Kılıçdaroğlu Baykal'a Rağmen Aday
17.05.2010 11:37

CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Genel Başkanlığı’na aday olduğunu açıkladı. Kılıçdaroğlu, CHP Grup Başkanvekilliği görevinden de istifa etti.

Odatv, CHP delegelerinin Deniz Baykal’ı aday olarak göstereceğini ve Baykal’ın ikna olduğunu gündeme getirmişti.

Şimdi çıkan tabloda; Baykal’a rağmen Kılıçdaroğlu’nun adaylığı görünüyor. Kılıçdaroğlu şimdi, delegelerin ve CHP kurmaylarının desteğini almaya çalışacak. Yarın yapılacak CHP İl Başkanları toplantısının nasıl sonuçlanacağı merak ediliyor.

Odatv

YORUM: Kiliçdaroglu'ndan CHP içinde kendisinden beklenmeyecek derece curetkar bir açiklamayla, saniyorum Baykal'in yeniden aday olmasinin onunu kesti ve Baykal'a kasetten sonra 2. ciddi çalimi atti. Futbolda bu çalimi yiyene 8 oldu derler. Yine saniyorum arkasinda siyaseti iyi bilen, saglam bilgi alan birileri var. Bu birilerinin arkasindan, Tayyip'i uçurmak isteyen odalarin, borsalarin, medya patronlarinin (gizliden) desteginin de gelecegi olasi. Baykal'a simdiden geçmis olsun demek yanlis olmaz. CHP içinden de umdugu destegi bulamayacak, delige supurulecek. Adam asmaca operasyonlariyla baslayan gelismelerin arkasindan planli seyler geldigini hep gorduk. Umuyorum Kiliçdaroglu'nu CHP baskanligina hazirlayanlar, açilimin ucu kopan ipini bu sahis uzerinden CHP'ye baglatmayi ve kaldiklari yerden devam etmeyi dusunmuyorlardir.

Baragakal, YORUM kısmı sanırım sana ait. Sanırım sen de benimle benzer kaygılara sahipsin Kılıçdaroğlu ile ilgili ki bu yorumu yazmışsın. Ben biraz daha ileri gideceğim, Kılıçdaroğlu ile kişisel bir sorunum olmasına imkan yok. Düzgün,dürüst bir insan.Bu belli. Ama iki nedenden ben başkanlığına karşıyım. Birincisi lider özelliği olmadığını düşünüyorum. İkincisi ise aslında bu senin yorumunda belirttiğin endişelerini paylaşmama neden olan İKİ ADET ÇİĞ DAVRANIŞI...
Hatırlatayım.
Birincisi DERSİM-TUNCELİ konusunda ki Onur Öymen'in bence son derece yerinde ve haklı açıklamalarına anlamsız şekilde tepki göstermesi ve Onur Öymen'i istifaya davet etmesi.
İkincisi ise PKK konusunda GENEL AF dahil düşünülebilir şeklindeki açıklaması...
Tabi bunlara bir de son 1 buçuk senedir sürekli Kılıçdaroğlu'nun taraflı-tarafsız medya tarafından yıkanıp,yağlanıp,cilalanması da gelince bu ülkedeki siyaseti belirleyen dış güçlerin "BU CHP İKTİDARA GELİYOR. O ZAMAN BİZİM İSTEDİĞİMİZ ADAM YÖNETSİN."şeklinde artık ezberlediğimiz politikasının sonucu olduğu şeklinde düşünmeme neden oluyor.
Ben bu başkanlığın CHP'ye iktidar getireceğine ama ne yazık ki memleket için hayırlı olmayacağına inanıyorum.

baragakal yazdı:Umuyorum Kiliçdaroglu'nu CHP baskanligina hazirlayanlar, açilimin ucu kopan ipini bu sahis uzerinden CHP'ye baglatmayi ve kaldiklari yerden devam etmeyi dusunmuyorlardir.

Belirttiğiniz gibi açılım, Onur Öymen'i verdiği "Dersim" örneğinden sonra istifaya çağıran Kılıçdaroğlu Kemal ile CHP'ye yamanmak isteniyor olabilir.

