İkinci Kürdistan kuruluyor
İç çatışmaların hız kazandığı Suriye’de çok çarpıcı bir gelişme yaşanıyor. Suriyeli Kürtlerin yoğunlukta olduğu Türkiye sınırına yakın Kobani ve Afrin şehirleri ile Cindires, Amude ve Tirbespi kasabaları tamamen Suriye’deki Kürt partilerinin eline geçti. Kamışlı, Sere Kaniye (Ras el Ayn) ve Derik’te de resmi yönetim olmasa da kontrol Kürtlerde bulunuyor.
PKK’nın Suriye uzantısı olarak kabul edilen ve bu bölgelerde yönetimi fiili olarak elinde tutan Demokratik Birlik Partisi (PYD) lideri Salih Müsli, “Çatışmaların bölgemizde de yaşanmaması için halk bunu yaptı” dedi. PYD güçleri “Halk Savunma Birlikleri” adı altında örgütlendi ve resmi binalara Kürt bayrağı çekti. Silahlı militanlar da sokaklarda devriye gezmeye başladı.
Suriye’de Esed rejimi ile muhalifler arasındaki çatışmalar şiddetlenirken, Halep’e bağlı Kobani kasabasını ele geçiren Kürtler, Hür Suriye Ordusu’nun, çatışmaları Kürt bölgesine yaymaması amacıyla yönetime de el koydu. Kasabada aralarında devlet daireleri, belediye ve askeri merkezlerin de bulunduğu 15 kurum ele geçirildi.
Kürtlerin kendi içlerinde oluşturduğu milislerin yol kontrolü yaptığı, kente giriş-çıkışları da denetim altına aldığı görüldü.
Suriye’de adeta küçük bir Kürdistan görünümü veren bu girişimin lideri olarak PYD öne çıkıyor. Kobani başta olmak üzere adı geçen bölgelerde yönetime el konduğunu doğrulayan PYD lideri Müsli şöyle konuştu: “Kobani’de devlet kurumlarında çalışanlar şehri terk etti. Kalanlara isterlerse çalışmaya devam edebileceklerini ama yönetimin bizde olacağını söyledik.”
Sınırda Kürt askerleri hazır bekliyor
Suriyeli Kürt, insan hakları aktivisti Hafiz Abdurrahman ise ilginç bir iddiayı dile getirdi. Suriye ordusundan kaçıp Irak Kürdistanı’na giden Kürt askerlerinden 700 kadarının sınırın Kürdistan tarafında hazır bekletildiğini öne süren Abdurrahman, “Sere Kaniye ya da Kamışlı’da yönetim Kürtlere teslim edilmezse ve çatışma çıkarsa bu askerler bölgeye Kürtlere yardıma gidecek” dedi.
“PYD ile KNC anlaşmış görünüyor”
Kürt kontrolüne alınan bölgelerde yönetim tamamen PYD militanlarının elinde görünüyor. Bu durumun bir anlaşma sonucu olduğunu savunan yerel kaynaklar PYD dışındaki diğer Kürt partilerinin kurduğu Kürt Ulusal Konseyi’nin (KNC) gelişmeleri takip ettiğini belirtiyor. PYD ile KNC’nin bugüne kadar pek karşı karşıya gelmemeye özen gösterdiğini belirten aynı kaynaklar Kobani’de devlet kurumlarına PYD bayrağı asılırken Amude ve bazı diğer bölgelerde PYD bayrağının yanı sıra KNC’nin bayrağının da asılmasını bu uzlaşmanın göstergesi olarak değerlendirdi.
