Küresel Katiller!

İnsanlık veya din tarihini incelediğimiz bir gerçekle karşılaşırız. Tüm kutsal kitaplarda azgınlaşan, kendini unutan, yoldan çıkan kavimlerin cezalandırıldığı söylenmektedir. Meşhur Babil Asma Bahçeleri'nin yok olması, Nuh tufanı gibi..

İşin en dikkat çekecek tarafı bu cezalandırılmaların nedense hep Ben-i İsrail Oğulları'nın hüküm sürdüğü topraklarda olmasıdır. Hz Muhammed hariç tüm peygamberler de Ben-i İsrail soyundan gelmiş ve bu lanetli kavmi düzeltmek için görevlendirilmişlerdir.

Ve hatta Hz.İsa'yı 13. Havari'si olan bir Yahudi ihbar etmiş ve çarmıha gerilmesine neden olmuştur.

10-Kasım-1938... Mustafa Kemal Atatürk'ün HAKK'a yürüdüğü bu tarihten itibaren Türk milleti de bir cezaya müstahak kılınmıştır.

Ancak ilk yıllarda ve hatta 2001 yılına kadar, Türk milletine müstahak kılınan ceza şiddetini açıkça belli etmeyen emperyalist saldırılar nedeniyle, millet kendine verilen bu ibretlik cezanın pek te farkına varamamıştır.

Atatürk'ü çok seven(!) ancak anlamayı bir türlü beceremeyen bir kesim, Batı'yı kopyalamış ve en önemlisi Avrupa ve Amerika'nın ipine takılarak sadece "TAM BAĞIMSIZLIK ŞİARI"nı değil, aynı zamanda Mustafa Kemal'in "DEVLETÇİLİK, HALKÇILIK ve DEVRİMCİLİK" ilkelerini de unutmuştur.

Diğer taraftan Türk milletinin yumuşak karnı olan "DİN OLGUSU" üzerinde emperyalizm ağını örmüş, Mustafa Kemal Atatürk ve Kemalistler, halka dinsiz olarak tanıtılmıştır. Dinci kesim derhal harekete geçerek inançlı halkı cemaatler ve tarikatların hurafeleriyle adeta kefenlemiştir. Din, siyasete, ticarete ve yabancı devletlerle ilişki kurmaya alet edilmiştir.

Ancak Türk milleti gelecek esas musibetin farkına varamadan 14/Ağustos/2001 yılında kurulan "MADE İN USA" patentli parti, AKP; 3/Kasım/2003'de iktidar olmuştur.

Ve Türk milletine müstahak görülen ceza o tarihten bu yana şiddetini artırarak devam etmektedir. Erdoğan "Türk milletine müstahak kılınmış" cezaların en büyüğüdür. Bu cezadan ders alınmalıdır.

Erdoğan, Ortadoğu'ya lider olmak sevdasıyla, kılacağı (!) tüm namazların abdestini kanla, ama Türk milletinin kanıyla almaya niyetlenmektedir.

******

Oturduğu iktidar koltuğunu ABD ve İsrail'e borçlu olan Erdoğan, sırf Büyük İsrail Projesi için Reyhanlı ve Hatay'da Suriyeli teröristlere kucak açmış ve onlara her türlü imtiyazı tanımıştır. Sınır kapısı delik bir eleğe benzemektedir. Ayrıca bu delik eleğin güvenliği de TSK tarafından denetlenmemektedir.

Her türlü katil, ÖSO elemanı rahatça Türkiye'de terör estirmekte, polis şehit etmekte ve zorbalık yapmaktadır. Ve iktidar onları cezalandırmak bir yana tıpkı PKK'lı teröristlere gösterdiği zaafın bin mislini onlara adeta armağan etmektedir.

İşte örnekleri;

12 Şubat 2013: Cilvegözü sınır kapısında bombalı aracı patlattılar. 4'ü Türk 14 ölü, 26 yaralı.

