Küresel Aynalar Sirki / Zahide UÇAR

Küresel Aynalar Sirki / Zahide UÇAR

İletigönderen Oğuz Kağan » Pzr May 12, 2013 23:44

Küresel Aynalar Sirki

İşgal medyası, çıkar kalemleri, devşirilmiş aydın, paçozlaşmış üniversite kadroları “sanal bir gerçeklik” yaratarak ülke gerçeklerini ters yüz etmektedir. Türk Milleti bütün olayları küresel aynalardan izlemektedir.

Küresel ayna ikiye ayrılır:

1-Çukur ayna, 2-Tümsek ayna

İki aynada gerçek görüntü vermez. Merkeze yakınlık durumuna göre görüntü küçülür, büyür, ters döner, ayna gerisine düşer…


Çukur ayna ve tümsek ayna görevi yapan küresel aynalar gerçekleri yutmakta, millete sanal bir gerçeklik sunmaktadır. Çizilen yol askıdadır, bir zemine oturmaz, gerçek değildir. Gösterilen kişiler , olaylar, mekanlar gerçek değildir. Millet bir illizyon gösterisi ile kontrol altına alınmaktadır.

Türk Milleti 10 yıldır “küresel aynalar sirkinde” oyalanıyor.

Bu yazımda düzlem(gerçek boyutlu) bir aynayı okur önüne koymaya çalışacağım.

Şeytanın “GÖRME” dediğine bir ayna tutup gösterelim.

Düzlem ayna tutmaya Irak’ın işgali ile başlayalım.

Türkiye;

Irak’a “Haçlı Savaşı başlattık” diyerek savaş açan “Kuru Kafa ve Kemikler tarikatının sapkın mensubu” Bush’a yardım ve yataklık etmek yerine;

“Saddam’dan kendi halkı sorumludur. Değiştirmek istiyorsa Irak Halkı değiştirmelidir. Biz işgale karşıyız. Bu işgali BM nezdinde engelleme imkanımız yoksa, Misak-ı Milli sınırlarımız içinde kabul ettiğimiz Musul ve Kerkük’ü koruma altına alırız.”

Deseydi ne olurdu?

“Arap Baharı” adıyla başlatılan karakışta;

Libya’ya sahip çıkıp;

“Libya halkının kendi milli kaynaklarını kendi kullanma hakkı vardır. Tıpkı ABD’de, AB ülkelerinde olduğu gibi… Kaddafi dostumuzdur. Türkiye’nin Libya ile tarihi derin bağları vardır.”


Dese ne olurdu?

“Suriye sınır komşumuz, akrabalarımız var orada. Tarihe dayanan köklü bağlarımız var. Suriye Türkiye’dir, Türkiye Suriye’dir. Sınır komşularımızda yaşanacak karışıklık bizim ülkemizi, evimizi de etkiler. Suriye’de bir değişiklik olacaksa, bu değişikliği Suriye Halkının yapma hakkı vardır.”

Dese ne olurdu?

AB-D’nin özelleştirme dayatmalarına karşılık stratejik kurumlar için “ülke güvenliğini etkileyeceği gerekçesi ile” yabancılara satılamaz kararı alsaydı ne olurdu?

AKP;

“Ankara’nın şerrinden Bürüksel’in şefaati iyidir” politikası ile küresel güçlerin kucağına oturmak yerine; “Bürüksel’in şefaatinden benim milletimin tokatı daha iyidir. Bu millete güveniyoruz. Önümüzde çetin bir yol var. Bu yolu hep beraber aşıp bürokrasi ile halkı kaynaştıracağız. Yolumuza kim taş koyarsa milletimizle birlikte o taşları kaldırıp yolumuza devam edeceğiz.”


Deseydi ne olurdu?

İktidarda kalmak için;

“Bütün milleti soyan İstanbul dükalığı” ile bir olup ülkeyi soyup soğana çevirmek yerine, milli geliri bütün milletin hakça paylaşacağı bir sistemi geliştirseydi ne olurdu?

Anadolu tüccarlarını pozitif ayrımcılık yaparak desteklese, vatansız kalırsa ticaret yapamayacağını bilen “milli burjuvazi yaratma” politikası izleseydi, dış güçlerin Türkiye bayii konumunda olan iş adamı kılıklı “Galata Tefecilerinin” etkisi kırılmaz mıydı?


Küresel eşkiyanın tarım ve hayvancılığımızı bitirmek için dayattığı politikaları kabul etmek yerine;

“Gıda yakın geleceğin en önemli stratejik ürünüdür. Tarım alanlarımızı korumaya alıp, ülkemizi geleceğin insanlığını doyurmaya talip bir ülke haline getireceğiz. Köylünün şehre göçmesini engellemek için eğitim ve sağlık gibi hizmetleri ayağına götürecek gerçekçi projeler geliştireceğiz. İnsan soyunun devamı için sanayi tarımı değil, organik tarıma ihtiyaç vardır. Tarım topraklarımızın sanayi tarımı ile zehirlenmesini engelleyecek projeler geliştireceğiz. Tarım bölgelerine öğretmen, sağlık memuru ataması yaptığımız gibi veteriner ve ziraat mühendislerini sözleşmeli olarak atayacağız. Şehirlerde oturmayacak, seçilen merkez bir köyde oturup merkez köye bağladığımız diğer köylere hizmet verecektir. Atanan veteriner ve ziraatçılarımızın yıllık sözleşmesi, çalıştığı alanlarda gösterdiği performansa göre yenilenecektir.”

