KKTC Din İşleri Başkanı Ahmet Yönlüer, “Ankara düşmanımdır, Türk askerini Kıbrıs’tan kovacağım” diyen Papaz II. Hrisostomos’la el sıkıştı.



İlişkiye giriyor
Milli güçleri tasfiye operasyonunda baş aktör olan KKTC Din İşleri Başkanı Ahmet Yönlüer, yine sahnede. Yönlüer, bu kez Türk düşmanı Rum Papaz, ll. Hrisostomos’la ilişkiye girdi.

EOKA’cıymış
Ada’daki kiliselerin onarımını isteyen Rum Papaz, bir süre önce yaptığı açıklamada, “EOKA mensubu olmaktan şeref duyuyorum. Türk askerinin Ada’dan gitmesini istiyoruz” demişti.

Şehitlerin kemiklerini sızlatan toka...
Türk düşmanı Rum Papaz’la dostluk tokası yaparak şehitlerin kemiklerini sızlatan Ahmet Yönlüer’in icraatları, kurtuluş mücadelesi verilirken Türkiye’yi sırtından hançerleyen Şeyh Said’i hatırlatıyor...

KKTC’nin Şeyh Said’i yine iş başında
KKTC Din İşleri Başkanı Ahmet Yönlüler, ‘dinlerarası diyalog’ için “Ankara düşmanımdır. Türk askerini Kıbrıs’tan kovacağım” diyen II. Hrisostomos’la el sıkıştı

Eylül 2006’da KKTC’deki milli unsurları yönetimden uzaklaştırmak amacıyla başlatılan ve hükümet kriziyle sonuçlanan “tasfiye operasyonu” nun baş aktörü KKTC Din İşleri Başkanı Ahmet Yönlüler yine iş başında. Yönlüler bu kez de “KKTC’de bulunan bütün kiliseler geri alınacak ve ibadete açılacak” sözlerinin sahibi Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu II. Hrisostomos ile, adadaki ibadet yerlerine saygının gelişmesini ve restorasyonunu teşvik edici pratik adımlar atma (!) konusunda anlaştı.

Memnuniyet duymuşlar
Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) Başkanı Rene van der Linden’in ev sahipliğinde önceki gün akşam Ledra Palas Otel’de gerçekleşen Yönlüer-II. Hrisostomos görüşmesinden sonra dün ortak açıklama yapıldı. İki din adamı, ilk adım olarak, Larnaka’daki Hala Sultan Tekkesi’ndeki cami ile Karpaz’daki Apostolos Andreas Manastırı’nın ibadete açılabilmesi için çalışma yapmaya karar verdi. Linden’in ofisinden yapılan açıklamaya göre, kendilerini bir araya getirme girişimine oldukça ılımlı yaklaşan iki din adamı, ilk kez gerçekleşen böyle bir görüşmeden büyük memnuniyet duydu ve kısa sürede yeniden bir araya gelmeye karar verdi.

İki taraf da iyi niyetliymiş!
Açıklamada, “Her iki tarafta da iyi niyet vardı. Görüşme oldukça olumlu ve samimi bir ortamda gerçekleşti. İki din adamı, bu görüşmenin, Kıbrıs’ta barışçı çözüme katkı koyabilecek, karşılıklı güvene dayalı uzun soluklu bir diyaloğun başlangıcı olmasını umut ediyor” denildi. Açıklamada, “iki din adamının, Kıbrıs halkına ve siyasilere örnek olabilecek, güven ve hoşgörü ortamı yaratmaya katkı sağlamanın yollarını tartıştığı” kaydedildi. Bu arada, açıklamaya göre, Linden, görüşme sonrasında yaptığı açıklamada, “iki din adamının tarihi buluşmasının, başkanlığının önceliği olan kültürler ve dinler arası diyalog için mükemmel bir örnek olduğunu” söyledi.

