
Dönemsel olarak rutin bir şekilde süregelen toplumun gazını alma operasyonu yine başarıyla gerçekleşti. Hiçbir zaman gündemimizin boş kaldığını gördünüz mü? 2 gün konuşulur kapanır gider. Yeni bir gündem belirler büyüklerimiz, unutuveririz her şeyi. Halk gerçekleri görmesin, koyun gibi yaşamaya devam etsin diyedir tüm bunlar. İşsizliği konuşmasın, hayat pahalılığı sohbetlere konu olmasın, verilen tavizleri sakın görmesin diye gündem sürekli sıcak tutulur. Ve ne de güzel alet oluruz buna.
Açarsınız ana haber bültenlerini, ne olup bittiğini anlayamazsınız bile. Gündem o kadar çabuk değişir ki siz daha bir konuya hâkim olamadan gündemden düşüverir. Yalnızca izlersiniz. Belki anladığınız bir iki haber varsa da küfür eder değiştirirsiniz kanalı. İzdivaç’a, Su Gibi’ ye, Benimle Oynaşır mısın’a devam, çünkü onda gündem hiç değişmez. Ortaya birkaç “mal” sergilenir, beyler gelir tezgâhtan “mal”ları beğenir alır gider.
Açarsınız Samanyolu TV’yi direk şu cümle karşılar sizi: Balyoz davasında şok gelişme… Ya da şu: Ergenekon duruşmasında verilen ifadeler vs vs… Bir de tabi ordu haberleri, ona zarar verecek haber verilmezse abi evlerini bir hüzün kaplar çünkü. Dört gün içinde dünyaya göktaşı çarpıp, tüm insanlığın yok olacağını kesinleşse yine üçüncü haber olarak geçecektir bu kanalda, var mısınız iddiaya?
Açarsınız kanalın birini fark etmez adı, çocuk kaybolmuş 3 gündür haber alınamıyor. Herkes ağlıyor feryat figan, telefon bağlantıları. Senin onurun kaybolmuş 8 senedir haber alınamıyor damla gözyaşı yok, feryat figan hak getire. Aman onun ne önemi var değil mi? Niye tadımızı kaçırıyorsun ki durduk yere değil mi?
Açarsınız vergilerimizle kurulan devletimizin! kanalı TRT’yi kesin birileri Silivri’den bildiriyordur. “Ergenekon terör örgütü” ile ilgili son gelişmeleri. Koskoca kurumda, koskoca devlette yürekli, vicdan sahibi biri çıkıp “siz, Türker’in en büyük destanının ismini, bu kutlu efsaneyi terör örgütü kelimesi ile yan yana nasıl kullanırsınız?” diyemiyor mu. Asıl adı Ümraniye davası olan bir bu yargılama sürecine, neden “Ergenekon” dendiğini birkaç dakika düşün bakalım. Şimdi daha netleşti değil mi? Geçen yine yazmıştım, 6. Sınıf “ipek yolunda Türkler” ünitesinde Göktürkleri anlatırken, Ergenekon destanından bahsettiğimde çocuklar hep bir ağızdan “ hocam o terör örgütü ama” diyorlar. Nasıl ki “İslami terör örgütü” kavramına karşıysam, İslamiyet’e zarar verdiğini düşünüyorsam, “Ergenekon terör örgütü” kavramı da Türklüğe zarar vermektedir. Bir nesil köklerinden ancak bu kadar güzel uzaklaştırılabilir. Emeği geçenleri kutluyor alet olanları da sevgiyle anıyorum.
Toplumu kültüründen, geçmişinden soğutmanın yolları bu kadarla sınırlı değil tabi ki. Siz hiçbir yabancı filmde bir papazın kötü rolde oynadığını gördünüz mü? Genellikle saygın kişilerdir. Bizde ise imamlar kadın düşkünü ve paracıdır, sıfatlarından şirret akan tipler seçilir. Bakın eski Türk filmlerine… Ya da daha dün gösterilmeye başlayan herhangi bir Amerikan filmine bakın bakalım, hala ellerinde anteni üstten çıkan “ takoz “ cep telefonları var değil mi? Ya da evde ki TV’leri hala ahşap kasadır. Arabalarını söylemeye gerek yok eski arkası kapalı Amerikan arabasıdır. Dönelim kendi kanallarımıza neler var bakalım. Herkesin altında son model arabalar, ellerinde milyarlık cep telefonları, boğaza nazır villalarında viski yudumlarlar. Hep kendimi görüyorum, tıpkı benim hayatım…
Tamda yazıyı yazarken Uğur Dündar şu haberi sunuyordu: “Beykoz’da 9. Sınıf öğrencisi H.K aynı sınıftan arkadaşından olan bebeği evde kendi başına doğurduktan sonra çöpe attı. Doğduğunda hayatta olduğu öğrenilen bebeğin cesedi çöp kamyonunda bulunurken, kız gözaltına alındı.”
Ne oldu niye şaşırdınız ki? Boş verin, açın Küçük Kadınları ya da Arka Sıradakiler’i neşemizi bulalım.
Ömer YILDIZ ( Yazıları Facebook’tan takip etmek için : http://www.facebook.com/mryldz46 )
Mail adresi: mr_yldz@hotmail.com