Φ Türk babadan, Alman anadan doğan Derwish, 70'li yıllarda Ecevit'in Ekonomi Danışmanlığı'nı yaptı. 1973'te, Besim Üstünel, Turan Güneş, Can Parker ve Deniz Baykal ile birlikte Ecevit'in danışmanıydı.

Φ 1973-77 yılları arasında ODTÜ ve Princeton Üniversitesi'nde ekonomi alanında ders verdi.

Φ Londra Ekonomi Okulu ve Princeton Üniversitesi Ekonomi Bölümü'nü bitirdi.

Φ Uzun yıllar Dünya Bankası Başkan Yardımcılığı görevini üstlendi.

Φ Bush-Cheney-Powell'in onayıyla, Dünya Bankası Başkan Yardımcılığı'ndan Türkiye'ye gönderildi. Ecevit'in üçlü koalisyon hükümetinde Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı olarak görev yaptı.

Φ 2006 yılında, BM Kalkınma Programı (United Nations Development Programme - UNDP) Başkanlığı'na getirildi ve halen bu görevini sürdürüyor.

Φ Cem Boyner önderliğindeki Yeni Demokrasi hareketi'nin kurucu üyesidir.

---

Ecevit İktidarı Derviş ile Kundaklıyor

Bush yönetimi 2002 yılı başında, Irak, Kıbrıs, Ege ve AGSP (Avrupa Güvenlik ve Savunma Politikası) konularında, milî politika izleyen Başbakan Ecevit'i devirerek, Cem-Derviş-Özkan üçlüsünün başa geçirilmesi kararını aldı. Bu planı hayata geçirmek, operasyonu yönetmek için ABD Savunma ve Dışişleri bakanlıklarının kilit kadrolarını haziran sonu-temmuz başında Türkiye'ye yolladı. Bu ekip, Ankara ve İstanbul'da yığınak yaparak işbirlikçi büyük sermaye ile büyük çıkar gruplarını harekete geçirdi.

Ecevit'e tertiplenen kundaklama püskürtülünce, ABD Savunma Bakan Yardımcısı Paul Wolfowitz*, 14 Temmuz 2002'de acilen Türkiye'ye geldi. Hemen İstanbul Conard Oteli'ndeki TESEV toplantısına katıldı. Toplantının ardından TESEV yönetimi P. Wolfowitz'e, Mustafa Koç'un Kanlıca'daki kâşanesinde akşam yemeği yedi, yemeğe ABD merkezleriyle yoğun bir işbirliği ilişkileri içinde bulunan davetliler katıldı.

15 Temmuz 2002'de Kabil'den tekrar Ankara'ya gelen Wolfowitz, bir dizi temasta bulunarak önünde sonunda Kemal Derviş'i, Deniz Baykal üzerinden başbakanlığa taşıyacak siyasi oluşumu ateşleyip 17 Temmuz 2002'de Washington'a uçtu. Temasları yürütenlerin çoğunun, CFR (Dış İlişkiler Konseyi) ve Bilderberg üyesi oluşları dikkat çekicidir.

ABD'nin, Türkiye'ye ilişkin karar vericilerinin, temmuz ortasında Ankara'da ülkemizdeki uzantıları ile ortak toplantı yaptıkları anlaşılmaktadır. Kamuoyundan gizlenen çok dikkat çekici bir ziyaret bu çabayı ortaya çıkarmaktadır: Merkezi Londra'da bulunan CIA'nın kontrolündeki INC'nin (Irak Ulusal Kongresi) başkanı Prof. Dr. Ahmet Çelebi, 17 Temmuz 2002'de gizlice Ankara'ya geldi ve gitti.

Φ Derviş; dünyanın en üst düzey Bilderberg Grubu üyelerinin davet edildiği 31 Ocak 2002'de New York'ta toplanan Dünya Forumu'na (Davos Toplantısı) TESEV Direktörü emekli Büyükelçi Özdem Sanberk ve KOÇ Holding İcra Kurulu Başkanı Bülent Özaydınlı ile birlikte katıldı. Ecevit hükümetini devirme operasyonu bu toplantıda planlandı.

*Paul Wolfowitz

Dünyayı yöneten uluslararası tröstlerin örgütü olan CFR (Dış İlişkiler Konseyi), TC (Trilateral Commission - Üçlü Komisyon) ve BG (Bilderberg Grubu) üyesi. Bush yönetiminde bu üç örgütün hepsine mensup tek kişi. Baba Bush dönemi Savunma Bakanı Dick Cheney'in yardımcısı; Eski Endonezya Büyükelçisi, John Hopkins Üniversitesi Uluslararası İleri Araştırmalar Profesörü.

Amerikaperestler - Erol BİLBİLİK / 1. Basım - Bölüm: Kemal Derviş

Herhalde bu kadar hizmetlerinden ötürü Kemal Derviş'e en güzel hediyeleri de Polonya asıllı eşi Catherine Derviş'tir..









...

Catherine Derviş ne iş yapardı¿?¹

"ABD tarafından Türkiye'ye kurtarıcı olarak gönderilen Kemal Derviş ve kendisinden 3 ay kadar sonra Türkiye'ye gelen Catherine Derviş'in özgeçmişi hakkında yeterli bilgilere sahip bulunmuyoruz.