Şeyh Said Kimdir?
Şeyh Said, 1925 yılında, Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkmak için Doğu Anadolu’da başlatılan geniş çaplı ayaklanmaların önderidir. “Din elden gidiyor” söylemiyle etrafına topladığı bazı aşiretlerle birlikte Diyarbakır Muş ve Elazığı’ı kana bulayan Şeyh Said, onlarca Türk askerinin kanını dökmüştü. Son nefesine kadar İngiltere tarafından desteklenen din adamı kisveli Şeyh Said, 15 Nisan 1925 yılında Varto (Muş) yakınlarında ele geçirilmiş ve Diyarbakır’daki Şark İstiklal Mahkemesi’ndeki yargılamanın ardından idam edilmişti.

Türk düşmanı Rum Papaz’la ‘dinlerarası diyalog” içen el sıkışan “müftü” Ahmet Yönlüer’in icraatları, kurtuluş mücadelesi verilirken Türkiye’yi sırtından vuran Şeyh Said’i akıllara getirdi.


İşte bu sözleri söyleyen papaz
KKTC’nin Seyh Said’i Ahmet Yönlüer’in el sıkıştığı II. Hrisostomos her fırsatta Türk düşmanlığını açık açık ifade eden bir din adamı (!) İşte II. Hrisostomos’un sözlerinden bir bölüm:
* “EOKA mensubu olmaktan şeref duyuyorum”

* “Rum Ortodoks Kilisesinin karşı karşıya bulunduğu en büyük sorun, ’milli dava’dır. Vatanı kurtarmak için mücadele etmemiz gerekir”

* “Yerleşiklerin ve Türk askerinin gitmesini istiyoruz. Müezzinin sesi bizi rahatsız etmiyor. Bizi ’işgal’ rahatsız ediyor, insan haklarımızın Türkiye tarafından ihlal edilmesi bizi tahrik ediyor. Düşmanımız Ankara’dır. Kilise, Türk askerleri çekilene, vatan kurtulana kadar milli mücadele saflarında kalacaktır. Biz yerleşikleri ve Türk askerlerini Kıbrıs’tan kovacağız”

* “Rum Ortodoks Kilisesi’nin sahip olduğu imkanlar Türk işgalinin püskürtülmesi için kullanılacak. KKTC’deki bütün kiliseler geri alınacak ve ibadete açılacak.”

* “Rum Ortodoks Kilisesi, Türklere karşı mücadele etmek için Brüksel’ de bir ofis açacak. Bu ofis Rum Yönetimi ile birlikte propaganda faaliyetlerinde bulunacak.”

Her taşın altından Müftü çıkıyor
“Müftü” lakabıyla tanınan KKTC Din İşleri Başkanı Ahmet Yönlüer, geçtiğimiz Eylül ayında Ada’da yaşanan hükümet krizinin baş aktörlerinden birisi olmuştu. UBP ve DP’den istifa ederek koalisyon hükümetinin yıkılmasına neden milletvekillerinin de, Yönlüer tarafından yönlendirildiği ileri sürülmüştü. Yönlüer’in, KKTC yönetimindeki vatansever unsurları tasfiye etmek için başlattığı operasyonları, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatları doğrultusunda yürüttüğü de iddialar arasındaydı.
Başbakan Erdoğan ile sıcak(!) ilişkisiyle tanınan Yönlüer, KKTC’de, “AKP’ye en yakın Kıbrıslı Türk” olarak biliniyor. Erdoğan, 20 Temmuz 2006’da KKTC’ye yaptığı ziyarette, programında olmadığı halde Yönlüer’in kızının düğününe katılmıştı. KKTC Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş da Yönlüer hakkında sert açıklamalar yaparak gerçeklerin ortaya çıkmasına neden olmuştu. Denktaş, AKP hükümetinin AB konusunda uzlaştırıcı addettikleri takımı güçlendirmek için hükümetin yıkıldığını belirtmiş ve baş aktör olarak da Yönlüer’i işaret etmişti. Krizi “Müftü operasyonu” olarak adlandıran Denktaş, “Kendisini ’Erdoğan’ın adamı’olarak tanıtan Yönlüer’in, Türkiye’den Ada’ya yerleşen vatandaşlara doğrudan müdahalesine şahit oldum” demişti.
Yönlüer, KKTC’de, “AKP’ye en yakın Kıbrıslı Türk” olarak biliniyor



Kaynak: Yeniçağ