Kapatmayı kimler engelledi?

Kapatmayı kimler engelledi?

İletigönderen kaye » Cmt Ağu 02, 2008 2:05

KAPATMAYI KİMLER ENGELLEDİ???

Yok yok bu kapatılmama işinde bazıları gibi akçeli işler var demeyeceğim.
Ankara’da fısıldandığı gibi hanım tarafından akraba olan ünlü işadamından da söz etmeyeceğim.
Bunların hepsi zırva.
Böylesine tarihe not düşecek bir davada bunların geçerliliği olamaz.
Peki o zaman ne midir kapatmaya engel olan şey ya da kim midir kapatmaya engel olan güç?
Tayyip Erdoğan’ı proje olarak Türkiye’ye sunan ve kabul ettiren kim ise o...
Gelin hep beraber mini bir hafıza turuna çıkalım:
Tayyip Erdoğan’ı fenomen yapan ve ona karizma kazandıran olaylar neydi hatırlayalım.
Soruyorum Erdoğan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı iken ne yaptı da bütün toplumca bilinir oldu ya da efsaneye dönüştü?
İstanbul’u imar mı etti, metro mu yaptı, Haliç’i mi temizledi, yeni yollar, altyapılar mı yaptı.
Hayır...
Sakın su işini halletti ya demeyin.
Tayyip beyin İstanbul’a su gelmesi bağlamında kendi başlatıp bitirdiği tek bir mega proje yoktur. Bugünkü Melen’in bile mega proje olmadığı ortaya çıkmıştır.
Diyeceksiniz ki o zaman sular birden nasıl akmaya başladı?
Doğru aktı, ama o, Tayyip beyin değil âlemleri yaratan Cenab-ı Hakk’ın lütfuydu. İstanbul’da 50 yılda ilk kez o sene her zamankinin 5 misli fazla yağmur yağdı ve barajlar doldu... Öyle olmasa ve iddia edildiği gibi su sorunu çözülmüş olsaydı bugün İstanbul hâlâ su sorunu ile debelenmezdi.
Şu halde Tayyip beyi efsane yapan icraatları şu bu değil, başka şeylerdir.
Peki ne midir?
Okuduğu şiirle mahkûm edilmesidir.
Evet bugün daha iyi anlaşılıyor ki Tayyip beye şiir için verilen ceza aslında startı verilen proje senaryosunun ilk sahnesiydi.
Doğru değil demeyin amaç Erdoğan’ı tasfiye olsaydı şiir okumaktan değil, İstanbul’da yargılandığı yolsuzluk davalarından birinden ceza aldırılırdı.
Öyle ya şiir için içeri atabilen yolsuzluk için de bunu pekâlâ yapabilirdi.
Bu olmadı, çünkü Erdoğan yolsuzluktan ceza alsaydı yüz kızartıcı suç sebebiyle ömür boyu siyasetten yasaklı olacaktı.
Tam bu noktada hatırlayalım, Erdoğan’a şiir için ceza veren mahkeme DGM’dir ve askeri üyeleri de vardır...
Süreci izleyelim...
Ecevit’e karşı malum komplolar kuruluyor ve hükümet üyesi Kemal Derviş’in tezgâhı ile hükümet düşüyor.
Ecevit’i kimler düşürmek istiyor hatırlayın.
Ardından bir gece ansızın erken seçim kararı çıkıyor ve şiir okumaktan hapse atılan mağdur Tayyip Erdoğan’ın partisi birinci oluyor.
Erdoğan birinci dönemi boyunca Türkiye’nin bütün kırmızı çizgilerini paspas yapıyor, ama yeterli bulunamamış olacak ki devam etmesi isteniyor.
2007’nin Mart ayında AKP’nin oyu Başbakan’ın kendi araştırma ve beyanları ile yüzde 25-30 arası, ki bu tek başına iktidar olmaya yetmiyor.
Aaaa o da ne?
Gece yarısı bir muhtıra ve Abdullah Gül’e 367’lik Anayasa darbesi.
Hemen erken seçim kararı alınıyor.
Sonuç: 367 darbesi ve muhtıra ile yüzde 25-30 aralığında olan AKP yüzde 47’ye tırmanıyor.
Aradan birkaç ay geçiyor ve dünyayı küresel kriz dalgası sarıyor.
Birileri, daha yaptıracak işlerimiz var, AKP bundan etkilenmemeli diye düşünürken tam bu süreçte herhalde tesadüf olacak AKP için kapatılma davası açılıyor.
AKP derin bir oh çekiyor, zira fiilen zaten var olan ekonomik krizi bu davayla örtüyor ve imajını diri tutuyor.
Tam bu notada bir virgül koyup soralım, bütün bunlar tesadüf müdür?
Erdoğan zora düşünce neden hemen radikal zeminler inşa edilip korumaya alınıyor.
Komplo teorisi kuruyorum mu dediniz...
O zaman izah edin bana 367 gibi bir garabete oy veren malum üyeler AKP’nin kapatılmasına nasıl hayır dediler.
CIA bölge direktörlerinden eski ABD Ankara Büyükelçisi Mark Parris’in AKP kapanmayacak beyanı da tesadüftü öyle mi?
Sonuç: AKP’yi kapattırmayan irade, onu kurduran ve kullanan iradedir. O irade dolaylı yollarla sonuç almıştır.