İkilinin özgeçmişi hakkında edindiğimiz bilgilerin çoğu gazete haberlerinden ibaret. Gazete haberleri; doğruysa Catherine Derviş hakkındaki bilgiler özetle şöyle²:

☯ Washington'daki Gaorgetown Üniversitesi'nde İspanyolca ve Fransıca eğitimi görmüş, Çin dili üzerine yüksek lisans yapmış. Pekin'i birkaç kez ziyaret etmiş; Çin'i iyi tanıyor.

☯ Polonyo asıllı bir Yahudi ailenin kızı, kızlık soyadı Stachniak. Kemal Derviş'le 1997'de Washington'da evlenmiş.

☯ 3 aylık vize ile Türkiye'ye giriş yapmış, bundan böyle Türkiye'de yaşayacakmış.

☯ Washington'daki 'Kongre Kütüphanesi Çin uzmanı' olarak görev yapmış.

Şimdi, Catherine Derviş'in, 'Kongre Kütüphanesi'ndeki görevinin altını çizelim ve istihbarat örgütleri konusunda dünya çapında bir otorite olan Dr. Jeffrey Richeldson'un, 'The U.S. Intelligence Community' (Birleşik Devletler İstihbarat Örgütü) adlı titabının 127, 137 ve 138. sayfalarına bakalım.

Kongre Kütüphanesi ne iş yapar¿?

Birleşik Devletler istihbarat ağı, ulusal ve askerî istihbarat örgütlerinden oluşur. Bunlara ilaveten bazı sivil kuruluşlarda da politik, askerî, ekonomik ve narkotik konularında dış istihbarat yapan bölüm bulunur. Bunlar; Dışişleri, Ticaret, Hazine, Adalet ve Tarım bakanlıklarıdır. Kongre Kütüphanesi de, istihbarat ağına analitik hizmetlerde bulunan böyle bir bölüme sahiptir.

Kongre Kütüphanesi Federal Araştırma Bürosu, Kongre Kütüphanesi'ne bağlı olarak faaliyette bulunmak ve kütüphane kayıt ve kaynaklarından yararlanmak suretiyle, SSCB hedeflerini tespit etmek amacıyla 1948 yılında kurulmuştur.

Günümüzde Federal Araştırma Bürosu kütüphane koleksiyonu ve diğer kaynaklardan elde ettiği bilgilerle özel araştırmalar yapmakta, bibliyografik hizmetler sağlamaktadır.

Federal Araştırma Bürosu, başlangıçta Savunma İstihbarat Örgütü ve İstihbarat Meslekî Geliştirme Programı Askerî İstihbarat Bölümü ile birlikte çalışmıştır. Günümüzde Ticaret Bakanlığı, Ulusal Uzay ve Havacılık Dairesi, Ulusal Fen Bilimleri Vakfı ve Çevre Sorunları İdaresi ile de faaliyetlerini yürütmektedir.

Federal Araştırma Bürosu çalışmalarını 6 bölümde sürdürmektedir. Bunlar:

☯ Araştırma Bölümü

☯ Batı Avrupa / Latin Amerika Bölümü

☯ Ortadoğu / Afrika Bölümü

☯ Asya Bölümü

☯ Rusya / Doğu Avrupa Bölümü (Askerî, politik, ekonomik)

☯ Rusya / Doğu Avrupa Bölümü (Bilim, teknoloji, endüstri)

Federal Araştırma Bürosu, teknik olarak Kongre Kütüphanesi'ne bağlı olarak çalışan bir bölüm ise de aralarındaki istihbarat ilişkisini kamufle etmek için Kütüphane'den hayli uzakta olan bir gemi tersanesinde faaliyetlerini sürdürmektedir.

Catherene Derviş'in, Kongre Kütüphanesi'nin hangi bölümünde çalıştığına dair henüz bir bilgiye sahip değiliz. Bununla beraber Derviş, Kütüphane Bölümü'nde veya Federal Araştırma Bölümü'nde çalışmışsa, istihbarat ajanı olma olasılığı fazladır."

[1] Erol BİLBİLİK, Aydınlık - 10 Haziran 2001
[2] Hürriyet-Milliyet, 20-23-26 Mayıs 2001

Derviş Türkiye'ye dönüyor

UNDP Başkanlığı görevinden ayrılan Devlet eski Bakanı Kemal Derviş, Türkiye'ye dönüyor.

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) Başkanlığı görevinden ayrılan Devlet eski Bakanı Kemal Derviş, Sabancı Üniversitesi Uluslararası Danışma Kurulu (UDK) üyesi oldu.

Sabancı Üniversitesi'nden yapılan açıklamaya göre, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) Başkanlığı görevinden ayrılan Kemal Derviş, dünyanın önde gelen şirketlerinin üst düzey yöneticileri, küresel fikir önderleri, devlet adamları ve saygın akademisyenlerden oluşan Uluslararası Danışma Kurulu üyeliği görevine 1 Mayıs'ta başlayacak.

UDK, üniversitenin stratejik hedefleri doğrultusunda, uluslararası alanda etkin olma, eğitimde ve araştırmada yeni iş birliği fırsatları yaratma alanında üniversiteye kılavuzluk yapıyor.

Washington'daki saygın araştırma kuruluşu Brookings Enstitüsü'nde, küresel ekonomi, kalkınma, küresel ve bölgesel ekonomik yönetişim alanında 2009 ilkbaharından itibaren çalışmayı planlayan Kemal Derviş, ayrıca, Sabancı Üniversitesi'ndeki İstanbul Politikalar Merkezi (İPM) ile Avrupa'da yönetişim ve AB-Türkiye ilişkileri konularında çalışmalar yürütecek. Derviş, Brookings Enstitüsü ve Sabancı Üniversitesi'nin bazı alanlarda birlikte araştırma yapmalarına destek verecek.

