Kosova kararı açıklandı!Birleşmiş Milletler Uluslararası Adalet Divanı, Kosova’nın bağımsızlık ilan etmesinin uluslararası hukuka aykırı olmadığına hükmetti.
Sırbistan’dan 17 Şubat 2008’de bağımsızlığını ilan eden Kosova’yı şu ana kadar aralarında ABD, Türkiye ve çoğu AB ülkesinin bulunduğu 69 ülke tanıdı.
Mahkemenin bağlayıcı niteliği olmayan, görüş açıklaması niteliğindeki kararını açıklayan Mahkeme Başkanı Hisashi Owada,
"uluslararası hukukun,bağımsızlık ilan edilmesine yönelik yasak içermediğini" söyledi.gazetevatan.comNATO GENEL SEKRETERİ RASMUSSEN KOSOVA'DA
Tarih:2010-05-21
NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen, Kosova'da barışın garantisi olan NATO'nun, ülkede yaşayan herkesin güvenliğini korumakta kararlı olduğunu belirtti.
Aralarında NATO Askeri Komitesi Başkanı Amiral Gianpaolo di Paola ve Napoli'deki Ortak Mütteffik Kuvvetler Komutanı Amiral Mark Fitzgerlad'ın da yer aldığı Nato Konseyi heyetine başkanlık yapan NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen, Kosova'da görev yapan uluslararası barış gücü KFOR'a 1 günlük incelemelerde bulundu. İncelemeler çerçevesinde yaptığı temasların ardından Priştine'deki KFOR karargahında düzenlenen basın toplantısında kameraların karşısına çıkan Rasmussen, Kosovalılara, NATO'nun
güvenlik ve istikrarı korumayı sürdüreceği taahütünde bulundu.
Kosova'da güvenlik durumu olumlu olarak niteleyen NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen, NATO'nun Kosova'da görev yapan askerler sayısında azalmaya gidileceğini de açıkladı. KFOR'daki asker sayısının, siyasi ve askeri değerlendirmelere bağlı olarak azaltılacağına dikkat çeken Rasmussen, "Şu anda görevdeki 10 bin asker sayısı, yıl sonuna kadar 5 bin 700'e inebilecek. İlk aşamada, asker sayısını 10 bine indirdik, ikinci aşamada ise bu sayıyı 5 bin 700' e, üçüncü aşamada da 2 bine indirmeyi planlıyoruz" şeklinde konuştu.
- İm (Kod): Tümünü seç
http://www.haberflash.com/haber18141.html
Amerikan bayrağıyla bağımsızlık olmazSözde bağımsızlığın ortak bayrağı: ABD bayrağı
21. yüzyılda bağımsızlığını tanımış üçüncü devlet ortaya çıkıyor: Kosova.
Diğer iki devlet mi? İlki Timor’du. ABD Başkanı Clinton’un da katıldığı bir törenle bağımsızlığını ilan etmişti.
İkincisi Karadağ. Sırbistan-Karadağ federasyonundan ayrılmıştı.
Üçüncüsü ise Kosova oldu.
Yine bilindik görüntüler. Kosovalıların elinde ABD bayrakları. Neredeyse kendi ülkelerinin bayrağından çok bu bayrağı dalgalandırıyorlar.
Kosova’nın bağımsızlığını tanımak ne kadar doğru? Bu soruyu yanıtlamak için önce bu doğrunun altını bir çizelim: Son 15 yılda bağımsızlığını ilan eden ülkelerin neredeyse tümünde ABD bayrakları dalgalanıyor. Sıralayalım bir:
Çekoslovakya ikiye bölündü Çekler ve Slovaklar... Sovyetler dağıldı. Baltık’ta Estonya, Letonya, Litvanya kuruldu. Doğu Avrupa’da ise Beyaz Rusya, Ukrayna ve Moldova. Bu ülkelerden bir tek Beyaz Rusya’da ABD hakimiyetinden bahsedemezsiniz.
Kafkaslar’da Gürcistan, Ermenistan ve Azerbaycan kuruldu. Gürcistan’daki turuncu devrim dün gibi hafızalarımızda. Ermenistan zaten hep Amerikancı oldu.
Yugoslavya ise NATO uçaklarının attığı bombalarla adım adım bölündü. Önce Slovenya ve Hırvatistan. Sonra Bosna-Hersek. Makedonya. Son olarak da Karadağ. Şimdi bu devletlere bir de Kosova eklendi.
