KARARSIZLARIN KARARLILIĞI…(I)
Dr. Noyan UMRUK
Tüm dünyada kamuoyu araştırmaları siyasette kararsız seçmenlerin ağırlığının arttığını, onların güçlü bir oy deposu olarak sahnede yerlerini aldıkları gösteriyor. Yakın gelecekte birçok ülkede siyasetin ve toplumsal kurumların yeniden yapılandırılmasında bu ağırlığın ciddi biçimde artacağı hususunda siyasi gözlemcilerde fikir birliği var.
O halde, ister bir türlü marka yaratamayan Türkiye’nin evrensel düzeyde yarattığı tek marka olan“Gezi Ruhu”, ister “Wall Street’i et işgal” eylemi(1), ister “Los İndignados-Öfkeliler”(2) deyin, Gezi ruhu ile simgelenen bu derin tepkilerin, gençlikle başlayıp orta sınıfları da peşinde sürükleyen bu dip dalgalarının eşanlı olarak ortaya çıkması, toplumlar üzerindeki ciddi etkisi ve nedenleri üzerinde durmak gerekiyor.
NEDEN?
Temel neden, hiç şüphesiz, artık, doğanın katledilmesi ve halkların yoksullaşmasına yol açan arsızlığa varan soygunlarla yaşayabilen vahşi kapitalizm ve onun kaçınılmaz türevi emperyalizmin kitleler üzerinde yarattığı “Zulmün önlenemez birleştiriciliği… Bir kitlenin oluşmasının ve iç yaşamının en çarpıcı özelliklerinden biri zulme uğramış olma duygusudur; bu duygu kendisini sonsuza dek düşman ilan edenlere yönelttiği kendine özgü bir öfke ve asabiyettir.”(3)
Bu zulüm, kitlelere, özellikle son 40 yılda giderek “uçurumlaşan gelir dağılımı”, “işsizlik”, “sosyal politikaların çökmesi”, bu gelişmelere karşı mücadele mekanizmaları olan demokratik kitle örgütleri, sendikaların hukuki düzenlemelerle işlevsizleştirilmesi ve de bu duruma gösterilen demokratik tepkilerin acımasızca bastırılması, özel yaşam ve yaşam biçimlerine yapılan kurumsal ve bundan güç ve destek alan yerel müdahaleler şeklinde yansıyor ve de dip dalgalarının şiddeti arttıkça artıyor.
Doğrudan katılma yolları büyük ölçüde tıkanmış temsili demokrasi ve onun 4-5 yılda bir iktidara uzanma çabasındaki “herkese mavi boncuk dağıtan” klasik siyasi partileri vahşi kapitalizmin dişlileri arasına sıkışmış kitleler için giderek anlamını yitiriyor.
SÜRECİN DOĞASI:
Canetti, patlamayı kapalı kitleden açık kitleye ani geçiş olarak tanımlıyor. Patlama “Açık kitle, çoğunlukla güvenli herhangi bir uzamdan, her şeye maruz kalmayı göze alarak ve herkesi kendine çekerek serbestçe hareket edebileceği kent meydanlarına ve sokaklarına taşmış görünümüdür. Ancak bu dış görünümden de önemlisi, buna denk düşen iç devinimdir: Katılanların sayısının sınırlı olmasından duyulan tatminsizlik, başkalarını çekmek için duyulan ani ve güçlü istek, bütün insanlara ulaşmaya yönelik tutkulu bir kararlılık …”
Anahatları ile Canetti’ye katılmamak mümkün değil. Bu kuramsal altyapı niteliksel farklılıklarına rağmen herhalde Taksim’i de, Wall Strett’i de, Madrit sokaklarını da, Tahrir’i de açıklıyor…
Canetti’ye göre sürecin olgunlaşması aşamasında ise “Bu açık kitle, büyümekten feragat ederek kalıcılığa önem vermeye, yeniden kapalı kitle haline dönüşmeye başlayarak kendi sınırlarını kabul etmek suretiyle kalıcılaşma sürecine girer… Kendisine içini dolduracağı bir uzam yaratır… Bu sınır düzensiz artışı önler, ama aynı zamanda kitlenin dağılmasını çok daha zorlaştırır ve böylelikle çözülmeyi erteler.” Bu yolla kitle büyüme olanağından bir ölçüde özveri göstererek bir konsensusda (ortak akıl) homojenleşerek siyasi güç ve etkinliğini arttırır.
KARARSIZLARIN PRATİKTEKİ KARARLILIK ÖRNEKLERİ:
Örneğin; “1 zengine karşı 99 yoksul, bu büyük bir eşitsizlik”, “Kapitalizm organize bir suçtur” sloganları ile zihinlere kazınan Wall Street’i işgal ruhu, Amerika’da seçimlerde oy vermeye gitmeyerek tavrını koydu. Katılım oranının olağanüstü düşüklüğü de gösterdi ki; Amerikan orta sınıfı, son seçimlerde oy vermeye gitmeyip seçim sürecinin dışında kalarak sisteme tepkisini gösterebildi... Başkan Obama da bunun kendisine ve sisteme verilen en etkili mesaj olduğunu söylemiyle üzüntülerini dile getirdi. “Dağ dağa küsmüş, dağın haberi olmamış.” diyebilirsiniz. Ben de öyle diyorum. Ama bu konuya çok daha ilginç ve ciddi örneklerle devam edeceğiz.
(1) UMRUK; “Hessel ve Wallerstein’a serzenişler”, Aydınlık G,21.12.2011
(2) UMRUK; “Los Indignados (Öfkeliler)”, Aydınlık G,14.12.2011
(3) Elias CANETTİ; KİTLE VE İKTİDAR (Masse und Macht) Çeviren: Gülşat Aygen, Ayrıntı yayınevi, 2012