2 Mayıs 2013: Akçakale'de Gümrük Koruma memurlarına, asker ve polise saldırdılar. Uzun namlulu silahlarla ateş ettiler, bir polisi şehit ettiler. 1 polis, 5 asker, 4 sivil yaralı

3 Mayıs 2013: Gaziantep'te evlere ve arabalara taşla saldırdılar, gençleri bıçaklarla tehdit ettiler, kadınlara kızlara sarkıntılık yaptılar.

3 Mayıs 2013: Hatay'da Ehl-i Beyt Derneği Başkanı'nın evine girdiler, cam çerçeve indirip eşyaları tahrip ettiler. "Seni yakacağız" notu bırakıp gittiler.

6 Mayıs 2013: Halep'in kuzeyindeki Kocali Köyü'nü basıp 3 Türkmeni öldürdüler

7 Mayıs 2013: Reyhanlı'da bir genci tartakladılar, gelen polislere saldırdılar.

11 Mayıs 2013: Reyhanlı Belediye Binası yakınında 4 bomba patlattılar. 40 ölü, 29'u ağır 100 yaralı (Bu ölü ve yaralı sayısı da doğru değildir.)

11 Mayıs'ta ne tuhaf tesadüftür ki Suriyeli muhaliflerin Reyhanlı şehir merkezinde olmadığı bir saatte, üç patlama olmuş, ilçe kan gölüne dönüşmüş, kollar, bacaklar havada uçuşmuş ve Erdoğan'ın çocukları Türk milletine bir katliam yapmışlardır.

Pek Sayın Dışişleri Bakanı'mız Davut'un oğlu onca insanın ölümünü, televizyonlarda gülümseyerek vermiştir. Çünkü kafası aynı akşam "Muhteşem"in yakın adamı Burhan Kuzu'nun mahdumunun düğününde, beyni ise İsrail'in kadim dostu Obama'nın ellerindedir. Ne vatan, ne millet ne de onlarca, yüzlerce yanan can Hariciye Nazırı'nın umurunda değildir.

Erdoğan'a göre bu katliam; "Çözüm sürecini ve barışı baltalamak isteyenlerin işi"dir. Ve bu insanların ölümünde "YEZİD ESED"ın parmağı vardır.

*******

Suriye sınırımız uluslararası bir savaş cephesi veya yol geçen hanı konumundadır. ÖSO için giriş ve çıkış serbesttir. CIA ve MOSSAD ajanları ve PKK'nın gizli militanları Suriye sınırında, Hatay'da, Reyhanlı ve Gaziantep'te kamp kurmuştur. Esad düşmanları, emperyalizmin paralı askerleri silahla, parayla desteklenmektedir. Hatta ÖSO'nun iddiasına göre savaş planları Türkiye'de iktidarın bilgisi dahilinde kurulmuş karargahlarda, CIA, MOSSAD ajan uzmanlarının verdikleri taktiklerle hazırlanmaktadır.

Esad Muhalifi radikal dinci, küresel katillerin kan içici, insan eti ile beslenen çeteler sınırlardan serbestçe girip çıkmakta ve bomba yüklü dört aracı da Reyhanlı'ya getirebilmektedir.

*****

Avrupa basını;
Reyhanlı saldırısını El Kaide ve Taliban bağlantılı El Nusra Cephesi üstlendiğini iddia etti.

Başbakan Erdoğan'ın dediği gibi "Çözüm sürecine yönelik çıkmadı." Beşir Atalay'ın dediği gibi "Esad yönetimide" çıkmadı. Akp iktidarı tarafından Afganistan ve Pakistan'dan getirildiği iddia edilen ve 10.000 civarında olduğu söylenen Taliban bağlantılı El Nusra cephesi çıktı.

İngiliz BBC kanalı "saldırıyı El kaide bağlantılı El Nusra Cephesi üstlendi"....

İngiliz ITV kanalı "Türk hükumetinin desteklediği muhalifler Türkiye'yi kana buladı 116 ölü"....

The Telegraph "Türk hükumeti şaka gibi açıklamalar yaparak hedef şaşırtmak istiyor, 140 dan fazla ölü"....

The Sun gazetesi "hükumet yıpranmamak için saldırıyı haber yapmayı yasakladı"....