Altı okun altına yuvalanıp da, altı okun ne anlama geldiğini bilmeyenlerin CHP'de yerinin olmadığı açıktır. Ülkenin 1938'in ardından sürüklendiği çıkmazdan, Gazi Kemal Atatürk'ten nasibini alamamış siyasiler ile kurtulamayacağı da açıktır. Türkiye Cumhuriyeti'ni hakettiği noktaya getirecek, devleti yeniden "devlet" yapabilecekler, yalnızca ve yalnızca ükesine ve ulusuna, gönlünü-ömrünü vermiş/verebilecek devlet adamlarıdır: Kıvıra kıvıra mideden geveleyen siyasiler değil! Yoksa Baykal gider, Kılıçdaroğlu gelir; Kılıçdaroğlu gider, Sevigen gelir; Sevigen gider, Tekin gelir... Sonra bir de bakmışız ki devlet gitmiş, müstevliler gelmiş!

Sözün özü, yerel seçimlerde Kadir Topbaş'ın karşısında tekin kardeşi ile aslan kesilip, seçimin ardından süt dökmüş kediye dönen Kılıçdaroğlu Kemal'in ciğeri, kanımca ülkeyi adam gibi yönetmeye yetmez...

Dilimiz sürçmüş ise af ola! Bizi de affedersin Kemal Baba...

Ben endiseli degilim, bence hersey yolunda gidecek, Chp demokrasinin en yaygin olan kurum olmali ve daha cok liderler yetistirmeli.

Soylemek istedigim lider kadrolari yetistirmeli ki bir daha boyle bir panik yasanmasin.

Tek adam senromundan kurtulmus oldu bence.

Endiseli arkadaslara sunu soyleyebilirim, artik bu olayi kapatip "26 Mayis'a " odaklanmali ve Akepenin korktugu bu halk hareketine destek verilmeli.

Akepe halktan korkmali zaten odaklanmasi gereken yer Chp'nin su anda:
birincisi, anayasa mahkemesi; ikincisi 26 Mayis halk hareketi.

Çetin Taş, bana gore Kiliçdaroglu kendisine ait olmayan bir hamle yapti, arkasindan Onder Sav'in dogal olmayan destegi geldi; CHP gibi olasiliklarin çok sinirli oldugu partide bunlar normal degil. Kiliçdaroglu TV'ye çikana ve "adayim" diyene kadar çok emin degildim ama simdi ortalik aydinlanmaya basladi.

Konuyu bir haberle daha birlestiriyorum: "Tayyib dun aceleyle Iran'a gitmis uranyum saklama saçmalamasina imza atmis". Belli ki içerde planlanan bu olaylarin, kendi iktidarina tehtit oldugunu dusunerek, tehdit edene karsi hamleye girismis. Yani onumuzdeki gunlerde Obama-Israil geriliminin sonucu biseyler yeniden sekillenecek. Tayyip'in yaptigi arabuluculugun imzalarla senlenmesini Israil'in politikalarina vurulmus balta olarak goruyorum. Anlasmayla, Iran'i uluslararasi duzeyde "uyumlu olmaya meyilli" gostererek Israil'in tezlerini curutmeye, ellerini baglamaya çalisiyor.

Dersim olayini iyi bilmiyorum, o donem Kiliçdaroglu'nun yorumunu çok iyi izleyemedim. Ama ozellikle dogulu Alevilerin oylarini CHP'ye çekecegi açik, ayni zamanda son 2 seçimde AKP'ye giden Alevi oylarini da CHP'ye geri getirebilir (orta ve dogu Anadolu'da ve bu bolgeden goçlerin oldugu varoslarda AKP ciddi oy aliyor). Sureç, Tayyib'i sallanip dusurebilir.

Haydar Bey yazmis:

Yoksa Baykal gider, Kılıçdaroğlu gelir; Kılıçdaroğlu gider, Sevigen gelir; Sevigen gider, Tekin gelir...

AKP iktidari boyunca seçmen hem sagda hem solda belli olçude milli bilince sahip oldu ama ne CHP'de, ne MHP'de adam gibi adam var diyemiyoruz,..


-

Artık sağı-solu bırakarak "Kemalizm'in altı oku"nda birleşme zamanımız geldi.
Çok oyaladılar yeter gayrı! Ama baksanıza, biz ülkenin kurtuluş ülküsü çevresinde "birleşin" dedikçe, bunlar bırakın birleşmeyi, kendi aralarında ayrışıyor!