Açıklamada, görüşlerine yer verilen Sabancı Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı da Kemal Derviş'in UDK'ya üye seçilmesinden ve İPM'de sorumluluklar üstlenmesinden büyük mutluluk duyduğunu ifade ederek, Derviş'in uluslararası alandaki deneyimi, bilgi birikimi ve kurduğu iletişim ağlarının, üniversitenin stratejik hedeflerine ulaşmasında büyük katkısı olacağına inandığını belirtti.

Eski Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı Joost Lagendijk'in de Türkiye ve AB hakkında çalışmalar yürütmek ve ders vermek üzere 2009 yılının Haziran ayında Sabancı Üniversitesi İPM'ye katılacağını duyurduklarını anımsatan Sabancı, uluslararası alanda deneyimli Derviş ve Lagendijk'in katılması ile İPM'nin, Türkiye'nin AB yolculuğunda bugüne kadar yaptığı katkıları daha da ileriye taşıyacağına inandığını kaydetti.


(ANKA)

İm (Kod): Tümünü seç

http://www.gercekgundem.com/?p=178286

Sabancı Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı da ... üniversitenin stratejik hedeflerine ulaşmasında büyük katkısı olacağına inandığını belirtti.

Biz iyi biliyoruz ya o üniversitenin, o stratejik hedeflerini, onlar da açıkça söylemekten çekinmiyorlar.

Derviş ve Lagendijk'in katılması ile İPM'nin, Türkiye'nin AB yolculuğunda bugüne kadar yaptığı katkıları daha da ileriye taşıyacağına inandığını kaydetti.

Evet çok katkı yaptılar, o kadar yaklaştık, o kadar yaklaştık ki emperyalist birliğine, 40 yıl önceyle kıyasladığınızda çok fark bulursunuz! Bununla beraber nelerimizden uzaklaştık?

Dinimizden,
Kültürümüzden,
Milli bilincimizden,
Toprağımızdan...

Yaklaştıkça bu birliğe, bunlardan uzaklaşıyoruz, yaklaşma da nasıl yaklaşmaksa, AB'ye yaklaştık dedikçe bedeviler çoğalıyor ülkemizde, çöl şartları sarıyor etrafımızı. Üçkağıtçılık, yalan-dolancılık baş tacı ediliyor, talanı kendi adamın yapıyorsa Allah adına oluveriyor, güzel yurdumun bedevileri de buna inanıyor. Demokrasi sadece bedevilerin hakkı olarak düşünülüyor. Bedeviler, kendilerinden olmayanların hem cehennemlik olduğuna hem de bu dünyada yerlerinin olmadığına inanıyorlar.

Tüm bunlara karşı çıkıyorsan da faşist oluyorsun. Herşeyi satalım, parayı veren kızımızı görsün, abd şeyhleri dinimizi yönlendirsin, oyumuzu belirlesin; papazlar en büyük dostumuz olsun, her ile bir vatikan açalım, papazların sıkıntısı bitsin; teröristlerde insandır, milliyetçilerden daha çok yaşam hakkına sahiptir demiyorsanız vay halinize. Eğer faşist olarak hapse tıkılmazsan da, ne işe girebiliyorsun, ne mesleğinde yükseliyorsun, ne ihale alıyorsun.

İşte, Türkiye'nin emperyalist birliğinde yol alırken katettiği mesafe...

Kemâl DERVİŞ, Brookings Institution'ın Başkan Yardımcısı oldu

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programından (UNDP) bu ayın başında ayrılan Kemal Derviş, ABD'nin pek çok ödül almış önde gelen düşünce kuruluşlarından Brookings Enstitüsünde yürüteceği "Başkan Yardımcılığı" ve enstitünün "Küresel Ekonomi ve Kalkınma Programı Başkanlığı" görevleriyle, küresel ekonomi ve kalkınma çalışmalarına öncülük etmeyi planladığını bildirdi.

Kemal Derviş, New York'ta AA muhabirine yeni görevleriyle ilgili bilgi verdi ve değerlendirmelerde bulundu.

Merkezi Washington'da bulunan Brookings Enstitüsündeki görevinin yanı sıra, İstanbul'da Sabancı Üniversitesiyle de çalışacağını söyleyen Derviş, bu sayede sık sık Türkiye'ye gideceğini ve Sabancı Üniversitesiyle Brookings Enstitüsünün birçok araştırma faaliyetini ileride beraber yürütebileceklerini ümit ettiğini kaydetti.

Brookings'te birkaç bölüm bulunduğuna, bunlardan birinin "Küresel Ekonomi ve Kalkınma Bölümü" olduğuna işaret eden Derviş, kendisinin Brookings Enstitüsünün başkan yardımcılığı göreviyle birlikte bu gruba başkanlık edeceğini ve grupta dünyanın birçok ülkesinden önemli iktisatçıların bulunduğunu bildirdi.

Grubun asıl amacının, dünya ekonomisinin özellikle bugünkü kriz durumunu incelemek ve küresel düzeyde çare üretmek olduğunu belirten Derviş, "O bakımdan bu grubun çalışmalarına yön vermek için, tabii çok zor, ama o kadar da ilginç bir dönem" diye konuştu.