Ama tüm bu devletlerin ortak noktasını hatırlatalım: Bağımsızlık kutlamalarında ABD bayrakları dalgalandı...
Yugoslavya: Öncesi ve sonrası. Sırada Voyvodina var...
Uyduruk devletin uyduruk bağımsızlığının uyduruk bayrağıTabii haksızlık etmeyelim. Bir de Kosova bayrağı hazırlamışlar: Altı yıldız ve bir Kosova haritası.
Şimdi bu bayrağı görünce gülümsemeden edemedik. Bayrak dediğiniz tarihsel bir simgedir. Gerek renkleriyle gerekse üzerinde bulunan simgelerle bir milletin tarihsel geçmişini yansıtır.
Ama Kosova bayrağına bakıyorsunuz. Altı yıldız… Tarihsel bir simge mi? Hayır. AB’yi simgeliyormuş.
Bir de harita. Açıkçası ilk kez üzerinde bir harita bulunan bir bayrak görüyoruz. Kosovalılar, devlet sınırlarını bayraklarına yerleştirmişler. Bu sınır tarihsel bir sınır olsa anlayacağız. Hayır. 1999’da NATO bombardımanlarının başlamasıyla birlikte fiilen ilan edilen Kosova özerk bölgesinin sınırları. Tarihsel değil tamamen duygusal!..
Bayrağın uydurukluğu, yanında sallanan diğer bayraklarla da belli oluyor.
Meydanlarda daha çok Arnavutluk bayrağı var. Tabii bir de ABD...
Kosovalıların bayrakları kadar “bağımsızlık” mücadeleleri de uyduruk. Kosova tarihinin hiçbir döneminde bağımsız bir ülke olarak yaşamamış. Kosova diye bir prenslik, bir şehir-devleti bile yok. Zaten Amerikancı basınımız bir Kosova tarihi vermek zorunda kalınca, bağımsızlık mücadelesini 1968’e kadar geriye götürebiliyor. Neymiş efendim, 68’de Kosova’nın bağımsızlığı için gösteriler olmuşmuş... Bilemiyoruz oldu mu olmadı mı. Ama bu bağımsızlık gösterilerinin bir zemininin olmadığı Yugoslavya’nın emperyalizm tarafından parçalandığı 1991’e kadar bir daha tekrarlanmamasıyla ortada.
Kosova kadar uyduruk ki, milli marşları bile “milli” değil: AB’nin marşını seçmişler: Beethoven’ın “Neşeye Övgü”sü.
AKP Amerikancılıkta bir numara: Kosova’yı ilk biz tanıdık!Tabii Kosova’nın bağımsızlığını ilan etmesiyle birlikte, bu ülkenin bağımsızlığını tanıyacak ülkelerin kimler olacağı tartışılmaya başlandı. Kosova’yı tanıdığını ilk ilan eden Afganistan oldu. Yani ABD’nin Asya’daki güvenilir stratejik müttefiki. Siz bunu fiili eyaleti olarak anlayın tabii!
ABD ise ikinci oldu. Tabii ABD’nin tanıması anlamsız. Aslında tüm bu süreci başlatan kendileri: ABD Başkanı Bush aylar önce, Temmuz 2007’de Kosova’ya bağımsızlığını ilan etme çağrısında bulunmuştu.
Türkiye ise üçüncü sırada yer aldı. Bronz madalya bizim yani...
Ancak AKP’liler Afganistan’la yaşadıkları Amerikancılık yarışında geri kalmış olmanın verdiği panikle başka bir atak yaptılar ve Kosova Devlet Başkanı’na bağımsızlıklarını tanıdığımıza dair resmi yazıyı ilk veren ülke olmayı başardılar!
Ve AKP’li medyamız Kosova’nın bağımsızlığının ne kadar hayırlı olduğunun propagandasına başladı.
Önce bir
Osmanlı vizyonundan bahsedilmeye başlandı.
Neymiş efendim, Kosova bizim tarihsel etki alanımız içindeymiş. Osmanlı vizyonunun etkisiyle Kosova’ya sahip çıkmamız lazımmış.
