Krizden Sağlıklı Çıkış İçin Bir Model Tasarımı Ve Avrasya

Krizden Sağlıklı Çıkış İçin Bir Model Tasarımı Ve Avrasya

İletigönderen Noyan Umruk » Cmt Şub 27, 2010 13:56

*BU KONU, 2-3 MART 2010 GÜNLERİNDE A.Ü. YÜZÜNCÜ YIL SALONUNDA "AVRASYA
SEMPOZYUMU" ÇERÇEVESİNDE TARTIŞILACAKTIR.

:twisted: KRİZ SÜRECİNDEN SAĞLIKLI ÇIKIŞ İÇİN TARTIŞILABİLİR BİR MODEL TASARIMI ve AVRASYA
Dr. Noyan UMRUK-İstanbul, 2010-02-27

ABD. de patlayan derin küresel kriz, gittikçe, finansal niteliğini de muhafaza ederek reel üretim kesiminde yoğunlaşmakta; kriz sürecinin yarattığı ve de yaratacağı türbülans-ekonomik/ mali çalkantılar ve iniş çıkışlarla, krizin 2015'lere değin uzayabileceği söylenmektedir. Kriz, gelişmekte ülkeleri henüz derinden etkilememiştir. Sosyal ve fiziki stoklar tüketilmektedir. Uluslar arası mali kuruluşların zafiyetinin artması, yatırımcıların ve “hedge” fonların risk algılamalarında meydana gelen hızlı değişimler, gelişmekte olan ülkelerin, hayati önemdeki dış finansman ihtiyaçlarının karşılanmasını hem güçleştirmekte, hem de maliyetini yükseltmektedir. Bu ülkeler, şimdiden ciddi, radikal, bütüncül önlemler almazlarsa, geçmişte yaşananlara göre daha acı günler yaşayacaklar, yoksullaşacaklardır.

İşte, bu nedenle, Türkiye, krize karşı ve krizden, sağlıklı bir süreç izleyerek çıkışını mümkün kılabilecek bir modeli, süratle, açıkça ve içtenlikle tartışmak zorundadır.

MODELİN VARSAYIMLARI:

Böyle bir model şu varsayımlar çerçevesinde kurulabilir :

*Kriz, sistemin (bağımlı kılanların), bağımlılık ilişkilerini yeniden üretme gücünü zayıflatacak, bağımlı ülkelerin, sistem tarafından denetimi güçleşebilecektir.

*Kriz, siyasi gelişmelerin ekonomik duruma eklemlenmesinden doğan içsel ve dışsal nedenlerle, Türkiye’yi, model değiştirmek zorunda bırakabilecektir.

*Kitleler, planlı, sonu ve toplumsal getirileri açıkça belirlenmiş bir toplumsal özveri dönemine gönüllü rıza gösterecek ya da göstermeye ikna edilebileceklerdir.

*Bütün bunlara ve olası zafiyetine rağmen, sistem, Türkiye gibi önemli bir ülkenin, yörünge dışına çıkmaması için elinden geleni ardına koymayabilecektir.

*AB. ile "tam üyelik" bağlamında ilişki kurulamayınca, ilişkiler iyice tartışılır hale gelecektir.


MODELİN OLASI ÇERÇEVESİ:

1940’lı yıllardan bu yana bağımsız bir ülke olmaktan çıkarak, süratle, bağımlılığa sürüklenen Türkiye, yakın geçmişin uluslar arası deneyimlerinden de yararlanılarak, kendine özgü bir kriz ve krizden çıkış modelini geliştirmesi bir zorunluluk haline gelmektedir.

*Böyle bir model,Türkiye’nin, kayıtsız, şartsız bir bağımlılığa doğru sürüklendiği yörüngeden çıkartılmasına, reel politik bir yaklaşımla, imkan vermelidir.

*Model, sistemle (A.B.D.+A.B.) kararlı ilişkiler kurulabilmesi, siyasi irade yanında, ölçek ekonomileri açısından optimal pazar büyüklüğü, gücü ve birlikteliğini gerektirmektedir.