MUHALİFLER TÜRK TIRLARINI YAKIYOR
Suriye’deki iç savaş Türk TIR şoförlerini de vurdu. Muhaliflerin eline geçen sınır kapılarında bulunan çok sayıda Türk TIR’ı yakıldı. Cilvegözü sınır kapısında TIR’ları yakanlar ise bağımsız gözlemcilere göre muhalifler ve Hür Suriye Ordusu militanları. Henüz doğrulamayan iddialara göre Türkiye’deki mülteci kampında kalan Hür Suriye Ordusu militanları da kamptan çıkıp bu saldırıya katıldı, TIR’ları yakıp, freeshopları yağmaladı
- İm (Kod): Tümünü seç
http://www.taraf.com.tr/haber/ikinci-kurdistan-kuruluyor.htm
Suriye’de PKK’yı meşru savunma gücü ilan ettiler
Esad rejimine sadık askerlerin terk ettiği kentlerde şimdi PKK ve Kürt bayrakları dalgalanıyor
Suriye’deki Kürtler (Suriye Kürt Ulusal Konseyi- KNC) adı altında 2011 yılının 26 Ekim’inde Kuzey Irak’ın Erbil kentinde imzalanan anlaşmayla tek bir çatıda toplandı. Kuzey Irak Kürt Yönetimi lideri Mesud Barzani’nin arabuluculuğunda biraraya gelen 16 Suriyeli Kürt grubu Abdul Hakim Başar’ı KNC’nin başkanı olarak ilan etti ve ortak hareket etme kararı aldı. PKK’nın Suriye’deki kolu olan ve aynı PKK gibi Öcalan’ı liderleri olarak kabul eden PYD ise KNC ile yaptığı müzakerelerde anlaşma sağlanamayınca bağımsız olarak hareket etme kararı aldı. PYD ile KNC, Esad rejiminin Kürt bölgelerinden çekilmesi sonrasında ilk kez uzlaşma sağladı. Afrin, Derik ve Kobani gibi büyük Kürt kentlerinin ele geçirilmesinden sonra buradaki devlet kurumlarındaki bayraklar indirildiğinde yerine ortasında güneş bulunan Kürt bayrağının yanısıra PYD’nin örgüt bayrakları da asıldı. Ardından KNC tarafından yapılan açıklamada Suriye’deki tüm Kürt grupların artık en ufak bir ayrılık olmadan bir araya geldiği duyuruldu. PYD böylece ‘Halk Savunma Birlikleri’ (YPG) adını alarak KNC’nin silahlı kolu oldu. 2 bin PKK militanı hemen bu Kürt kentlerine konuşlandırıldı ve kontrol noktaları oluşturuldu.
2 bin PKK’lı konuşlandı
Kürtler dün ele geçirdikleri kentlerde yönetimi de resmen devraldıklarını duyurarak Kürt bölgelerinin yönetimini tek elde toplayan bir ‘yüksek komite’ ile eğitim, sağlık, güvenlik alanında faaliyet gösterecek komiteler kurduklarını duyurdu. Tüm bu gelişmeler olurken Şam’da Esad’a sadık askerlere karşı büyük bir mücadele içinde olan muhaliflerin oluşturduğu Özgür Suriye Ordusu (FSA) ise gelişmeleri sessiz bir şekilde izledi. Muhaliflerin Türkiye’de oluşturduğu Suriye Ulusal Konseyi ile KNC arasında aylardır devam eden görüşmeler, Kürtler’in özerklik talebi nedeniyle sekteye uğramıştı. Bu nedenle muhalifler Kürt bölgelerine asker göndermek istedikleri zaman Kürt ittifakından, ‘Biz kendimizi koruruz’ yanıtını aldılar. Oluşturulan kontrol noktalarından muhaliflerin geçişine de izin verilmedi. Suriye ordusundan kaçan 650 Kürt askerin de Barzani’ye bağlı peşmergeler tarafından Erbil’de verilen eğitimin ardından bu Kürt kentlerine gönderildiği açıklandı. Bu da Barzani’nin hem PYD’ye hem de Suriyeli Kürt gruplara verdiği destek olarak algılanıyor.
Bayrak uzlaşması
Suriyeli Kürtler şimdi başkent olarak gördükleri Kamışlı’yı Esad rejiminin elinden alabilmek için yeni bir operasyona hazırlanıyor. Barzani’ye yakınlığıyla bilinen Kürt gazetesi Rudaw’a konuşan PYD yetkilileri de Kamışlı’daki Esad yanlısı yönetiminin ‘hayatlarının bağışlanması karşılığında’ yönetimi Kürtler’e devretmeye hazır olduğunu yazdı. Buna rağmen Suriye’nin düzenli ordusunun Kamışlı çevresinde önemli gücü bulunuyor. Bu nedenle KNC üyesi Heyam Akil, ‘Kamışlı’yı ele geçirmemiz birkaç gün alabilir’ açıklaması yaptı.