AKP’li strateji “deha”larının strateji konusunda çok fazla “deha” olmadığını biliyoruz. Yaptıkları Pentagon’da belirlenen Amerikancı stratejileri tekrar etmekten ibarettir. Ama Amerikancılıklarını bir şekilde kamufle etme konusunda oldukça “yaratıcı” olduklarını teslim edelim.
Osmanlıcılıkla Amerikancılıklarını gizlemeye çalışıyorlar. Bu bize Birinci Dünya Savaşı’ndaki İttihatçıları hatırlattı. Onlar da Osmanlıcıydı, Balkanlar’dan Mısır’a, Kafkaslar’dan İran’a Osmanlı’nın eski sınırlarını yeniden yaratmaktan bahsediyorlardı. Tabii o zamanki İttihatçı “vizyon” Almancılıklarını örtbas etmek içindi.
İttihatçı “vizyon”un bedeli ağır oldu. Anadolu’nun bile yarısını kaybettik. Güneyimizde bir Kürt devletinin kurulmasının tartışıldığı günümüzde, AKP’nin Osmanlıcı “vizyon”u bizi benzer bir sonuca ulaştırır mı sizce?
Osmanlıcı medyamız öyle bir yayın yaptı ki sanırsınız Kosovalılar ellerinde Türk bayraklarıyla gösteri yapıyorlar! Hayır, bin kere hayır! Ellerinde ay-yıldız değil, ABD’nin 50 yıldızlı bayrağı var.Zaten Kosova Müslüman olmakla birlikte kesinlikle Türk değil. %90’ı Arnavut. Türk azınlık ise Sırplardan bile az: %4.
Yani Kosova’nın bağımsızlığını kazanması bölgedeki Türklere bir şey kazandırmıyor. Her ne kadar Kosova’daki Türk dernekleri artık ikinci sınıf vatandaş olmaktan kurtuldukları açıklamasını yapsa da, bu derneklerin ülkedeki Türkleri değil, Amerikancı Türkleri temsil ettiğini söyleyelim.
TESEV Türkleri ne kadar temsil ediyorsa, o dernekler de Kosovalı Türkleri o kadar temsil ediyor. Kosovalı Türklerin de
Türk bayrağı değil ABD bayrağı salladıklarını da burada ekleyelim.Tabii AKP Osmanlı “vizyon”undan bahsederken yalnızca Türk milletini kandırmaya çalışmıyor. Bir yandan da Osmanlı propagandası yapılmış oluyor. Osmanlıcılığın bu millete kabul ettirilmesi demek, Türklüğün ve milliyetçiliğin unutturulması demektir. Yani, burada esas amaç Kosova konusunda Türk milletini yanlış yönlendirmekten de öte, Türk milliyetçiliğini zayıflatmaktır.
Kosova sayesinde Kıbrıs bağımsız olur mu?Stratejistliği Türk milletini aldatma sanatına dönüştürenlerin bir başka senaryosu ise Kosova’nın bağımsızlığının KKTC’nin bağımsızlığı için emsal oluşturacağı, bu yüzden desteklenmesi gerektiği.
İlk başta kulağa ne kadar hoş geliyor değil mi?
Hele hele Kıbrıs Rum Kesimi’nin Kosova’nın bağımsızlığına karşı çıkması da bu söylenenleri adeta destekliyor.
Ama durun bir dakika... Bu tezler kimler tarafından savunuluyor biliyor musunuz? Annan’cılar tarafından. Yani yıllardır KKTC’nin bağımsızlığını değil de Annan Planı çerçevesinde Türk-Rum ortaklığını savunanlar tarafından! Gören de KKTC’nin bağımsızlığı için yürekleri yanıp tutuşuyor sanacak.
Görüyor musunuz Amerikancılık adamı ne hallere düşürüyor. Yıllardır karşı çıktığınız KKTC’nin bağımsızlığını bile savu-nur hale geliveriyorsunuz.
Kosova’yı tanımayanlar da var...Kosova’nın bağımsızlığını tanımayan ülkeler de var tabii ki.
Örneğin İspanya... Bask bölgesinin bağımsızlığına örnek oluşturacağı endişesiyle.
Azerbaycan… Dağlık Karabağ bölgesindeki Ermeniler için örnek olur diye.
Romanya ve Slovakya... Ülkelerinde Macarların çoğunluğu oluşturduğu bölgelerin de aynı şekilde bağımsızlığını ilan etmesinden korkuyorlar.
