Kiralık katil arayan tabancasız derin devlet!
AKPnin kamuoyuna derin devletin çetesi diye sundukları, güya şunları yapmışmış:
-Nobel Ödüllü yazar Orhan Pamuku öldürtmek için kiralık tutmuşmuş.
-Kiralık katile verilecek 2 milyon YTL için arayışlara girmişmiş.
-Derin çetenin amacı ünlü isimleri öldürüp darbe ortamını inşa etmekmiş..
-Darbe tarihi da 2009 tarihi imiş.
-Sıhhiyedeki 700 kilogramlık TNT bunlara ait imiş!
-Diyarbakırda suçu PKKlıya atmak için kendi arkadaşlarını vurmuşmuş!
Bırakın şunu bunu, sadece bu iddialar bile hadisenin ne olduğunu gözler önüne sermiyor mu?
Bir derin devlet düşününüz ki elinde adam öldürecek silahı olmasın!
Bir derin devlet düşününüz ki adam öldürtmek için para ile kiralık katil arasın!
Bir derin devlet düşününüz ki para için neredeyse mendil açıp dilenme durumunda olsun!
Bir derin devlet düşününüz ki tabancası bile yok iken 700 kilogramlık TNT bombaları ile yüklü minibüsü korku salmak için Ankarada otoparka bırakabilsin!
Bir derin devlet düşününüz ki Diyarbakırda suçu PKKya atmak için güya kendi arkadaşlarını öldürsün!
Bir derin devlet düşününüz ki bütün bunları 2009da hedeflediği darbe ya da ihtilale gerekçe olsun diye yapsın!
Değil böylesi bir derin devlet ya da derin çete, bu şekilde mahalle ya da kaldırım bitirimliği bile olmaz demeyin, Türkiyede bunlar var ve oluyormuş.
AKP ve dalkavukları öyle diyor.
Yukarıdaki iddialar, özel sızdırma metotları ile yayın yasağına rağmen dün medyadaydı.
Behey ahmaklar hadi tabancasızlığı, parasızlığı ve kendi arkadaşlarını öldürmeleri iddialarınıza gülerek geçelim de şu darbe hikayesi neyin nesidir?
2009da darbe diyerek aklınızca dolaylı olarak TSKyı mı hedefe oturtuyorsunuz!
Mırın kırın etmeyin, ortaya çıkan sonuç budur. Yine askerin üstünden parsa peşindesiniz.
Evet bu operasyonun gerçek ve hatta tek amacı, aslında Silahlı Kuvvetleri yıpratmaktır.Yapılan bu operasyon da TSKya yapılan bilmem kaçıncı olan yeni bir psikolojik harekattır.
Değilse, adam öldürmek için tabanca bile bulamayanlar, söyler misiniz nasıl ihtilal yapacakmış? Bütün o sözde suikast hikayelerine darbe hadisesi neden iliştirildi?
Hayır söylemek istediğim gözaltına alınanların tamamının pür-ü pak olduğu değildir.
Gözaltına alınanların içinde münferit olarak yanlışa yani suça bulaşmış olanlar belki vardır.
Eğer suçu sabit olan olursa biz onlara herkesten önce karşı çıkarız.
Ama ortada bir vakıa var ki bu artık saklanamaz boyuttadır.
Hatırlayın Şemdinli olayında neler söylenmişti.
Ankaradaki çete operasyonlarını göz önüne getirin.
Günlerce manşetlerden yapılan Başbakanı öldüreceklerdi haberlerini hatırlayın.
Dağıtılan sarı zafları, yapılan jurnalleri sorgulayın.
Ne oldu, Yüce Yaradan aşkıyla söyleyin, bir tek kişi o olaylarla ilgili olarak bugün cezaevinde midir?
Şimdi bütün bunların yaşandığı bir iktidar yönetiminde sorarım size, yargı kararı olmadan ben nasıl insanları peşinen mahkûm edebilirim.
Bakın yargı daha ilk adımda gözaltına alınların bir bölümünü serbest bıraktı.
Medyada tek satır haber yok.
Duyduk duymadık demeyin.
Ankarada deklare edilmemiş büyük bir mücadele var.
Ama bu mücadelede birileri akıl almaz biçimde kural dışılıklar yaparken, diğerleri hâlâ yutkunmaya devam ediyor.
