Dün dayıoğlum aradı. Herkesin dilinde bir Kasım ayı korkusu var, kasımda ne olacak sence diye sordu. Bende kasımda bir şey olacağı yok, ekonomi tüm ağırlığı ile etkilerini kasımdan itibaren göstermeye başlayacak diyerek yanıtladım.
Nasreddin hoca fıkrasındaki gibi; olacak olan, batmış bir ekonomi ile insanların süreç içerisinde yaşamaya alışacak olması. Kasımda en azından bu olacak ve her şey daha da iyiye gitmeyecek. İşçi, köylü, memur, emekli bu kesimlerin cebindeki para artmayacak aynı hızla erimeye devam edecek. Bugün dolar kuruna baktığımızda 6,10-6,20 arasında dalgalanıyor. .Zirve nokta 7,25’den buralara inmesi bizlere bir başarı hikâyesi olarak sunuluyor.
Nereden buralara nasıl geldiğimiz unutturuluyor.Sene başında merkez bankası dolar kurunu dillendiren yok.(3,76TL) Kısaca sene başından bugüne kadar gerçekleşmiş olan %65 devalüasyon bilinmiyor anlaşılmıyor zannediyorlar.
Ülke zor günlerden geçiyor. Kimisi kendi çapında, bu ekonomik yangından çıkar sağlayıp sattığı mala fahiş zam yapıp kısa yoldan köşeyi dönme hayalleri kuruyor. Kimi fırsatçılık, kimi stokçuluk yapıyor. Kimimiz de kendi hesabına ülke adına üzülüyor uykuları kaçıyor. Çok şükür bugün karaborsa piyasası diye bir piyasa faaliyette değil. Parası olan düdüğü çalıyor.
Yerel seçimlere şurada 5 ay var. Tabi süresi gereği mart ayında yapılır, herhangi bir şekilde öne çekilmez ise. Hedef marta kadar idare etmek. Bankalar sendikasyon kredisi adı altında yurtdışı kaynaklı %110 oranları ile halen borçlanabiliyorlar. Sadece paranın maliyeti arttı. Yurtdışından pahalı olmakla birlikte gene de borçlanabiliyoruz.
2018 yılını iyi yada kötü, bir şekilde sonlandıracağız.
Ya 2019, önümüzdeki sene ne yapacağız? Ekonomi ne durumda olacak? Ekonomistlerin 2018 yıl sonu enflasyon öngörüsü %28 olacağı yönünde. Önümüzdeki yıl bu 28 rakamının üzerine enflasyon fiyatlamasına devam edersek kantarın topuzu kaçar. O zaman enflasyon gerçekten azgın bir canavara dönüşür. Bunun da önünü alamayız. Bu yüzden bu seneden sert ve katı önlemlerin alınması gereklidir. Ancak vatandaşın görüp yaşadığını hükümet görmüyor ve yaşamıyor. Aksine hükümet ülkede bir kriz olmadığı iddiasında. Sormazlar mı adama o zaman bu McKinsey ne iş diye.
Kaynayan kazan sınır bölgemiz ise birçok olaya gebe. Sınır güvenliği ile ilgili ne yapıyoruz. Abd destekli 80bin silahlı kürt ne zaman harekete geçirilir bilmiyorum. Daha yeni adı zırhlı araç olan bir aracın içerisinde, mayın patlaması sonucu 8 askerimiz şehit oldu. Zırhlı denilen araçta ölen 8 askerimizin hesabını kim verecek. Bir kişi çıkıp da bu nasıl zırh, bu nasıl zırhlı araç demiyor. Bu araçları satan firmadan, alım esnasında bu araçlara onay verenlerden hesap sorulmayacak mı? Meclisteki 600 vekil maaş almaktan başka ne iş yaparlar?
Tarımı da iyice öldürdük, yarın güney bölgemizden bir savaş başlarsa sınır güvenliğini nasıl sağlayıp, insanlarımızın karnını nasıl ne ile doyuracağız.
Bunun cevabı belli değil. Bol keseden devamlı demeçler veriliyor ama ne tarımı,
ne eğitimi, nede ekonomiyi düzeltme adına somut atılan adımlar yok.
Meclis kayıkçı kavgasında, vatandaş yaşama kavgasında.
Doğru ben unuttum, memlekette kriz yoktu. Ah bu unutkanlık yok mu…
Zafer Atun
08/10/2018