem sonrası Marmara’yı düşünün. Tüm Türkiye kitlenir. Anadolu’yu İstanbul’un beslediği yerde vakit kaybetmeden ekonomiyi teşvikle Anadolu’ya göndermek, oraya yaymak gerekiyor.
Aklı Başında Bir Toplum Her 5 Yılda bir Meclisi Ve Yönetimi yenileyen Toplumlardır.
Bir hamalın yükü geçicidir; fakat sahtekâr bir politikacının yükü kalıcıdır çünkü onun dolandırıcılıklarının muazzam yükünü her daim akılsız toplumlar taşımaktadır.
Üçkâğıtçı politikacılar tarafından sürekli olarak kandırılan, tekrar tekrar aldatılan bir millet için hangi sıfat kullanılabilir? Şaşkın? Çok hafif! Ahmak? Yeterli değil! Beyinsiz? Evet, işte tam da sıfat budur! Aptal kalabalıklar, sahtekâr politikacıların en büyük servetidir!
Kullanıcı küçük betizi
İlteriş Kağan
Üye
Üye
 
İletiler: 2100
Kayıt: Cmt Şub 08, 2020 18:53


Şu dizine dön: Genel - Güncel Konular

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 2 konuk

cron

x