anlayana...
Tamer Korkmaz cevap ver?
Yeni Şafak yazarı sevgili Tamer Korkmaz AKP kesin kapatılacak dediğim için beni eleştirdi. Doğrudur biz o noktada yanıldık ve eleştirileri kabul ediyoruz, ama yanılan sadece biz değil, kendisinin de yazdığı Yenişafak’ın pek çok yazarıdır. 367’yi kabul eden bu üyeler AKP’yi de kapatır diyen çok sayıda Yenişafak yazarı var. Bunlar arşivde mevcut. Keza Nazlı Ilıcak ile Hasan Celal Güzel de ekranlarda haftalarca aynı şeyleri söylediler. Hal bu iken Tamer’in onları hatırlamaması, hafıza eksikliğinden ziyade sözde İslamcı medyada var olan hepimizin bildiği malum rezervlerden olsa gerek... Sakın bana rezerv yok deme Tamer işte o zaman yumarım gözümü açarım ağzımı... Gelelim sevgili Tamer’in gazetem Yeniçağ için yaptığı alaycı statükocu nitelemesine? Sahi Tamer statükocu olmamak İbrahim’i dinler safsatası ile İslam’ı iğdiş etmek ve Şanlı Peygamberimiz Muhammed (as)’ın Müslümanlığını tasfiye edip Vatikan’ın kontrolünde yeni bir din yaratmak ve de yeni bir peygamber imal etmek midir? Eğer öyleyse Tamer evet Yeniçağ statükocudur, zira Yeniçağ’ın kıblesi Vatikan değil Kabe-i Muazzama, Peygamberi de Şanlı Muhammed(as)dır... Statükocu olmak ılımlı İslam ambalajıyla emperyalizmin BOP projesine meydan okumaksa, evet Yeniçağ statükocudur. Örnekleri daha da artırabilirim ama gerek yok, anlayan anlar. Tam bu noktada Tamer’e bir sorum var, bakalım cevap verebilecek mi? Son sözüm... Ahh Tamer ahh. Dinime küfreden bari Müslüman olsa!


yol gösterici
Haşim Kılıç AKP antrenörü mü?
Haşim Kılıç’ın dünya görüşü malumdur, AKP’ye sempatisi olmuş olabilir. Bunlar normaldir de Kılıç’ın AKP’ye antrenörlük yapması anlamına gelecek tavırları sergilemesi normal değildir. Peki bunu ne zaman mı yaptı? Milyonlar şahit oldu, AKP ile ilgili karar açıklanırken sanki üstüne vazife imişcesine iktidar partisine yol gösterdi, yani kapatılmamak için Anayasa’yı değiştirin tavsiyesinde bulundu. Nitekim bu tavsiye dün bütün AKP medyasının manşetlerini süsledi. Tam bu noktada soralım, Anayasa Mahkemesi partilerin Anayasa ile ilgili pozisyonlarını denetliyor, bu yetkiyi de Anayasa’dan alıyor. Sorarım size böyle bir yetkiye karşı çıkan bir Anayasa Mahkemesi Başkanı olur mu? Bu teklif okullar olmasa ne güzel Milli Eğitim Bakanlığı yapılır diyen bakışla eşdeğerdir. Bir başka husus, Haşim Kılıç hem bu tavırları hem de 10 üye ile taban tabana zıt düşmesi sebebiyle artık o görevde kalmamalıdır. Haşim Kılıç’ı istifaya davet ediyoruz.