Fransız gazetesi Le Monde Bir Türk atasözü der ki, "Besle kargayı oysun gözünü" Türkiye'nin desteklediği aşırı dinci Suriyeli muhalifler Türkiyeyi kana buladı 120 den fazla ölü …

İşin en acı tarafı, Türk milletini sorumsuzca, sadece kendi egosunu tatmin etmek için savaşa sürüklemek hevesinde olan Erdoğan, bu yaptıklarını "Esed güçleri tarafından öldürülen bebeklere sahip çıkmak" şeklinde göstermek çabasındadır.

5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu: MADDE 306...

Yabancı devlet aleyhine asker toplama
(1) Türkiye Devletini savaş tehlikesi ile karşı karşıya bırakacak şekilde, yetkisiz olarak, yabancı bir devlete karşı asker toplayan veya diğer hasmane hareketlerde bulunan kimseye beş yıldan on iki yıla kadar hapis cezası verilir.

(2) Fiil sonucu savaş meydana gelirse faile müebbet hapis cezası verilir.

(3) Fiil, sadece yabancı devletle siyasal ilişkileri bozacak veya Türkiye Devleti veya Türk vatandaşlarını misilleme tehlikesi ile karşı karşıya bırakacak nitelikte ise faile iki yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası verilir.

(4) Siyasal ilişki kesilir veya misilleme meydana gelirse üç yıldan on yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

(5) Bu maddede yer alan suçun kovuşturulması Adalet Bakanının iznine bağlıdır.

(6) Bu madde hükümleri, fiili savaş halinde ülke topraklarının tamamını veya bir kısmını işgal eden yabancı devlet kuvvetlerine karşı meşru müdafaa amaçlı direniş hareketleri hakkında uygulanmaz.

Erdoğan'a biat eden ve onun emrinden çıkmayan, her dediğine kafa sallayan Milli Savunma ve Adalet Bakanları'da, Başbakan'ın suçuna ortaktır. TCK Madde 60 işleve konulmak zorundadır. Çünkü ana karargahının ve 10.000 Taliban'ın Türkiye'de olduğu bilinen bir başka devleti yıkmak amaçlı güruh, Türkiye-Suriye sınırı yakınlarında konuşlanmıştır.

Erdoğan bir konuda haklıdır. Yarın yaptıklarından dolayı her kul gibi o da mahşer günü hesap verecektir. Küresel katillerin askerliğine soyunmak ve ve kendi halkının kanıyla abdest alan müşriklerle bir olanlar Tevbe Suresi ile imtihan edileceklerdir. Ve bu imtihanın hesabı da son derece çetin olacaktır.

"Hz.Ali bayramın birinci günü Akabe Cemresi yanında ayağa kalkarak kendisinin Hz.Peygamber tarafından gönderilmiş bir elçi olduğunu bildirdi ve bir hutbe okudu. Sonra da TEVBE Suresi'nin başından 30-40 ayet okuyarak dedi ki:
2- (Ey Müşrikler!) Yer yüzünde dört ay daha dolaşın. İyi bilin ki siz ALLAH'ı âciz bırakacak değilsiniz. ALLAH siz kâfirleri rezil ve perişan edecektir."

ALLAH katında, halkı dinle, sure ve ayetle aldatanların hesap verecekleri mutlaktır. Ancak bu müşrikler daha önce Türk milletine hesap vermek zorundadır.

Çünkü onlar şahsi ikbal ve hırsları için Türk milletinin canı ve kanıyla pazarlık yapmaktadır. Hâlâ Reyhanlı'da yıkıntıların altından cesetler çıkmaktadır. Ve onlar Türk milletine Reyhanlı üzerinden yasak koyarak yalan söylemeye devam etmektedir.

Küresel katillerin taşeronluğunu yapanlar mutlaka rezil ve perişan olacaktır. Reyhanlı ve anavatan kan ağlarken, anaların feryadı ayyuka çıkarken, Burhan Kuzu'nun mahdumunun düğününde arz-ı endam edenler, Türk milletinden değildir. Onlar küresel katillerin gayr-ı meşru çocuklarıdır.

Bu da böyle biline!

Figen ÖZEN, 14 Mayıs 2013