KUȘATMA
Adam ne diyor; kușatıldık.
Kușatma nerede olur; savașta değil mi?
Demek ki savașın tam da ortasındayız.
Kimi de ‘psikolijik-misikolijik’ diyordu. Ne de olsa ‘nato kafa’..
Pekiyi kim kimi kușatmıș durumda?
Bașta ABD, sonra Fransa, İsviçre-misviçre; șimdi de İsveç mi ne?
Ne diyorlar?
‘Türkler, onlar Osmanlıya da Türk diyorlardı zaten, Kurtluș Savașı falan yapmadılar. Etnik temizlik yaptılar: Rumları kovdular, Ermenileri kestiler, Suryanileri bastırdılar’.
Sonra?
‘Sonra Kürtleri asimile etmeye çalıștılar, ama bașaramadılar’.
Șimdi Kürtler ayakta, Ermeniler atakta, Rumlar pusuda, Suryaniler sırada.
Bizler, ‘insanlık gereği olarak onlara yardım etmeliyiz’.
Yapılabilecek ilk iș, görsel ve basılı yayımı ele geçirmektir.
Geçirdiler mi? Geçirdiler.
Türkiyede bugün ‘Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ için yazan kaç yazar kaldı; kaç televizyon var?
Ben diyeyim kalmadı, siz deyin bir elin parmaklarından az..
Sonra kendi parlamentolarımızdan ‘bunlar etnik temizlikçidir’ diyelim dediler.
Hani doğrudan ‘katil-matil’ denirse göze batar ya..
Ancak uluslararası toplantılarda ‘katil-matil’ de diyebiliriz.
Diyorlar mı gerçekten?
Evet diyorlar.
Bu toplantılara Türkiye’den ‘bilim adamı, yazar, aydın-maydın’ çağırıyorlar mı?
Çağırıyorlar.
Bizimkiler, pardon onlarınkiler de oralara gidip onlar gibi konușuyorlar mı?
Onlardan daha ateșli konușuyorlar hem de.
Onlar ve onlarınkilerin söyledikleri kitaba, deftere, tarihe geçiyor mu? Geçiyor.
Buyurun size bal gibi, belge, karar ve ‘tarih’.
Oysa tarih bir bilim midir değil midir?
Tarih, benim bildiğim, tüm toplumsal bilimlerin hem anasıdır hem de babası.
Ama yazılmaz, yapılır.
Pekiyi bunların yazdıkları tarihten sayılmaz mı?
Sayılmaz, kesinlikle sayılmaz.
Onların konuștuğu yazdığı, karara bağlayıp yasalaștırdıkları olsa olsa savașın ‘psikolojik’ tarafıdır.
Bu savaș, alanlarda meydanlarda olur ve kan ile yazılır kitaba.
Onların davası Rum, Ermeni, Kürt ya da Süryani davası değil, Türkiye davasıdır.
Ve bu savașın ‘psikolojik așaması’ gün geçtikçe olgunlașmaktadır.
Siz meydan savașlarına hazır mısınız değil misiniz, ona bakın önce.
Ya tarihinize sahip çıkacaksınız, ya da tarihe gömüleceksiniz.
Lamı cimi kalmadı.
Tank, top, tüfek ya da kasatura.
Bașka savunma yolu da yoktur zaten.
Vecdi miydi ne idi, savunmayı ona bıraktı iseniz vay halinize.
Vay halimize ya da..
Habip Hamza Erdem