Öte yandan PYD ile Kürt gruplar arasında varılan uzlaşma ile yeni yönetimin bayrağının ‘Ala Rengin’ yani Kürdistan bayrağı olmasına karar verildi. Ala Rengin, ‘Parlak Bayrak’ anlamına geliyor ve Kuzey Irak’taki özerk Kürt yönetimi tarafından da resmi bayrak olarak Irak bayrağının yanında kullanılıyor.
PKK’nın yükselişi Esad’ın oyunu mu?
İsrail istihbaratına yakınlığıyla bilinen Debka sitesi Suriye lideri Esad’ın Türkiye’den intikam almak için PKK’nın Kürt bölgelerinde kendini göstermesine izin verdiğini ileri sürdü. Debka, Şam’da Milli Güvenlik Merkezi’ne düzenlenen bombalı saldırıda aralarında Savunma Bakanı ve eniştesinin de bulunduğu 4 kurmayını kaybeden Esad’ın, saldırıdan Türkiye’yi sorumlu tuttuğunu, Türkiye’yi zor durumda bırakmak için PKK kartını oynadığını yazdı. İddiaya göre Esad’ın askerleri Kürt bölgelerinden bilinçli olarak çekildi. PKK’nın Suriye kolu PYD’nin buraya militanlarını konuşlandırmasına da izin verildi. Bu sayede PKK’nın sınır bölgesinde rahat bir hareket alanı kazanarak Türkiye’ye yönelik saldırılarını Suriye topraklarından rahatça koordine edebilmesine olanak sağlanmış oldu.
VATAN - 23 Temmuz 2012
Türkiye kendi ayağına kurşun sıktı
CHP ve MHP hükümetin Suriye politikasına ateş püskürüyor.
Esas sorun Esad sonrasında
- Faruk Loğoğlu (Emekli Büyükelçi, CHP Genel Başkan Yardımcısı): İşaret edilen bölgedeki gelişmeleri bire bir bilmiyoruz. Ancak şu bir gerçek ki, Suriye’deki durum giderek kötüleşiyor. İkincisi, Suriye’nin bu koşullar altında toprak bütünlüğünü muhafaza etmesi giderek güçleşiyor. Bir parçalanma durumunda Suriye’de çeşitli etnik gruplar kendilerine alan yaratmaya çalışacaktır. Kürtlerin örgütlenmeleri veya orada daha küçük grupların örgütlenmesi, tüm bunlar Türkiye için sıkıntı olmaya devam edecektir. Bunlarda da AKP’nin izlediği yanlış Suriye politikasının büyük payı ve sorumluluğu vardır. Muhaliflerin Kürtler veya PKK ile yaptıkları işbirliğinin ayrıntılarını bilmiyorum.
Kürtler orada yeknesak hareket eden bir grup değil. Kim kiminle işbirliği yapıyor, o ayrı bir durum. Suriyeli muhaliflere olan destek sürdükçe, Suriye rejiminin kendini korumak için -CHP olarak bizim tamamen tamamen yanlış bulduğumuz- bir terör örgütüne adam, imkan sağlaması, onları belli noktalarda teşvik etmesi beklenen bir olaydır. Maalesef AKP’nin izlediği yanlış politika nedeniyle bu olumsuz gelişmeye ulaşmış olduk. Şunu söylemek gerekiyor: AKP’nin istediği oldu Esad gitti diyelim. Türkiye’nin başı esas Esad sonrasında derde girecek. Esad kalsın demiyoruz ama bu koşullar altında gitmesi, Suriye’nin bölünme olmasa dahi parçalanması anlamına gelir. Suriye’nin çeşitli yerlerinde alt egemenlikler kurulacak ve bu da Türkiye’nin karşısında uğraşacağı bir değil 3-4 Suriye parçacağı olması anlamına gelecek.”
“PKK, Halep’in batısına da yerleşti”
- Mehmet Şandır (MHP Grup Başkanvekili): Bugün yaşananlar önceden öngörülmesi gereken bir sonuçtur. Zaten amaç Suriye’yi demokratikleştirmek falan değil, bir Kürt devleti kurmaktır. BOP’un amacı da budur. Dolasıyla bu olay burada kalmaz. Bölgenin kuzeyinde de aynı eyleme teşebbüs edilecektir. Zaten Halep’in batısındaki Kürt Dağı diye tanımlanan bölgede de aynısı yaşanmaktadır. Orada PKK kamp kurmuş, yerleşmiş durumda. Muhalif güçlerin de desteğinde bunu yapıyor ve buradan da Türkiye’ye saldırılar düzenliyor.
