gönderen Türk-Kan » Prş Ağu 23, 2007 11:45
'Kürt' ya da 'Alevi' görünen dönmelerin deşifre olma korkusu
TÜRK Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu, Kayseride yapılan Dadaloğlu Şenlikleri kapsamında Avşarlılar Kültür Derneği tarafından düzenlenen sempozyumda yaptığı konuşmada aynen şöyle diyordu:
- Araştırmalarımızda şunu gördük ki bugün Kürt dediğimiz insanların birçoğu aslında Türkmen asıllıdır. Bugün Kürt olarak bilinen hatta hatta şöyle söyleyeyim; Kürt Alevi olarak görünen birçok insan da maalesef Ermeni dönmeleridir. Ve TİKKOnun, PKKnın içerisinde yer alan insanlardan birçoğu bunlardan. Yani PKK ve TİKKO bizim zannettiğimiz gibi bir Kürt hareketi değildir.
Halacoğlunun bu sözleri bazı medya organları tarafından maksatlı olarak şu şekilde çarpıtıldı:
- Kürtler Türkmen asıllı, Kürt Alevi olarak bilinen vatandaşlar ise Ermeni kökenlidir.
Ve kızılca kıyamet koptu.
Ama kimse, şu gerçeği aklına dahi getirmedi:
Yusuf Halaçoğlu bir bilimadamıdır.
Aynı zamanda Türk Tarih Kurumu gibi önemli bir birimin başkanlığını yapmaktadır.
Söylediklerini kafasından mı uyduruyor?
* * *
Medyanın köşebaşlarında yuvalanmış olan Ermeni diosporasının işbirlikçi mensupları, mal bulmuş mağribi gibi hemen saldırıya geçtiler.
Tarihi bir gerçeği açıklığa kavuşturan Yusuf Halaçoğlunun ırkçılık yaptığını öne sürerek, hakkında soruşturma açılması için Cumhuriyet savcılarını göreve çağırdılar.
Yargısız infaz kampanyasını fırsat bilen bazı alevi derneklerinin sözcüleri, iddiaların Türk-İslam Sentezi ekseninde bir tarih algılamasının ürünü olduğunu öne sürerek, Halaçoğlunu bir an önce istifaya davet ettiler.
Dikkat çeken en çarpıcı sözler ise şöyleydi:
- Halaçoğlunun sözlerinin halkları birbirine düşman edecek niteliktedir. Bölücülüğü geliştiren, adeta kamplaşmayı esas alan bu ırkçı yaklaşım karşısında hükümetin suskun kalmaması gerekir. Tarih Kurumu Başkanı derhal görevden alınmalı.
Peki bu sözleri söyleyen kim?
Ahmet Türk.
Hani şu bölücü örgütün Meclisteki uzantısı olarak bilinen partinin Genel Başkanı.
* * *
Oysa, iddialar yeni bir şey değil.
İhanet örgütlerinin cirit attığı Sivas-Malatya-Tunceli-Van eksenindeki bazı bölgelerde Ermenice konuşulduğuna dair iddialar daha önce de vardı.
Ancak, bugüne kadar kimse kıçını kaldırıp da ciddi bir araştırma yapmaya cesaret etmediği için bu iddialar hep öylesine bir iddia olarak havada kaldı.
Ermeni diasporasının ortaya attığı asılsız soykırım iddialarına cevap verebilmek için yıllardan beri tehcirden kurtulun Ermenileri araştırmak üzere arşivlerde dirsek çürüten Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu, sonunda bu iddiaları da ispatlayacak olan bilgi ve belgelere ulaşmayı başardı.
Elinde kapı gibi arşiv belgeleri var.
Ve işte bu belgeler, bugüne kadar gerçek kimliklerini gizlemeyi başarıp, kendilerini Kürt ya da Kürt alevisi gibi göstererek, insanların arasına nifak tohumları eken ve Kürt-Türk çatışması çıkarmayı amaçlayan sünnetsiz Ermeni dönmelerini fena şekilde köşeye kıstırdı.
Şimdi deşifre olma korkusuyla ciyak ciyak bağırıyorlar.
* * *
Kendilerine Alevi süsü veren bazı hainlerin neden İslam düşmanlığı yapıp azınlık statüsü arayışına girdikleri, kendilerine Türk veya Kürt süsü veren bazı hainlerin neden haç madalyonları ile dolaştıkları şimdi daha da iyi anlaşılıyor.
Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu, eleştirilere cevap vermek amacıyla düzenlediği basın toplantısında aynen şu ifadeleri kullandı:
- Elimde resmi belgelere göre bir liste var. Kimlerin dönme oldukları, Ermeni ismi, Türk ismi hepsi var. Hangi evde oturduklarına kadar var. Ama bunları hiçbir zaman açıklamayacağım.
Halaçoğluna işte bu noktada itirazımız var.
Bizce, elindeki listenin tamamını bir an önce kamuoyuna açıklaması gerekir.
Ekmeğini yedikleri, suyunu içtikleri, sırtından sefa sürdükleri bir millete ihanet edenlerin gerçek kimliklerini bilmek hakkımız değil mi?
Buldukları her fırsatta sokaklara dökülüp Hepimiz Ermeniyiz diye böğüren hainlere Zaten öylesiniz demek hakkımız değil mi?
O halde?
İsrafil K. KUMBASAR, 23.08.07
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.
Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.