Kürt Sait'in Yaşamını Kimler Belgesel Yapıyor

Kürt Sait'in Yaşamını Kimler Belgesel Yapıyor

İletigönderen Deli Haydar » Prş Nis 01, 2010 14:15

Said-i Nursi'nin Hayatını Kimler Belgesel Yapıyor?
Odatv / 31 Mart 2010


Said-i Nursi’nin vefatından bugüne 50 yıl geçti. Nursi özellikle Yeni Asya grubu tarafından etkinliklerle anılıyor.

Bununla birlikte; Can Dündar’ın Said-i Nursi’nin hayatını belgesel yaptığı uzun zamandır biliniyor. Bilinmeyense; buna benzer projeleri olan diğer isimler. Risalehaber sitesinden İsmail Berk; Nursi’nin hayatını belgesel yapacakların isim isim listesini verdi.

İşte “Bediüzzaman sineması” başlıklı o yazı…

“Üstadın son 100 gününü SETÜD’teki seminerde araştırmacı İbrahim beyden dinleyince ve Risale Haber’den son 60 günü takip edince, güncel ve çok önemli mesajları fark ettim.

Aziz dostum Serdar Murat’ın bu konuda başlangıç sadedinde bir çalışması var. Son dönemin “Veda Fırtınası”nı yazmış. Dönemin gazetelerine ulaşmış. Mümkün olsa emniyet arşivlerinden belgeler alınabilse. Dönemin tanıkları açık açık konuşabilse.

Adnan Menderes-İnönü kavgasının ve medyanın son üç ayında Said Nursi var.
Türkiye’nin sarsıcı gündemi... Bakanlar Kurulu kararı ile Üstadı Ankara’ya sokmama dönemi. İçişleri Bakanı Namık Gedik’in adım adım Üstadı takibi ile ölüm döşeğinde Urfa’dan çıkarma çabaları.

CHP’nin şerrinden kaçan DP’nin Üstad’dan müsamaha beklercesine onunla mesafeli dururken ezilmiş bir halde çekingen tutumları vs...

Tarih araştırmacıları, belgeselciler, sinema sektörünün erbabı mutlaka bu işlere el atmalı. Nitekim Yeni Şafak’tan Ali Murat Güven, son bir yıldır Bediüzzaman Kısa Film Yarışması yapmak için çırpınıp duruyor. Nesil Yayın Grubu projeyle yakından ilgileniyor.

Yine Mustafa filmi ile başı derde giren Can Dündar’ın Üstadla ilgili filmi bekletiliyor. Bugünlerde Yeni Asya’daki röportajında, Dündar’ın ekibinden Cemalettin Canlı çalışmalarının devam ettiğini söylüyor.

Son aldığımız bilgilere göre Mehmet Ali Birand, Üstadın belgeseli için kolları sıvamış. Dost TV’nin de bir belgesel çalışması içinde olduğunu duyuyoruz. Endonezya’dan bir zatın, Üstadla ilgili bir senaryo yazdığını Said Özadalı’dan öğrendim. İhsan Kasım’la diyalog halindelermiş.

Yine bir ay önce Adana havaalanında karşılaştığım tasavvuf ehli bir yapımcı arkadaşın Üstadla ilgili bir belgesel çalışmasından özetle bahsetti.

Geçen hafta CNN Türk’te Taha Akyol’a konuşan Kalan Müzik'in sahibi Hasan Saltık’ın da Bediüzzaman belgeseli çalıştığını öğreniyoruz.

Risale-i Nur Enstitüsü’nün kısa film yarışmasını da bu arada zikredeyim. Güzel bir başlangıç...
Merak Prodüksiyon'un üzerinde çalıştığı bir belgesel hazırlığını da söylemiş olalım.

Sinema tadında bir başka camianın çalışması da kulağımıza geldi. Bunlar çok güzel gelişmeler.
Yazılı medyanın ve yazarların Üstadın vefatının 50. yılı vesilesiyle zihin pencerelerini açmaları da çok güzel gelişmeler. Yeni müzakerelere, tartışmalara ve sükunetle okuyup, dinleyip eleştirilere ve eksik kısımlar ile yanlışlara akli delillerle izah getirmeye de hazır olalım. Gündem Üstada gelmişse, herkes bunun bir yerinde olacaktır ve boyutu Türkiye’yi aşan evrensel bir müzakeredir artık.

Bunlar yeterli mi? Elbette değil.

Müşahedem şu ki, yakın bir gelecekte Üstadı televizyon ekranlarında daha çok göreceğiz. İman ve hürriyet mücadelesini, masumiyetini, tefekkürünü, yalınlığını, sadeliğini ve ihlası ile ilim ve cesaretini çok konuşacağız.

Şöhretli birkaç gazetecinin bu minvalde bir arayışları söz konusu. Bediüzzaman’ın “iman sineması” mutlaka hayat bulmalı. Ertuğrul Özkök’ün dikkatini çekecek kadar... Risale-i Nur’a ilgi duyan ve Bediüzzaman’ı olduğu gibi anlatacak sanat çalışmalarına o kadar çok ihtiyaç var ki… İlgili Nur Talebeleri, bunu ajandalarının birinci maddesi yapmalılar diye düşünüyorum.