Deseydi ve bu doğrultuda projeler geliştirseydi ne olurdu?

Bütün ülkemizde olduğu gibi Güneydoğuda da 11 Kasım 1938’den beri ülkeyi yönetenlerce yapılan yanlışların küresel güçler tarafından kullanılarak yarattığı bataklığı gene küresel güçlerin reçeteleri ile çözmek yerine;

“Bataklığı derinleştiren ağalık sistemi ile mücadeleyi seçseydi. Ağanın topraklarında maraba olan insanları toprak reformu ile toprak sahibi yapsaydı. Yıllardır Doğu ve Güneydoğu insanını sömüren BDP’li ağa ve baronları ile birleşerek PKK’yı millete dayatmak yerine; toplumsal kabul görmüş akıllı, öncü insanları o bölgelere gönderip PKK gerçeğini ve arkasındaki güçleri millete anlatsaydı. PKK’nın arkasında İsrail’in vaat edilen topraklar projesi olduğunu… ASALA’nın PKK içine gizlendiğini ve büyük Ermenistan projesini gerçekleştirmek için PKK içinde yuvalandığını anlatsaydı.”

Ne olurdu?

“Batı şehirleriyle doğu şehirlerinin öncü insanlarını buluşturup “tek vatan” paydasında neden birleşmek gerektiğini anlatma projeleri geliştirilse idi...

Çok çocuklu ailelerin o kadar çocuğa hakim olması, ilgilenmesi, hatta sevgi verebilmesi nerede ise imkansızdır. Bu çocuklar için sevgi kursları açıp, gönüllü öğretmen ve anneler ile eğitilip, dağa gitmek yerine önlerine güzel hedefle konabilseydi… Yıllardır terör içinde yaşayan, terör ile devlet arasına sıkışmış, silahların gölgesindeki çocukların travmalarını atlatması için Psikologlar önderliğinde yaz kamplarına alınabilselerdi…

Özelleştirme adı altında özelleştirilen Et Ve Balık kurumları, Sümerbank gibi kuruluşları Doğu ve Güneydoğu’da açık tutarak hayvancılık desteklenseydi. O hayvanların yünlerinden halı ve kilimler dokuyan Sümerbank üretime devam ederek istihdam yaratsaydı. Hayvancılığa bağlı dericilik üzerinden ucuz ayakkabı üretimi yapılsaydı.”


Ne olurdu?

O işyerleri sadece istihdam sağlamıyor, aşiret yaşantısına “duşuyla, spor alanlarıyla, sofra adabıyla, anaokullarıyla“ örnek oluyordu.

Bunları yapmak; teröre harcanan paradan, ihaleler ile ağalara peşkeş çekilen paradan daha fazla kaynak gerektirir miydi?

Ayrıca kendi insanımıza yapılacak yatırım; sadece bu günümüze değil, geleceğimize de yapılan yatırımdır. O nedenle küçük hesap yapılmaz.

Şimdi diyecekler ki;

Bu adamların öyle bir niyeti yok.

Doğru, yok!!. Ben bizi bu güne getiren ihanet politikalarına düz ayna tutuyorum ki, küresel aynaya bakıp şaşı olanlar “gerçeği görüp” doğru bakmayı öğrensin.

Taraftar olanların ne söyleyeceğini de biliyorum;

AKP sırtını Amerika’ya dayamasa “derin güçler ve Ordu AKP’yi çalıştırmazdı.”

Ben de diyorum ki;

“AKP Küresel güçler ile birleşip Ordu’nun milli kadrolarını tasfiye etmek yerine; milletinin şefaatine sığınarak NATO’da devşirilmiş gayri milli unsurları tasfiye etseydi. Milli güçlerle işbirliği yapsaydı. Ülke içindeki yabancı istihbarat elemanlarını kontrol altına alsaydı.”

Ne olurdu?

Diyeceksiniz ki;

“İktidardan düşürülürdü. Faili meçhuller olurdu.”

İyi de kardeşim;

“AB-D+İsrail” çıkarlarını korumak adına “kefenimle yola çıktım” edebiyatına sığınanlar;

Kendi ülkesi adına kefeniyle yola çıkamıyorsa, sizlerin bu adamların arkasında ne işiniz var?

Çanakkale Savaşımızda, Kurtuluş Savaşımızda vatanımızı korumak için “kefeni bile olmadan” toprağın altında yatanlardan da hiç utanmıyor musunuz?

Başarmak için;

“AHLAKLI” olmak lazımdır vesselam.

Ankara’nın, yani kendi milletinizin şefaatinden Bürüksel’in şefaatine sığınırsanız;

Sonunuz küresel fahişelikdir.

Kimi tatmin edeceğinize de patronlarınız karar verir.

Öcalan gibi bir sapığı tatmin etmekle işe başlarsınız.

UTANÇ VERİCİ!!.



Zahide UÇAR, 4 Mayıs 2013
http://www.zahideucar.com
zahide@zahideucar.com
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Şu dizine dön: Zahide UÇAR

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 1 konuk

x