Kanadoğlunu dikkate alan CHP ve MHP yetki devri protokolünü incelemeye aldı
Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlunun, YSK ve İçişleri Bakanlığı arasında imzalanan ve YSKnin yetkilerini yürütmeye devreden protokolün iptali için Danıştaya başvurulabileceği yolundaki uyarısını dikkate alan CHP, bu konuda hazır olduğunu açıkladı. CHPli Okay, O yönde bizim de bir çalışmamız oldu. Hazırlığımız tamamlanmıştır. Yargı süreciyle ilgili son karar aşamasındayız dedi.
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural ise YSK ile İçişleri Bakanlığı arasında seçmen kütüklerinin oluşturulması konusunda bir protokol imzalandığını ilk kez duyduklarını belirterek Böyle bir protokolle, seçmen kütükleri hazırlama görevi Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğüne verilmiş oluyor. Bu da seçimleri ayıplı hale getirir, seçmen kütüklerine siyasi müdahale edilmesi anlamına gelir dedi.
Muhalefet partileri, Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlunun siyasi partilerin YSK ve İçişleri Bakanlığı arasında imzalanan protokolün iptali istemiyle Danıştayda dava açabileceğine ilişkin sözlerini değerlendiriyor.
CHP Grup Başkanvekili Hakkı Süha Okay, Kanadoğlunun değerlendirmeleriyle ilgili olarak O yönde bizim de bir çalışmamız oldu. Hazırlığımız tamamlanmıştır. Yargı süreciyle ilgili son karar aşamasındayız dedi. Okay, CHP olarak gerekli değerlendirmeleri yaptıktan sonra Danıştaya dava açabileceklerini ifade etti. Okay, 5 Eylül 2008 tarihinde YSK ile İçişleri Bakanlığının imzaladığı protokol uyarınca, seçmen kütüklerinin hazırlanması sorumluluğunun Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğüne bırakıldığına dikkat çekti.
Protokolün düzenleyici bir işlem olduğunu kaydeden Okay, Bu protokolün imzalanması, YSKnin ilke kararı değildir. Karar olmadığı için protokolün iptali istemiyle idari yargıya başvurulabilir diye konuştu. Danıştayın bazı kararlarında bu konuda yetkili olduğunun görüldüğünü belirten Okay, Danıştay nezdinde protokolün iptalinin istenebileceğini ifade etti. Seçmen kütüklerinin, adrese dayalı nüfus kayıt sisteminde, seçmenlerin şahsen, posta veya elektronik posta yoluyla kayıtlandığını anımsatan Okay, seçmen kütülerinin düzenlenmesinden ve denetlenmesinden doğrudan YSKnin sorumlu olduğuna ve bunu başka bir iradeye terk edemeyeceğine işaret etti.
YSKnin şimdiye kadar iktidar sözcülerinin arkasında kalarak, kamuoyunu aydınlatacak açıklamalardan kaçındığını ve adrese dayalı kayıt sistemiyle oluşturulan kütüklerle seçime gitmeye kararlı göründüğünü belirterek yargısal başvuru zorunluluğunun kaçınılmaz hale geldiğini, Danıştay nezdinde dava açabileceklerini söyledi. Okay, ayrıca yurttaşların da dava açabileceğini ifade etti.
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural ise YSK ile İçişleri Bakanlığı arasında seçmen kütüklerinin oluşturulması konusunda bir protokol imzalandığını ilk kez duyduklarını belirterek 298 sayılı seçmen kütükleriyle ilgili yasada seçmen kütüklerini hazırlama yetkisinin Seçmen Kütükleri Genel Müdürlüğüne ait olduğuna dikkat çekti. Vural, Böyle bir protokolle, seçmen kütükleri hazırlama görevinin Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğüne verilmiş oluyor. Bu da seçmen kütüklerine siyasi müdahale anlamına gelir dedi. Böyle bir düzenlemenin yasaya aykırı olduğunu ve seçimleri sakatlayacağını belirten Vural, protokolü inceledikten sonra, iptal istemiyle Danıştaya başvurup vurmayacaklarını karara bağlayacaklarını belirtti.
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.
Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
İP Genel Başkan Yardımcısı Av. Hasan Basri Özbey: Anayasa ve yasalara aykırı biçimde düzenlenen SEÇMEN KÜTÜKLERİ İPTAL EDİLMELİDİR!
İşçi Partisi, seçmen kütüklerinin iptali istemiyle dün (24 Aralık 2008) Danıştay'da dava açtı. Dava dilekçesini parti adına Yüksek Mahkemeye sunan Genel Başkan Yardımcısı Av. Hasan Basri Özbey basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Özbey'in açıklamaları ve dava dilekçesini aşağıda sunuyoruz.
Ülkemizde yıllardır bir demokrasi oyunu sahnelenmektedir. Türkiye, sandıkta oyla bölünmektedir. Yerel yönetimlerimiz dış destekli haçlı irticanın ve bölücülüğün işgali altındadır.