YAKIŞTIRMA MI...
Yaşar Paşa’dan FB yazarı olur mu?
Duydunuz mu bir ay sonra üniformayı çıkaracak olan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt Fenerbahçe yazarı olmak istiyormuş. Doğru mu, espri ile mi söylendi bilmem, ama eski bir Genelkurmay Başkanı’nın futbol yazarlığı yapması olacak şey değildir... Eğer doğruysa ve Paşa’mız buna kesin karar verdiyse kendisinden bir günlüğüne spor dışı bir yazı talep edip Dolmabahçe’de nelerin konuşulduğunu yazmasını isteyeceğiz.. Hayır hayır, biz Fikri Sağlar’ın iddialarına zerre inanmıyoruz ama ortada bir belirsizliğin olduğu da vakıadır. Öyle ya Şemdinli iddianamesinde malum kesimler tarafından hedefe oturtulan Paşa’mıza ne oldu da o görüşme sonrasında geri çekildi gibi algılandı. Gerçekten geri çekildi mi, yoksa bu yakıştırma mıydı?.. Bir başka şey Paşa’mız K. Irak harekâtında askerimizin geri çekilmesi sürecinde Genelkurmay’da yaptığı toplantıda “Kendine vatansever diyenler” diye bir ifade kullanmıştı. Emin olun aylardır bu nitelemeyi ve kastedileni anlamış değilim. Umarım Paşa’mız Fenerbahçe’yi yazacağı sütunda buna da bir gün açıklık getirir.


Kaynak: http://www.yenicaggazetesi.com.tr/a_hab ... ityaz=4664
Kullanıcı küçük betizi
kaye
Üye
Üye
 
İletiler: 1036
Kayıt: Pzr Oca 06, 2008 0:57

İletigönderen erkan73 » Cmt Ağu 02, 2008 12:06

cok yazik oldu,kapatip gececeklerdi simdi birkac sey satma firsati yakaladilar yine,kibrisa dikkat edin
yok ab yok insan haklari diye orasida elimizden cikacak,durmak yok satmaya devam
Ey Türk İstikbalinin Evladı !

İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi, vazifen; Türk istiklal ve cumhuriyetini kurmaktır ! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur.

Mustafa Kemal ATATÜRK
Kullanıcı küçük betizi
erkan73
Üye
Üye
 
İletiler: 26
Kayıt: Pzr Mar 30, 2008 6:45
Konum: Anadolunun yureginden

Milli damar

İletigönderen borabey » Cmt Ağu 02, 2008 16:29

Kaye,

Tamer KORKMAZA dikkat..
Yeni dönemin yeni yıldızı..
F tipi "milli damar" sözcüsü...
Derin devletin sözde islamcı yeni damarın yeni aktörü...
sözde ABD /israil karşıtı..
özde yeni yandaşı bir tip...

Ergenekon operasyonu ile ABD;eski kullanılanların büyük bir kısmını tasfiye ettirirken,
yeni karşıtlarını gene kendi kontrolünde dizayn etmeye ve sisteme monte etmeye başladı.
Adı geçen vatandaş ta bu oyunun kendince en büyüklerinden...

Ama unutulmamalıdır ki?
Tarih,
Başkalarının çıkarları için kendini kullandıranların sonunun,
Kullananlar tarafından getirilmesine yönelik onlarca örneklerle doludur...

Başka mahfillerce sahneye konulan oyunun sonunu baştan bilmek ve açıklamak sonra da bakın benim dediğim şekilde sonlandı demek kolaydır...
Aklın varsa kendi sonun nasıl olacak?
Buna cevap ver !..
Kullanıcı küçük betizi
borabey
Üye
Üye
 
İletiler: 333
Kayıt: Çrş Haz 25, 2008 14:06

İletigönderen kaye » Sal Ağu 05, 2008 19:40

Anlaşılan sen de çekmişsin ipini operasyonlarla içeri alınanların..
Neye-kime dayanarak??
Hangi senaryoyu kim yazıyor, bunu da çözmüşsün..
Tarihin verdiğin örnekle dolu olduğunu ben de biliyorum ama hiç böylesini de görmedim. Yani tuncay güney gibi bir adamın söylemleriyle bu kadar geniş yelpazenin sallanmasına ilk defa tanıklık ediyorum..
Ayrıca buraya koyduğum yazı yazarının düşüncesidir. Benim ki insanların muhakeme yapmasını sağlamak için bir alıntıdan ibaret..
Kullanıcı küçük betizi
kaye
Üye
Üye
 
İletiler: 1036
Kayıt: Pzr Oca 06, 2008 0:57


Şu dizine dön: Gazete Köşe Yazarları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 4 konuk

x