Keser Döner Sap Döner, Gün Gelir Hesap Döner...

Keser Döner Sap Döner, Gün Gelir Hesap Döner...

İletigönderen İrfan Tuna » Çrş Nis 21, 2010 18:18

13 Nisan 2010

KESER DÖNER SAP DÖNER, GÜN GELİR HESAP DÖNER…

İrfan Tuna


Aşağıdaki sözler, Balyoz Darbe yalanıyla önce tutuklanan, sonra tahliyesine karar verilen; tedavi görmek üzere Gülhane Askeri Tıp Akademisi hastanesinde yatmaktayken yeniden tutuklanmasına karar verilen Emekli Korgeneral Engin Alan’a ait.

Eski Özel Kuvvetler Komutanı Emekli Korgeneral Engin Alan, aynı zamanda, Amerikan kuklası Abdullah Öcalan’ı teslim alıp ülkemize getiren timin başındaki kişi.

Şöyle diyor Emekli Korg. Engin Alan:

’’Ölüm dâhil hiçbir şeyden korkmuyorum. Benim adım Engin Alan. Şu anda aşırı tansiyon hareketinden dolayı kroner bakım servisindeyim. Buradan çıkınca doğruca cezaevine gideceğim. Beni Silivri'ye değil İmralı'ya koysunlar. Silivri'den tabutum çıksa bile tabutun kapağını kaldırıp dimdik yürüyeceğim. Kimse burada olduğum için "GATA'gulle" demesin. Ölümden korkmayan Engin Alan, cezaevine girmekten korkmaz. Bunu herkes böyle bilsin.’’

İnsanın vicdanını sızlatan sözler..

Ulusal güvenliğimiz için yıllarını vermiş komutanlar, birer terör suçlusu gibi karşılaştıkları bu muameleleri hak ediyorlar mı?

Büyük ‘hukukçu’ Perişan Mağden’e sorsak mı acaba?

* * *

Artık iyice ortaya çıktı ki, Türk Ordusu'nun vatansever Generallerine karşı ABD güdümünde yürütülen yalan ve iftira dolu psikolojik yıpratma operasyonları, Türk Ordusu'nun ABD emperyalizmi karşısındaki direncini kırmak, Türk Ordusu'nu tümüyle ABD çizgisine çekmek için yapılmaktadır.

Yalan ve iftirayla sürdürülen bu psikolojik savaş operasyonunda hedef olarak seçilen Türk Ordusu'nun emekli ve görevdeki vatansever Generallerinin ortak özelliklerine dikkat edin.

Hedef olarak seçilen komutanların hepsi de, ABD'nin ''Küresel Güvenlik'' palavrasının peşine takılmayı reddeden komutanlardır... Hepsi de, Atlantik ittifakı içinde boğulduğumuzu gören ve ülkemizi bu bataklıktan çıkaracak çözüm yollarını arayan komutanlardır... Hepsi de, Soros'un ''Türkiye'nin en değerli ihraç ürünü askeridir'' sözlerini ellerinin tersiyle iten, ABD emperyalizminin küresel çıkarları için Mehmetçiğimizin kanının satışa çıkarılmasını kabul etmeyen komutanlardır... Hepsi de, ABD'nin ülkemizde ve bölgemizde gerçekleştirmek istediği emperyalist projelere boyun eğmeyen komutanlardır...

Türk Ordusu'nun, emperyalizm karşısındaki bu direncinin zayıflaması; eminiz ki, ABD emperyalizmini ve ülkemizdeki ''ılımlı’’ uzantılarını çok mutlu edecektir.

Ama onları çok üzecek bir gerçeği, bir kez daha anımsatmak gerekiyor galiba.

Türk Ordusu, emperyalistlere taşeron olmak için değil, ülkemizi işgal eden emperyalistlere karşı vatan savunması için kurulmuş bir ordudur. Türk Ordusu, bu temel üzerine kurulmuştur. Askerimizin adı bu nedenle Coni değil, MEHMETÇİK’tir.

Her ne kadar NATO süreci içinde Türk Silahlı Kuvvetleri, bu temel özelliğinden uzaklaştırılmış olsa da, bugün ülkemizin varlığını tehdit eden ABD emperyalizminin dayatmaları ve projeleri karşısında kuruluşundaki temel değerlere mutlaka yeniden dönecektir…
Uyanacağız, uyandıracağız... Bilinçleneceğiz, bilinçlendireceğiz... Ne ülkemizin , ne de bölgemizin zenginliklerini küresel haramilere ve onların uşaklarına yağmalatmayacağız, soydurtmayacağız... ENİNDE SONUNDA ALİ KEMALLER DEĞİL, MUSTAFA KEMALLER KAZANACAK...
Kullanıcı küçük betizi
İrfan Tuna
Üye
Üye
 
İletiler: 1059
Kayıt: Pzt Nis 06, 2009 12:23

Re: Keser Döner Sap Döner, Gün Gelir Hesap Döner...