Artık derdimiz anlaşılsın: Tek yol Kemalizm'dir! Tek yol Atatürk'ün ülküsü ve yöntemi çevresinde birleşmektir! Bir başka deyişle, ülkenin kurtuluşu ancak ayrıcalıksız, sınıfsız ve kaynaşmış bir yurttaşlar kitlesinin Cumhuriyetçi, Devletçi, Devrimci, Halkçı, Laik ve Ulusalcı değerler çerçevesinde yeniden kenetlenmesi ile olasıdır. Yoksa ağzına Gazi Kemal Atatürk'ün adını alamayan siyasiler ile bu işin aşılamayacağı artık gün gibi ortadadır.

Allah sonumuzu hayır edecek, az daha sabredeceğiz. Biliriz, sabrın sonu selamettir. CHP inşallah yakın zamanda kurucusunun adını ağzına alamayanlardan temizlenerek, yüzünü özüne; 1923 ruhuna dönecektir.

Ne bitmez kavga imiş, ne kanlı oyun imiş!
Ne kin imiş Türk'e şeytanınki; ne yazgı imiş!

Haydar Bey, bana sorarsan Kiliçdaroglu'nun erken otusunun akil hocasi ayni hizda ortaya çikti. Kiliçdaroglu'nun Baykal'in -istemem yan cebime koy- seklinde planladigi yeniden adaylik harekatini onceden okuyabilme nedeni de belli oldu. Hatirlatmakta yarar goruyorum ki: Sav (geçmiste soverek andigim) gordugumuz CHP'nin yaraticisidir. Kendisi her daim Sah degil vezir olmayi seçmis bir kisiliktir.

Bu gun oturup TV izledim, katildigim tabirinle tekinsiz Tekin saskindi, ne yapacagini bilemedi, Kiliçdaroglu diyemedi, yani sureçteki acayipligi okuyamadi... Durum bana, iplerinin Kiliçdaroglu'yla ayni yere bagli olmadigini dusundurdu.

Satrançta Sah'in hareket yetenegi ancak -piyon- kadardir, Baykal'in da o kadar, yani oyunun seyrini yine vezir tayin edecek diye dusunuyorum ve vezir simdi Kiliçdaroglu'nda. Onder Sav, birilerinin CHP uzerinde oynadigi, Baykal'in ihtirasa kapilip goremedigi bir oyunubozuyor olabilir...

Sav, bunu Kiliçdaroglu'nun kasi-gozu hurmetine yapmaz. Ama Baykal'a daha once kurdugu sekilde saflari yeniden ve yeni sahislarla kurabilir, bu durumda zaten seçmeni belli olçude bilinçli olan CHP'nin siyaset aksi kaymamis olur. Onceki CHP'nin ve dogal olarak Baykal'in yaraticisi olan Sav, 180 derece donusle yeni bir CHP yaratmaya soyunursa ortaya izlemeye deger birseyler çikabilir. Olaylarin seyri bozulmazsa Tayyib'i uçurma plani yapanlar Sav'a ramen surece destek verecek, herhangi bir acayiplik yasamazsak onumuzdeki seçimde CHP oylari AKP'yle kafa kafaya gelecektir.


-

baragakal yazdı:Olaylarin seyri bozulmazsa Tayyib'i uçurma plani yapanlar Sav'a ramen surece destek verecek, herhangi bir acayiplik yasamazsak onumuzdeki seçimde CHP oylari AKP'yle kafa kafaya gelecektir.

Umut ediyoruz.

Benim tek derdim parti içi demokrasiden bihaber olanların -kurucusunun deyimiyle "memleket aşkı" olan- demokrasi anlayışını, ülkenin her bir köyüne egemen kılma bilincinden alabildiğine uzak olma durumlarıdır.

Şahın piyonvari hareket yeteneği ile vezirin her yöne dilediğince gidebilme olanağı konusundaki örneğiniz oldukça açıklayıcı oldu. Ben de vezirin seçtiği Kılıçdaroğlu'nun başında olacağı bir CHP'nin, Baykal'ınkinden yüksek oy alabileceğini düşünenlerdenim. Her ikisinin de düşüncelerini desteklemememe karşın umarım hayırlısı olur. Tek derdimiz AKP'nin seçim yoluyla bir an önce iktidardan uzaklaştırılması için muhalefetin oylarını arttırmasıdır.

