Kapalı kutu açıldı !..
[img]http://img516.imageshack.us/img516/7646/newsmansetresimcccolinkid7.jpg[/img]
Fenerbahçe'nin Beşiktaş'ın elinden kaparak renklerine kattığı Colin Kazım Richards, Türk asıllı olmasına ve Milli takım'a seçilmesine rağmen hala Türk futbolseverler için kapalı kutu. Ancak Colin Kazım, TFF'nin yayın organı Tam Saha'ya verdiği röportajda meraklıları için bazı ip uçları verdi:
Kazım'ın Tam Saha'dan İlker Uğur'a yaptığı açıklamalar şöyle:
"Sol, sağ kanat, forvet arkası ve forvette oynayabilirim. Topla buluşup defansı karşıma almayı seviyorum. Çeşitli numaralarım var. İyi şut çekerim, pas dağıtırım ve güçlüyüm. Her hücum pozisyonunda oynayabilirim." diyen Kazım, topu alıp boş alanlara doğru koşmayı sevdiğini belirtti.
Kendisine "Coca Cola Kid" denmesinin sebebini de anlatan Colin Kazım, "Bury takımında oynuyordum. Alt ligdeydi ve beni almak isteyen pek çok kulüp vardı. Bunlar içinde Premier Lig kulüpleri de bulunuyordu. Bense daha fazla deneyim kazanmam gerektiğini düşünüyordum. O dönemde Brighton kulübünden menajerimi aradılar ve bir taraftarlarının Coca Cola kampanyasından kazandığı 250 bin poundla beni transfer etmek istediklerini söylediler. Ben de kabul ettim. Coca Cola onlara parayı verdi, onlar da bu parayla beni transfer etti." dedi.
İsteseydi İngiltere Milli Takımında oynama hakkını da kazanabiliceğini ama Türk Milli Takımı'nı tercih ettiğini söyleyen Kazım, buna neden olarak ise "Bence Türkler bazı şeyleri daha fazla takdir ediyorlar. Türkiye Futbol Federasyonu ve Milli Takımlardan yetkililerle konuştuğum zaman bana karşı çok sıcak davrandılar ve beni bu ülkenin bir parçası olarak gördüklerini hissettirdiler. Ben de burada olmam ve bu takım için oynamam gerektiğini düşündüm. Takdir futbolcular için önemli. İnsanların futbolun bazen hiç kolay olmadığını anlamaları gerekli diye düşünüyorum. Saha içi ve dışında hep konsantrasyonunuzun üst düzeyde olması lazım. Takdir bunu kolaylaştıran ve futbolcuyu motive eden bir şey." diye konuştu.
Kendisine güvenen bir futbolcu olduğunu da ifade eden Colin Kazım Richards "Ben zaten kendimden yeterince eminim. Yeteneğime ve kendime çok inanıyorum. Teknik adamın size inandığını gösteriyor takdir edilmek. Teknik direktörün size inandığını bildiğiniz zaman da söyledikleri çok yaralayıcı olmuyor. Çünkü size o an kızsa bile iyiliğiniz için söylediğini biliyorsunuz. Size yardım etmek istiyor. Sevmediği için değil, sizin ve takımın iyiliği için bu tepkiyi gösteriyor. İngiltere'de uzunca bir süredir gayet iyi oynadım ama İngilizler genç ve iyi oyuncuyu takdir etmek için biraz fazla zaman harcayabiliyor. Kendimi göstermem için fırsat vermediler. Ama Türkiye bu fırsatı verdi ve beni çok hoş karşıladı. Kendi kendimle konuştuğum zamanlarda 'Ben siyahîyim, beni Milli Takım'a davet etmeleri tenimin rengiyle bir dertleri olmadığını gösterir. Onlar benim tenimi değil içimi görüyorlar' dedim. Ben Türküm ve bu gerçekten bana kendimi çok iyi hissettirdi. Bana baktığınızda Türk olduğumu göremezseniz. İngiltere'de sokakta yürürken kimse Türk olduğumu bilemez. Böyle bir durumda Türkiye'nin beni Milli Takım'a çağırması gerçekten bir rüyanın gerçekleşmesi benim için." duyi konuştu.
"Ada basını senin Türkiye'yi tercih etmen konusunda nasıl bir yaklaşım sergiledi?" şeklindeki soru üzerine ise Kazım "Bazı tepkiler oldu. Benim İngiltere için iyi olmadığımı ve o yüzden Türkiye'yi tercih ettiğimi yazdılar. Ama benim İngiltere Milli Takımı'ndan da aynı gün çağrı aldığımı bilmiyorlardı. Bunu ben biliyordum ama basın bilmiyordu. Komikler gerçekten. Avrupa Şampiyonası eleme gruplarında Türkiye, İngiltere'den çok daha iyi bir konumda. İngiltere belki Avrupa Şampiyonası'na katılamayacak. Bu elemelerin sonunda kimin güldüğünü göreceğiz. Türkiye çok büyük bir ülke. Saygısızlık etmek istemiyorum ama Antigua Milli Takımı'nı seçmedim. Seçtiğim takım çok büyük bir futbol ülkesinin milli takımı. Türkiye son dönemde hep ön plana çıkıyor. Dünya Kupası üçüncülüğü, Avrupa Şampiyonaları'nda gösterdiği performans ve eleme performansları hep etkileyici olagelmiştir. Ben İngiltere'nin en son hangi Dünya Kupası'nda üçüncü olduğunu hatırlamıyorum. Benim tercihim konusunda basın kendisinden beklenileni yaptı." yanıtını verdi.
Kazım Fenerbahçe'ye transferi için ise şunları söyledi: "Sürekli en üst düzeyde oynamak istiyorum. Benim için hangi ülke olduğundan çok oynadığım takımın düzeyi önemli. Şampiyonlar Ligi, Avrupa Şampiyonası ve Dünya Kupası'nda oynamak, büyük bir oyuncu olmak istiyorum. Türkiye'nin en büyük kulübüne geldiğim için de çok mutlu ve heyecanlıyım. Burada büyük işler yapacağım."
Kazım röportajın son bölümünde ise günlük yaşantısı üzerine bazı bilgiler verdi:
Müzik dinlemekten hoşlanırım. Kız arkadaşımla vakit geçirmek hoşuma gider. Tam bir aile adamıyım. Ailemi severim. Köpeklerim var ve onları dolaştırırım. R&B, Hip hop, Reggae. Şimdi bu röportajı yapıyoruz diye yalan söyleyecek ve "Türk müziği dinliyorum" diyecek değilim. Ben dinlemem ama annem dinler. Ninem ve dayım da hep Türk müziği dinler. Mustafa İzzet'in ailesi İngiliz'di. Benim ailem Türk'tür. Hem de çok çok çok Türk'tür. Ninem namazında niyazındadır. Evlerinde her şey Türk işidir. Türk uydusuna bağlıdır ve tüm izledikleri kanallar Türk kanallarıdır. Greenlanes diye bir yer vardır Londra'da. Yaklaşık 3 kilometrelik bir sokak sağlı-sollu Türk dükkânlarıyla doludur. O bölgenin tamamı Türkler tarafından satın alınmıştır. Bazen oraya yemek yemeye gideriz. Benim ailem yüzde yüz Türk'tür.
(Ligtv.com.tr)
http://www.ligtv.com.tr/Default.aspx?r=1&hid=22175