İletigönderen İrfan Tuna » Sal Tem 27, 2010 15:03

''...Apo'yu Türkiye'ye getirenler Ergenekoncu diye içeriye atılıyorsa... Siperde çöken Başbakan'ın yanında ayakta duran komutan hakkında 'darbeci' diye hapis kararı veriliyorsa... Bu ülkeye hizmet etmiş komutanlara 'kaçakmış' gibi haklarında 'yakalama' emri çıkıyorsa...

Elekten geçirilen Türk Silahlı Kuvvetleri nasıl korur bu toprağı, nasıl mücadele eder dağdaki teröristle, nasıl vatandaşının can güvenliğini korur?

Bu işin sonu nereye varır bilmiyorum. Türkiye üzerine tahminler yürütmekten, umut etmekten de epey zaman önce vazgeçtim.

Ama bir şeyden eminim: Bu şebekenin operasyonları bir gün gelecek ve geri tepecek. Tasarlayanların ellerinde patlayacak. O gün ne zaman gelecek bilmiyorum ama o günün geleceğini biliyorum.''


Oray Eğin-26 Temmuz 2010-Akşam

http://www.aksam.com.tr/2010/07/27/yaza ... meyin.html

''Haberler doğruysa, Çetin Doğan’ı tutuklamak için gelen polisler demir çubukluymuş... Bu polisleri bu kadar başı boş kim bıraktı? Hukuk’un olmadığı her yerde herkese hak doğar. Bunun adı ya devlet başa ya kuzgun leşe’dir. Polislerin eline demir çubuğu kimler verdi, Pensilvalya’dan mı Amerika’dan mı Tayyip Erdoğan’dan mı, kimden, kamuoyunun tanıdığı bu polisler müriddir emir almadan çalışmaz... Eline demir çubuk aldığına göre bayağı delikanlı olmalı. Sınav sorularını çalıp polis hakim olanlar, sahipsiz köylerden çocukları dersanelere doldurup sonunda polis hakim yapanlar, en sonunda, demir çubuklarla askere karşı ayaklandılar demek. Demek iş buraya kadar geldi. O polisin gözleri mi karardı yoksa. Hani bugünlerde asker görenlerin gözleri kararıyor... Eline çubuk alanlar ya da o çubuk’u birilerinin eline verenler bizim cesetlerimizi çiğnemeden o çubukları kullanamazlar. Hukuk böyle bir çubuktan bahsetmiyor, yoksa o polis on bin kişinin okumadığı Taraf Gazetesi, Yedi yüz bini bedava satılan Zaman Gazetesi’nin gücüyle mi o çubuğu eline geçirdi?

Benim vergilerimle maaş alıyor sonra kimlerden emir alıp askere çubuk gösteriyorsun? Yoksa birileri Türkiye’de ışıkları söndürdü de haberimiz mi yok. Bu çubuklar ışıklar çoktan söndürüldü ve heyhat biz zavallılar hala belki birazcık devlet hukuk bir yerlerde kalmıştır diye boşuna mı bekliyoruz, o çubuğu kaldırdığınız an başka bir halk başka bir ülke yola çıkar haberiniz olsun. Yoksa o polis bey gün ortasında askere meydan dayağı mı çekecekti... Yoksa falakaya mı yatıracaktı... Bu devletten maaş alan herkes, cumhurbaşkanından esrar arayan polis köpeklerine kadar herkes, o demir çubuk’un ne olduğunu infial içindeki halkımıza anlatsın... O çubuk ‘halkı galeyana getirmek halkı infiale sürüklemek’tir, hukuk bitti devlet bitti demektir. İnceleyelim bakalım o çubuk haberi doğru mu, doğruysa, 12 Eylül referandumunu hiç beklemeyelim, biz de başımızın çaresine bakalım. O demir çubuk varsa ve birileri ona göz yumuyorsa, sadece hukuk’un değil bağımsız topraklarımızın her ferdinin düşmanı olacak, duydunuz mu Cumhurbaşkanlığı makamı, duydunuz mu Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık makamı... Ajanların tertiplerin ve iftiraların sürüklediği bir ülkede yaşamaktan yorulduk yetmedi şimdi birileri çubukları eline almaya başladı demek... Sen çok yaşa Cumhurbaşkanım, çok yaşa Tayyip Erdoğan...''