KUŞKULAR VAR...
Ankarada Van Savcısı sendromu!
Ankaranın öbür yakasında yargı ile ilgili kuşkular seslendirilmeye başlandı. Söylenen şu: AKP iktidar gücü ve başka bazı hassasiyetleri kullanarak yargıya nüfuz etmeye çalışıyor. Bu şekilde kendine sadık siyasallaşmış bir yargı kanadını inşa etmek istiyormuş. Örnek olarak da, yaptığı yanlışlar sebebiyle meslekten atılan Şemdinli İddianamesini hazırlayan Savcıyı gösteriyorlar... Kuşku ve endişelere bir şey demiyoruz da biz yargının genel anlamda AKPnin güdümüne gireceğine inanmıyoruz. Doğrudur, bazı yargı mensuplarının AKPlilere şirin görünmek için olmadık şeyleri yaptıkları ortadadır. Örneğin bir savcının, TMSF Başkanı için, AKP militanı gibi davranıyor diye yazmamız sebebiyle bizim hakkımızda ifademize başvurmadan, yani ön soruşturma yapmadan (ki bu var olan mevzuata göre ifadenin alınması olmazsa olmazdır) ceza davasını açtığı yani hapse girmemizi talep ettiği vakıadır. İlginçtir bu cenahın açtığı davaların tamamı da İstanbul Kadıköyde açılıyor. (Bu durumu dürüstlüğüne, tarafsızlığına ve vatanperverliğine her zaman kefil olacağım aynı öğrenci yurdunda beraber kaldığım, ranza arkadaşım hemşehrim Adalet Müsteşarı Fahri Kasırganın dikkatine sunuyorum.)
PARDON!...
YÖK Başkanı hala neden istifa etmiyor!
Bir rezalet TVlere yansıyor ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan YÖK Başkanına atfen isterse yapmasın gibi dehşet bir söz ediyor, lakin Başkan bunu sineye çekiyor.. Söyler misiniz, adeta aşağılanan bir YÖK Başkanı bundan böyle nasıl bu moral ile hizmet verebilir? Söyler misiniz, bu Başkanın yaptığı hangi icraata şüphe ile bakılmaz? Söyler misiniz, bu tavrı sineye çeken bu YÖK Başkanı Üniversite camiasından nasıl saygı görebilir? Bu noktadan sonra yapılması gereken Sayın Özcanın derhal istifa etmesidir. Kuşkusuz kusur elbette YÖK Başkanında değildir ama içine düşürüldüğü durum dramatiktir... TVlere yanlışlıkla yansıyan o iki sözcük bile AKPyi tanımlamaya yetmektedir. Hazin olan YÖK Başkanının uğradığı bu aşağılamaya medyanın tepki koymamasıdır. AKP ve Cemaat Matbuatıbunu yapmaz o malum da peki ya Doğan Medyası neden susuyor?Pardon, pardon Unakıtanın bu grupta olan dokunulmazlığını bir an için unutmuştum!
SİCİLİ BOZUK...
PKK itirafçısı ve kara harekatı gereği!
Ali Kırcanın Siyaset Meydanı Programında bir PKK itirafçısı konuştu. İtirafçının söyledikleri önemliydi. PKK itirafçısı büyük bombalamaların öncesinde örgütün haber aldığını ve dolayısı ile de büyük bir zayiatın verilmediğini söyledi.. Burada sorulması gereken soru, haber verme işinin kimler tarafından yapıldığıdır. Uçaklar üslerden uçuşa geçtiğinde haber verilmiş olabilir demeyin, üslerde eğitim için her gün onlarca benzer kalkışlar oluyor. Dolayısı ile biz bu haber verme işinde açıkçası ABD cenahından kuşkulanıyoruz.. Pentagon, geçmişteki sicili dikkate alındığından pekala tut ve kaç taktiğini güdüyor olabilir.. Bu tablo da gösteriyor ki havadan yapılan bombalamaların psikolojik faydadan öte bir etkisi olmuyor. Dolayısı ile yapılması gereken kara harekatına start vermek olmalıdır.. Kara harekatı yapılmaksızın PKKyı askeri anlamda çökertmem mümkün olmayacaktır.
Sebahattin ÖNKİBAR/Yeniçağ