
Kürtlerin, Irak’ta bağımsızlığına yol açacak politik ortam hazır
Irak’ın Kürdistan Bölgesi için 2014, özerkliğini kazandığı 1991’den beri en önemli yıl idi. 30 Haziran 2014’de yaptığı tarihi referandum çağrısından sonra, 9 Aralık 2014’de Kürdistan Bölgesel Yönetimi (KBY) Cumhurbaşkanı Mesut Barzani Kürt Devleti için verdiği sözü tazeledi. Barzani’nin bu bildirisi, Ocak ayı başlarında IŞİD’in (Irak-Şam İslam Devleti) hem Kürdistan ve hem de Irak Merkezi Hükümeti’in üzerinde hak iddia ettikleri, ihtilaflı Kuzey Irak topraklarına girmesinin ardından geldi. Irak ordusu cepheden çekilirken peşmerge güçleri KBY kontrolündeki topraklarından daha da ilerilere yürüdüler, Iraklı Kürtler için toprak kavgasının doruğunda görülen, zengin petrol kaynakları olan Kerkük’ü ele geçirdiler. Irak’ın artık “resmen bölündüğünü” ve “ortamın olgunlaştığını” gören Barzani, “Kürdistan’ın amacının bağımsızlık olduğunu bundan böyle saklamayacağız” dedi.
Aradaki altı ay içinde şartlar Kürtlerin lehine daha da gelişti. Barzani’nin bildirisinden birkaç gün sonra IŞİD, saldırılarını bu ihtilaflı bölgeye yönlendirerek Kürtlerle çatışmaya girdi. Temmuz sonuna doğru KBY, IŞİD saldırıları karşısında mevzilerini koruyamadı, Kürtlerin yakında yapılacak referandum coşkularına su serpti bu olay. Bu bile Barzani hükümeti için bir politik kazanca dönüştü. İçinde ABD’nin olduğu Batılı güçler ve NATO müttefikleri, kuzeyde Kürdistan başkenti, Erbil ile doğrudan askeri koordinasyon başlattılar; 15 Ağustos’tan sonra Avrupa’dan askeri yardım gelmeye başladı. Batılı güçlerle Bağdat’a bağlı olmadan, doğrudan savunma ilişkileri olan Erbil’in devlet olma fırsatını harcayıp, kontrolü Bağdat’a vermesi olası değil artık.
Bağdat dâhil, pek çoklarının göremediği bir avantaj daha kazandı Barzani. Ağustos sonlarında, Erbil’e Batı’dan silah ve askeri eğitmenler gelmekte iken Barzani, istifa eden Başbakan Nuri El Maliki yerine Haydar El Abadi getirilirse yeni Irak hükümetine katılacağını söyledi. Erbil’in eski durumuna dönmesini reddeden Barzani, KBY’nin kendi petrol ve gazını satma, ihtiyacı olan silahları satın alma ve ihtilaflı topraklarda Kürdistan’a katılma için referandum yapmaya hakkı olduğunda ısrarlıydı.
…
2 Aralık 2014’de Bağdat ile Erbil arasında varılan anlaşma Kürdistan topraklarından çıkarılan petrol ve gazın satış hakkını resmen KBY’e veriyor. Kerkük bölgesinden günde 300 bin varil olarak çıkarılan petrol Kürt-Türk boru hatlarını kullanarak ihraç edileceğine göre bu anlaşma, Kerkük bölgesinin ve diğer ihtilaflı toprakların da Kürt kontrolünde olmasına resmiyet getiriyor.
Hidrokarbon kaynaklarını pazarlayan bağımsız bir Kürdistan, sürebilecek bir devlet yaratabilir. Uluslararası enerji şirketleri, daha önceleri yasa dışı olduğu için engellenen Kürt petrol ihracatını, artık böylesine bir çekince olmadan yürütebilecekler.
…
Peşmegelerin IŞİD işgalinden kurtardıkları Mahmur, Zumar ve Sincar Kürt bölgeleri, ABD’in izniyle ve NATO yardımı sayesinde KBY’nin kontrolünde. Irak’ta IŞİD tehlikesi azaldığında ve Batı yalnızca Suriye üzerine odaklandığında KBY referandumun ertelenmesi yönünde artan bir baskı altında kalabilir. Ancak Kürtler önümüzdeki birkaç ay içinde bağımsızlık için oylarını kullanırlarsa, Batılı güçlerden aldıkları savunma desteğini kaybetme korkusu olmadan yapabilirler bunu. ABD ve müttefiklerinde, bunun ertelenmesinin IŞİD’e yeniden harekete geçme fırsatı vereceği veya İran destekli Şii militanların ilerlemesi endişesi var.
…

Micha'el Tanchum
İbrani Üniversitesi Ortadoğu Bölümü Barış İlerletilmesi Enstitüsünde öğretim görevlisidir. Aynı zamanda Tel Aviv Üniversitesi Ortadoğu Tarihi Bölümünde ve Hukuk Fakültesinde ders veriyor.
Kaynak:
http://www.foreignaffairs.com/articles/142765/michael-tanchum/the-kurds-big-year
Ek bilgi:
Rothschild hanedanının arkasında olduğu Council on Foreign Relations (CFR) yani “Dış İlişkiler Konseyi”, “Gizli Dünya Devleti”nin en önemli organlarından biridir.
CFR, 1921'de New York’ta, Yahudi kökenli Walter Lippmann öncülüğünde kuruldu, II. Dünya Savaşı'nda çok önemli bir rol oynadı. Örgütün yayın organı “Foreign Affairs”, dünya kamuoyunu politik olarak yönlendirmede kullanılır.
Görünüşte CFR’nin çalışmalarının pek gizli olmadığı ileri sürülürse de gerçekte diğer Gizli Dünya Devleti organları gibi son derece gizli çalışmaktadır. Ancak yönlendirme amaçlı faaliyetlerini dışa yansıtmakta ve bu yansıtma ile açıktan çalıştığı intibaı vermeye gayret etmektedir.
CFR’nin bugün finans, iletişim, akademi, istihbarat, teknoloji alanlarında en etkin konumlarda bulunan 3500 civarında üyesinin olduğu sanılmaktadır. Özellikle Amerika’daki istihbarat örgütleri (CIA) üzerinde etkilidir. Gizli Dünya Devleti’nde önemli etkinliği olan Yahudi kökenli Rockefeller ailesinden David Rockefeller, CFR’nin onursal başkanı olarak kabul edilmektedir.
Rockefeller ailesini bugünkü durumuna getiren “Rothschild” hanedanıdır.
CFR'nin parasal kaynağının temelinde Rockefeller, Ford ve Soros vakıfları vardır.