Moldova... Rusların çoğunlukta olduğu Transdinyester özerk bölgesinin tek taraflı bağımsızlık ilan etmesinden çekiniyor.
Gürcistan da Osetya ve Abhazya bölgelerinin Kosova’yı örnek almasını istemiyor.
Peki Türkiye? Basında birkaç çatlak ses çıktı: Kürt Devleti için de emsal oluşturur mu diye... Strateji “deha”larımız ise hemen susturdu onları: Kosova ile Kürt Devleti arasında en ufak bir benzerlik yokmuş. Kosova’da bir ABD-Rus çatışması varmış. Ama Kuzey Irak’ta ise yokmuş.
İşte klasik mandacı görüş. Bu görüşe göre, dünya büyük emperyalist güçler arasındaki çatışmalara sahne olmaktadır. Türkiye gibi ülkeler de bu çatışmalarda da tavır almalı, bir ülkeden yana taraf olmalıdır.
Dünyada yaşanan tüm dış politika olaylarını da emperyalist ülkeler arasındaki çelişmelere bağlarlar.
Doğru, kimi bölgelerde
ABD’nin ve Rusya’nın emperyalist çıkarları çatışabilir. Örneğin Kosova’da da Rusya ABD’nin Balkanlar’daki etkisinin artmasından endişe duyduğu için Kosova’nın bağımsızlığına açıkça karşı çıktı. Ama Putin’in verdiği örnek, Rusya’nın emperyalist kimliğini de deşifre etti kaçınılmaz olarak: “Kosova’yı tanımak üzere olan ülkeler. 40 yıldır niye KKTC’yi tanımıyorsunuz!”
Amerikancı basınımız Putin’in bu açıklamalarını manşetlere taşıyarak mandacılıklarına devam ettiler. Yani demek istediler ki, Kosova’nın bağımsızlığına karşı çıkıyorsan, Rusya’nın yanındasın. Yani ya ABD’nin yanındasın ya da Rusya’nın. Ancak biz Putin’in açıklamasına bir başka boyutuyla bakmak istiyoruz. Avrupa ülkelerini KKTC’yi tanımadıkları için fırçalayan Rusya, acaba kendisi tanıdı mı KKTC’yi? Adama sormazlar mı, peki sen niye yıllardır tanımıyorsun diye?Ve Putin açıklamalarını sürdürmüş: “Biz de Gürcistan’daki Osetya’nın ve Abhazya’nın bağımsızlığını tanırız.”
İşte emperyalist ilke! Daha doğrusu ilkesizlik. Ortada bir ilke olsa ya bu tür bağımsızlıklara hep karşı çıkarsın ya da hep desteklersin. Kosova’dakine karşı çıkıp Abhazya’dakini desteklemek olur mu? Aynısını da AB ve ABD yapacak. Rusya’nın etki alanının genişletecek bağımsızlıklara karşı çıkacaklar. Kendi etki alanlarını genişletecek bağımsızlıkları ise her zaman destekleyecekler. Hatta körükleyecekler.
Peki emperyalistlerin ilkesi buysa, yani kendi çıkarlarını korumaksa bizim gibi mazlum ülkelerin ilkesi ne olmalı?
Antiemperyalist olmak.
Yani emperyalistlerle ezilenlerin çıkarlarının her zaman çatıştığını bilmek.
Yani bakacağız, emperyalizm bir bağımsızlığı destekliyorsa, emperyalizmin hayrınadır, karşı çıkacağız.
Emperyalizm bir bağımsızlığa karşı çıkıyorsa, emperyalizmi aleyhindedir. Destekleyeceğiz.
Türkiye’nin bağımsızlığına karşı çıkanlar Kosova’nın bağımsızlığını niye savunuyor?Emperyalistler bugün bağımsızlık kelimesinin kutsallığını kullanıyorlar. Kulağa hoş geliyor tabii: Bağımsızlık. Yıllardır bu ülkede antiemperyalistler “Bağımsız Türkiye” diye slogan atmadı mı?
Ama yıllardır bağımsızlığı savunmak çağdışıdır diye Amerikancı propaganda yapanların Kosova’nın bağımsızlığını ayakta alkışladığını görüyoruz.
