Korona ve Yoksulluk
Yedek Akçe, her ülkenin salgın hastalık, savaş gibi zor günler için ayırdığı paradır. Bu paraya dokunulmaz, başka amaçla kullanılmaz, başka fasıllara aktarılmaz. Ülkesinin geleceğini düşünen her yönetim bunu böyle yapar. Batı böyle yaptı. Korona salgınının sağlık, ekonomi ve toplum yaşamına vereceği zararları azaltmak için Yedek Akçelerinin kapılarını açtı. ABD 1 trilyon dolar, Almanya 650, İngiltere 400, Fransa 320, İspanya 214 milyar doları kullanılması için hükümet emrine verdi.
Yedek Akçe
Hazine ve Maliye Bakanlığı, 2019 yılında hazırladığı bir kanunla, Merkez Bankasında Türk lirası olarak tutulan ‘Yedek Akçe’nin (İhtiyat Akçesi) bütçeye aktarılmasını öngördü. Söz konusu yasa, TCMB Kanunu’nun ilgili maddesini yeniden düzenliyor, bankanın yıllık safi karının yüzde 20’sinin Yedek Akçe’ye ayrıldığını belirten maddeyi kaldırıyordu.
Yedek Akçe, her ülkenin salgın hastalık, savaş gibi zor günler için ayırdığı paradır. Bu paraya dokunulmaz, başka amaçla kullanılmaz, başka fasıllara aktarılmaz. Ülkesinin geleceğini düşünen her yönetim bunu böyle yapar. Batı böyle yaptı. Korona salgınının sağlık, ekonomi ve toplum yaşamına vereceği zararları azaltmak için Yedek Akçelerinin kapılarını açtı. ABD 1 trilyon dolar, Almanya 650, İngiltere 400, Fransa 320, İspanya 214 milyar doları kullanılması için hükümet emrine verdi.
Dünya Ekonomisi
Korona bunalımı, yabancı sermaye hareketlerinin hemen hemen durduğu bir dönemde ortaya çıktı. Küresel devinimleri son derece olumsuz biçimde etkiledi. Birçok kesimi, sert biçimde durdurdu, durdurmayı arttırarak sürdürüyor.
Petrol fiyatlarının düşmesi nedeniyle (şimdiden %30 düşmüş durumda) dünya finans düzeni etkili bir sarsıntıya uğradı. Salgın nedeniyle, durma noktasına doğru gidiyor. Bunun anlamı, her bakımdan dışa bağlı Türkiye’nin, gelişmelerden derin biçimde etkileneceği, hatta en çok etkilenen olmasıdır. Dolar şimdiden 6,5’lere çıktı, Borsa %30 değer yitirdi.
Dışardan para gelmeyeceği açık. Salgının yarattığı bilinmezlik, nakit parayı yerinde tutmayı zorluyor. Kimse, ülkeler arasındaki birkaç puanlık faiz farkı nedeniyle parasını riske sokmayacaktır. Türkiye, uzun yıllar bel bağladığı ‘sıcak parayı’ bundan sonra bulamayacaktır. Başka çok borçlu ülkeler gibi, mali politikalar geliştirebilecek durumda değil.
Durum
Türkiye, Korona salgınından önce de ağır ekonomik sorunlar yaşıyordu. Kamu işletmeleri satılmış, yoğun bir biçimde borçlanılmış, işsizlik sorunu yüksek oranlara çıkmıştı. Sorunlar derinleşecektir. İşsizlik başta olmak üzere her sorun, katlanarak büyüyecektir.
Gerçek işsiz sayısı, son dönemdeki 1 milyon artışla 8 milyona ulaşmış. Doların yükselişiyle, dış borç kendiliğinden artıyor. Türkiye’nin 2020’de ödemesi gereken dış borç tutarı 168 milyar dolar. Merkez Bankasının döviz rezervleri yetersiz ve sürekli azalıyor. Son 3 ayda 12,5 milyar dolar erimiş. Bankaların icraya verdiği alacakları 151 milyar lira. Türk lirasının değer kaybı nedeniyle yerli şirketlerin zararı bir hafta içinde 50 milyar liraya çıkmış.
Türkiye’yi Bekleyen
Korona ile başlayan sağlık bunalımı hızla ekonomik bunalıma gidiyor. Ekonomik bunalım ise ulusal bunalıma dönüşme tehlikesi taşıyor. İnsanlar düşük ücretlerle de olsa çalıştıkları işlerini yitiriyorlar. Bunun ön uygulamaları başlamıştır. Üstelik bu işsizler, ilerlemiş yaşına karşın baba evine sığınmış genç insanlar değildir. Ev bakan, çocuk büyüten evin gelir kaynağı kadın ve erkeklerdir. Günlük yaşayan insanlardır.
Salgını önlemek uzun sürerse bu insanların ayakta kalması mümkün değildir. Türklerin ünlü geleneği, dayanışma duygusu bu kez işe yarayamayabilir. Belki de artık sığınacak ‘baba evi’ bulunamayacaktır. Çünkü, babalar da bir ‘baba evi’ arayacaktır. Onlar da tükeneceklerdir.
Gösterişli televizyon açıklamalarıyla virüsle mücadelede başarılı olunduğu söyleniyor. Sınırları yol geçen hanına dönmüş, son derece geri bir yaşam biçimine sahip 5 milyon Suriyelinin serbestçe dolaştığı, Suudi Arabistan’dan binlerce Umrecinin denetimsiz ülke içine salındığı bir ülkede, bu denli dişli bir salgınla nasıl mücadele edilir.
Az sayıda hastası olan Yunanistan bile sokağa çıkma yasağı uygularken, Türkiye’de uygulanamıyor. İşsizlere ve işini yitirecek yeni işsizlere yardımda bulunacak kaynak yok. Bugünler için ayrılmış ‘Yedek Akçe’ başka işlerde kullanıldı. Türk halkı umarsızlığa terk edildi. Yine ülkenin duyarlı insanlarına iş düşüyor. Geleceğin zor günlerine hazır olarak yoksul halkın yanında olunmalıdır. Herkes, olanağı ölçüsünde bunu yapmalıdır. Ekonomik bunalımın ulusal bunalıma dönüşmesine izin verilmemelidir.
Metin AYDOĞAN, 25 Mart 2020