Kim Kimi Kullanıyor? Zahide UÇAR

Kim Kimi Kullanıyor? Zahide UÇAR

İletigönderen NİLGÜN BAŞTUĞ » Sal Mar 05, 2013 15:44

Kim Kimi Kullanıyor?

Erdoğan 2 Temmuz 2001 yılında ABD’den kendine gönderilen CFR’nin programını parti programı haline getirdi. Yani ABD’nin istediklerini kabul ederek ülkenin başına çöreklendi. Eski kankası, şimdi ki düşman kardeşi Gül daha derin yetiştirilmiş, İngiliz tezgahlarında dokunmuş, ABD bursu ile cilalanmış, CFR toplantılarında hazırlanmış, F tipi çeteyle de korumaya alınmıştı.

Gül, Erdoğan 1980 öncesi Milli Türk Talebe Birliğine yedeklenen “Yeniden Milli Mücadele Teşkilatı”nın üyeleridir. Bunlar İngiliz Mandası’na inanır. Mandacılıklarını;

“İngiliz mandası altında yaşayan Müslümanlar ibadetlerini rahat yapıyor” diye savunurlar.

Türkleri Anadolu’dan süremeyen emperyalist güçler belli ki; ayrıcalıklarını kaybeden ve eşit vatandaş olmayı hazmedemeyen şeyh, şıh, aşiret çocuklarını boş bırakmamış. T.C. Devletine ve devleti kuranlara kin ve nefret ile dolu mandacılar olarak yetiştirip sahneye sürmüş. Çünkü bunlar reşit olmayı sorumluluk alma adına gerçekleştiremedikleri için ki; hep bir şeyh-şıh, hamiye ihtiyaç duyarlar ve söylenenleri sorgulama cesaretleri asla yoktur. İngiliz, Amerikan Muhipleri Cemiyetinin müridleri…

Osmanlı döneminde tarikatlerin, aşiretlerin ayrıcalıkları vardı. Adeta devlet içinde devlet durumundaydılar. Anadolu insanı Yemen Çölleri'nden, Balkanlar'a cephelerde canını verirken; semizleşmiş tarikat müridleri askere alınmıyordu. Birçoğu düşman güçleri ile iş birliği yaptığı için yargılandı. Kahvehaneye dönen tekkeler kaldırıldı. İhanetlerini sakladılar. Ayrıcalıklarının ellerinden alınmasını hazmedemediler. Yıllarca birer kuyruklu yalan olarak; kinlerini, kin odaklarını besleyen bir iftira olarak “Atatürk’ü din düşmanı” olarak yaftaladılar.

İşte o ekilen dikenler, o mandacılar şimdi iktidar oldu.

Bu mandacı iktidar Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve bu devlete sahip çıkanlara ölümüne düşmandır.

Şimdi gelelim zurnanın zırt dediği gerçeğe…

Biraz beyin jimnastiği yapalım:

Erdoğan ve şürekası Öcalan’ı mı kullanıyor, yoksa Öcalan Erdoğan ve şürekasını mı?

Ben sizlere söyleyeyim:

Erdoğan ve şürekası için ne Kürtler, ne bebek katilinin bir önemi yoktur!..

AKP ve şürekası T.C. Devletini yıkabilmek için bir argümana ihtiyacı vardı. Bu argüman PKK ve Öcalan oldu.

Sürece bir bakalım;

Erdoğan tahtına kurulduğunda PKK’nın yavşak, sapık, uyuşturucu baronu lideri içeri tıkılmış, PKK’nın morali çökmüştü.

AKP çıkardığı yasalar ile PKK’ya moral kazandırdı.

Ordu mensuplarını kışlaya hapsetti. Sınır ötesi operasyonlar durduruldu. PKK Kandil’de yeniden toparlandı. PKK’yı koruyan Barzani imar edildi. Barzani Türkiye üzerinden yaptığı ticaret ile milyarlarına milyar kattı. Barzani’nin ne kadar paraya sahip olduğu hiç gündeme getirilmiyor. AKP’nin CİA ve İngiliz istihbarat elemanı gibi çalışan Kürtçü kanadı Barzani ile ticaret yaptı.

Türk mafyası içeri tıkıldı. Büyük şehirler, başta İstanbul olmak üzere Kürt Mafyasına teslim edildi.