Derviş, görevinin çerçevesinin "araştırma ve dünyadaki krizle ilgili olarak ekonomik konularda çözüm üretmeye çalışmak" olduğunu ifade ederek şöyle dedi:

"Bu kriz, artık 21. yüzyılda dünyadaki bütün ülkelerin birbirlerine ne kadar bağlı olduğunu gözler önüne serdi. Dolayısıyla teker teker oluşturulan politikalarla, ABD gibi büyük bir ülke söz konusu olduğunda bile, bu krizin üstesinden gelebilmek mümkün değil. Ekonomik politikaları uluslararası dayanışma ve koordinasyon içinde oluşturmak gerekiyor. Buna katkıda bulunmaya çalışmak, Brookings'teki grubumun esas amacı."

-BROOKINGS'TEN YAPILAN AÇIKLAMA-

Brookings Enstitüsünden yapılan açıklamada, enstitüde "Başkan Yardımcılığı" ile "Küresel Ekonomi ve Kalkınma Programının Başkanlığı" görevlerini yürütecek olan Derviş'in "küresel bir düşünce kuruluşu olmayı amaçlayan Brookings'e bu hedefe ulaşmasında seçkin liderlik edeceği" belirtildi.

Enstitünün Başkanı Strobe Talbott, yaptığı açıklamada, Kemal Derviş'in akademik alanda, Dünya Bankasındaki görevinde, Türkiye'de ekonomik kriz sırasında yürüttüğü ekonomiden sorumlu devlet bakanlığı görevinde ve UNDP'deki başkanlığında son derece başarılı ve mükemmel işler yaptığını, tüm insanlığa hizmet ettiğini ve kendisinin dünyanın en seçkin ekonomistlerinden biri olduğunu vurguladı.

Talbott, "Derviş'in engin deneyimi, akademisyenliği, uzmanlığı, enerjisi, vizyonu ve devlet adamlığı nitelikleriyle Brookings'teki görevinde bugünün en önemli sorunlarına çözümler üretilmesine büyük katkılarda bulunacağını" ifade etti.

Brookings Enstitüsü, Amerika'da bağımsız, ama Demokrat Partiye yakın bir düşünce kuruluşu olarak biliniyor. Nitekim son yıllarda Brookings'te çalışan birçok araştırmacı ve fikir önderi, bu günlerde ABD Başkanı Barack Obama yönetimine katıldı veya katılmak üzere Senatonun onayını bekliyor.

Brookings'ten yapılan açıklamada Derviş'in, Brookings'teki görevinden Başkan Obama tarafından geçen hafta uluslararası ilişkilerden sorumlu Hazine Bakan Yardımcılığına atanması üzerine ayrılan Lael Brainard'ın yerini aldığı da vurgulandı.

Derviş'in başkanlığını yürüteceği "Küresel Ekonomi ve Kalkınma Programı" bölümününde, Dünya Bankasının 9. Başkanı James Wolfensohn tarafından 2006 yılında kurulan "Wolfensohn Kalkınma Merkezinin" de bulunduğu bildirilen açıklamada, "Merkezin, tüm dünyadaki ortaklarıyla birlikte daha refah ve istikrar dolu bir dünyanın yaratılması için önemli kalkınma sorunlarına etkin çözümler aradığı" belirtildi.

Brookings'ten yapılan açıklamada, Derviş'in enstitüye böylesine önemli bir zamanda katılmaktan son derece memnun olduğu ve çalışmalarında dünyanın içinde bulunduğu, son zamanların en kötü ekonomik krizini yenmesi için etkili politika önerileri tasarlanmasına öncelik vereceğini vurguladığı belirtildi.

-GENEL SEKRETER BAN'IN ÖZEL DANIŞMANLIĞINI DA YAPACAK-

Bu arada Kemal Derviş'in, Londra'da yarın başlayacak ve iki gün sürecek G-20 zirvesinde de BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun'un özel ricası üzerine kendisine "özel danışmanlık" yapacağı da öğrenildi.

Derviş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Brookings'te dün G-20 zirvesiyle ilgili olarak bir panel düzenlendiğini ve panele ABD Başkanı Obama'nın uluslararası ekonomiden sorumlu danışmanı Michael Froman'ın da katıldığını söyledi.

Panelde kendisinin, BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun'un G-20 zirvesindeki temsilcisi olarak BM'nin ve uluslararası toplumun ekonomik krize bakış açısını, Froman'ın da Amerikan yönetiminin krize bakış açısını anlattığını belirten Derviş, Froman'ın Obama'nın özel danışmanı, kendisinin de Genel Sekreter Ban'ın özel danışmanı olarak G-20 zirvesine gideceklerini belirtti.

Derviş, G-20 zirvesiyle ilgili olarak da şöyle konuştu:

"BM tabii ki G-20 zirvesini tamamen destekliyor. G-7 veya G-8 gibi artık dünyanın gerçeklerini yansıtmayan bir toplantı yerine çok daha geniş sayıda ülkeyi bir araya getiren ve dünya ekonomisine yön veren ekonomileri bir araya getiren toplantının yapılması çok yararlı. Ama Genel Sekreter ve ben, G-20 zirvesinde diğer ülkelerin ve krizden en fazla etkilenecek, çoğu yoksul ve küçük ülkelerin unutulmaması için çok çaba sarf edeceğiz."

Ekonomik açıdan önemli ülkelerin G-20 zirvesinde bir araya gelmesinde büyük yarar olduğunu ifade eden Derviş, ancak dünyada birçok başka ülke de olduğunu kaydederek, BM'nin G-20 zirvesinde diğer ülkelerin ve insanların sorunlarının unutulmaması gereğine özel öncelik vereceğini vurguladı.

