Kulakları var duyarlar...
Gelir kayıtdışı.
Vergi kayıtdışı.
İstihdam kayıtdışı.
Seçmen kayıtdışı.
Telefon konuşmaları kayıtlı!
*
Devlet diye buna derim ben.
*
Ve, soru şudur aslında:
Dinledi mi... Dinledi.
Kaydetti mi... Kaydetti.
Niye gazeteye verdi?
*
Amaç, dinlemek değil çünkü.
Amaç, dinlediğini göstermek.
*
Demokrasi memokrasi ayaklarıyla "korku imparatorluğu" yaratıldı Türkiyede... Fikir özgürlüğü dediler, oturma odanda konuşma özgürlüğü yok. İnsan haklarına saygı dediler, Ankarada herkes arkasına bakarak yürüyor. Savcılar, yargıçlar, eşiyle çocuğuyla bile telefonda konuşamıyor. Komutanlar, sigara paketi veya çakmak şeklindeki jammerlarla dolaşıyor. İşadamları, kulak organının bulunduğu semtteki restoranlara gitmiyor. Siyah Doblo gören, masadan kalkıyor.
*
Özetle...
Kendi düşen ağlamaz.
"Din"i bu kadar "alet" etmelerine göz yumarsan, sonuçta ne olur?
Dinleme cihazı!
Yılmaz ÖZDİL
yozdil@hurriyet.com.tr
KAYNAK