PKK Türkiye üzerinden ne kadar uyuşturucu pazarladı bilmiyoruz. Bu gün PKK’nın 60 milyar dolar gibi bir kanlı parasından, bu paranın AKP ile bebek katili arasında pazarlık konusu yapıldığından bahsediliyor. Para için kırk takla atan, Filistin’den Somali’ye her mağduriyeti para toplayabilmek için kullanan AKP siyaseti, 60 milyar dolar için neler yapmaz.

Erdoğan CFR memerandumuyla dikte ettirildiği gibi ülkeyi şehir devletçiklere bölmek, ulus devletin sonunu getirmek, rejim değişikliği yapabilmek için bir argümana ihtiyacı vardı. Buldu...

PKK…

Habur açılımı ile Kürtleri PKK’ya mecbur bıraktı. Devleti Güneydoğu’dan çekerek Güneydoğu’nun PKK’nın güç alanı haline gelmesini sağladı. Küresel çetenin basın ayağı PKK ile yatıp PKK ile kalktı. Katliamları aklandı. Her işledikleri cinayet;

“Zamanlama önemli, niye şimdi?” diyerek Orduya, olmayan derin devlete mal edildi. Nasıl olsa; “Ulan bu ülkenin milli bir derin devleti olsa sen yavşak yavşak yabancı istihbaratlar adına o oturduğun yerde görev yapabilir miydin?” diye soran yoktu.

Medya şebeklerine bakan 80 milyona dayanan Türkiye nüfusunun 70 milyonu PKK’lı zanneder. Amaç millette bıkkınlık, bezginlik, umutsuzluk yaratıp razı etmekti.

Erdoğan önce PKK’yı güçlendirdi. Halkı, PKK cinayetleri ile bezdirme politikası güdüldü. MİT’in ulakçılığı ya da ayakçılığı, bebek katilinin avukatları vasıtası ile Kandil’e uçurulan haberlerden sonra kaç Mehmetçiğimizin ölüm emri verildi acaba? Bilen var mı? AKP siyaset sürecinde, AKP’nin bebek katiline postacılık yapmasından dolayı kaç Mehmetçiğimiz şehit oldu? Bu durum mutlaka sorgulanmalıdır. Hesap sorulmalıdır!.. “PKK ile savaşan asker içeride” diyen MİT müsteşar yardımcısı bayanın da yargılanacağı günler yakındır. Milleti PKK’ya peşkeş çeken işbirlikçiler katagorisinde tabii…

“AKP+F” koalisyonu hem kendi adına, hem PKK’ya moral vermek için dış düşman ile birlikte Ordu mensuplarını önce moral yönüyle çökertti. Sonra CİA’nın verdiği anlaşılan listeye göre esir edildi. Arada farklı istihbaratların çıkarı, F tipi çete ile Erdoğan sürtüşmesinden kaynaklanan kazalar da oldu. “Mesela Çevik Bir’in tutuklanması F tipi çetenin Erdoğan’a restidir.”

Erdoğan siyaseti PKK’yı diriltti, güçlendirdi. Karşısında duracak güçleri eritti, esir etti. Sonra da halka dönüp:
“Yenildik, barış yapmak zorundayız” dedi.

Erdoğan’ın yeni anayasayı yapabilmek, şehir devletçikleri kurabilmek, Türk adını Anadolu’dan silip Türk Devletlerine öncü olacak konumdan çıkarabilmek, İslam Federe devleti kurabilmek için, hem kendi adına, hem T.C. Devleti’nin kurulmasını asla hazmedememiş küresel çete adına Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti Devletini kuran Türk Milletinden intikam almak için PKK ve bebek katiline ihtiyacı var.

NOKTA!..

Bu oyunun içinden PKK’yı çekin ve tabloda Erdoğan siyasetinden geriye ne kalıyor, bir bakın.

Erdoğan’ın Türkiye Cumhuriyeti Devletinin rejimini dönüştürebilmek, ülkeyi manda ülkesi haline getirmek, Türk Milletinin adını bile bu topraklardan silebilmek için PKK’ya ihtiyacı var.

Erdoğan milleti manda yasasına dahil edebilmek, ülkeyi şehir devletlere bölüp, milleti yabancı istihbaratların kontrolündeki şeyh, şıhların eline teslim edebilmek için PKK’yı sopa olarak kullanıyor.

