‘KOALİSYON’ TİYATROSU
Tiyatro’nun tarihi Milat’tan önce 6 binli yıllara değin gidiyor.
‘Devlet’ten tam 400 yüzyıl önce.
Kușkusuz ‘Devlet’i ‘yazılı yasa’ dönemi olarak ele alırsak böyle.
Çünkü ‘Yazılı yasa’, Hammurabi’ye, yani Milat’tan önce 1700-1650’lere gidiyor.
Türk’lerde, tiyatro benzeri oyunların tarihinin ise dörtbin yıllık bir tarihi olduğu söyleniyor.
Ancak ‘bugünkü anlamda’ tiyatronun ‘demokratikleșme’mizle birlikte bașladığı söylenebilir.
Kısası, Türkler’de ‘demokrasi’ ile ‘tiyatro’ eșanlamlıdır denilebilir.
Kușkusuz Türkiye’de ‘demokrasi’nin de ‘tiyatro’nun da kendi alanlarında gelișmelerini istemek ‘akla ve mantığa uygun’ olarak değerlendirilebilir.
Ne var ki, her ikisi de ‘aynı yönde’ gelișmekte ve son ‘Koalisyon görüșmeleri’ ile ‘zirve’sine ulașmıș bulunmaktadır.
CHP ‘lider’i ise en ‘acemi oyuncu’.
7 Haziran seçimlerinde, CHP’nin oylarını, yönetimi ele geçirdiği günden buyana artırmamak konusunda, olağanüstü bir ‘bașarı’ gösteren Kemal Kılıçdaroğlu, seçimlerin ertesi günü ne diyordu ?
- CHP kaybetmiștir ama ‘Demokrasimiz kazanmıștır’.
Haftalardır süren ‘koalisyon görüșmeleri’nden sonra ne diyor ?
- Koalisyon görüșmelerinde koalisyon yapamayacağımız ortaya çıkmıș ama ‘demokrasimiz kazanmıștır’.
Nasıl olmuș da ‘koalisyon görüșmeleri’ Türk demokrasisine katkı yapmıștır ?
Kılıçdaroğlu’na göre ;
- ‘AKP’lilere CHP’lilerin ‘görüșleri’ anca anlatılabilmiș’tir.
Pekiyi CHP’liler AKP’lilerin ‘görüșleri’ni anlayabilmișler midir ?
CHP’nin ‘son lideri’ne göre ;
-Hayır o așamaya henüz gelinmemiștir.
Çünkü, dünya-alem ve o arada koca Türk Milleti, haftalardır ‘koalisyon görüșmeleri yapılıyor ve bugün varılan ‘koalisyon protokolü’ ilan edilecek diye beklerken, Kemal Kılıçdaroğlu șöyle diyebilmiștir :
-Bize ‘kolasiyon koșulları konusunda hiçbir öneri sunulmamıștır’.
Güler misin ağlar mısın, sana kalmıș; ne de olsa tiyatrodasın.
Ya da ‘Türk demokrasisi’nde..
Bu ‘demokrasi’nin ‘olmazsa olmazı ne mi diyorsunuz?
- ‘Siysal partilerimiz’…
AKP, CHP, MHP ve HDP.
Evet evet HDP.
Diğer partiler ‘tiyatro sahnesi’nde değiller henüz.
‘Demokrasi’mizin de ‘vazgeçilmezleri değiller’ o nedenle..
Șimdi biri çıkıp, ıșıkları kapatsa ve perdeyi indirse..?
Hep birlikte ayağa kalkıp, ‘demokrasimize’ dokundurmayız diye bağıracağız doğal olarak.
Bu bizim ‘en demokratik hak’kımız.
Aynı zamanda ‘eğlence’ hakkımız yani ‘teatral’.
Sözün özü, ‘demokrasi’ diye, bize yüzyıllardır yutturulan șeyin ‘tiyatro’ olduğunu bugün daha iyi anlamıș olmalıyız.
Tanrı Kemal Kılıçdaoğlu’ndan bin kere razı olsun.
‘Temsilci’miz olarak, olay ve olguları ‘anlayıș kıtlığı’nı bize bir kez daha göstermiș oldu.
O arada, Dr Recep’in de nasıl ‘mahir bir oyuncu’ olduğunu ‘anlamıș’ olmalıyız.
Kaldi ki bu ikincisi, șahsen benim ‘temsilcim’ olmasa bile bu böyledir.
Zaten tiyatroda ‘taraflarların temsilcileri’ olmaz mı?
Șöyle bitirelim isterseniz: ‘Demokrasi’ denilen ‘șey’, bir ‘temsilcilik kurumu’dur amma velakin, ‘seyirlik bir oyun’ için değil, ‘günlük yașamı yönetmek’ içindir.
Umarız bir gün, ‘demokrasi’nin de ‘ne’ olduğunu anlayabileceğiz.
Ne var ki, ‘bu oyuncular’la olmayacağı da ‘gün gibi’ ortadadır.
Habip Hamza Erdem