Derviş, "Genel Sekreter Ban, G-20 zirvesinde dünyadaki bütün ülkeleri temsil etmeye çalışacak ve bütün ülkelerin, özellikle de en yoksul ülkelerin çıkarlarını ve ihtiyaçlarını masaya getirecek" diye konuştu.

-SABANCI ÜNİVERSİTESİ-

Kemal Derviş, AA muhabirine Sabancı Üniversitesindeki göreviyle ilgili olarak da bilgi verdi.

Derviş, Sabancı Üniversitesinde çevre, küresel ısınma, ekonomi ve Avrupa Birliği (AB) gibi konularda hem üniversitenin faaliyetlerine, hem de İstanbul Politikalar Merkezinin (İPM) çalışmalarına katılacağını belirtti.

Derviş şöyle konuştu:

"Türkiye'deki araştırmacılara Avrupa, Akdeniz, çevre ve ekonomi gibi konularda destek olabileceğimi umuyorum. Birçok projenin içinde genç araştırmacıların yer almasına ve özellikle Türkiye'deki araştırmacıların, gençlerin, Brookings başta olmak üzere, dünyada birçok araştırma kurumlarıyla iletişim ağlarına (network) katılmalarına elden geldiği kadar destek vermeye çalışacağım. Bu çalışmaların küresel 21. yüzyılda Türkiye'nin dünyadaki yerini güçlendirebileceğini ümit ediyorum. Gençleri desteklemek, onlar için bazı araştırma kaynaklarını yaratabilmek ve özellikle Avrupa'nın önde gelen araştırma kurumlarıyla Sabancı Üniversitesi arasındaki işbirliğini ve ortak proje üretme kapasitesini artırabilmek, üniversiteyle çalışmamda en büyük umudum. Bugünkü kriz ortamında bu hiç kolay olmayacak, ancak uzun vadeli düşünmemiz gerekiyor."

Derviş, Sabancı Üniversitesinin kendisinin de katılacağı bir Uluslararası Danışma Kurulu olduğunu ifade ederek, kurulun, üniversitenin gelişmesine, kaynak yaratmasına ve aynı zamanda üniversitenin başka ülkelerle olan işbirliğine destek veren uluslararası bir grup olduğunu söyledi.

Brookings Enstitüsünün açıklamasında, Derviş'in Sabancı Üniversitesindeki görevinden de söz edildi ve Derviş'in görevine Mayıs 2009'da başlayacağı bildirildi.

BM Kalkınma Programı (UNDP) Başkanlığına Ağustos 2005'te seçilen Kemal Derviş, Ağustos 2009'da başlayacak ikinci dönem başkanlığı için aday olmamış, kendi isteğiyle bu yıl 1 Martta görevinden ayrılmıştı.

Derviş, UNDP'nin Amerikalı veya İngiliz olmayan ilk başkanı olmuştu.

İm (Kod): Tümünü seç

http://haber.gazetevatan.com/Kemal_Dervise_kritik_gorev/230818/2/Ekonomi

Türk-Kan yazdı:Derviş şöyle konuştu:

"Türkiye'deki araştırmacılara Avrupa, Akdeniz, çevre ve ekonomi gibi konularda destek olabileceğimi umuyorum. Birçok projenin içinde genç araştırmacıların yer almasına ve özellikle Türkiye'deki araştırmacıların, gençlerin, Brookings başta olmak üzere, dünyada birçok araştırma kurumlarıyla iletişim ağlarına (network) katılmalarına elden geldiği kadar destek vermeye çalışacağım.

Ulkemizdeki bazi gencler apolitik, cemaatci veya hoduk olabildikleri icin, bocekler gibi, kelebekler gibi bu aglara takilmalari kolay olabilir maalesef:-(

Ankara'daki 16 Kişilik CFR Kadrosu

• Richard Perle
  Bush yönetimi Savunma Politikaları Danışmanı. Eski Savunma Bakan Yardımcısı, Amerikan Özel Teşebbüs Enstitüsü Başkanı. CFR üyesi.

• Marc Grossman
  ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı (Avrupa ve Kanada'dan sorumlu). Eski ABD Ankara Büyükelçisi. CFR üyesi.

• Org. Joseph Ralston
  NATO Müttefik Kuvvetleri Başkomutanı, ABD Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral. Wolfowitz'le geldi. Wolfowitz ve Grossman ile Ankara'daki görüşmelere katıldı. CFR üyesi.

• Richard Heidemar
  Dünyanın en büyük ve en eski Yahudi kuruluşu B'NAI, B'RITH'in (Ahid'in oğulları) Başkanı. Dünyanın 58 ülkesinde faaliyette bulunuyor.

• Mark Parris
  Eski Ankara Büyükelçisi. UGK eski üyesi. Washington Ynkın Doğu Enstitüsü (WINEP) Türkiye Araştırmaları Bölümü başdanışmanı.

• Morton Abramowitz
  Eski ABD Dışişleri Bakanlığı İstihbarat Başkanı; UGK'nin eski mensubu. Ortadoğu ve Kürt uzmanı.

• Prof. Dr. Henry Barkey
  ABD Dışişleri Bakanlığı eski Ortadoğu Sorumlusu. UGK üyesi. Ortadoğu, Türkiye ve Kürt uzmanı. İzmir doğumlu Yahudi.

