KEMER SIKMA ve PALAVRA SIKMA
Mustafa Pamukoğlu, Aydınlık gazetesindeki köșesinde, Yunanistan örneğinden hareketle, « Kemer sıkmayız demek solculuk mu ? » diye soruyor.
Solculuğu bilmediği belli.
Bilmediği gibi öbür konu da Yunanistan’ın durumu..
Hiç bilmediği de ‘ekonomi politiğin konusu’.
Sırasıyla gidilecek olursa ; ‘kemer sıkma’solculuğun özünde var. Çünkü onun idealleri arasında bir gün lüks içinde yașamak değil ; çoğunluğun yașam starndardında ‘eșitlik’ sağlamak vardır.
Çalıșamayacak durumdakiler hariç ; herkesin çalıșmasından yanadır.
Herkese iș, solculuğun olmazsa olmazıdır.
Solculuğun kitabında ‘ișsizlik’ diye bir kavram yoktur.
Gelelim Yunanistan’ın durumuna : Pamukoğlu’na göre Yunan halkının yarıdan fazlası demișki ; « ben katı reçetelere uymam. Beni cendereye sokamazsın ». Doğrudur, öyle demiștir.
Devamında, yazar bu durumun șuna benzediğini ileri sürüyor : « Bir ișadamı banka yatırım yapsın, ișlerini geliștirsin diye kredi veriyor. İșadamı bu krediyi alıyor. İyi kullanamıyor. İyi kullanamadığı gibi kendi parasıymıș gibi zevk ve sefaya harcıyor. Kredi vadeleri geldiğinde ne faizi ödüyor ne anaparayı ».
Neresinden bakılırsa bakılsın, Yunanistan’ın konumuyla uzaktan yakından ilișkilendirmek olanaksız.
Demek ki Mustafa Pamukoğlu, dıș borçların nasıl verildiğini ve hangi koșullarda kullanılacağını falan hiç bilmiyor.
Güya Yunanistan, « aldığı borçları ülke kalkınmasının finansmanında kullanmadı. Bazı kesimlerin zenginleșmesine ve zenginliklerini artırmasına meydan verildi. Yunan halkı gece yarılarına kadar bașkasının parasıyla eğlendi ve gündüzleri siesta yaptı.. »
Bu değerlendirme, bilgiye dayanan bir değerlendirme olmaktan çok, Diyarbakır surlarının altında, kahvehanede yapılan herhangi bir değerlendirmeye benziyor.
Bir ‘dezenformasyon’ ; ‘kirli bilgi’ ya da ‘karartma’.
Üstelik bir halkı ‘karalama’..
Yazar, Yunanistan’ın durumunu bilmediği gibi, ‘Ekonomi politiğin konusu’nu da bilmiyor.
Bakın șöyle yazıyor ; « Șimdi bu etik mi, ticari mi, masum bir tavır mı ? »
« Krediyi veren halkların emeğine saygızsızlık. Yunanistan’ın kullandığı kredilerin kaynaği için deliler gibi çalıșan insanlara yazık”.
Aslında Mustafa Pamukoğlu’na o diplomaları veren üniversitelere yazık.
‘Finans kapital’den habersiz olmasına yazık.
‘Emperyalizm’ kavramını bilmiyor olușuna yazık.
Yani șimdi, bırakalım Yunanistan’ı, herhangi bir ülkeye ‘Finans merkezleri’nin verdikleri krediler, bașka ülkelerin çalıșanlarının ‘alın teri’ mi?
Bir ‘karșılığı’ mı var?
Yoksa, eskiden gazette kağıdı değerinde idi, șimdi sanal ortamda dönen ‘para benzeri’ ama ‘herhangi bir değeri’ olmayan ‘șey’ler mi?
El insaf..
Mustafa Pamukoğlu’nun ‘iyi bir ișletmeci’ olduğu belli.
Türkiye’de sol bir hükumet döneminde, yeniden kamulaștırılacak bir bir kamu ișletmesinde görev alabilir.
Orada, ayrıca solculuğu da öğrenmiș olur.
Ancak, ne ekomomi politikaları ve ne de uluslararası ilișkilerde sakın ola bir görev almaya.
Çünkü Dünya’dan haberi yok!
Habip Hamza Erdem