Bu vesile ile bir kez daha ve üzerine basa basa yinelemek isterim ki: Ne İnönü'nün, ne Ecevit'in, ne Baykal'ın, ne telefon kullanma özürlü-inanç aşağılayıcısı Sav'ın, ne de Kılıçdaroğlu'nun; yalnız ve yalnız Gazi Kemal Atatürk'ün CHP'sidir gereksinim duyduğumuz.

Umarım oyun bir an önce bozulur ve şah ile piyonun aynı kutuya gireceği günler gelir:
Türkiye Cumhuriyeti kuruluş ülküsüne döner ve gerçek barışın sağlandığı bir Dünya'da Türk Ulusu hakettiği gibi çağdaş uygarlık düzeyinin yeni sınırlarını belirler.

Sindirilmiş insanlar… Köleleştirilmiş beyinler… Durmaksızın çalışan etki ajanları… Devreye konan Romalılar’dan kalma sömürgeleştirme yöntemi…

Tek kurşun atmadan içerden fetih ve Türkiye’nin tasfiyesi ve Kendisiyle kavgalı Türkiye

eskopatj,haklısın kardeşim.

Baragakal,şu an 2 ucu boklu değnek durumu var Kemalistlerin önünde.
Bile bile hemen herkes ilk seçimlerde CHP'yi destekleyecektir.Bundan şüphem yok.Ve kendi adıma-seninle de ortak olan kaygılarımız nedeniyle-ondan sonrasındaki süreçten çok endişe duyuyorum.Ama öyle kötü bir durumdaki memleket, ölümü gösterdikleri için sıtmaya razı olacağız.
Her türlü soru işaretine rağmen Kemal Kılıçdaroğlu ile ilgili, en azından onun iktidarında içerideki Ergenekon mahkumlarının çıkarılacağını düşünüyorum. Bu şekilde GERÇEK MUHALEFET yeniden canlanacaktır. Ondan sonrasında da belki bu kişilerin tavrı bizleri yönlendirici olacaktır.
Yine de Baykal'ın yeniden başkan seçilme ihtimaline karşın bu durum hiç yoktan iyidir.Baykal'ı sevmediğim için değil ama geri dönmesi iyice tükürdüğünü yalamak olacağı için. Yine ölümü gösterip,sıtmaya razı etme olayı anlayacağın.

Kral öldü ! Yaşasın Yeni Kral !

Mühim olan bence Ali'nin gidip Veli'nin gelmesi değil. Zihniyetin değişmesidir.

Yıllardır Partiyi Sovyet Politbürosu mantığıyla yönetip, Tayyip Erdoğan'a af çıkmasını sağlayarak Akp'nin iktidar yolunu açan, hata üstüne hata yapan Sayın Baykal'ın ipi belli odaklar tarafından çekildi. Ama onu en çok vuran has adamı, uğruna birçok kişiyi C.H.P'den ihraç ettiği, Önder Sav olmuştur. Muhtemelen tüm geri dönüş planlarını, onu hesaba katarak yapmıştır. Ama evdeki hesap her zaman çarşıya uymaz.

Ne Yazık ki, Yüce Atatürk'ün kurduğu Parti'nin başına; Cumhuriyete karşı başkaldırı demek olan dersim isyanı'nı ve isyancılarını savunan, pkklı katillere af getirilmesini savunan bir kişi geçti. Şahsen beni de en çok üzen budur.

Naçizane kanım, ortada kuşku duyalacak; sıtmaya sarılacak bir durumun olmadığı ve olamayacağı yönündedir.

Türkiye'yi kurtaracak olan ne Kılıçdaroğlu'nun, ne de Baykal'ın CHP'si; üzerine zamanında yüklenen kutsal görev ile Türk gençliğidir. Bu görevin ayırdına varan gençlerin sayısı da günden güne artmaktadır. Görev ve güç kaynağımızın tanımı gibi, ülkede iktidara ve muhalefete sahip olanların sergiledikleri ortak tutum da bellidir: Ekim 1927'de yazılan ve sekiz yıl önce ülkenin içinde bulunduğu durum ile başlayıp "Gençliğe Sesleniş" ile son bulan Söylev'de belirtildiği biçimiyle, dün olduğu gibi bugün de gereksinim duyduğumuz kudret damarlarımızdaki soylu kanda bulunmaktadır.