Muhterem Suat Alkan’ın kültür ve sanat çırpınışı bir işaret taşı gibi bu alanın tefekkür zeminine yatkın sermayesi için ipuçları veriyor. Kendisiyle geçen yıl aile şurasında beraber olduğum merhum Yücel Çakmaklı ile bu mevzuları konuşamadığıma hala hayıflanırım. Edebiyatçı dostlarımızın Risale-i Nur’un senaryolarını baştan başa yazmamalarına da. Temsillerin, birer metafor tadında farklı bir formatta sunulamamasına da.
Başta ulusal, sonrasında uluslararası düzeyde sanat kalitesi tatmin edici şiir, makale, karikatür, film yarışmalarının olmamasına da. Hala bir eğitim müfredatının uzaktan eğitimle her eve girmemesine de...

Bu hayıflanmalar, birer kamçı gibi sırtımızda patladıkça dirilişin emareleri olacaktır. Bunlar, benim kuşağımın engelli koşudaki hal-i pürmelalinin serencamıdır. Bu ahvalin dilekçesini yeni kuşağa bırakıyorum. Nesl-i cedide. Televizyon, sinema, tiyatro, gazetecilik, edebiyat, güzel sanatlar çalışan genç dimağların ajandalarına Bediüzzaman maddesi koyup, şimdiden odaklanacakları bir konuda çalışma yapmalarını diliyorum. Bir araya gelmelerini, teknolojinin ve bilişimin mevcut nimetlerinden ve olağanüstü fırsatlarından yararlanıp, hayatlarını, sanat kariyerlerini taçlandıracak Üstada ayırmalarını temenni ediyorum.

Bu konuda gençlerin yetişmesi için her yaşa hitap eden bir çalışmayı, medya eğitimini kıymetli arkadaşımız Sadık Yalsızuçanlar beyefendi başlattı. Takdire şayan bir hareket. Nur kervanları, büyüyerek nurun aşıklarına ulaşmaya yerkürenin her yerinde devam edecekler.

Son önerim;

Üstadın 365 güne düşen her takvim yaprağı için elinde çalışma olan veya yeni bilgileri elde etme merakında olan araştırmacılara çok iş düşüyor. Son yüzyılın tarihi izdüşümü olan her günün kronolojik tarihçesini olabildiğince ortaya koymanın zamanı. Uzun bir yolculuk elbette...

Bir yerinden başlanacaksa, ilgilisi için son üç ayı ciddi bir analiz, tahlil ve belgelerle tanıtım ve sinemaya, belgesele ve esere dönüştürmeye ne dersiniz? Bediüzzaman sinemasına gitmeye bilet aldınız mı?”
Feragat-ı nefs.
İstihkar-ı hayat.
Kullanıcı küçük betizi
Deli Haydar
Meydan Delisi
Meydan Delisi
 
İletiler: 714
Kayıt: Çrş Eki 14, 2009 11:21

Re: Kürt Sait'in Yaşamını Kimler Belgesel Yapıyor

İletigönderen Deli Haydar » Cum Tem 16, 2010 23:59

Yayınlanan Said Nursi Belgeseli
Can Dündar'a mı Ait?

Açık İstihbarat / 15 Temmuz 2010


Yıllardır, dedikodusu yapılan, neredeyse şehir efsanesine dönüşen Said Nursi Belgeseli nihayet yayınlandı. “Yolcu” adı altında yayınlanan belgeselin, Grup Yorum’un yayıncısı Kalan Müzik şirketinden çıkmasının ilginçliği bir yana, meraklı gözler çok arasa da, ne “yönetmen” ve ne de “yapımcı” bölümünde Can Dündar’ın ismini göremediler.

Kalan Müzik yayınladığı tanıtım bildirisinde şu ifadelere yer vermiş:

Bazı insanların etkisi, kendilerinden uzun yaşar. Bediüzzaman Said Nursi onlardan biri...

3 bölümlük “Yolcu” belgeseli, onun peşinden katedilmiş 40 bin kilometre yolun, röportaj yapılan 100’ü aşkın tanığın, geniş bir ekibin 6 yıllık alışmasının ve Güneydoğu köylerinden Makedonya’ya, Suriye’den Volga kıyılarına dek uzanan bir coğrafyada araştırmamıza destek veren insanların ürünüdür.

Yönetmenliğini Yusuf Kenan Beysülen, metin yazarlığını Cemalettin Canlı, seslendirmesini Mahir Günşiray, yapımcılığını ise Kalan Müzik ve Karşı Film üstlendiği “Yolcu” belgeselinde sunulan belge, bilgi ve tanıkların Türkiye’de yeni ve sıcak gündem oluşturması bekleniyor.


Evet, yayınlanan belgeselin sıcak bir gündem oluşturacağı açık.

Özellikle yayınladığı "Mustafa Kemal Belgeseli" sonrasında yoğun eleştirilere hedef olan Can Dündar hakkında en önemli iddialardan birisi de, Said Nursi hakkında bir belgesel hazırladığı şeklinde idi.

