Kıbrısa son darbe
KKTC Cumhurbaşkanı M. Ali Talat ve Rum yönetimi lideri Hritofyasın tek egemenlik ve tek vatandaşlık konusunda prensipte anlaştıklarını açıklamışlardı, devamında ki süreçte neler oldu ve neler olacak bunları tartışalım bu hafta.
Neden Ergenekon iddianamesi değil de Kıbrısı konuşuyoruz dersiniz ? Kıbrısta M. Ali Talat yanlısı ve Kıbrısın verilmesini isteyen medya yoğun bir komplo içinde, Ergenekon un Kıbrıs ayağı var iddiaları ile çözüme direnenler de gözaltına alınacak korkusu salınıyor, hatta Denktaş örgütün içinde haberleri ile korku imparatorluğuna destek veriliyor.
20.07.08 tarihinde Kıbrıs Barış Harekátının 34. yıl kutlamalarına katılan Erdoğan, "Egemenlikten vazgeçmeyiz" diyen Kıbrıslı Türkler tarafından protesto edildi. Aynı grubun bir pankartından rahatsız olan Başbakan, korumalarına emir vererek pankartı kaldırttı. işte pankarttaki sesleniş Türkiyem, AB yolunda KKTC adağınız mı? Sözde demokratik Başbakan, kendisine yapılan eleştiri ve protestolara gelince demokratik davranmıyor. Ülkesine ve benliğine sahip çıkanların demokratik talebine karşı verilen sert tepki, türbana gelince temel hak ve hürriyete giriyor. Nasıl oluyor da demokrasi, temel hak ve hürriyetler unutulup emirle pankartlar toplatılıyor ?
Yoksa Kuzey Kıbrıs söyleminden vazgeçmeyen Başbakanın, gerçek niyetini mi anlatıyordu bu yazılanlar?
Başbakan Erdoğan 1974 Barış Harekátı, Kıbrıs Türkünün soykırıma uğramasını engellemiştir. Toplu mezarlarda ağıt yakan Kıbrıs Türkünün kaderini değiştirmiştir. Kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerinin uluslararası hukuk ve anlaşmalara dayanarak gerçekleştirdiği Barış Harekátı, Kıbrıs Türk Halkını özgürlük, güvenlik ve refaha kavuşturmuştur. Kıbrıs Türk halkının kendi yönetiminden, eşit statü ve eşit ortaklıktan vazgeçmesini ve azınlık olarak yaşamayı kabul etmesini beklemesin. Kapsamlı çözüm Kıbrıs Türk halkı ve KKTCnin kurucu ve eşit olarak yer alacağı yeni bir ortaklıkla mümkün olacaktır diyor. Ancak Talat-Hristofyas a destek veriyor...
Peki müzakereleri 3 Eylüle bırakan Talat-Hristofyas, Eşit statüdeki Türk ve Rum kurucu devletlerinin oluşturacağı Kıbrıs devletinin, tek uluslararası kimlikli, federal bir hükümeti olması konusunda görüş birliğine neden varılmıştı haziran ayında ?
Ayrıca Hristofyas, Kıbrısın uluslararası kimliğinin, "Kıbrıs Birleşik Federal Cumhuriyeti" (United Federal Republic of Cyprus) olması konusunda ortak pozisyonları olduğunu neden söylemişti ?
Bu doğrultuda yapılan 25 Temmuz görüşmesinde ki önemli gelişme şöyle; "Tam teşekküllü müzakerelerin amacı, Kıbrıs sorununa karşılıklı olarak kabul edilebilecek ve Kıbrıslı Rumların ve Kıbrıslı Türklerin temel ve meşru hak ve çıkarlarını koruyacak bir çözüm bulunmasıdır. Üzerinde anlaşmaya varılacak olan çözüm, ayrı ayrı ve eş zamanlı olarak referanduma sunulacaktır."
Eş zamanlı referandum bu cümleyi biraz açalım. Bahsi geçen eş zamanlı Referandumda, her iki halkın, kendi bölgelerinde, kendi devletlerinin gözetimi ve yönetimi altında oylamalarını yapabilecek olması. Ancak oylama sonucunda iki "Evet" çıkarsa ortak bir devlet kurulacak, taraflardan birisi "Hayır" derse aynı şekilde devam edecektir bana göre. Anlaşmanın ayrı ayrı ve eş zamanlı referandumlara sunulacağının belirtilmesi, adada iki halkın mevcudiyetinin ve iki ayrı egemenliğin varlığının ispatı olsa da Kıbrıs da yaşananlar göründüğü gibi değil.
Şu an Kıbrıs lı Türklerin devletlerinden soğuması için CTP militanları tarafından resmi dairelere giden vatandaşların işleri yapılmıyor, bugün git yarın gel mantığı ile halkı bezdirme politikası yapılıyor. Bu halk nasıl olsa bir çözüme evet demek zorunda yaklaşımı ile yıldırmak için planlar uygulanıyor. Öte yandan CTP radyosu "Sim FM" de KKTC adı hiç kullanılmıyor. Onun yanında mücahidin sesi BRT TVde , artık Rumlarla ortak etkinliklerin düzenlendiği barış çığlıkları atan programlar yapılıyor. Amaç, Türk ve dış dünya ile içteki halka, psikolojik savaş kapsamında Kıbrıs Türkü top yekun barışçı, onlar barış istiyor, artık Kıbrısı verelim çizgisine getirmektir.
Korku imparatorluğunu yaratanlar, memleketini şerefle, gururla mücadele ile koruyan şehitlere, gazilere ihanet ediyor. Türk kardeşlerine çağrıda bulunarak Türkiyeye (işgale) karşı birlikte savaşalım, ülkemizi birleştirelim diyen, 1960 Antlaşmaları ve Anayasası altında birleştirilmiş olan Kıbrısı Yunan yapmak için Makarios la birlikte Türklere kan kusturan bu toplu mezar kazma uzmanları ve hududumuz Girnede son bulur diyenler ile işbirliği yapılıyor.
Var olan bir devletin bayrağından olması, kendi devletinin bayrağı yerine bir başka devletin bayrağının göndere çekilmesi, devletinden olması nasıl bir duygudur?
Kimin ne hakkı vardır ki oyunlarla bizden olan yavru vatanımızı, vermek için çaba sarf ediliyor ?
Uğruna binlerce şehit verdiğimiz, yıllarca emperyalistlerin AB yolunda engel gösterdikleri yavru vatanımızı, AB yalanı ile verilmesine destek olan AKP iktidarı umarım bu vatan için dökülen kanları, verilen mücadeleyi hatırlar.
30 Temmuz 2008, Nuray TALAY