KASNAK
Osmanlı’da devșirme pașa için söylenmiș sanıyorum.
Devșirme ocağına bir çingene çocuğu alınır. Gel zaman git zaman bizim çingeneoğlu bașvezirliğe değin yükselir.
Günlerden birgün, artık Belgrad Ormanları mı nedir, ormanda ‘șürekası’ ile birlikte at binerken, iri gövdeli bir ağacın önünde durur.
Doğrusu ben bilemem ama o cins ağaçtan iyi kalbur kasnağı yapılırmıș.
Bașvezir onca eğitim onca öğretimden sonra, genlerindeki çingenelikten olacak, ağacı gözleri ile iyi bir süzdükten sonra; ‘bu ağaçtan ne güzel kasnak yapılır’ değil mi ama diye söylenmiș.
Çevresindekiler ne demek istediğine pek anlam verememișler ama, bu öykü Anadolu insanı için hep bir ‘ders’ olarak anlatılagelmiștir.
O bașvezirin iyi bir yönetim sergileyip sergilemediği değil sözkonusu olan. Ancak, önünde sonunda ve bir gün kesinlikle, bașvezir, benliğine içkin olanı gün yüzüne vuracak demektir.
Ne kadar cumhuriyet, ne kadar demokrasi, ne kadar devlet, ne kadar ulus denirse densin, o tür bir bașvezir ve ‘șürekası’ birgün ‘ne güzel kasnak yapılır’ diyeceklerdir.
Bu cumhuriyeti kasnağa çevirmek de olabilir, ulusal sınırları kalbura çevirmek de..
Seçimleri eleğe (zaten Fransızcası eleksiyon değil midir?), ‘Ulusa Sesleniși’ ulusu kalaylamaya çevirmek de..
Devleti çadıra çavirip, mahkemeleri kadıya devretmek de..
Sözde değiștiklerini söyleseler de, özleri değișmez bunların.
Külhanbeyi gibi yürüdüklerine bakmayın siz, pabuçlarını en erken ellerine alacak olan da bunlardır; uzak ellerde sığınaklarını șimdiden ayarlayan da bunlar.
Öyle ‘gömleğimiz hazır’, ‘çarșafımız çantamızda’ türü sözlerle karanlıkta ıslık çaldıklarına da güvenmeyin.
Bunlar üryan geldi üryan gideceklerdir.
Çalıp çırptıkları yanlarına kar kalmayacaktır.
Bu bașvezir ve șürekası Türkiye halkına hesap vermeden kaçıp kurtulamayacaklardır.
İmralı mı olur İmroz mu bilemem.
Ancak gemilerle kereste ve bakır kaplar gönderilip, oradan güzelim kasnaklar ve kalaylanmıș kap-kacak getirelecektir.
Bunlardan bașka birșey olmaz.
Bunlar emanete hıyanet etmișlerdir.
Bugün Türkiye dıșborç yüzünden ‘haciz’in eșiğindedir.
Bugün Türkiye Birleșmiș Milletler Barıș Gücü’nün ‘müdahale’si için gün saymaktadır.
Bugün Türkiye bir ‘içsavaș’ın arifesindedir.
Kalburlara zil takılı olmasına aldanıp tef sanmayın sakın.
Ortalık Gül’lük gülistanlık değil hiç.
İkibinona kaç var dediniz?
İște bunların ellerine kasnaklarını vermeye o kadar var demektir.
Bir bașka orta-yol görünüyor mu derseniz, hayır yok.
Dahası bunlar geldikleri gibi gitmeyeceklerdir.
Hesaplarını vermek üzere götürüleceklerdir.
Devlet yönetimi, hele Türkiye Cumhuriyeti Devleti, boș kasnaktan kafa çıkarmakla olmaz.
O boșkasnak televizyonlar ve kiralık televizyon baykușları ile birlikte hem de..
Șunun șurasına ne kaldı?
Habip Hamza Erdem