
ABDULLAH Öcalanın, 1998 yılında Yunanistana geldiği andan, Kenyada kendisini Türkiyeye götürecek uçağa bindirildiği Nairobi havaalanına kadar bir an bile yanından ayrılmayan koruması Yunan Milli İstihbarat Teşkilatı (EYP) eski üyesi Savvas Kalenderidis o dönemde yaşananları "Öcalanın teslim edilmesi: Hakikat saati" adlı kitapta topladı. Elefterotipia gazetesi önümüzdeki günlerde piyasaya çıkacak kitaptan alıntılar yayınladı.
İzmirde askeri ateşelik yapan ve Türkçe bilen Kalenderidis kitabının "Apoyu nasıl kaybettik" bölümünde şunları yazıyor:
"Kenyalılar, Öcalanın Yunan büyükelçiliğinden uzaklaşması için iki saat süre tanıdılar. Apoyu istediği yere götürecek uçağı tahsis edeceklerini söylediler. Ancak bu sürenin bitiminden sonra gece boyunca olabileceklerden Yunanistanın ve Öcalanın sorumlu olacağını belirttiler. Büyükelçiliğe dönüp durumu Apoya anlattık. Hollanda, Finlandiya veya Almanyaya gitmeyi düşündük. Bir an Apo Hiçbir yere gitmiyorum dedi. Yunan büyükelçisi Kostulas, Kenyalıların tehdidini hatırlattı. Öcalana dönerek Sayın başkan burası Yunan toprağı sayılır ve ben bir Yunan subayı olarak burayı koruyacağım. Bunu sizin için değil vatanım için yapacağım. Kararınız ne olursa olsun biz saygı göstereceğiz dedim. Öcalan bir süre düşündü ve yine duygularını sesini dinleyerek hata yaptı: Gideceğim."
Öcalan skandalından sonra sessizce EYPden ayrılan ve Türkiye düşmanı bir "uluslararası stratejik araştırmalar" şirketi kuran Kalenderidis, Nairobi havaalanında yaşananlar için şunları yazdı:
"Aponun yanında olan Dilan, Nujyan, Melisa ve İbrahim liderlerinin başına geleni anladıklarında üstüme saldırdılar. Beni tekmeliyor, Liderimiz nerede? Ona ne yaptınız diye bağırıyorlardı. 10-15 dakika sonra Büyükelçi Kostulas geldi. Bana Savvas hiçbir şey öğrenemiyorum. Daha fazla kepaze olmayalım. Atinaya haber vermem gerek. Ne diyeyim? Apoyu kaybettik mi diyeyim? dedi.
Kostulasa Atinada gelen emir Aponun arkadaşlarını havaalanında bırakıp ortadan kaybolmamızdı. Hırsız gibi kaçmamız isteniyordu. Bunun mümkün olamayacağını Atinaya bildirdik. Büyükelçinin rezidansına dönmek için taksi ararken küçük bir uçağın havalandığını gördüm. Saat 21.00 idi. Büyükelçiye uçağı gösterip Apo bu uçakta. Umarım Ankaraya götürülmüyor dedim."
Kaynak