• Peter Gordon
  Clinton dönemi UGK üyesi. NATO, Ortadoğu ve Kürt uzmanı.

• (E) Amiral Fred Haynes
  Türk-Amerikan Konseyi Fahri Başkanı, Türkiye uzmanı ve istihbaratçı.

• Douglas Feith
  ABD Savunma Bakan Yardımcısı, UGK'nin eski üyesi. Ortadoğu ve Kürt uzmanı. CFR üyesi.

• Alan Makovsky
  ABD yönetimleri nezdinde en etkili uzmanlardan biri. Ortadoğu, Türkiye ve Kürt uzmanı.

• Harold Rhode
  Makovsky'nin sağ kolu. Ortadoğu, Türkiye ve Kürt uzmanı.

• Prof. Dr. Ahmet Çelebi
  Londra merkezli Irak Ulusal Kongresi (INC) Başkanı. Matematik profesörü, Beyrut Amerikan Üniversitesi Eski Dekanı. Amman'daki Petra Bank'ın kurucusu ve ortağı. 17 Temmuz 2002'de gizlice Ankara'ya geldi ve gitti.

Derviş 15 Günde 15 Yasa Çıkarmakla Görevli ⁸⁰

"IMF'nin talebi üzerine görevini bırakıp Türkiye'ye gelerek Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı olan Kemal Derviş görevindeki ilk iki ayını uzun görüşmelerle, Amerika-Türkiye arasında gidip gelerek geçirdi.

Bu dönem içindeki tek eylemi, IMF kaynaklı 15 kanunu Meclis'e empoze etmeye çalışmak oldu. Bunu yaparken Derviş, '15 günde 15 yasa bu güzel slogan' gibi orijinal ifadelerle TBMM'nin yasama yetkisine şantaj üslubuyla müdahaleyi de ihmal etmedi.

Türkiye'nin Kaderi Derviş'in Ellerinde ⁸¹

"Kemal Derviş, Türkiye'ye, Dünya Bankası Başkan Yardımcılığı'ndan gönderildi. Uzun yıllar Dünya Bankası'nda çalıştığı için burada, IMF'de, ABD hükümetlerinde görev almış çok etkin arkadaşları vardı. Bunların başında Dünya Bankası Başkanı James Wolfenshon, IMF Birinci Başkan Yardımcısı Stanley Fisher ve ABD Savunma Bakan Yardımcısı Paul Wolfowitz geliyordu. Derviş arkadaşları ile Cengiz Çandar veya Wolfowitz'in arkadaşı Shara Gardani'nin Washington'daki dairesinde sık sık buluşuyordu. Türkiye'deki ekonomik gelişmeleri yakından takip ediyorlardı... Türkiye'nin yüz yüze geleceği ekonomik krizi Derviş'in çözmesini öneriyorlardı. Her birinin de paylaştığı bu fikir Başbakan Ecevit'e ulaştırılıyordu.

Bu kanallardan söz konusu telkinleri alan Sakıp Sabancı da alelacele Washington'a uçuyor ve 13 Aralık 2001'de Derviş ile gizlice buluşuyordu.

Kriz, Şubat 2001'de patlayınca Derviş, Ankara'ya uçuruluyor. Ecevit de 2 Mart 2001'de Derviş'i, Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanlığı'na getiriyordu. Böylece Türkiye'nin kaderi Derviş'in ellerine teslim ediliyordu. Derviş, görevi devralır almaz verdiği demeçte, 'Dünya Bankası ve IMF programları harfiyen uygulanmazsa Türkiye krizden çıkamaz' diyordu. 3-4 gün sonra da Dünya Bankası, IMF ve Pentagon'daki Yahudi dostlarıyla görüşmek üzere Washington'a uçuyor, 15 günde 15 yasanın TBMM'den geçirilmesi koşuluyla IMF kredisi verileceği müjdesiyle Ankara'ya dönüyordu. Fisher, Wolfensohn ve Wolfowitz de Derviş'i göklere çıkarmaya başlıyorlardı.

Türkiye'deki ABD işbirlikçisi medya da bu koroya iştirak etmekte gecikmiyordu.

3 Kasım 2002 erken genel seçimlerinden milletvekili seçtirilerek CHP Genel Başkanı Yardımcılığı'na getirilen Derviş, Mart 2004'te hazırladığı 'Çağdaş Sosyal Demokrasi ve Türkiye' adlı raporunda Atatürkçülük CHP'nin tek siyasi kaynağı olmasın diyerek ABD tarafından 2. Cumhuriyetçi bir CHP'nin inşasına soyunduruluyordu.

Son CHP kurultayında CHP'yi tekrar ele geçirme operasyonunda yer alan Derviş'in bu planı engelleniyordu.

Şunu iyi bilmeliyiz. Dünya, Amerikan ağırlıklı uluslararası dev şirketler sermayedarları ve onların görevlendirdiği tepe kadrolarınca oluşturulan gizli örgütler tarafından yönetilmektedir. Derviş, bu sermayedarların kuruluşlarında kullandıkları bir görevlidir. Derviş'in kişilik özellikleri dikkate alındığında bunun nedenleri açıkça görülebilir.

Derviş'in annesi Alman Yahudisi'dir. Hitler Almanyası'nın Türkiye Büyükelçisi Von Papen'in uzun yıllar özel sekreterliğini yapmıştır.

Babası, Hitler Almanyası ile ticaret yaparak büyük servet sahibi olmuş bir işadamıdır. Derviş'in eşinin anne ve babası Polonya Yahudisi'dir. Aile fertleri Amerikan vatandaşıdır.