Milletin iradesi iğdiş edilerek, psikolojik savaş yöntemleriyle seçmen imal edilmekte ve oyunun sonunda sandıktan çıkan neticeye milli irade, oyunun bütününe de demokrasi denmektedir.
Bu oyunun önemli bir bölümü de, İşçi Partisi Genel Başkanı Sayın Doğu Perinçekin, her seçim öncesinde, iftira ve tertiplerle tutuklanıp, seçimlerden sonra özür dilenerek serbest bırakılmasıdır. Buna da demokrasi denilmektedir. Sevsinler sizin demokrasinizi!
Şimdi yalan bombardımanı ve tertipler ile seçmen imalatının yetmediği anlaşılınca, bu demokrasi oyununa yeni figürler eklenmektedir.
Büyük Ortadoğu Projesi Türkiye Acentesi olan iktidar, seçmen kütüklerini istediği gibi düzenleyerek, çökmekte olan saltanatını kurtarma telaşı içindedir.
Ölüler seçmen yazılmış, sağların seçme hakkı ellerinden alınmıştır. Olmayan adreslerde yüzlerce seçmen kaydedilmiştir.
298 sayılı yasada, Anayasanın 2, 11, 67 ve 79. maddelerine kesinlikle aykırı olarak yapılan değişiklikler ile buna zemin hazırlanmıştır. Ardından Yüksek Seçim Kurulu, Anayasal görevi olan seçmen kütüklerini düzenleme görevini İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğüne devretmiştir.
Mahir eller, 6 milyon yeni ve büyük bir kısmı hayali olan seçmen ve adres üretmişler, aynı zamanda binlerce seçmeni de yok etmişlerdir.
Amaç baş aşağı giden AKPnin önlenemez yıkılışını frenlemektir! Ancak nafiledir; Türk Milleti, 29 Martta AKPye hak ettiği yanıtı verecektir.
Yine Cumhuriyet Yargısına büyük görev düşmektedir.
Danıştayımız, seçimleri tartışmalı ve şaibeli hale getireceği açık olan seçmen kütüklerinin, gerçeğe uyarsız düzenlenmesine olanak tanıyan YSK ve İçişleri Bakanlığı arasında imzalanan 5 Eylül 2008 tarihli protokolü iptal etmelidir. Yine Anayasaya açıkça aykırı hükümlerden oluşan 298 sayılı yasanın iptali için Anayasa Mahkemesine başvurmalıdır.
Seçmen kütükleri iptal edildiğinde, seçim takviminin etkilenmesi söz konusu değildir. Yüksek Seçim Kurulunun denetim ve yönetimi altında, referandumda kullanılan seçmen kütükleri güncelleştirilerek, süresinde, güvenli, dürüst bir seçim yapılması mümkündür.
DAVA DİLEKÇESİ:
DANIŞTAY BAŞKANLIĞINA, Ankara
Davacı : İşçi Partisi Vekili : Av. Hasan Basri Özbey, Toros Sokak No:9 Sıhhiye/Ankara Davalı : İçişleri Bakanlığı, Ankara Dava : Yüksek Seçim Kurulu Başkanlığı ile İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü arasında Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının kimlik bilgilerinin yanında adres bilgilerinin de çevrim-içi (on line) kullanımı ve bu bilgilerin seçmen kütüğü olarak kullanılması amacıyla imzalanan 5 Eylül 2008 tarihli protokolün iptali istemidir. Dava ve Açıklaması :
29 Mart 2009da yapılacak yerel seçimlerde kullanılacak seçmen kütüklerinin oluşturulmasında Anayasa ve yasalar ihlal edilmiştir. Yüksek Seçim Kurulunun görev ve yetkisi içinde bulunan kütüklerin düzenlenmesi Anayasa ve yasalara aykırı olarak yürütmeye devredilmiştir.
Sonucunda seçmen sayısında 6 milyonluk bir artış olmasının yanı sıra çok sayıda yurttaş kayıtlarda yer almamış veya farklı adreslerde kayıtlanmıştır. Olmayan adreslerde yüzlerce seçmen kayıtlanmıştır. Bunun yurttaşların iradelerinin sandığa yansımasını engelleyeceği gibi seçimleri tartışmalı ve şaibeli hale getireceği ortadadır.
Bu duruma yol açan, Yüksek Seçim Kurulu Başkanlığı ile İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü arasında Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının kimlik bilgilerinin yanında adres bilgilerinin de çevrim-içi (on line) kullanımı ve bu bilgilerin seçmen kütüğü olarak kullanılması amacıyla imzalanan 5 Eylül 2008 tarihli protokoldür.
Bilindiği üzere seçimler, Anayasanın 79. maddesi uyarınca, yargı organlarının genel yönetim ve denetimi altında yapılmaktadır.
