Kürt-Ermeni
Kürtler’le Ermeniler’in, Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı ortak eylemleri olmuş mudur? Bu gibi duyarlı soruları belgelere ve Kürt yayınlarına dayanarak yanıtlamak doğru olur.
Evet, Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı Kürtler ve Ermeniler, zaman zaman birlikte eylemler yapmışlardır. Koçkiri ve Ağrı ayaklanmalarının liderlerinden N. Nuri Dersimi’nin yeni yayımlanan “Hatıratım” adlı kitabının 43. sayısına bakalım. Ne diyor “Baytar Nuri” adıyla tanınan Nuri Dersimi?
“– Ben ve hassaten biz Dersimliler ve umum Kürt gençleri, Ermeniler’i Türkler’den ve sair milletlerden daha ziyade severdik. Çünkü onlar, diğer unsurlardan ziyade bize yakın ve aynı ırkın evladı idiler.”
Aynı kitabın 199. sayfasına bakarak Baytar Nuri’nin ilişkilerini kendi ağzından öğrenelim:
“– ... Bitlis muhacir Kürtleri’nden Ziya Bey ve diğer Kürt aileleriyle ve Şeyh Sait hadisesinden firari Emin Buruk ile Ermeni Taşnakyanlarından Dr. Soren Etmeyezan, Türkiye’den firari Çerkez Ethem ve biraderi Reşit Beylerle daima temasa devam ederek emel ve gaye uğrunda mütemadiyen gayret ediyordum.” (S. 199-200)
Bu ilişkileri ortaya koyan bir başka Kürt kaynağı “Zinar Silopi” adıyla tanınan, Şeyh Sait ve Ağrı ayaklanmalarına katılan Kürt liderlerinden Kadri Cemil Paşa’nın “Doza Kürdistan” adlı Türkiye’de yeni yayımlanan kitabıdır. Bu kitaba da kısaca göz gezdirelim:
“– İki millet arasında hasıl olan anlaşmazlık sebebiyle uzun zamandan beri Ermeniler’in Kürtler aleyhine yaptıkları propagandaların durdurulması gerekliliğini Ermeni delegesi kabul etti. Ermeniler sahip oldukları yayınlar aracılığı ile hangi memlekette olursa olsun Kürt davasını savunacaklarını, Avrupa’da, Amerika’da yaptıkları aleyhtar propagandanın aksine olarak Kürt lehine propagandada bulunmaya söz veriyorlardı. Sonra Ermeniler çeşitli memleketlerde bulunan Kürtler’in birbirleriyle ilişkilerinde Kürt örgütü kuruluncaya kadar aracı olacaklardı. Kürdistan’ın büyük bir kısmını içine alan hayali büyük Ermeni davasından da vazgeçeceklerdi.” (S. 105)
Kadri Cemil Paşa, 1927 yılındaki bu anlaşma üzerine “Hoybun Cemiyeti”nin eylemlere geçtiğini, “Ermeni-Hoybun ittifakının zaruret” olduğunu belirttikten sonra Ağrı Ayaklanması’nda bu işbirliğinin nasıl gerçekleştirildiğini şöyle anlatıyor:
“– Hakikaten ilk dönemlerde Ermeniler’in araçlarından çok yararlanıldı. Muhtelif memleketlerdeki Kürt bölgeleri ile yapılan ilişkilerin büyük bir kısmını onlar temin ettiler. Ağrı Dağı mücahitleriyle Hoybun merkezinin ilişkisini onlar temin ettiler. Avrupa’da, Amerika’da yapılan Ermeni yayınları Kürtler aleyhindeki fena fikirlerin düzelmesine çok yaradı.” (s. 109)
Kadri Cemil Paşa’nın anılarında Ağrı Ayaklanması’ndan sonra dağılan “Hoybun Cemiyeti”nden sonra “Rızgari Örgütü”nün kurulduğunu anlatıyor. Sonrasını yine Kadri Cemil Paşa’dan öğrenelim:
“– Ağrı merkezi dağıldıktan sonra Ermeniler ile Hoybun ilişkileri çok sınırlı bir biçimde devam ediyordu. (...) Aradan ilişkinin aşağı yukarı kesilmiş olmasına rağmen bir gün Taşnak örgütü sorumlusu Ruben Paşa ile Suriye ve Lübnan temsilcisi Haraç Papazyan, Hoybun örgütü yöneticileri ile yapılan bu toplantıda Kürtler’in Sovyet hükümetine gösterdiği yakınlık ve muhabbetin haklarında iyi olmayacağını, dünya milletleri siyasetinde her zorluğun çözümünün ancak Amerikan nüfuzu ile olabileceğini söyleyerek Kürtler’in Amerikan devleti ile anlaşmalarının çıkarları gereği olduğu fikrini ileri sürüyorlardı. Aksi takdirde Amerika göz yumarsa Türkler’in Kürtler’i de Ermeniler gibi katletmek tehlikesini ihtimal dahilinde görmekteydiler.” (s. 161)
Hürriyet ve İtilâf Partisi yayın organı “Serbesti Gazetesi”nin 150’likler arasında yurt dışına sürülen Kürt yazarı Mevlanazade Rıfat’ın 1929 yılında yayımlanan “Türk İnkılabının İçyüzü” adlı kitabında kendisinin Hoybun örgütü ile Ermeniler arasındaki ilişkileri yürüttüğünü yazdığını, Amerikalı araştırmacı Michael Gunter’in “The Kurds in Turkey” kitabında okuyoruz. (s. 114) 1977 yılı Nisan ayında yayımlanan “Özgürlük Yolu” adlı derginin 29-30. sayfalarında Ağrı Ayaklanması’nda Fransızlar’ın, Kürt ayaklanmacılarla Hoybun örgütü aracılığı ile kurdukları ilişkiler anlatılıyor.
1930’lu yıllara nokta koyarak 1990’lı yıllara gelip Ermeni ve Kürt örgütleri arasındaki ilişkileri Ermeni kaynaklarına bakarak anlatalım:
Ermeni terör örgütü ASALA ile Kürt terör örgütü PKK arasında 6 Nisan 1980 günü yapılan toplantıda eylem birliği kararı aldıkları, “Interview With Mihran Mihranian” adlı kitapçığın 40. sayfası ile “Asala Interview” adlı yayında (s. 15) PKK ve ASALA’nın birlikte düzenledikleri basın toplantısının tutanakları yayımlanıyor.
PKK-ASALA işbirliğini, “Armenian Reporter” adlı derginin 16 Haziran 1983 ve 3 Kasım 1964 günlü sayılarında da okuyup öğrenebilirsiniz.
İngiliz “The Economist” dergisinin 18 Haziran 1983 günlü sayısı (s. 55-56) ile “International Herald Tribune” gazetesinin 8 ve 9 Haziran 1985 günlü sayılarında da bu işbirliği anlatılmaktadır.
ASALA terörü, neden 1975 Kıbrıs Barış Harekâtı’ndan sonra başladı? Neden 1982 yılına kadar iç terör ile birlikte yükseldi? Bu saldırılar neden 1982 yılında bıçakla kesilircesine kesildi? Bu saldırılar biter bitmez, PKK eylemleri 15 Ağustos 1984 günü başladı?
Kürt’ü Türk’e; Türk’ü Kürde’; Ermeni’yi Türk’e; Türk’ü Ermeni’ye; Alevi’yi Sünni’ye, Sünni’yi Alevi’ye düşman eden, emperyalizm ve emperyalizmin Ortadoğu’daki çıkarlarıdır.
Dün öyleydi, bugün de öyle...
Cumhuriyet, 29 Temmuz 1992