Öyleyse Türkiye’nin bağımsızlığıyla Kosova’nın bağımsızlığı arasında bir fark olmalı: Milliyetçilik başka etnikçilik başka.
Etnikçilerin bağımsızlığı işbirlikçidir. Osetya’daki etnikçi Rusçuyken Slovakya’daki AB’ci. Kosova’daki ise Amerikancıdır. Ve bölücüdür. Ulus-devletleri parçalar.
Dünyada hiçbir devlet tek bir etnik unsur tarafından kurulmamıştır. Hemen her ülkede farklı etnik gruplar bir arada bulunur. Çünkü sınırlar etnik özelliklere göre değil, tarihsel ve kültürel geçmişlere göre belirlenir.
Milli kimlikler de etnik ve ırksal özelliklere değil, tarihsel ve kültürel geleneklere göre oluşur. Ancak emperyalizm özellikle Sovyetler’in dağılmasıyla birlikte etnik milliyetçilik propagandasına başladı. Bu propagandanın Yeni Dünya Düzeni’nin ortaya çıkışıyla aynı döneme gelmesi bir tesadüf sayılmamalı.
Yeni Dünya Düzeni, aslında Sovyetler’in yıkılmasının ardından Sovyet etkisindeki ülkelerin kapitalist-emperyalist sisteme katılması demekti. Kapitalizmi kabul ettirme kimi ülkelerde kolaylıkla gerçekleşti. Sovyet güdümündeki Romanya, Bulgaristan, Macaristan gibi ülkeler kapitalizme sorunsuz geçtiler. O yüzden bu ülkelerde emperyalizm etnik bir bölünme-parçalanmaya ihtiyaç duymadı.
Ancak
Yugoslavya bambaşka bir örnek olarak Batının karşısında duruyordu. Yugoslavya öncelikle Tito döneminde Sovyetler güdümüne girmeden bağımsızlığını savunan bir sosyalizm anlayışına sahip olduğu için farklı bir toplumsal yapı oluşturmuştu. Bu yapı da Sovyetler’in dağılmasıyla kapitalizmi kabullenmektense sosyalizmde direndi.
O dönemki Yugoslavya’nın lideri Miloseviç de sosyalizmde ısrar ediyordu. Yani Yugoslavya bir bütün olarak kapitalizme “sorunsuz” geçişi kabul etmiyordu.
Emperyalizm bunun üzerine etnik kartını oynamaya başladı. İlk aşamada Hırvatistan ve Slovenya Yugoslavya’dan koparıldı. Bu durum Yugoslavya’daki bütün etnikçi akımların bir anda yükselmesiyle devam etti. Artık ortada bur Yugoslav kimliği kalmamıştı.
Sırpçılık, Boşnakçılık, Hırvatçılık vs. çığ gibi büyüdü. Böylece son on yılda eski Yugoslavya’dan geriye yedi ülke kaldı: Sırbistan, Karadağ, Bosna Hersek, Slovenya, Hırvatistan, Makedonya ve son olarak Kosova. Bunlara Sırbistan’ın kuzeyindeki Voyvodin bölgesinin de ekleneceği söyleniyor.
Bugün Kosova
yarın Kürdistan...Kosovalılar sözde bağımsızlıklarını ABD bayrağıyla kutlamaktan çekinmedi. Kürtler de sözde bayraklarının yanından ABD ve AB bayraklarını ayırmıyor. Bu benzerlik sıranın hangi ülkede olduğunu göstermiyor mu?
Kosova’nın bağımsızlığının tanınması şüphesiz ABD’nin Balkanlar’daki hakimiyetinin artmasına neden olacaktır. Bu da
Türkiye’nin ulusal çıkarlarına aykırıdır. Aydın Doğan’dan Fethullahçılara Türkiye’nin bütün Amerikancı çevrelerinin “Yaşasın Bağımsız Kosova” sloganı atmasının nedeni budur.Ama bu gelişmelerin bizim açımızdan çok daha büyük bir bedeli var.
Kosova bilindiği gibi Sırbistan’a ait bir özerk bölgeydi. Sırbistan’ın ve Sırpların kesinlikle karşı çıkmasına karşın Kosova’da yaşayan 2 milyon Kosovalı Arnavutun isteğiyle bağımsızlığına karar verildi. Yani uyduruk bir referandumla bağımsızlık isteyen her tür etnik topluluğun bu isteğine ulaşabileceği Kosova örneğiyle dünyaya anlatılmış oldu. Bu açıdan Kosova’yı tanımak, bir referandumla bağımsızlığın kazanılabileceğini kabullenmek demektir.