22 Mart 2008 tarihinde yürürlüğe giren 5749 sayılı yasa ile 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Yasanın 28, 33, 35 ve 36. maddelerinde yapılan değişiklikle, seçmen kütüklerinin AKS (Adres Kayıt Sistemi) sistemi ile oluşturulmasına olanak sağlanmıştır.
Böylece seçmen kütüklerinin Yüksek Seçim Kurulu tarafından düzenlenmesi zorunluluğu ortadan kaldırılmış ve seçmen kütüklerinin yürütmeye bağlı kurumlarca hazırlanması sağlanarak, Yüksek Seçim Kurulunun görevi sadece ilan ile sınırlandırılmıştır. Bu bağlamda Yüksek Seçim Kurulunun görev ve yetkileri yürütme organına devredilmiştir. 298 sayılı yasada yapılan bu değişiklikler Anayasanın 2, 11, 67 ve 79. maddelerine kesin olarak aykırıdır.
YSK Başkanlığı ile İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü arasında TC vatandaşlarının kimlik bilgilerinin yanında adres bilgilerinin de çevrim-içi (on line) kullanımı için 5 Eylül 2008de protokol imzalanmıştır.
Danıştay Yasasının 24/c maddesi uyarınca, bakanlıkların düzenleyici işlemlerine karşı açılacak iptal davalarına Yüksek Mahkeme, ilk derece olarak bakmakla görevlidir. Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü, İçişleri Bakanlığı merkez teşkilatı kapsamında yer almaktadır. Genel müdürlüğün işlemi, bakanlık işlemi niteliğindedir. Protokol niteliğiyle yapılan işlem de, düzenleyici işlem niteliğindedir, ülke genelini kapsamaktadır. Danıştayın emsal uygulamaları da bu doğrultudadır. İmzalanan protokolün bir tarafı YSK olsa bile, diğer tarafında Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü vardır. Bu genel müdürlüğün işlemlerine karşı yargı yolu açıktır.
Anayasanın 79. maddesi uyarınca YSK kararlarına karşı Başka merciye başvurulamaz hükmünün mevcuttur. Öte yandan benzer bir hüküm de Anayasanın 159. maddesinde Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu kararlarına karşı yargı mercilerine başvurulamayacağı şeklinde yer almaktadır. Buna karşın Danıştayın bir HSYK kararını iptal ettiği bilinmektedir. Aynı durum davamıza konu bu protokol için de geçerlidir. Protokol iki taraflı bir işlem olup, İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü bakımından idari yargı denetimine tabi olduğu tartışmasızdır.
Siyasi partilerin seçmen kütüklerinin tamamını alma yetkisine sahip oldukları ve oluşturulan kütüklerin partileri de doğrudan etkilediği, siyasi partilerin protokolün iptali istemiyle dava açma haklarının bulunduğu da malumdur.
Dava konusu Protokol, Resmi Gazetede yayımlanmamıştır. Bu nedenle 5 Eylül 2008 tarihli protokol tarafımızdan henüz öğrenilmiş olmakla yasal süresinde iş bu davayı açmaktayız
Sayın Yüksek Mahkemenin, işlemi iptal etmesinin seçim takvimini etkilemesi söz konusu değildir. İptal halinde Yüksek Seçim Kurulunun denetim ve yönetimi altında, referandumda kullanılan seçmen kütükleri güncelleştirilerek, süresinde, güvenli, dürüst bir seçim yapılması sağlanacaktır.
298 sayılı Yasada yapılan bu değişikliklerin Anayasaya aykırılığı itirazımız dikkate alınarak anılan yasa hükümlerinin Anayasaya aykırılığının tespiti ve Anayasanın 2, 11, 67 ve 79. maddelerine aykırı olduğu gerekçesi ile 298 sayılı yasanın iptali için Anayasaya Mahkemesine başvurulmasına, dava konusu işlemin (protokolün) yürütülmesinin durdurulmasına ve iptaline karar verilmesini talep etmekteyiz.
H.Nedenler : Anayasa ve ilgili yasa hükümleri.
Kanıtlar : YSK ve İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü arasında bağıtlanan 05.09.2008 tarihli protokol vs yasal kanıtlar.
Sonuç : Açıklanan ve inceleme sırasında tespit edilecek nedenlerle;
1. 298 sayılı Yasada yapılan bu değişikliklerin Anayasaya aykırılığı itirazımız dikkate alınarak anılan yasa hükümlerinin Anayasaya aykırılığının tespiti ve Anayasanın 2, 11, 67 ve 79. maddelerine aykırı olduğu gerekçesi ile 298 sayılı yasanın iptali için Anayasaya Mahkemesine başvurulmasına;
2. Yüksek Seçim Kurulu Başkanlığı ile İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü arasında 5 Eylül 2008 tarihli protokolün yürütülmesinin durdurulması ve iptaline karar verilmesini saygılarımla vekâleten arz ederim.
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.
Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.