Kol saati... | Yılmaz Özdil

Kol saati... | Yılmaz Özdil

İletigönderen Türk-Kan » Sal Tem 17, 2007 9:38

Kol saati...

Enteresan bir başbakanımız var.
"Meraba" diyorsun.
"Satayım" diyor. Mesela, şu kol saati meselesi... 60 bin dolarlık saat taktığı iddia ediliyor... Başbakan hemen, "15 bin dolara vereyim, 10 bine de bırakırım" diyor.

E tabii merak ediyor insan... Nasıl bi şeydir bu saat?

İsmi, Franck Muller...
Ali Muhiddin Hacı Bekir veya Faruk Saraç gibi... Hem isim, hem soyad, hem marka yani.
İsviçreli.
10 bin dolardan başlıyor, 265 bin dolara kadar çıkıyor.
Koleksiyon için, 2 milyon Euro'luk modeli de var...
Altından, platinden veya kristalden üretiliyor.
Peki niye bu kadar popüler? Sadece pahalı olduğu için değil... Şu anda, büyük saat moda...
O rüzgarı yakalamış vaziyette.

Gelelim Türkiye'ye...
Belki ilk defa duydunuz ama, aslında, tahmin ettiğinizden fazla tanıyorsunuz Franck Muller'i.

Hani, Adnan Polat önceki sene "20.45'te şampiyonuz" diyerek, saatini gösteriyordu ya...
İşte o saat, Franck Muller.
Şampiyonluk sonrasında 25 bin liraya açık arttırmaya çıkarılmış, 350 bin liraya alıcı bulmuştu...
350 bin lirayı bastıran kişi, "Adnan Polat'ın meşhur saati" diye aldı... Ama o saat, Adnan Polat'ın değildi... Hakan Şükür'ündü. Sezonun bitimine 4 hafta kala, uğur getirsin diye, değiştirmişler... Hakan'a da, İnter'den takım arkadaşı Vieri hediye etmiş, doğum gününde.
Ne arkadaşlar var be!

Bakın, İtalyan futbolcu dedim, aklıma geldi... Juventus, küme düşürülmüştü malum, şike yaptığı için... Juventus'un sportif direktörü Moggi diye bir arkadaş vardı... Hakemleri, rakipleri hep o bağlamıştı. Rezalet ortaya çıkınca, gazetecileri de bağladığı ortaya çıktı... Ne yapmış Moggi? Repubblica gazetesindeki habere göre, "şike falan yok" yazsınlar diye, pahalı saatler göndermiş avantacı gazetecilere...
Markası ne? Franck Muller.

Başka?
İtalya'dan devam edelim...
ABD Başkanı Bush'a yabancı ülke liderleri tarafından verilen hediyelerin listesi açıklandı.
Chirac, tıraş losyonu hediye etmiş... Brunei Sultanı, limonlu kek... Arjantin Cumhurbaşkanı da, kuzu vermiş... Peki, İtalya'nın o dönemki Başbakanı "bizim silvio" Berlusconi ne hediye etmiş? Bildiniz... Franck Muller.

Güzel bir hediye Franck Muller.
Televole haberlerinden hatırlarsınız... Bizim ünlü müteahhit Erdal Acar, bizim medya tarafından Abdullah Gül'e benzetilen Hollywood aktörü George Clooney'nin davetine katılmıştı.
Como Gölü kıyısındaki şahane malikanede verilmişti davet... Armani, Paris Hilton, Roberto Cavalli, Donatella Versace, Pamela Anderson, herkes oradaydı...
Ne hediye etmişti Erdal Acar, ev sahibi George Clooney'e?
Evet...
Franck Muller.

Devam mı?
Peki...
The Wall Street Journal'de çalışan Amerikalı gazeteci Robert Frank, çok satan bir kitap yazdı:
Richistan.
Yani, Zenginistan...
"Kalantor" tabir ettiğimiz insanlar, ne yer, ne içer, ne giyer, onları anlatıyor... Ve, şöyle diyor bir yerinde... "Rolex takmanın zenginlik göstergesi olduğunu düşünebilirsiniz. Yanılıyorsunuz. Varlıklılar Rolex takar. Zenginistanlılar ise, Franck Muller."
Ben Robert'in yalancısıyım.
Öyle diyor.

İyi güzel de, kim getirdi bu Franck Muller'i Türkiye'ye?
O da tanıdık...
Fettah Tamince.
Rixos'un sahibi.
Zevkleri burada da uyuşuyor demek ki... Çünkü Başbakan, Rixos'ta tatil yapmayı seviyor, Franck Muller takıyor.
Yollar bir şekilde kesişiyor.

Uzatmayalım...
Başbakan'da sadece Franck Muller mi var? Hayır... Genç Partili Emin Şirin diyor ki, "geçen yaz Başbakan'ın kolunda Bvlgari saat gözüme çarpmıştı. Oldu iki tane 20 bin dolarlık saat..."
Takar takar!
Emin Şirin'e ne?
Merak etmiş sadece...
Soruyor, "bu kadar parası varsa, çocuklarını niye bursla okutuyor? Yok eğer, bu saatler hediyeyse, kimden hediye?"


Bitti mi?
Bitmedi...
Var mı başka göze çarpan?
Var.
Gazeteler yazdı:
"AKP Merkez Yürütme Kurulu üyeleri, Başbakan'a doğum günü sürprizi yaptı... Ulysse Nardin marka saat, Başbakan'a doğum gününde yapılan MYK toplantısında takdim edildi."

E nedir bu Ulysse Nardin?
Anlatırdım ama, yer bitti.


Yılmaz Özdil, 17.07.07
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

İletigönderen Ram » Sal Tem 17, 2007 11:41

Türk-Kan, saat işine mi girsem, ne yapsam mirim¿? :hmm:
Mevzuubahs olan; millete saltanatını, hâkimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız¿? meselesi değildir. Mesele, zaten emrivâki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu, behemehâl, olacaktır. Burada içtima edenler, Meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce muvafık olur. Aksi takdirde, yine hakikat usûlü dairesinde ifade olunacaktır.

Fakat ihtimâl, bazı kafalar kesilecektir!
Kullanıcı küçük betizi
Ram
Zûlme Karşı İsyan!
 
İletiler: 8167
Kayıt: Sal Şub 20, 2007 1:06
Konum: Aç haritaya bak!

İletigönderen MedceziR » Sal Tem 17, 2007 11:46

Enteresan bir başbakanımız var.
"Meraba" diyorsun.
"Satayım" diyor.

Üstad burda çok doğru yazmış işte :lol:
Resim

"Vaziyeti düzeltmek için mutlaka Avrupa'dan nasihat almak, bütün işleri Avrupa'nın emellerine göre yapmak, bütün dersleri Avrupa'dan almak gibi birtakım zihniyetler belirdi. Halbuki hangi istiklal varki ecnebilerin nasihatlarıyla ecnebilerin planlarıyla yükselebilsin!
Tarih böyle bir hadiseyi kaydetmemiştir..."


Söylesem tesiri yok
Sussam gönül razı değil...
Kullanıcı küçük betizi
MedceziR
Üye
Üye
 
İletiler: 1763
Kayıt: Pzr Nis 08, 2007 15:54
Konum: Yiğidin Harman Olduğu Yerden...

İletigönderen Türk-Kan » Sal Tem 17, 2007 12:13

Ram, para var gibi mirim, düsünmeye deger :roll:

MedceziR :mrgreen:
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56


Şu dizine dön: Gazete Köşe Yazarları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 2 konuk

x