Stratejide Mezhep mi,
Etnik çatışma mı önceliklidir?Emperyalizmin ulusları ele geçirmede temel üç silahı vardır. Stratejik önem sırasına göre söylersek; mezhep çatışması, etnik çatışma ve ateşli silahlardır.
Emperyalizm, Haçlı saldırılarının kibarlaştırılmış sosyolojik adı olduğundan, içinde dini unsur taşımıyormuş gibi görünür. Oysa emperyalizmin felsefi alt yapısı, DNA’sı, Batının Haçlı ideolojisinden kaynaklanır.
Bu teorik girişten sonra, Amerika’nın neden mezhep çatışmalarını öncelikli ele aldığının uygulamasını yapalım.
Amerikan resmi organları tarafından açıklandı. Füze Kalkanı İsrail’i de koruyacak.
İçeride Amerika adına kamuoyu imalatçıları başlamıştı bağırmaya, İsrail’in kendi füze kalkanı var. Füze Kalkanının İsrail’i koruyacağı yalanını
Ergenekoncular söylüyor, İP söylüyor diye…
Amerikan resmi organlarının açıklamasından sonra, Akit Gazetesinin köşe yazarları şunu söylemeye başladılar.
“Açılımları Erdoğan’a öneren Düşünce Kuruluşları Erdoğan’ı tongaya düşürmeye çalışıyorlar.”
Tabi Akit Gazetesi yandaş gazetelerin dışında bir yayın organı değil. Demeğe çalıştığı; Erdoğan iyi de, düşünce kuruluşları kötü. Amerika’yı temize çıkarma düşüncesi.
Ancak Füze Kalkanı ve MİT-PKK görüşmesi, %50’lik kamuoyu içinde çatlak yarattığı kesin.
Suriye’ye saldırı niyetleri, Alevi Sünni çatışmasını amaçlayan söylemler, belli bir kesimi rahatsız etmeye başladı.
Bir taraftan Suriye’nin iç istikrarını bozarak, İsrail’e doğrudan hizmet yapan Eşbaşkan, öte yandan, sanki İsrail ile savaş varmış gibi söylem tutturmaktadır.
Yani içerde ve dışarıda Sünni kesime seslenmek, Sünni kesimi örgütlemek.
Tekrar uygulamaya dönelim.
Türkiye NATO’nun içinde, OECD’nin içinde, Gümrük Birliğinin içinde, Dünya Bankasının içinde, Büyük Ortadoğu Projesinin içindedir.
Erdoğan, Irak’taki Amerikan askeri için dua edip, ölmesin diyecek kadar Amerika’nın içindedir.
Bu durumda, Türkiye İsrail’le, yani Amerika ile savaş içinde olacak.
Büyük bir sahtekârlık yaşıyoruz.
Amerika izin vermezse, tuvalete dahi gidemeyecek bir yönetim, İsrail’e kafa tutacak.
Değerli yurtseverler, hiç Kafanız karışmasın, 19 Eylül’de Eşbaşkan Amerika’ya gidecek.
Senede bir iki kere Amerika’ya gitmezse, böyle karışıklar oluyor.
Obama’dan gerekli dersleri ve talimatları alıp geldikten sonra, İsrail ile ilgili söylemleri değişecektir.
Geldikten sonra, daha çok Arap ülkelerindeki Sünni çoğunluk üzerine söylem geliştirecektir.
Amerika orada dururken, bunun İsrail’e posta koyması tamamen Sünni Arap ve Sünni Türk tabanına yönelik bir oyundur.
Amerika’da Obama’ya diyecek ki, “iyice tıkandım, tabanımı tutabilmem için bir şeyler yapmalıyım. Aksi takdirde karizmam elden gidecek. Benim İsrail ile ilgili söylediklerimi duymazlıktan gelin.”
Obama da buna, “söyleyeceğin kadar söyledin, Sünni Arapları yanına almak için ne söylersen söyle, İsrail ile çatışmaya varacak sözlerden sakın.”
Zaten Amerika’nın asıl politikası Sünni İslam üzerinedir. Erdoğan’ın ki de öyle…
Gidebildiği kadar Sünni/Alevi ayırımı üzerinden gidecektir.
Çünkü ABD ve İsrail’in planında öncelik, mezhep ayırımındadır. Buna bağlı olarak, Esad bu ayırım kullanılarak iktidardan uzaklaştırılacaktır. Esad’ı götürmek mezhep çatışmasına bağlıdır.
Yani Haçlı elindeki önemli silahlardan biri olan mezhep ayrıcalığını öncelikle kullanacaktır.
Haçlının ikinci silahı Arap/Türk, Türk/Kürt etnik ayırımı olarak gündeme gelecektir.
Haçlıyı görmeden, Türkiye’yi görmek zordur. Türkiye’deki Amerika’yı görmeyenler, ya siyasi körlük içindedirler, ya da kötü niyet içindedirler.
Bülent Esinoğlu19 Eylül 2011 haberiniz.com