Hatırlarsanız AKP'nin bir seçim sloganı vardı:
"Onlar konuşur AK Parti yapar."
O sloganlı afişlerde de;
"Çözüm süreci başladı, anaların gözyaşı dindi."
"Artık üniversite harcı ödemiyorum."
"Hava yolları halkın yolu oldu, artık uçakla seyahat ediyorum."
"OHAL kalktı, baskılar bitti. Köyümde özgürce yaşıyorum." gibi yaptıkları işleri anlatan sözler olurdu.
***
Favorim ise "Yerli uçağımız göklerde" afişleriydi. O dönem nasıl bir uçak yapıp uçurdularsa kayboldu! Bir türlü inemedi o uçak. Artık aya mı gitti, uzay boşluğunda mı yok oldu bilen yok.
Baktılar ki kendi kendine inmiyor, bari yenisini yapalım dediler.
2015'de yine "Yerli uçağımızı yapıyoruz" afişlerini döşediler.
Kul beşerdir, beşer ise şaşar. Yine hatalı yaptılar. Bu sefer hiç uçuramadılar. Hadi diğeri en azından havalanmış kaybolmuştu. Ya arkadaş bu hiç kanadını kaldıramadı.
Ardından da seçim geçip, oy verdik ne oldu bu uçak işi diye soran olmayınca öyle kaldı.
***
O afişlerin her yere asıldığı yıllarda, Ergenekon ve Balyoz davalarını, Yunanlıların adaları işgal etmeye başlamasını, açılım süreci adı altında yaşananları, devletin gelir getiren kurumlarının satılmasını, yanlış tarım politikalarını, üretim yerine tüketimin özendirilmesi gibi yanlışları eleştiren yazarlara "Sizin gibi Ergenekoncular konuşur AK Parti yapar" deniyordu.
Haa... Haklarını yemeyelim. Cidden biz eleştirirken çok iş yaptılar. Ergenekon'da savcı, milliyetçilik konusunda umursamaz oldular. Cumhuriyet tarihinde görülmemiş bir şekilde kadrolaştılar. İslâmın önem verdiği liyakat ve ehliyeti çöpe attılar.
Ülkesini seven, yalakalık yerine gördüğü yanlışı dile getiren, adaleti, ekonomiyi, dış politikayı özellikle Suriye politikasını eleştirenleri dinlemediler. Tüm olumlu eleştirilere kulak asmadılar ve doğru bildikleri yanlışlarında ısrar ettiler.
***
Parlamenter sistem ayak bağı oluyor dediler. Ne yapıp ne edip kaldırdılar.
Hani Cumhurbaşkanlığı Sistemi'nde Türkiye şahlanacak, uçacaktı. Aksine ülkede enflasyon coştu, döviz kurları rekor kırdı. Her şey eskisinden artık çok daha pahalı.
İktidara geldiklerinden bu yana mirasyediler gibi davrandılar; fakat asla sorumluluk kabul etmediler. Olumlu her işi kendilerine alıp, olumsuzları başkalarının üzerine attılar.
İşte TOGG fabrikasının temel atma töreninde; bu attıkları sloganlarla yukarıda saydığım icraatları aklıma geldi.
Eh, yerli otomobil umarım hayırlı olur.
Ama lafla peynir gemisi yürümez, araba üretmekle de dünya lideri olunmaz. Bu gerçeği idrak etmekte fayda var.
HAYIRLI OLSUN
Adalet Yürüyüşü başlattığında önce dalga geçtiler.
Hatta Cumhurbaşkanı yürüyüşle ilgili, gidilen yolun Kandil ve Pensilvanya'nın yolu olduğunu söyledi.
Fakat anket sonuçlarında "Adalet Yürüyüşü"ne her kesimden destek gelince, "Biz izin verdiğimiz için yürüyorsunuz" ve "Hükümet lutfetti yürüyorsunuz" demeye başladılar.
***
Bu olayla birlikte CHP, yıllar sonra ilk kez gündemi belirlemiş ve uzun süre gündemde kalmaya devam etmişti. Tabiî bunda Ankara'dan İstanbul'a günlerce süren yürüyüşün de etkisi vardı. İşte o günden bugüne Kılıçdaroğlu stratejik olarak büyük işlere imza attı. 15 milletvekilini CHP'den istifa ettirip İYİ Parti'ye geçirerek oyun kurdu. Kıyı köşede bir belediye başkanı diye küçümsenen İmamoğlu'nu eleştirilere rağmen aday göstererek İstanbul'u kazandı. Deniyor ki; 2 yıl boyunca İmamoğlu'nun icraatını takip etmiş. Sadece oda değil; İmamoğlu gibi Mansur Yavaş ısrarında da haklı çıktı. Görüyorsunuz Yavaş, icraatları ile örnek olan bir belediyecilik sergiliyor.
***
Tabii hakkını vermek lâzım. Beylikdüzü dışında pek tanınmayan İmamoğlu da üstüne düşeni yapmış ve bütün peşin hükümleri yıkmıştı. İnsanları germedi, kutuplaştırmadı, her kesimi kucakladı ve kendisini sevdirdi. AK Parti idarecilerinin ısrarla söylediği "CeHaPe zihniyeti!" eleştirilerini yerle bir etti. Seçim sonuçları açıklanmaya başladığı andan itibaren de sabaha kadar sakinliğini korurken "Kimsenin hakkını yemem ama kimseye de hakkımı yedirmem!" diyerek "başına vur ekmeğini al" türünden biri olmadığını gösterdi. Kendine oy veren seçmenin hakkına da sahip çıktı.
***
İşte yerel seçimlerin ardından Kılıçdaroğlu, oyun kuran bir genel başkan olarak, rakipsiz olarak kongreye gidiyor ve CHP'ye tekrar Genel Başkan seçilecek. Bize de yeri geldiğinde eleştirdiğimiz Kılıçdaroğlu'na şimdiden hayırlı olsun demek düşüyor.