Ancak, aradan yıllar geçmesine rağmen bu belgesel yayınlanmadı. “Meraklı kalabalık” tam da, “bu sadece söylenti” diyerek, Can Dündar’ın bir Said Nursi Belgeseli hazırlamayacağına inanmaya başlamışken, DVD formatında yayınlanan film, tartışmaları tekrar alevlendirecek gibi görünüyor.

Belgesel’in ne yapımcısı ve ne de yönetmeni olmadığı halde, tartışmaları niçin alevlendirecek, diye sorarsanız anlatalım:

Belgesel’de yönetmen ve metin yazarı olarak adları olan arkadaşlar çok “tanıdık” da ondan!

Yusuf Kenan Beysülen, Can Dündar’ın en az 10 yıldır beraber çalıştığı bir isim. Birçok belgeseli beraber çektiler. Recep Tayyip Erdoğan’ın belgeselinde de beraber çalıştılar!

Can Dündar, kendi sitesinde örneğin, 29.10.2003 tarihinde, Yusuf Kenan Beysülen ile birlikte Tarih Vakfı için “Türkiye’de İnsan Hakları ve Sivil Toplum” isimli bir belgesel çekmeye başlayacaklarını ilan etmiş: “Ayrıca Yusuf Kenan Beysülen ile, Tarih Vakfı için "Türkiye´de İnsan Hakları ve Sivil Toplum" belgeseline girişiyoruz.

Daha sonraları, örneğin NTV için Can Dündar tarafından yapılan “Lider Portreleri” belgeselinde de beraber çalıştıklarını, bu kez Milliyet gazetesindeki köşesinde, 18 Temmuz 2007’de açıklamış: “NTV için hazırladığımız “Lider Portreleri”nin Recep Tayyip Erdoğan bölümü için araştırma yapan arkadaşımız Yusuf Kenan Beysülen’in ulaştığı imam hatip karnesi, Başbakan’ın vasat bir öğrenci olduğunu gösteriyor.

Aynı şekilde, Can Dündar’ın yönetmenliğini yaptığı “O Gün” belgeselinde de Yusuf Kenan Beysülen ekip üyelerinden birisi.

Tabii, dikkatli gözlerin hemen fark edebileceği gibi, Yusuf Kenan Beysülen Can Dündar ile beraber çalıştığı tüm projelerde “araştırmacı” kimliği ile yer alırken, Said Nursi belgeseli “Yolcu”da araştırmacı ünvanını korumakla birlikte, yönetmenliğe terfi etmiş olması.

Bu durum, Can Dündar kendi ismini koyamadığı için mi, uzun yıllardır yol arkadaşlığı yaptığı Beysülen’in ismini yönetmen olarak yazdırdı, sorusunu gündeme getiriyor.

Aynı şekilde, araştırmacı ve metin yazarı olarak ismi geçen Cemalettin Canlı da, Can Dündar ekibinden!

Cemalettin Canlı, “Mustafa” filminde oyuncu ve araştırmacı olarak yer almış.

Said Nursi belgeselini hazırlayanlara baktığımızda, tüm yapım, yaratım ve yönetim ekibinin Can Dündar’ın uzun yıllar beraber çalıştığı ekipten olduğu açıkça ortaya çıkıyor.

Bu durumda, Can Dündar’ın yıllardır öne sürülen iddiaların yalanlanmasında epeyi sıkıntı çekeceğini öne sürmek, pek de mantıksız görünmüyor.

Bakalım, Can Dündar, belgeseli kendi kontrolünde çekilip çekilmediği, çekildiyse, niçin isminin dışarıda tutulduğu hakkında ne diyecek?

Öte yandan, uzun yıllardır Grup Yorum’un yayıncısı olan Kalan Müzik’in, kendi iş alanı olmamasına rağmen, Said Nursi belgeseli yayınlaması da, müzik çevrelerinde şaşkınlıkla karşılandı. DVD’nin sırtında, belgeseli tanıtım amaçlı, şu cümlelere yer verilmiş:

Peygamberler şehri Urfa’da, Balıklıgöl’ün hemen yanında bir mezar yeri var. Buranın ortasında ise boş bir mezar. Bir yolcunun kabri burası. Yolculuğunu ölümünden sonra bile sürdürmüş bir yolcunun… Bu belgesel, işte o yolcunun uzun ve meşakkatli yol hikayesini anlatıyor…

Evet, bir yolculuk yapıldığı ve bir yolcunun olduğu kesin. Ancak, yolun ve yolcunun kimliğini önümüzdeki günlerde daha açık seçik göreceğiz…


Ali Rıza Özkan
Yeni Muhalefet
Feragat-ı nefs.
İstihkar-ı hayat.
Kullanıcı küçük betizi
Deli Haydar
Meydan Delisi
Meydan Delisi
 
İletiler: 714
Kayıt: Çrş Eki 14, 2009 11:21


Şu dizine dön: Sinema & Tiyatro

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x