KERVAN YOLDA DÜZELİR
Gezi pankartlarından en anlamlısı
‘Seçimle gelen seçimle gider/ Hile ile gelen devrimle gider’ idi.
Doğrudur, burjuva demokrasilerinin özūnde ‘seçimle gelip seçimle gitmek’ vardır..
Ancak burjuva demokrasilerinde, Batı demeokrasileri de denilebilir, ‘istifa etmek’ de bir ‘erdem’dir.
‘İstifa’ bir ‘kural’ ve hatta ‘kurum’ olmuștur.
O nedenle yöneticilerin istifasını istemek ‘demokratik bir hak’ olarak görūlmektedir.
İstifası istenilenlerin görevi bırakmaları da onların ‘demokrasiye’ inancı olduklarını gösterir; ‘halk irasi’ne saygılı olduklarını ortaya koyar; kendilerini yūceltir ve toplumu geliștirir.
Tūrkiye tarihinde yedi kez gidip sekiz gelen politikacılar da olmuștur.
Yarım yūzyıl politika sahnesinde olup, hala gūncel ve saygın politikacılarımız da vardır.
Bir de adlarını bile unuttuğumuz bașbakanlar, bakanlar ...
Dr Recep’in de, Tūrkiye’nin yakın tarihine damgasını vurduğu söylenebilir.
Uzun yıllar boyunca anılacağından da kușku duyulmamalıdır.
‘Demokrasi’yi tren gibi gören adam olarak örneğin.
Kitlelerin ‘demokratik talepleri’ne trene bakar gibi baktığından da bellidir.
Yurttașlar arasına ayrılık tohumları eken adam da kendisidir.
Her ağzını açtığında ‘biz ve onlar’ diye bașlayan, ardından ‘onların hakkından șöyle geleceğiz, böyle geleceğiz diye bağıran da kendisi.
‘Onlar ne derlerse desinler’ ‘durmak yok yola devam’ diye direten kimdir?
Aba altından sopa göstermek șöyle dursun; sokaklara eli sopalı adamlar salan da kendisidir.
Madem seçmenlerin yarısından fazlası kendi taraftarıdır; madem ‘seçim’ esastır, madem ‘sandık’ kutsaldır; neden ‘seçim’e gitmekten korkmaktadır?
Çūnkū bir giderse pîr gidecektir.
Çūnkū ‘aklanıp geri gelme’ olanak ve olasılığı bulunmamakktadır.
‘Seçim sistemi ve sandık oyunları’ da artık öncekiler kadar kolay olmayacaktır.
O nedenle Dr Recep’in ‘sandık israrı’ ‘zaman kazanmak’tan bașka bir șey değildir.
Demeokrasi ideali șöyle dursun, uygulamakta olduğumuz kıytırık ‘burjuva demokrasi’sinin ‘sandık’larına bile gūvenmemektedir.
Haksız da değildir.
Çūnkū, iç ve dıș koșullar Tūrkiye’nin ‘seçime kadar’ dayanmasına elverișli değildir
Kendisi ve yakın çevresi için tek kurtuluș yolu olarak ‘dūzenin polis ve askerine dayalı’ bir diktatörlūk kalmıștır.
Kaldı ki bu gūnlere gelineceğini kendileri de öngörmūyor değillerdi.
Șu satırların yazarı da öngörūyordu.
‘Alaca Karanlık İktidar’nın seçimle ‘git-me-ye-cek’ olduğunu kaç kez yazdı.
Geriye bir tek yol kalıyordu.
Bu karanlık ancak bir ‘devrim’le yırtılabilirdi.
Ve bu ‘Devrim’ sūreci bașlamıștır.
Ne var ki ‘devrim’ler de tekdoğrusal sūreçler değildirler.
Ne de birkaç gūn, ay ya da yıla sığdıralabilirler.
Ȫnemli olan ‘o’ sūrecin bașlamıș olması ve sūreci yūrūtebilecek potansiyel gūcūn oratya çıkmasıdır.
Kervan yolda dūzelir!
Habip Hamza Erdem