Dünya'da benzeri görülmemiş bir yenginin temsilcisi olanlara karşı, türlü olanaksızların ardından küllerinden yeniden doğan bir ulus, yeni bir devlet kuracak; bütün dünyanın önünde saygı ile eğildiği bu devletin kurucusu kurduğu devletin kuruluşunun üçüncü yıldönümünde tutup "bütün ümidimdir" dediği gençliğe seslenerek, bugünü en ince ayrıntısına kadar anlatacak... Ne kadar ilginç değil mi? Kadere iman ediyorsanız, "rastlantı" sözcüğünün sizin için bir anlamı yoktur.

İnsanlığın ötesinde gezegenin kaderini değiştiren Gazi Kemal Atatürk'ün bedenen ölümünün ardından, bugüne değin böyle bir süreç yaşanmasaydı, esas o zaman sıtmaya sarılıp, kuşkulanmalıydık. Yaşamı boyunca yanılmamış bir adam, kurduğu ve ulusuna -daha doğrusu insanlığa- armağan ettiği devletinin geleceğine ilişkin saptamalarında yanılsaydı işte o zaman bu fani şaşar, kendisine dört koldan aşılanan korkunun kölesi olur; ne yapacağını bilemez halde geleceğinden kuşku duyardı...

Demek istediğim odur ki, "ya bağımsızlık, ya ölüm" diyerek askerlerine "savaşmayı değil ölmeyi" buyuran bir komutanın, 2010 yılında hala daha kadere iman eden bir askeri olarak, benim bu yolda vereceğim bir tek canım vardır. Onu da verirken, en ufak bir kuşku ile dönüp arkama -Yaşar Usta'nın kulakları çınlasın- bakmam bile... Geleceğin Türk çocuğuna dair bir an için bile en ufak bir kuşku duymamış bir önderin o gün ettiği söz, bugün benim vereceğim özümdür; sözümdür.

"Zafer benimdir" diyebildiğim için zafer Hakk'ımla benim olacaktır. Bu bağlamda, umutsuzluk ve kuşkunun kemirdiği akıllarımızı, bir an önce Gazi Kemal Atatürk'ün istenç ve kararlılığı ile sağaltmamız, tümcemiz için yararlı olacaktır.

Bir kez daha sıkılarak yineleme gereksinimi duyuyorum:
Bu can bu bedenle durduğu sürece, Türkiye Cumhuriyeti toprağı ve bayrağı ile bir bütün olarak kalacaktır.
Naçiz bedenlerimiz elbet bir gün toprak olacak, ancak Türkiye Cumhuriyeti Devleti sonsuza kadar yaşacaktır.
Bu ülküye duyacağımız bir anlık kuşku bile, Gazi Kemal Atatürk'ün sözüne ihanet olacaktır.

Baykal bigit artık,bir huzur ver sende senin moruk yönetim kurulunda çekin gidin artık...

Bunca yıl kene gibi yapıştınız,halkın muhalefet ve iktidar olmaması için katalizör oldunuz.

Tüm siyasi tartışmaları geçtim,sıkıldım yahu baykalları,özyürekleri,arınçları görmekten,yeter yahu gidin milyarlarca olan emekli maaşınız ile villalarınızda torun sevin.

Haydar Bey
Naçizane kanım, ortada kuşku duyalacak; sıtmaya sarılacak bir durumun olmadığı ve olamayacağı yönündedir.

Bu dediğin'de eminmisin? Ben şahsen ve bizzat Kılıçdaroğlun'dan kuşku duyuyorum.

Bu ülküye duyacağımız bir anlık kuşku bile, Gazi Kemal Atatürk'ün sözüne ihanet olacaktır.

Ülküye Kuşku duyduğumuzu nerden çıkarttın; Birşey sorcam, Medya'ın Kılıçdaroğlu Arkadasında'ki bu Psikolojik desteğin sebebi ne olabilir acaba?
Dikkat'tini çekmek isterim; Zamanın'da Akp hükümeti'de aynı psikolojik destekle iktidar'a geldi.
Hadi medya'yı bıraktım, Nazlı ılıcağın desteklemesine ne diyeceksin?

Agbicigim sen destekleyebilirsin, Ama benim chp kutsal görevi tamamlamam için baykal'ın gelmesi şarttır...
Yoksa chp'yi başka türlü desteklemem..
Benim desteğim şartlı destektir?

eskopatj2 yazdı:Ama benim chp kutsal görevi tamamlamam için baykal'ın gelmesi şarttır...
Yoksa chp'yi başka türlü desteklemem..

Destekleme.