Derviş'in eşi, Washington Üniversitesi'nde Çin Dili ve Edebiyatı konusunda yüksek lisans yapmıştır. Bir istihbarat kuruluşu olan Kongre Kütüphanesinde Çin masasında uzun süre çalışmıştır. Bu görevde iken Derviş'le evlenmiştir.

Derviş, 1978 yılında Dünya Bankası ile çalışmaya başlamıştır. Başkan Yardımcılığı'na kadar yükselmiştir. Bu görevde iken Türkiye'ye gönderilmiştir. Bankada yirmi üç yıl çalışmıştır. ABD, Derviş'i siyasi liderliğe bir Truva atı olarak göndermiştir. Ama Derviş bunu becerememiştir. Çünkü Derviş, ABD küresel emperyalist sermayesinin görevlisi bir ekonomisttir. Siyasetçi değildir. ABD'nin hatası bu olmuştur. ABD şimdi bu hatasından dönüş yapmaktadır. Derviş'i bir ekonomist olarak birleşmiş Milletler Kalkınma Programı'nda (UNDP) Truva atı olarak denemeye başlıyor. Bu nedenle kuklası Kofi Annan'a buranın başına geçmesi için talimat veriyor.

ABD, Derviş'i UNDP'nin Başına Geçiriyor

Derviş; 3 milyar bütçeli, 4 bin çalışanlı ve 166 ülkede örgütlü bir kuruluşun dört yıl süreyle başına getiriliyor. Bu derece önemli bir göreve Derviş'in getirilme nedenlerini anlayabilmek için kişisel niteliklerinin yanı sıra arkasındaki Yahudi Neo-Conları ve politikalarını aramak gerekmektedir.

Dünya Bankası ve IMF ikilisi, Amerikan küresel emperyalist sermayesi için az gelişmiş ülke ekonomilerini güdümleyen temel kuruluşlardır. Amerikan küresel sermayesi BMKP fonlarının kullanımında tam güdümleme sağlayamamaktadır.

Çünkü BM üyesi yüzden fazla ülke buna karşı çıkmaktadır. Bu nedenle, Bush ve Neo-Conları iktidarlarının ilk gününden bu yana BMKP'nin Dünya Bankası ve IMF ile bütünleştirerek güdümlemeyi planlamışlardır. Bush bir yandan BM'nin işlevsizliğini savunan John Bolton'u, BM'in askeri temsilciliğine atayarak BM'in siyasi ayağını da yıkıma uğratmaktadır.

Bu bağlamda Başkan Bush; Paul Wolfowitz'i Dünya Bankası'nın, Wolfowitz ekibinden Kemal Derviş'i UNDP'nin, Dünya Bankası'ndan ayrılan James Wolfensohn'u Filistin-İsrail Özel Temsilciliği'ne, Ortadoğu'da IMF etkinliğinin artırılması ve İsrail ekonomisinin daha da güçlendirilmesi için Stanley Fisher'i İsrail Merkez Bankası'nın başına getirmektedir.

Küresel ekonomik güdüm mekanizmalarının mutlak üstünlük kuramına dayalı olarak rasyonelleştirilmesi amacıyla bir araya getirdiği, Wolfowitz, Wolfensohn, Fisher, Derviş ve Annan'ın niteliklerine daha dikkatli bakılınca Bush'un yeni bir stratejinin ilk adımını atmış olduğu daha iyi anlaşılmış olacaktır.

Paul Dean Wolfowitz

Bush kabinesinde 'Şahinler Şahini' ve Irak Savaşı'nın mimarı olarak öne çıkan Polonya kökenli bir Yahudi olun Wolfowitz, Haziran 2005'te Dünya Bankası Başkanlığı görevini devralacaktır. Wolfowitz'in Dünya Bankası'nın başına geçmesi az gelişmiş ülke ekonomilerine yönelik saldırı bağlamında Dünya Bankası'nın Pentagonlaştırılması anlamını taşımaktadır. Wolfowitz, Dünya Bankası Başkanlığı görevini devraldığında yoksul ülkelere yardım fonlarını sadece ABD dostlarına dağıtacak böylece onların uydulaştırılmasını sağlayacaktır. Wolfowitz, yakın arkadaşı olan Kemal Derviş'i böyle bir görevi gerçekleştirmesi için UNDP Başkanlığı için önermiştir. Wolfowitz'in UNDP'den zorunlu istifası ile bu öneri gerçekleşmiştir. Polonya asıllı bir Yahudi olan Wolfowitz; dünyayı yöneten Dış İlişkiler Konseyi (CFR) adlı gizli örgütte, CFR, Trilateral ve Bilderberg üyesidir.

James David Wolfensohn

Dünya Bankası Başkanlığı'nı Haziran 2005'te Wolfowitz'e devredecek olan Avustralya asıllı Yahudi olan Wolfensohn'un babası ABD'nin en güçlü Yahudi sermayedarı Jacob Rothschild'in kuzenidir. Bush tarafından İsrail-Filistin Özel Temsilciliği'ne atanan Wolfensohn, hem Dünya Bankası hem de BMKP fonları ile sözde yoksulluk ve İsrail-Filistin'de yerleşim sorunlarını çözecektir. Wolfensohn ekibinden olan Derviş'in BMKP Başkanlığı Yardımcısı iken bu göreve gönderilmişti. Wolfensohn, CFR ve Bilderberg üyesidir.