Türkiye’nin muhalifleri desteklediği, silahlandırdığı ve Suriye’ye eyleme gönderdiği görüntüsü, Türkiye’ye yakışmıyor. Bunun doğru olmadığını hükümetin inandırıcı bir dille ifade etmesi gerekir. Türkiye kendi topraklarını hiç kimseye, hiçbir ülkeye saldırı üssü olarak kullandırmamalıdır. Bu Türkiye’ye ve Türk miletine yakışmaz. Uluslararası zeminde Türkiye’nin muhalifleri silahlandırdığı algısı rahatsızlık veriyor...
Aynısı Libya’da yaşandı. AKP hükümeti Libya muhaliflerine lojistik, parasal destek sağladı. Ama o muhalifler işbaşına geldiği andan itibaren, İtalyanlar’ın Osmanlı’dan Libya’yı aldıkları 1912 tarihinin yüzüncü yılını İtalyanlarla birlikte kutladılar. Burada da aynı şey başımıza gelecek. Türkiye topraklarında bir Kürt devleti kurmak isteyen PKK ile işbirliği yapan Suriye muhalefetine destek vermek, kendi ayağına kurşun sıkmaktır.
“Kürt bölgesinin temeli maalesef Türkiye tarafından atılıyor
- Sinan Oğan (Stratejist, MHP Iğdır Milletvekili): Aylardır Türkiye’nin eliyle KCK hayata geçiriliyor diyoruz. KCK 4 parçalı Kürt devletinin kurulmasıdır. Birinci parça, Irak’ın kuzeyinde zaten kurulmuştu. Türkiye bu bölgede merkezi hükümetten bağımsız bir şekilde petrol ve doğalgaz anlaşmaları imzalayarak, Irak’ın toprak bütünlüğünü tanımadığını ortaya koymuştur. Barzani hükümetini bu anlaşmalarla tanımıştır. Suriye’de Esad rejimini devirmekle ikinci KCK oluşturuyor. Suriye’deki Kürtler’in bir karışılıkta ve Esad sonrası istikrarsız ortamda kuracakları çok belli olan Kürt bölgesinin temeli maalesef Türkiye tarafından atılıyor. Geriye bir tek İran kalıyor. Suriye’de bu hadiseler neticelendirdikten sonra sıra İran’a gelecektir. Orada da bir Kürt bölgesi ortaya çıkarılacaktır. Ardından da Türkiye’ye, ‘Korumanız altına alın, şöyle büyüksünüz böyle Osmanlısınız’ diyecekler. Biz maaselef fotoğrafa geniş açıdan bakmıyoruz. Olay sadece Suriye’deki bir iktidar meselesi değil. Büyük resme baktığınız zaman, Suriye’de bir rejim değiştirme savaşından çok daha öte BOP, İsrail’in güvenliğini sağlayacak bir Kürt devletinin kurulmasını istiyor. Barzani’nin bölgedeki Kürt grupları birleştirdiğini görüyorsunuz.
Suriyeli muhaliflerden Türkiye’nin çekeceği var. Zannediliyor ki bu meseleye Türkiye müdahil olduğu taktirde muhalifler Türkiye’nin her istediğini yapacak. Öyle değil. Esad’ın gitmesi artık vakit meselesidir. Ama Esad sonrası yönetim Türkiye’ye ciddi sıkıntı yaratacak. Bölgede farklı bağımsız gruplar ortaya çıkacak ve Türkiye’den de talepleri bitmeyecektir. Tır yakma meselesini şimdi gördük ama önümüzdeki yıllarda fazlasıyla bu tür hadiseleri yaşayacağız maalesef. PKK meselesinde aslında öngörülebilirlik vardı. Ama bölgede bir Kürt yapılanması kurulduktan sonra bu yapılanma PKK kontrolünde olacaktır. Bunun anlamı da Türkiye’ye yönelik saldırıların şiddetinin ve sayısının artmasıdır.
VATAN - 23 Temmuz 2012