Oyunuzla Türkiye Büyük Millet Meclisine göndermek istediğiniz kişiyle aynı görüşte misiniz?
Oy kullanarak yaşadığımız kâbusun sona ereceğine inanıyorsanız o zaman bir bakın, tartın, sandığa gitmeden seçiminizi yapın, kesin kararınızı verin.
Nisan 1981'de Sıkıyönetim Komutanlığı Askeri Savcılığı tarafından hazırlanan Türkiye İşçi Köylü Partisi (TİKP) davası iddianamesinde şöyle deniyor.1
"Partinin Genel Başkanı Doğu Perinçek'in Askeri Savcılığımızca alınan ifadesinde partinin yurt savunması konusundaki görüşlerini açıkladığı kabul edilen Aydınlık dergisinin 72nci sayısının 17nci sayfasında da T.S.K.leri konusunda aynen "Şimdi kısaca Türk Ordusunun niteliklerini sıralayalım:
1. Türkiye Ordusunun esas niteliği, onun büyük burjuvazi ve toprak ağalarının devletinin temel unsuru olmasıdır. Bu sebeple ordu, Türkiye’nin bütün emekçi yığınlarını ve ezilen Kürt milletini baskı altında tutan silahlı güçtür.
2. Türk Ordusu, NATO'ya bağlı bir ordudur ve belirli ölçülerde ABD emperyalistlerinin denetimi altındadır. Ordu, silah ve donatım bakımından ABD'ye muhtaçtır. Çünkü̈ ABD silah endüstrisinin standartlarına bağımlıdır. Son silah ambargosu bu gerçeği en açık şeklide gözler önüne sermiştir. Ordunun savaş stratejisi ve planları da milli savunma ihtiyaçlarımızdan çok NATO'nun savaş strateji ve planlarına göre düzenlenmiştir."
...
1. madde için Perinçek, "Anarşinin Kaynağı ve Devrimci Siyaset"te,
''Bugün herkes bilmektedir ki, Kürt ayrılıkçılığını kışkırtan ve buna dayanarak Kürtler dahil bölgemiz halklarını ve ülkelerini köleleştirmek isteyen emperyalist, Moskova'da oturmaktadır."
diye yazmış.
Anlayacağınız, Ruslar kışkırtıyor, Türk Ordusu da eziyor o zavallıları. Hani neredeyse ortak çalışıyorlar diyecekmiş, dili varmamış.
Ama bakın, savcı karşısında sorgulamada,
"TİKP, Kuzeyden gelen tehdide karşı orduyu güçlendirme siyasetini bir mücadele konusu haline getirmiştir. Partimiz, Moskova yanlılarının 'silah değil kreş' sloganının ne anlama geldiğini ortaya koymuş, bu görüşe karşı Türkiye'nin silahlanmasını ve ordunun her yönden modernleşmesini savunmuştur."
diyerek, ne derece "tutarlı, sözünün eri kişi" olduğunu ispatlamış.
TİKP programında,
"Demokratik halk iktidarı, emperyalizmin ve sosyal emperyalizmin Türkiye üzerindeki baskı sömürü̈ ve denetimine son verecektir. Ülkemizdeki yabancı sermaye halkın mülkiyetine geçirilecektir. NATO ve diğer emperyalist örgütlerden derhal çıkılacak emperyalist devletlerle yapılan bütün anlaşmalar yırtılacaktır. Yurdumuzda tek bir yabancı asker ve üs kurulmasına izin verilmeyecektir."
demişse de, sorgulamada sıkışınca,
"NATO'yu Sovyet Tehdidine Karşı Önemli Bir Etken Olarak Değerlendirdik.
TİKP, yurdumuzun savunulması konusunda o kadar ciddi ve sorumlu bir tutum almıştır ki, NATO'nun geçmiş dönemdeki niteliğinden doğan yargıların dahi üstünde düşünerek, Sovyetler Birliği'ne teslimiyet yönünde bir NATO'dan ayrılışa karşı çıkmış, NATO'nun Moskova tehdidi karşısında yarattığı ağırlığı tespit etmiş, Sovyetler Birliği'nin yayılmasını gemleyen her güce önem vermiştir."
diyebilecek kadar da kolay çark etmiş.
Kişiyi daha yakından tanımak için Megalomanyak ne demektir...
Kaynak: Türkiye İşçi Köylü Partisi İddianame ve Sorgu
31.8.1981
Av. Hüseyin GÖKÇEARSLAN
1. T.C. SIKIYÖNETİM KOMUTANLIĞI - ASKERİ SAVCILIĞI
ANKARA - 24 NİSAN 1981
Evrak No: 1980/7492
Esas No: 1980/7492
İddia No: 1981/589
İDDİANAME - (TÜRKİYE İŞÇİ KÖYLÜ PARTİSİ) - T.İ.K.P.