Nihat Genç-26 Temmuz 2010-Odatv

http://www.odatv.com/n.php?n=polislerin ... 2607101200

polislerin-eline-demir-cubugu-kim-verdi-t25932.html
Uyanacağız, uyandıracağız... Bilinçleneceğiz, bilinçlendireceğiz... Ne ülkemizin , ne de bölgemizin zenginliklerini küresel haramilere ve onların uşaklarına yağmalatmayacağız, soydurtmayacağız... ENİNDE SONUNDA ALİ KEMALLER DEĞİL, MUSTAFA KEMALLER KAZANACAK...
Kullanıcı küçük betizi
İrfan Tuna
Üye
Üye
 
İletiler: 1059
Kayıt: Pzt Nis 06, 2009 12:23

Re: Keser Döner Sap Döner, Gün Gelir Hesap Döner...

İletigönderen İrfan Tuna » Çrş Tem 28, 2010 13:47

Balyoz adı verilen darbe yalanıyla 2 kez tutuklanıp 2 kez tahliye edilerek tutuksuz yargılanmalarına karar verilen komutanların, sanki bir yerlere kaçmışlar gibi, sanki haklarında yeni bir delil ortaya çıkmış gibi haklarında ''yakalama emri'' çıkarılarak 3'üncü kez tutuklanmak istenmeleri ülkemizdeki çok büyük bir çoğunluk üzerinde haklı bir rahatsızlık yarattı.

Artık ülkemizdeki çok büyük bir çoğunluk, hukuk dışı bir biçimde işleyen bu sürecin ardında siyasal amaçların ve niyetlerin yattığının farkında.

Asıl ilginç olan ise, ülkemizdeki en hızlı Amerikancıların bile, rüzgarın tersine döndüğü konusunda AKP'yi uyarma gereği duymaya başlamaları.

İşte size bir örnek. Bakın Ertuğrul Özkök, 27 Temmuz 2010 tarihli Hürriyet'teki yazısında ne diyor.

http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/ ... 2010-07-27

''...Ne yazık ki Ergenekon'da yapılan bazı hoyratlıklar, artık bizlerde yakın tarihin siyasetindeki “en olağanüstü halleri” çağrıştırmaya başladı.

Bir darbenin hesabı, darbe yöntemleriyle soruluyorsa, o ülkeye intikam tohumları da ekilmeye başlanmış demektir.

(...)

Artık aklı başında, düzgün AK Partililer de bu gerçeği görmeye başladılar.

Onlar da Ergenekon'un giderek “Adalet arama” gerekçesinden “İntikam alma” bahanesine dönüştüğünün farkındalar.

Ergenekon davası, askeri darbelerin “hoyrat yöntemlerine” doğru hızla akıyor.

Bir de şu tersliğe bakın.

“Kaçacak” diye yakalama emri çıkarılan adam, hababam içeri giriyor çıkıyor ama bir türlü kaçmıyor.

Bavulu hazır bekliyor. Biliyor ki, arkasındaki kamuoyu her gün biraz daha büyüyor.

Rüzgârı almış, göğsünü gere gere teslim oluyor. İlk başlardaki gibi, gazeteci ordusunun arasından iki büklüm, yüzünü saklayarak geçmiyor.

Öyle şeyler yapılmış ki, artık Ergenekon'da gözaltına alınmak utanç değil, iftihar vesilesi haline gelmiş.

Kamuoyu gözünde dava düşmüş, Silivri'de moraller tavan yapıyor.

Biliyorlar ki, yarın bir gün o kapılardan, bir zamanların Barış Derneği mağdurları gibi, başları dimdik çıkacaklar.

Öyleyse hâlâ bu telaş niye?

Referandum kampanyasının başladığı gün, Türk ordusunun 102 subayına “yakalama emri” çıkarılmasının arkasından sırıtan niyet görünmüyor mu sanıyorsunuz?

O kadar belli ki, bir “harp oyunu”nu yargılamak için başka bir “harp oyunu” düzenlenmiş.''
Uyanacağız, uyandıracağız... Bilinçleneceğiz, bilinçlendireceğiz... Ne ülkemizin , ne de bölgemizin zenginliklerini küresel haramilere ve onların uşaklarına yağmalatmayacağız, soydurtmayacağız... ENİNDE SONUNDA ALİ KEMALLER DEĞİL, MUSTAFA KEMALLER KAZANACAK...
Kullanıcı küçük betizi
İrfan Tuna
Üye
Üye
 
İletiler: 1059
Kayıt: Pzt Nis 06, 2009 12:23


Şu dizine dön: İrfan TUNA

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 4 konuk

cron

x