Tabii bu durum ister istemez insanın aklına Kürt devletini getiriyor. Neden mi? Bugün dünyada Amerikan bayraklarıyla halay çeken başka kim var? Bir Kosovalılar. Bağımsızlıklarını kazandılar. Timorlular. Onlar da kazandı. Bir de Kürtler.
Kosova’nın tanınmasının ardından Kürt devletinin niye tanınmayacağına dair elle tutulur bir gerekçe sunamayan Amerikancılarımız bir başka gerçeği de gözden saklamaya çalışıyorlar: Kosova’nın yaşadığı süreçle Kürt devletinin yaşadığı süreç neredeyse birebir aynı. Kosova 1999’daki Yugoslavya’ya yönelik NATO operasyonundan beri NATO koruması altında bulunuyor. Yani sınırları fiilen emperyalizm tarafından belirlenmiş. Sırbistan’ın bölge üzerinde fiilen hiçbir gücü ve etkisi kalmadı.
Aynı şey Kuzey Irak’taki Kürt devleti açısından da geçerli. Kürtler 1991’den bu yana Irak ordusunun 36. paralelin kuzeyine çıkmasını engelleyen ABD sayesinde fiilen bir yönetim oluşturmuş durumda.
Ve Kuzey Irak’ta da bir referandum yapılsa en az Kosova kadar bağımsızlık taraflısı oy çıkar.Bu gelişmeler emperyalizmin planları açısından da tutarlı. Yeni Dünya Düzeni (YDD) 90’ların başındaki projeydi. Temel hedefi Eski Sovyet etki alanını yani Doğu Avrupa ve Balkanlar’ı kapitalist sisteme eklemleyip emperyalist tahakküm altına almaktı.
Büyük Ortadoğu Projesi ise sisteme katılmamış Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerini kapsıyor. Yani YDD’nin kaçınılmaz devamı.
Kosova işte bu YDD’nin gayrimeşru çocuğudur.
YDD nasıl ki
Yugoslavya’yı parçalayıp bölmüşse, BOP da Ortadoğu için aynı yazgıyı çizmektedir. Türkiye de bu sürecin içindedir. Süreç kesintisiz devam ederse, Kuzey Irak’taki Kürtlerin Kosova’yı emsal gösterip bağımsızlık ilan etmesi kaçınılmazdır.
Kosova’daki gösterilerin bir benzerini bu sefer Erbil’de (ya da Kerkük’te) göreceğiz: AB ve ABD bayraklarıyla yan yana Kürt devletinin uyduruk bayrağı.
Kürt bayrakları önce Kosova, sonra Arnavutluk bayrağı olacakPeki ya Arnavutluk bayrakları?
Bilindiği gibi Kosova’nın çoğunluğunu Arnavutlar oluşturuyor. Her ne kadar bağımsızlıklarını “Arnavutluk’la birleşmeyecekleri” şartıyla almış olsalar da, çok değil bir 10 yıl içinde Arnavutluk’la birleşmelerine kesin gözüyle bakılıyor.Bağımsızlık kutlamalarında Kosova bayrağından çok Arnavutluk bayrağının kullanılmış olması bu niyetin bir göstergesi. Dün hukuken var olmayan bir ülke uyduruk bir referandumla varlığını kendi kendine nasıl belirlediyse, bugün hukuki olmayan bir birleşme yarın Kosova’da yapılacak bir başka uyduruk referandumla gerçekleşebilir.
Peki Kürt devletinin Arnavutluk’u neresi olacak? İşte burası biraz farklı. Önce Kuzey Irak’taki Kürt devleti ilan edilecek. Ardından Türkiye ve İran’daki Kürtler Kuzey Irak’taki Kürt devletine katılmak isteyecekler. Yani Kosova bayrağının yerine yarın Kürt bayrağını koyun. Bir sonraki gün ise Arnavutluk bayrağının yerine…
Önlem almazsak kendimizi Sırplar gibi Amerikan büyükelçiliklerini taşlarken bulabiliriz. Ama çok geç olur.Özgür ERDEM