*Nitekim, sistemle, görece daha kararlı ilişkiler kurabilen ülkelerden Çin ve Hindistan ekonomisi büyük ülkelerdir. Rusya hem ekonomisi büyük, hem de zengin enerji kaynaklarına sahip bir ülkedir. İran ise hem zengin enerji kaynaklarına sahip, hem de çok farklı yaşam,kültür biçimi ve tüketim paketleri olan bir ülkedir. Dolayısı ile, bu ülkelerin tercih ve deneyimlerinden Türkiye için veri ve dersler çıkarsamak, pek doğru ve yararlı olmayabilecektir.

*Oysa, 2001 krizine, “fenersiz” yakalanan ve Türkiye gibi, büyük acı ve çalkantılar içine düşen, kültür ve yaşam biçimleri benzeşen Latin Amerika ülkelerinin krizden çıkış sürecinden ve kriz sonrası izledikleri strateji ve yöntemlerin deneyimlerden (MERCOSUR-L.Amerika Ortak Pazarı, finansman ve dayanışma modelleri), Türkiye’nin, kendine özgü modelini oluşturma sürecinde yararlanmak mümkündür.

*AB. ile ilişkiler tartışılır hale geldiğine göre, sistemin olası manipülasyonlarına karşı direnç gösterebilmek için, MERCOSUR örneğindeki gibi, içlerinde zengin enerji kaynaklarına sahip ülkeler de dahil, bölge ülkeleri (Avrasya, Karadeniz, Ortadoğu ülkeleri) ile ekonomik ilişkiler derinleştirilip, üretim ve altyapılar alanında işbirliği, pazar birlikteliği, yeterli/optimal ölçek büyüklüğü sağlanabilir. Bu yöndeki gelişmeler, dış ticarette AB.nin ağırlığını hafifletecek, krizin AB.den, Türkiye’ye transferini yavaşlatacak, yumuşatacaktır.

*Kriz süreci derinleştikçe, yabancı sermaye giriş ve yatırımları, daha çok, likit döviz zengini petrol üreticisi ülkeler ile döviz rezervlerine sahip Çin, Brezilya gibi "BRİC" ülkelerinden gelebilecektir. Dolayısı ile model, ulusal çıkarlara duyarlı olmak kaydı ile bu tür ülkelerle de ilişkilerin geliştirilmesini içermelidir.
*Model, krizden çıkış yolunu, yeniden IMF. önünde diz çökmekte aramamalıdır. Kısa vadeli pansuman etkisi dışında, bunun bir yararı olmadığı, orta ya da uzun vadede yeniden bir “diz çökertme” operasyonuna yol açtığı, özellikle, IMF., alacaklarının tahsilinden başka bir şey düşünmediği için, bu yöndeki talepleri ile kitleleri yoksullaştırdığı fazlası ile bilinmektedir.

*Model usta, karizmatik bir kaptana ve iyi çizilmiş bir rotaya ihtiyaç göstermektedir.

*İyi çizilmiş bir rota için, Devlet Planlama Teşkilatı (D.P.T. ) yeniden yapılandırılmalıdır. Türkiye’nin, şiddetle, ülkenin coğrafi ve fiziki anlamda kaynak ve imkan envanterine sahip, bölgesel ve ulusal düzeyde sürdürülebilir bir kalkınma sürecini eşgüdümleyerek planlayabilen, özel kesim için özendirici, kamu kesimi için yol gösterici ciddi bir planlama örgütüne ihtiyacı vardır.

Buraya kadar, sadece, üzerinde tartışma yapılabilecek bir model tasarımı ortaya konulması için çaba gösterilmiştir. Fakat, model tartışmalarının sürdürülmesi ile, üzerinde consensus sağlanmış bir modelin süratle ortaya konulması hayati önemdedir…
Kullanıcı küçük betizi
Noyan Umruk
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 1060
Kayıt: Pzr Mar 08, 2009 13:39

Şu dizine dön: Dr. Noyan UMRUK

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x