Hepiniz birçok defa görmüşünüzdür; ürünü para etmediği için traktör dolusu domatesini yola döken çiftçiyi ve parası olmadığı için çöplükten sebze toplayan insanı. Garip ama bu iki kişide aynı ülkenin içindedir.
Çiftçi, domatesi için 1 lira kurtarmıyor, battım diyor ve yola döküyor. Şehirde halk 10 liraya domates alamıyor ve çöpten topluyor ya da gereğinden az tüketiyor. Yetinmek, dişini-kemerini sıkmak zorunda kalıyor. Üreten malı para etmediğinden kemer sıkıyor, tüketen parası yetmediğinden kemer sıkıyor. Üretenin sattığı para ile tüketenin aldığı para arasında uçurum var.
Bu uçurumdan beslenen “şişmanlar” %5, bu uçurumdan dolayı beslenemeyen “zayıflar” %95... Malı para etmeyen üretici batıyor, diğerleri pahalılıktan yiyecek bile alamıyor.
Emperyalizm işte budur: “Bir tarafta ürettiğini yola döktürür, diğer taraftan senin ürettiğini ya da kendi artığını çöpten toplatır.”
O biçmiştir sana rolünü; “üretmeyeceksin, hizmetçilik yaparak sadece sana sunulanı, sunulan kadar tüketeceksin.”
Kültürünü traktöre doldurup yola dökeceksin, çöplükten onların kültür artıklarını toplayacaksın. Teknoloji üretmeyecek, üretmeye kalkanı kapatacak ya da batıracak, onların çöplüğünden teknoloji artığı toplayacaksın. Sanat üretmeyecek, onların ürettiğini toplayacaksın. Yani senin olan ne olursa olsun kötü, dök yola. Onların artığı ne varsa çöplükten topla. İyi bir şeyin varsa, onlar yapar, onu da sen yapma...
Emperyalizm içinde senin görevin, geleceğin budur. Bunu eskiden “içerden maşalı destekçi” bulup, işgal ederek yaparlar, yaptırırlardı. Şimdi yine “içerden maşalı destekçi”lerini allayıp, pullayıp, birazda cilalayıp olması gerekenmiş gibi gösterip, “giderse felaket geliri” empoze edip, çağın-demokrasinin gereği buymuş gibi kandırarak yapıyor, yaptırıyorlar.
Böylece her geçen gün onlar senin biraz daha efendin, sen onların biraz daha hizmetçisisin...
Kemalizm (Kemalcilik-Atatürkçülük) bu sömürünün yaptırılmamasıdır. Başkasını efendin kabul etmemek, kendine hizmetçi rolü biçmemek, biçtirtmemektir. Diğer uluslarla etkileşmeyi, yardımlaşmayı, paylaşmayı anlayıp, kendine hak gördüklerini onlarada hak görerek, kendin üretmektir. İyisini, doğrusunu üretip tüm insanlığa sunmaktır...
Özgür Akyürek, Gazete Avrasya