Stanley Fisher

IMF Birinci Başkan Yardımcısı iken Türkiye'nin ekonomik krize sürüklenmesine seyirci kalan Fisher, Zambiya asıllı bir Yahudi'dir. Amerikan vatandaşı iken 2004'te İsrail vatandaşlığına geçmiştir. 2005'in ilk aylarında İsrail Merkez Bankası Başkanlığı görevini devralmıştır. Fisher, dünya finans devi Citygroup Yönetim Kurulu Başkanlığı'ndan istifa ederek bu görevi üstlenmiştir. Derviş'in yakın arkadaşı olan Fisher, CFR ve Trilateral üyesidir.

Kofi Annan

Derviş'in BMKP Başkanlığı'na getirilmesinde Neo-Conların Bush üzerinde önemli etkisi olmuştur. Bush, kuklası Kofi Annan'a bu işi organize etmesi için talimat vermiştir. Kuklayı BM Genel Sekreterliği'ne, ABD'nin taşıdığı bilinmektedir.

Annan'ın böylesine önemli bir göreve getirilmesinde eşi Nanne'nin İsveç'in en güçlü sanayi şirketlerinin sahibi Yahudi bir ailenin kızı olması rol oynamıştır. Nanne'nin amcası Raul Wollenberg, yakınları Dr. Marcus, Peter ve Jacob Wollenberg İsveç bankacılık devi Skahvinaviska Enskilda Banker'in yönelim kurulu başkanıdır. Peter Wollenberg dünyadaki büyük ticaret odalarını güdümleyen New York merkezli Milletlerarası Ticaret Odası Başkanlığı'nı yapmıştır. Bu görevde iken Rahmi Koç ile halef-selef olmuştur. Kofi Annan'ın yakın arkadaşı Derviş'in bu göreve getirilmesinde üstlendiği misyon ortadadır"

Ayağa Kalkan Örgütler Derviş'e Mektup Yazdı ⁸²

"Kemal Derviş, BM Kalkınma Programı (UNDP) Başkanlığı'nı ABD eski Savunma Bakan Yardımcısı Paul Wolfowitz'den 2007'de devraldı.

Derviş'in Türkiye Temsilcisi Pakistanlı Mahmut Eyüp, Temsilci Yardımcısı İsveçli Ulrika Richardson Golinski, Türkiye Temsilciği Program Müdürü Bartu Soral'dı. Soral'ın yardımcısı Yeşim Oruç'tu. Derviş, Şubat 2008'de Soral'ın sözlexşmesini iptal etti ve yerine Yeşim Oruç'u getirdi.

Bartu Soral, TESEV'e UNDP'nin fon aktarmasının önlenmesini isteyince Oruç, Kemal Derviş'in TESEV'e her türlü kolaylığı gösterin' içeriğindeki e-postasını gösteriyor ve şöyle diyor: 'TESEV, Kemal Derviş'in Babysidir.'

Mahmut Eyüp, Kemal Derviş'in 22 yıllık arkadaşı. Derviş Türkiye'ye geldiğinde Eyüp'ün evinde kalıyor. Eyüp, Türkiye'de göreve getirildiğinde Kemal Derviş'te kendisiyle beraber geliyor. Eyüp'ü ilk tanıştırdığı kişiler, Abdullah Gül ve Egemen Bağış! Mahmut Eyüp, Bartu Soral'a, 'Senin işine son vermek için Kemal Derviş'ten onay aldık' diyor.

Bartu Soral'a göre, başkanlığını Derviş'in yaptığı UNDP, Türkiye'nin kalkınması yönünde değil, bölünmesi yönünde politik faaliyet içinde.

Nurcan Baysal, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü'nü bitirdikten sonra Mayıs-Ağustos 1998'de İsrail'de Bölgesel ve Yerel Ekonomik Kalkınma hakkında kurstan geçmiş. 2005'te ise ABD'de Utah Üniversitesi'nde Cinsiyet, Makro Ekonomi ve Uluslararası Ekonomi yaz kurslarını bitirmiş. Diyarbakır'da Kalkınma Merkezi adlı derneğin kurucusu ve başkanı. Aynı zamanda yıllardır UNDP'nin Avrupa Birliği fonuyla yürüttüğü GAP GİDEM Projesi'niıı Diyarbakır Ofis Koordinatörü.

Baysal, 4 yıl önce soruşturma geçirmiş. MİT'teki dosyasında CIA için çalıştığı ifade ediliyor. TESEV'in yanı sıra UNDP'den desteklenen kişi ve örgütler şunlar:

Etyen Mahçupyan, Osman Baydemir, Osman Kavala, Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel Başkanı Ahmet Abakay, İHD Genel Başkan Yardımcısı Reyhan Yalçındağ, Çocuklar Ayrı Çatı Altında Derneği Başkanı Azize Leygara, Diyarbakır Barosu Başkanı Sezgin Tanrıkulu, Uluslararası Af Örgütü ve Barış Meclisi Üyesi Meral Danış."



⁸⁰ Selim Somçağ, Türkiye'nin Ekonomik Krizi / Oluşumu ve Çıkış Yollan, 2006 Yayınevi, Nisan 2006, s. 126.
⁸¹ Yeni Hayat, Mayıs 2005.
⁸² Hikmet Çiçek, Aydınlık, 16 Mart 2008

---

Erol BİLBİLİK, Amerikaperestler, 2. Baskı (Syf. 107-108, 110-116)

Güncel Meydan