PKK, bu ahlaksız siyaseti sürdürebilmek için, Anadolu Türk Devleti’nin anahtarını kırabilmek için kullanılan bir maymuncuktur.

Erdoğan 10 yıldır Türk Milleti’ne “yargı ve PKK’yı kullanarak ŞİDDET uyguluyor.”

Erdoğan eline verilen ev ödevini yapabilmek, 80 yıllık kabızlığını dışkılayabilmek için PKK ve PKK ‘nın sapık lideri Öcalan’a ihtiyacı var.

Duruma bir de bu pencereden bakarsanız; Bebek katilinin arkasına saklanarak Türk Milletine silah sıkan korkakları bulacaksınız.

Boşuna dememişler; İnsanın düşmanı bile mert olmalı diye.

Zahide UÇAR, 5 Mart 2013
http://www.zahideucar.com
zahide@zahideucar.com
Ben yaşayabilmek için, kesin olarak bağımsız bir ulusun evladı kalmalıyım. Bu yüzden ulusal bağımsızlık bence bir hayat sorunudur.
Ya istiklal, ya ölüm!
Kullanıcı küçük betizi
NİLGÜN BAŞTUĞ
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 694
Kayıt: Çrş Eki 26, 2011 12:44

Re: Kim Kimi Kullanıyor? Zahide UÇAR

İletigönderen nurikurnaz » Cum Mar 15, 2013 21:02

Sayın Güncel Meydan Yöneticileri ve Sayın Zahide Uçar, yayınlarınızı okuyup, paylaşan bir takipçinizim. Kurucu ve fikri Liderliğini Sayın Aykut Edibali’nin yaptığı “Yeniden Milli Mücadele”nin bir mensubu ve Millet Partisi’nin üyesiyim. Yeniden Milli Mücadele hareketi konusunda yeterli bilgiye sahip değilsiniz.

Zahide Uçar'ın “Kim Kimi Kullanıyor” yazısında;
"Gül, Erdoğan 1980 öncesi Milli Türk Talebe Birliğine yedeklenen “Yeniden Milli Mücadele Teşkilatı”nın üyeleridir. Bunlar İngiliz Mandası’na inanır. Mandacılıklarını;
“İngiliz mandası altında yaşayan Müslümanlar ibadetlerini rahat yapıyor” diye savunurlar."
ifadesini ya bilgisizlikten ya ideolojik farkılıklardan dolayı ya da Cengiz Özakıncı'nın (kendisine duyduğum saygıyı ve güveni kaybetmiştir) gazete küpürü yayıncılığına dayanan bilgilerden mülhem olarak kullanmıştır. Bugün AKP nin yanında yer alan ve 1970 lı yılların ortalarında “Yeniden Milli Mücadele”yi terk eden kişilere bakarak yaptığınız değerlendirme, büyük bir haksızlık ve iftira niteliği taşımaktadır. Yeni Şafak Gazetesinde Cemil Çiçek’in, “Yeniden Milli Mücadele” hakkında söyledikleri ve bu konuda Çınar Dergisinde Sayın Aykut Edibali’nin açıklamaları yer almaktadır.

Dönemin hikayesini uzun uzun anlatacak değilim. Fakat “Milli Türk Talebe Birliği” ile "Yeniden Milli Mücadele"nin ilgisi olmadığı gibi, aralarında ciddi olarak farkılıklarda bulunmaktadır. Din anlayışından tutun, millet anlayışına kadar bir çok konuda. Hele Abdullah Gül ve R.Tayip Erdoğan ile hiç ilgisi yoktur. İlişkiler 1991 seçimlerinde Islahatçı Demokrasi Partisi, Milliyetçe Çalışma Partisi ve Refah Partisi arasında yapılan ittifak çalışmalarında ilişkiler olmuştur. “Yeniden Milli Mücadele” Antiemperyalist, antikapitalist, antisiyonist, İslama Saygılı milli bir harekettir. Mandacılığa da şiddetle karşıdır. Kendi istekleri ile Yeniden Milli Mücadele hareketini terk eden kişileri üyelerinden saymak ne kadar doğru olabilir. Milli Türk Talebe Birliğine ait ciddi bir müktesebat yok iken, 1980 yılına kadar, 1971 yılında hareketin resmi hüviyetine son verilirken, bizler *Tabelalar iner MÜCADELE devam eder" diyerek örgütlü mücadelemize devam ettik, Yeniden Milli Mücadele dergisi yayın hayatına devam etmiş ve 1980 den sonra da Bayrak Dergisi olarak devam etmiştir. Müktesebatı bir hayli geniş olan bir hareketi, ABD güdümüne takılmış bir güdük bir hareketle mukayese etmek ve yedeğine takmak, gerçekle bağdaşmamaktadır.

1962 tarihinden itibaren bir gençlik hareketi olarak örgütlenen, 1967 yılında dernekleşen ve 1970 yılından itibaren "Yeniden Milli Mücadele" dergisini yayın hayatına sokan, dönemin genç, diri, bilgili ve mücadeleci milli hareketi, ilk kitabını “Gerçek Emperyalizim” adıyla yayınlar. “Amerika Rusya Yahudiye Kukla” diyerek, emperyalizmin beyninin siyonizim olduğunu ilan eder. Üzerinde araştırmalara dayanan ciddi çalışmalar yapar. Arkasından “İhanet Planları” kitabını yayınlar, Türk Milletine kurulan tuzakları ve mayınlı alanları, ilan eder. Bu kitabın içinde Sion Önderlerinin Protokolleri’de bulunmaktadır. ABD ve AB ve soğuk savaş döneminin ikinci gücü olan SSCB emperyalizminin, mazlum milletler üzerindeki oyunlarını ifşa etmiş, bunun için canhıraş bir mücadelenin içine girmiştir.

O dönem de yayınlanan “Yeniden Milli Mücadele” dergisi, Beynelmilel Sermaye, İslam İnancının Temelleri Akaid, Türkiye’nin Kıbrıs Politikası Ne Olmalıdır? Gibi kitapları bir kaçıdır.

Türkiye’de ki gençleri okumaya teşvik etmiş, silahları bırakmalarını ısrarla teklif etmiş, hiçbir silahlı eylemlere karışmamıştır. Türkiye’nin, sanayisi, tarımı, finansı, eğitimi ve kültürü üzerindeki, emperyalist baskıları gerekçeleri ile ortaya koymuş, açıklamış ve milli politikaların oluşması konusunda büyük gayretler sarfetmişlerdir. Kendisini Türk Milletinin varlık ve bekasına adamıştır. Hala bu çalışmalar Millet Partisi çatısı altında devam etmektedirler. Ve hala da, Yeniden Milli Mücadele'den ayrılan bu kişiler, izlediği politika yüzünden iftiralarına devam etmektedirler.

Gençlik hareketinin lidirliğini yapan Sayın Aykut Edibali, Kıbrıs Harekatında ve Harekat öncesi, Türkiye’nin Kıbrıs Politikası konusunda fikirler üretmiş ve rahmetli Rauf Denktaş’a en büyük desteği veren kişilerden birsi olmuştur. Annan Planı oylaması sırasında, arkadaşlarıyla birlikte “Hayır” oylaması için çalışmışlardır. Bu konuda en sağlıklı bilgileri Sayın Erol Manisalı ve Kıbrıs konusunda rahmetli Rauf Dektaşın danışmanlığını yapan Mümtaz Soysal bu konularda bilgi sahibidirler.

Bu açıklamalar ışığında, Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Milletinin içinde bulunduğu, netamele dönemde, ayrıştırıcı değil birleştirici olmak, vatan severlerin ilkesi olmak durumundadır. MTTB ve AKP nin dümenine takılmış, mandacı zihniyete sahip olan ve Yeniden Milli Mücadeleden ayrılan kişilere bakarak, Yeniden Milli Mücadele Hareketini yedeğe takmak ve mensuplarını mandacı yapmak gerçekle bağdaşmamaktadır. Açıklamamın ilgili yerlerde yayınlanmasını veya yazının tashih edilmesini talep eder saygılar sunarım.

Nuri KURNAZ
Kullanıcı küçük betizi
nurikurnaz
Üye
Üye
 
İletiler: 1
Kayıt: Pzt Eyl 17, 2012 13:17


Şu dizine dön: Zahide UÇAR

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 1 konuk

x